hesabın var mı? giriş yap

  • çok eğlenceli bir durum. size çocuklarıymış gibi davranıyorlar. arabanın arka koltuğunda yolculuk ediyorsunuz, canınız ne isterse o yapılıyor, ne çekerse o alınıyor.
    evlerinde de bir ayrıcalığınız var. en ağır misafirleri sizmişsiniz gibi davranıyorlar bazen, bazen de "oturmaya mı geldin, kalk da bi çay koy" rahatlığına evrilebiliyorlar. birbirleriyle kavga ettiklerinde "yeter la bi susun amk" diyebilecek kadar samimi arkadaşlarınız olan bir çiftin yanında üçüncüyseniz cidden çok eğlenceli. tavsiye ederim.

  • özellikle parasal rakamları gördükten sonra yaşadığım yerden şüphe ettiren yazıdır. günlük ortalama 200 euro nedir ya ne yapıyorsun sen her gün barda şişe mi açıyorsun. ortalama 120 kron nedir şehir içi ulaşım için, 20 krona metroya biniyorum ben stockholm'de.

    edit: yazarın isveç'te yaşadığına zerre kadar inanmıyorum. aklı sıra kanada'ya göç eden bir çiftin veda yazısı'na kontra yaparak debeye girecek çakal, yermiyiz bunları.

    edit 2: yazarın türkiye'de yaşadığının kanıtları kendi entrylerinden

    (bkz: #57756521)
    (bkz: #56927064)
    (bkz: #55637208)
    (bkz: #56617768)

  • ingilizce kursu hocasına "do you know how i met your mother?" diyerek kısa süren bir gerginliğe sebep olmak.

  • kolajen kolajen kolajen, neymiş bu kolajen?
    evet şurada (bkz: #82171902)söz verdiğim rehber yazıma bugün başlıyorum. kolajen nedir, ne işe yarar, nasıl üretilir, hangi tip kolajeni ne kadar tüketmeliyiz, hangi marka, neden pahalı, ne kadar sürede etki eder, bilimsel arka planı nedir?

    yazı kapsamlı olacağından bu entry'i zamana yayacağım, eklemeler olacak ilerde.

    sen kimsin kardeşim diyenler için peşinen söyleyeyim: doktor değilim. kolajen üretimini görmüş, bu işte bizzat çalışmış, bu konuda yapılmış onlarca bilimsel çalışmayı okuyup incelemiş kolajen tutkunu bir vatandaş diyelim.
    --------------------------------
    evet, çok teknik mevzulara mümkün mertebe girmeden bilal'e anlatır gibi başlıyorum.

    kolajen nedir?
    el-cevab: kolajen, bir proteindir. yalnızca insan ve hayvanlarda bulunur. vücudumuzda en çok bulunan protein tipidir aynı zamanda.

    ne işe yarar?

    el-cevab: vücudumuzu tutkal gibi bir arada tutar, cildimize yapı ve esneklik kazandırır. kemikler ve eklemlerdeki organik dokunun çoğunluğunu oluşturur. vücutta aklınıza gelmeyecek onlarca dokuda bulunur.

    kolajen takviyesi kullanınca ne faydasını göreceğim?

    saymakla bitmez inan. kolajen bulunan tüm doku ve organlarınıza iyi gelecek. ama en merak edilenleri söyleyeyim.

    1. güzellik faydaları
    cilt kırışıklıklarınız azalacak, cildinizin esnekliği ve nemi artacak. egzamaya karşı da etkilidir. saç dökülmesi azalıp saçlar güçlenecek, tırnaklarınız ise daha güçlü ve canlı olacak, daha hızlı uzayacak.

