hesabın var mı? giriş yap

  • çok doğru tespit. beni ağlatmıştır, sabahtan beri hesap yapıyorum, o parayla kaç aç insan, kaç aç kedi, kaç aç köpek doyar diye. sinirden hesap karıştı, benim matematiğim çok iyiydi lan eskiden, ona ağlıyorum şu anda.

  • ''gökyüzüne bakan fotoğraflı parti liderlerine sesleniyorum: biz aşağıdayız... ''

  • takımın trabzonspor hakkında tek bir entrym yokken beni bu başlığa yazmaya iten şey nedir bilmiyorum.

    ersun hoca takımın başına geçmiş, takım ligde ve avrupada iyi sonuçlar alıyoruz, iki maç kazanınca tüm trabzonsporlularda olduğu gibi erken gelen "lan acaba bu sene şampiyon olur muyuz?" düşüncesi, sırada beşiktaş maçı, hakederek kaybediyoruz, "en azından beşiktaşa yenildik" tesellisi hakim oluyor. biz olamazsak siz olun şampiyon, daha şimdiden hakettiniz. ruhunuz güzel, takımınız güzel, kaleciniz forvetiniz güzel, teknik direktörünüz şahane, bi tek başkanı çözemedim ama diğerlerinden iyidir kanaatimce.

    ruşen amcanın oğlu sedat'ın güzel ve başarılı nişanlısı gibisin beşiktaş, herkes taktir ediyor, ben sedat'ı kıskanıyorum..

  • genel kanı, erkeklerin kadınlardan daha çok hormalası yönünde. peki bu doğru mu?

    insanlar uyuduğunda, boğazımız etrafındaki kaslar gevşer ve hava yolunun daralmasına sebep olur. bu rahatlama sırasında damağın arkadaki yumuşak kısmı, küçük dil, nazal bölgedeki parçalar ve dil kökü gibi yumuşak dokular çok fazla gevşediğinde ve bölgesel olarak hava yolunu tıkadığında "horlama" meydana gelir. vücut normal bir şekilde nefes almaya çalışırken, kişinin boğazında biriken basınç buradaki yumuşak dokuların titremesine sebep olur. havayolu ne kadar tıkanırsa horlamanın şiddeti de o kadar artar.

    kadın ya da erkek, bir insanın horlama ihtimalini belli başlık faktörler arttırır. mesela, yaşla birlikte azalan kas elastikiyetiyle birlikte horlama şiddetini arttırabilir. buna benzer şekilde, normalin üzerinde kiloya sahip kişilerde boyun bölgesindeki yağ dokularıhava yoluna belli bir basınç yapar. soğuk hava, burun tıkanıklığı, sigara içmek ve alkol kullanımı yine hava yolunun daralmasına ve horlama ihtimalinin artmasına sebebiyet verir. keza yatma pozisyonu da bu ihtimalin artmasına sebebiyet verir, mesela yüzükoyun yatmak horlama ihtimalini arttırır.

    yeri gelmişken şunu da söylemekte fayda var; dilin hava yolunu bloke etmesi mümkün olsa da, genel kanının aksine, dilinizi yutmanız imkansızdır, sıkışır kalır sadece. jeneralize tonik klonik nöbet geçiren insanlarda bile dil tıkanıklığını gidermek için yapmanız gereken şey, onları yan yatırıp yerçekiminin geri kalanı yapmasını beklemek. ayrıca söz nöberlerden açılmışken bir başka uydurma şeyi de düzeltelim; hiçbir zaman nöbet geçiren birisinin ağzına elinizi koyup veya başka bir şey koyup engellemeye çalışmayın. bunu yaptığınız için daha sonra size teşekkür etmeyecekler. hatta bunu durumlarda bu kişiler, dillerini yutmasınlar diye ağızlarına koymaya çalıştığınız şeyi yutup boğulabilirler bile.

    neyse konumuza geri dönelim, erkekler gerçekten kadınlardan daha fazla horluyor mu? horluyorsa neden? araştırmadan araştırmaya değişse de, genel kanıyla paralel bir şekilde, sayılar erkeklerin daha fazla horladığını söylüyor. her 3 erkekten 1'i horluyorken, her 5 kadından yalnızca 1'i horluyor. peki bunu ne belirliyor? horlama sıklığı, alkol kullanımı, yağ dokusu konsantrasyonu gibi potansiyel farklılıkların yanı sıra, biyolojik faktörlerde işin içine giriyor. bu faktörlerin neler olabileceği konusunda da birkaç teori var.

    muhtemelen bugüne kadar sıklıkla okumuş olduğunuz bir teori ile başlayalım; erkeklerin gırtlağı kadınlara göre boğazın daha alt kısımlarında bulunuyor ve daha fazla alan yaratıyor. teori de şunu iddia ediyor, eğer bir erkeğin dili uyurken o boşluğa doğru kayıyorsa hava yolunun bir kısmını bloke ediyor ve horlama titreşimini yaratıyor. kadınlarda ise bu alan dar olduğu için dil oraya kaçtığında hava yolunun tamamını kapatıyor ve horlamak yerine uyanmalarına neden oluyor. ama dediğimiz gibi, bu yalnızca bir teori.