    2. sağlık faydaları

    eklem ağrılarınızda belirgin azalma olacak, kıkırdak ve kemik dokunuz güçlenecek.
    sporcuysanız kas ve performans gelişiminizi pozitif yönde etkileyecek. daha enerjik hissedeceksiniz.
    bcaa ve arginin içeriği özellikle yüksek. hidrolize bir protein olduğu için kana hızlı karışacak kas iyileşmelerini antrenman sonrası hızlandıracak.
    bağ dokularınızı güçlendirerek sakatlık riskinizi azaltacak.
    tendon, menüsküs sakatlıkları için de birebir. yara iyileşmesini de hızlıca sağlar.
    geçirgen bağırsak sendromuna da iyi geliyor çünkü bağırsaklarımız da yüksek oranda kolajenden oluşuyor.

    ne kadar sürede etki eder?

    bu kişiden kişiye göre değişir ama 1 ay sonunda ilk etkiler görülür, 3 ay aralıksız kullanım sonucunda zirveye ulaşır. bu söylediğim cilt, saç ve tırnak için.
    eklem, tendon, bağ doku ve kemik rahatsızlığı yaşayanlar kıkırdak dokuyu vs. güçlendirmek eklemleri iyileştirmek için 6-8 ay kullanabilir, bu bölgelerin metabolizması ağır işliyor, etkisi daha geç oluyor.

    kolajen takviyeleri nasıl üretilir?

    kolajen takviyeleri haliyle hayvansal kaynaklardan üretilir. sığır derisi, balık derisi ve kılçıkları, tavuk kemiği başlıca kaynaklardır. hayvanların kolajen yönünden zengin bu dokuları fabrikalarda toplanır, çeşitli yıkama temizleme işleminden sonra büyük kazanlarda yüksek sıcaklıklarda su ile parçalanır(hidroliz). ileri aşamada enzim ile daha da küçük amino asit zincirlerine ayrıştırılarak kurutulur, kolajen peptidler elde edilir. bunlara hidrolize kolajen, kolajen hidrolizat da denir, esasen protein tozudur aslında.

    besinlerden kolajen alamaz mıyım?

    alabilirsin ama çok zor. kolajenin faydalı olabilmesi için düzenli kullanım gerekiyor. kolajen yönünden zengin besinler neler? kelle paça çorbası, tavuk ve balıkların kılçık, deri ve kıkırdakları, ilikli kemik suyu vs. bunları düzenli bir şekilde tüketirim derseniz buyrun. yeterli miktarda kolajen alımı için bolca tüketmeniz lazım, bu da kalori ve kolesterol olarak sizi zorlar, kilo aldırır. tercih sizin.

    kolajen takviyesi neden gerekli, vücut kolajeni kendi üretmiyor mu?

    kolajeni vücudumuz kendi içinde sentezler, doğru. mamafih özellikle 30 yaşından sonra vücutta kolajen üretimi azalır. sonuç olarak azalan kolajen nedeniyle cildimizde kırışıklıklar, nem kaybı, eklem ve kemiklerimizde ağrı ve şikayetler meydana gelmeye başlar.

    peki ne yapmak gerekir? bu süreç durdurulabilir mi?

    bu süreç yaşlanma olarak tanımlanır ve maalesef durdurulamaz. ama yavaşlatılıp etkileri minimize edilebilir.

    kolajen takviyesi nasıl çalışır, gerçekten azalan kolajen yerine geçer mi?

    el-cevab: burası biraz karışık. teorik olarak cevap hayır, pratikte ise evet. nasıl mı?
    temel biyoloji bilgisi malum, yediğimiz besinler en küçük yapı taşlarına ayrılır daha sonra vücudumuzda ihtiyaca göre kullanılırılar.

    bu kural tabi ki kolajen için de geçerli. kolajeni vücudunuza beslenme yoluyla aldığınız vakit amino asitlerine parçalanıp, sindirim sisteminden geçerek kana karışır. kolajen artık serbest amino asitler veya kısa peptitler halindedir.

    peki bu kolajen parçacıklarından vücudumuz neden kolajen üretiyor da başka yerde kullanmıyor?

    burası net değil ama bilim adamlarının en yaygın teorisi: kolajen tükettiğimiz zaman vücudumuzda kolajen üretiminden sorumlu hücreler uyarılıyor, daha fazla kolajen üretmesi sağlanıyor.

    peki nasıl?

    bilim adamlarına göre kolajen peptidler kana karışınca beyne yanıltıcı sinyal gönderiyor: "vücudun kendi kolajeni yıkıma uğradı" şeklinde. bu mesajı alan vücudumuz daha fazla kolajen üretiyor.(isteyene bilimsel araştırma linklerini gönderebilirim)

    bir diğer yaygın kanaat ise kolajen yapımından sorumlu hücreler kolajen üretimi için hazır kolajen peptidleri görünce kolajen üretmeye daha meyilli oluyorlar. burayı biraz açmak istiyorum. tamam, vücut kolajen sentezini farklı amino asitlerden de gerçekleştirebiliyor. ama bu zaman ve enerji alan bir operasyon. farklı amino asitleri alacak, dönüştürecek, sentezleyecek uzun ve meşakkatli iş. siz kolajen için yapı taşlarını hazır olarak vücuda verdiğiniz zaman vücudunuz adeta size teşekkür ediyor. yormuyorsunuz onu, farklı amino asitleri dönüştürmek için uğraşmıyor ve haliyle daha rahat bir şekilde hazır kolajen parçacıklarından yeni kolajen sentezini gerçekleşiyor.

    bilimsel olarak nasıl gerçekleştiği kesin olarak açıklanamasa da tek bir gerçek var: kolajen takviyesi gerçekten işe yarıyor. zaten yüz yıllardır atalarımız tüm dünyada kolajen yönünden zengin besinleri boşuna tüketmemişler. kelle paça, kemik suyu benzeri yiyecekler sadece bizim değil tüm dünyanın mutfağında sağlık faydaları nedeniyle tüketile gelmiş.

    birçok bilimsel araştırma var faydaları ile ilgili. bunları geçiyorum. kolajen takviyesi kullananların yorumlarına baktığınızda zaten şüpheye yer kalmayacak. ingilizcesi olanlar amazon.com'da en çok satan 3-4 kolajen takviyesini kullanan binlerce farklı kişinin yorumlarına bakabilir.şu 3 tanesinin yorumlarına bakın mesela.1 23

    hap, toz, sıvı kolajenin farkı nedir?
    hepsi aynı kolajen. en başta belirttiğim gibi kolajen bir protein tozudur. sıvı ürünlere de ekleyebilirler, kapsüle de ekleyebilirler, doğrudan toz olarak da satışı olan bir ürün. ben olsam en ekonomik ve sağlıklı olan formu seçerim.

    peki bu hangisi?

    to be continued...
    --------------------------------------------------------------------

    bu entry dolayısıyla çok mesaj alıyorum, tek tek cevap veriyorum herkese ama bir türlü oturup devamını yazamadım. bugün biraz daha ekleme yapalım dedim geçtim klavye başına.

    evet nerede kalmıştık, hangi kolajen diyorduk? bu sorunun yanıtını vermek için önce temel kriterleri belirlememiz lazım. yani bir kolajen takviyesinde neler olmalı veya olmamalı, hangileri daha etkilidir bilmeliyiz.

    peşinen söyleyeyim, krem ve maskelerdeki kolajen cildin derin katmanlarına ulaşmaz, ulaşsa da gerçi oradaki yapıyla bütünleşmez. o nedenle kolajen içeren krem, maske, diş macunu, şampuan vs. fantazisine girmeyin. ağız yoluyla alacağınız kolajen size fayda sağlar. o zaman başlayalım:

    1. üründeki kolajen miktarı

    ideal doz 10 gr( 10.000 mg) ben değil bilimsel araştırmalar söylüyor. onlarla uğraştırma bizi diyenler osman müftüoğlu'na kulak verebilir (her ne kadar kolajen tipleri konusunda yorumlarına katılmasam da)

    2. hidrolize edilmiş formda olup olmadığı

    bakın burası çok önemli :) kolajen hidrolize edilmemişse gönül rahatlığıyla çöpe atabilirsiniz. bağırsaklardan emilebilmesi için molekül ağırlığının düşük yani hidrolize edilmiş olması lazım.

    3. menşei

    türkiye’de henüz endüstriyel olarak üretimi bulunmuyor. çin menşeili kolajenden uzak durun, kalitesizdir. avrupa ya da daha iyisi güney amerika ( brezilya-arjantin-uruguay) menşeili olanları tercih edin, buradaki kolajen birinci kalite daha da önemlisi meralarda yetişen hormonsuz gdo’suz beslenen hayvanlardan üretiliyor.