    bununla birlikte, erkekler uyku apnesi ve hypopnea denilen solunum aktivitelerinin iyice yavaşlaması durumlarına kadınlardan daha çok eğilimlidir. vakaların %84'ü hava yolunun tıklanması sonucunda oluşur. bu nedenle, daha iddialı bir teori, horlamanın dilden ziyade farinks mekaniği ile alakası olduğunu ileri sürer. farinks ise yutak demektir. özellikle erkeklerin yutakları kadınlara göre daha geniş olduğundan, yatma esnasındaki hava yolu boyutunun değişimi (ayaktayken vs yatarken) daha belirgindir. ayrıca, erkekler de kadınlar da yaşlandıkça üst hava yolu boyutları daralır, erkeklerin bu daralması da daha hızlı olmaktadır. buna ek olarak, erkekler kadınlara kıyasla, akciğer hacmine oranla yutak büyüklüğünde büyük değişimler yaşarlar. bu sebeple erkekler kadınlara göre, horlamanın yanı sıra uyku apnesine de daha çok eğilimlidirler, özellikle yaşlandıkça.

    kaynakça:
    1) yaş, cinsiyet obezite ve duruşun üst hava yolu boyutuna etkileri
    2) sağlıklı kadın ve erkeklerde yutak boyutu ve mekaniği
    3) erkekler kadınlardan daha fazla horlar mı? / kaynak 2
    4) horlama ve uyku
    5) horlama hakkında bilmediğiniz 10 şey
    6) horlamayı nasıl durdurabiliriz?
    7) uyku apnesi

  • aslında theraphosidae ailesine ait tüm örümcekler için kullanılan genel ad. theraphosidae ise eski yunanca kökenli olup canavar, yabani yaratık anlamına gelir. günümüzde birçok avrupa dilinde ise kuş örümceği (bird spider) şeklinde karşılığını bulmuştur. bu ad 18. yüzyılda yaşamış olan alman ressam maria sibylla merian'ın bir güney amerika gezisi sırasında resmettiği kuş yiyen bir örümcekten ileri gelmektedir. almanca konuşulan ülkelerde halen theraphosidae ailesi kuş örümceği (vogelspinne) olarak adlandırılır. tabi aslında kuşlar tarantulaların diyetinde en son sıradadır ve zor zamanlarda tesadüfi olarak kuş avlarlar.

    zehirlerinin şiddeti türlerine göre çeşitlilik gösterir. örneğin brachypelma ve grammostola cinslerine ait türlerde zehrin gücü düşükken poecilotheria cinsinin bireylerinde bu zehir oldukça güçlüdür. bunda zehirdeki nörotoksin miktarının fazlalığı etkilidir. düşük zehirde sadece uzun sürmeyen ağrılar ve uyuşma görülürken bir poecilotheria tarafından ısırıldığınızda dehşet bir ağrı, morarma ve uyuşmanın yanında nörotoksin etkisiyle 3-5 gün kafanız güzel de gezeblirsiniz.

    ancak sanılanın aksine ölüme yol açan bir zehir -alerjiniz yoksa- söz konusu değildir. çeşitli filmlerde bir canavar gibi gösterilen bu hayvanlar aslında son derece naiftirler. hatta çok komiktir ki 1955 yapımı "tarantula" adlı filmde bir canavar olarak gösterilen tür aslında "brachypelma smithi"dir ve en sakin tarantula türüdür. şahsen ben rahatlıkla elime alıp onu kolumda bacağımda gezdirebiliyorum.

    sözü uzatmadan ayrıca belirtmek isterim ki, yoğun iş temposu nedeniyle içindeki hayvan sevgisini bir türlü tatmin edemeyen çağdaş insanımız için tarantulalar mükemmel birer pet hayvandır. çünkü ortam koşulları ve yemleme adına sizden periyodik bakımlar haricinde bir şey istemez. karnını bir günde güzelce doyurursunuz ve artık 3 ay boyunca bir şey yemese de gül gibi yaşar.

    onların hayatına şahit olmanın keyfini de yaşamadan bilemezsiniz. sadece oldukları yerden hareket etmeleri, yürüyüşlerindeki ve avlanışlarındaki estetik size yetecektir. her sabah mıntıka temizliğini yapar, avından kalan artıkları paketleyip teraryumunun bir köşesine bırakır.

    kısacası güzel hayvanlardır, kedi köpek gibi yalaka değildir, sadakat, zeka gösterileri gibi olaylara girip insan taklidi yapmaz ve her zaman doğasını yansıtır. anlatmakla da bitmezler..

  • -bütün gece seni bekledim, nerdeydin sen ya?
    +öbür sevgilimin yanına gittim ahahahahahah
    -ahahahaha şapşal yhaaaaaa

  • başlık: 32 yaşındayım 1.51 boyundayım

    komando olmak istiyorum bilen birisi yardım ederse çok sevinirim.

    2. yarın gel mermi olarak başla.

  • o kadar kaliteli ki (henüz ilk yarım saatteyim) gözümün resmen altyazı aradığı dizi. hani boşta bulunup aaa türkçe konuşuyorlar demekten korkuyorum valla. ayrıca stranger things benzeri ya da değil, jenerik muazzam olmuş bence. helal!

  • ...

    -ikb (insan kaynakları'ndan burcu)
    -b (ben

    -ikb: evet, son olarak öyle bir şey söyleyin ki her şeyi unutalım (artık ne dediysem mülakatın ilk kısmında) sizi işe alalım? (bunu söylerken gözleri parlıyor, dahiyim ben yha:)) diyor içinden)
    -b: hmm.. büyük bir hipermarket zinciri olarak merkezinizin küçükbakkalköy'de olması sizce de ironik değil mi?
    -ikb: ... ??!?

  • dandik bir firmayla görüşmenin bir kısmı tamamlanmıştır. devamında,

    ik: akıcı yazıyor ama ingilizceniz ne seviyede?
    kedish: isterseniz ingilizce devam edelim.
    ik: eheheu yok benim pek iyi değil aslında da!
    kedish: (iç ses) -teallam sabrımı mı sınıyorsun!-