    4. içinde kolajen dışında hangi elementler var
    eğer saf kolajen değilse aldığınız kolajen içinde vitaminler vs olabilir. burada tercih size ait, kolajen dışında sizi cezbeden elementler varsa paraya kıyıp bu ürünleri tercih edebilirsiniz. şuna dikkat edin: içinde koruyucu, şeker vs olmasın. uzun süre devamlı kullanacaksınız güzelleşecem diye sağlığınızdan olmayın.

    5. toz, tablet, kapsül, sıvı hangisi?
    gençler ve kendini genç hissedenler. hepsi aynı kolajen. yukarıdaki kriterleri karşıladıktan sonra hangi üründe daha çok kolajen varsa ve fiyatı ekonomikse o bir adım öndedir. burada şampiyon toz ürünler, özellikle saf kolajen. hap ve kapsüllerde çok düşük miktarlarda kolajen var, emilimleri de çok düşük sindirim esnasında kayba uğruyorlar. sıvı veya toz ürünlere yönelin. sıvılarda genelde koruyucu ve şeker olur dikkat edin.

    6. tip 1,2,3 hangisi?

    biyoloji bilgisi devreye giriyor burada. hiç fark etmez hepsi aynı derecede faydalıdır. osman müftüoğlu’na bu konuda katılmıyorum; yanlış bilgiler verilmiş kendisine. en son bir tv programında kemik yapısının tip 2 kolajenden oluştuğunu söyleyerek dumura uğratmıştı beni (%90 tip 1) o yüzden bunlara takılmayın. kolajen hammaddesini alıyorsunuz siz vücudunuza. yirmi küsür tane kolajen tipi var vücudumuz hepsini bu hammaddeden sentezliyor kafanıza takmayın, o işini bilir. tip2 kolajen alınca tip 2 kolajen sentezleyecek diye kural yok veya tam tersi, hangi bölgede ihtiyaç varsa orada kullanıyor.

    balık mı, sığır mı, tavuk mu?
    hepsi aynı faydayı sağlar. balık hem pahalıdır(çünkü toplanması vs zor) hem de tadı ve kokusu çok kötüdür, içilmez. tavukların beslenme şekilleri ve ne kadar sağlıklı olduğunu da kamuoyunun vicdanına bırakıyorum :) dipnot: tip2 kolajen tavuktan üretilir bu arada ve çok pahalıdır.

    peki tüm bu kriterleri sağlayan kolajen ürünlerinden bahset kardeşim biraz uğraştırma bizi dediğinizi duyar gibiyim. tamam söz bir dahaki güncellemede markaları karşılaştıracağım, hangi ürünler fiyat/fayda olarak öne çıkıyor göreceğiz. takipte kalın ;)
    -----------------------------------------------------------------------
    üçüncü ve uzun bir süre için son editi yapalım dedim geçtim pc başına. 2 saat sonunda size güzel bir içerik hazırladım galiba. ilk iki bölüme yeni içerikler ekledim, biraz daha detaylandırdım. şimdi sıra geldi markalara. kaldığımız yerden devam edelim.

    baştan belirteyim, çok fazla kolajen takviyesi ve kolajen içerikli ürün var piyasada, hepsini burada değerlendirmem imkansız. marketlerde satılan kolajenli çikolata, gofret ve içecekleri vs. değerlendirmeye almıyorum.

    tablet ve kapsülleri de değerlendirmeye almıyorum. en kralında 1.000mg (1gr) kolajen var, bu miktar bir işe yaramaz. günde 10gr almak için 10 tane tablet almak kadar mantıksız bir şey yok, zaten emilimleri de düşük. tablet ve kapsüller düşük dozajda mikro gram düzeyinde etkili etken maddeler için ideal, kolajen için saçma bir tercih.

    bu bölümde gerçekten işe yarayabilecek, güvenilir, düzenli kullanımı mümkün ürünlerin üzerinde duracağım.

    değerlendirmeye alacağım kolajen takviyesi markaları şöyle:

    voonka
    collazen
    collagen lift paris
    supra protein
    doppelherz
    suda collagen

    (yurt dışından kaçak olarak, bavullarda vs. türkiye’ye getirilen özellikle abd menşeili kolajenler de var, bunlar internetten, instagramdan satılıyor. %100 orijinal olduğuna eminseniz tercih edebilirsiniz, ben olsam temkinli yaklaşırdım.)

    bu ürünler nerede satılıyor ve neden internet fiyatları daha ucuz?

    ürünlerin nerede satılacağı firmaların tercihi. bazı markalar ürünlerini eczanelerde satarken, kimi markalar hem kendi web sitesinde hem eczanelerde satabiliyor veya sadece kendi web sitesinde satıyor.

    not: eczanede 200 liraya satılan ürünü internette neredeyse yarı fiyatına bulabiliyorsunuz. bunun sebebi ile ilgili şu forumda güzel bir tartışma var okuyabilirsiniz, ben yorum yapmıyorum.
    https://www.kadinlarkulubu.com/…neden-ucuz.1063085/

    ama firmalar, internette satılan ürünlerin (kendi resmi satış siteleri hariç) garantileri kapsamında olmadığını belirtiyor, sahte veya tarihi geçmiş ürünler de olabilir dikkat edin.

    daha fazla uzatmadan marka değerlendirmesine başlıyorum.

    1. voonka

    sıvı ürünleri artık üretmiyorlar, tablet ve kapsülü de değerlendirmiyorum. saşe şeklindeki toz ürünlerini inceleyelim.türkiye’de kampotu ilaç tarafından üretilen helal sertifikalı bir ürün, pazarlama ve satışını eczacıbaşı yapıyor.

    https://voonkabeauty.com/…ollagen-beauty-plus-30lu/

    artıları
    30 günlük bu ürün her serviste 10 gr sığır kolajeni içeriyor
    hiyaluronik asit, selenyum, çinko, biotin, vitamin c, bakır ve b vitaminleri ile desteklenmiş
    farklı aroma çeşitliliği: ananas, yeşil elma ve karpuz-çilek
    toz form ve pratik kullanım
    koruyucu ve şeker içermiyor

    eksileri
    tatlandırıcı olarak sukraloz içeriyor. (göreceli aslında, sağlığa zararı pek yok)
    pahalı. 30 günlük 30 saşe ürünün bugün itibariyle resmi satış fiyatı 547.79 tl. internette çok daha ucuza satan üçüncü firmalar var ama bunlar garanti kapsamında değil, orijinal olmayabilir veya tarihi geçmiş olabilir. (bu madde tüm ürünler için geçerli o nedenle bir daha ayrıca belirtmeyeceğim)
    firmanın resmi internet satış sitesi yok sadece eczaneler aracılığıyla satış yapıyor.

    2. collazen

    https://collazen.com.tr/

    yunanistan menşeili ithal bir ürün. firma hem kendi resmî web sitesinde satış yapıyor, hem de eczanelerde satışı var.

    artıları
    yaklaşık 30 günlük bu ürün her serviste 10 gr balık kolajeni içeriyor.
    glikozamin,kondroitin, metilsülfonilmetan,hyalüronik asit,vitamin c, biotin ile desteklenmiş.
    sıvı ürün, aç kapağı iç.

    eksileri

    tatlandırıcı olarak sukraloz içeriyor.
    koruyucu içeriyor, sıvı ürünlerin handikapı.
    pahalı sayılır, resmi satış fiyatı bugün itibariyle 450 tl.

    3. collagen lift paris
    https://www.collagenliftparis.com.tr/

    adından anlaşılacağı üzere fransız menşeili ithal bir ürün daha doğrusu ürün grubu diyelim, 4 çeşit ürün var. ithalatçı firma yalnızca anlaşmalı güzellik merkezleri üzerinden satış yapıyor.

    artıları

    4 farklı formüllü ürün çeşidi
    tek kullanımlık tüpler haline taşıma kolaylığı
    sıvı olduğu için içime hazır, suya karıştırma zahmeti yok

    eksileri

    ürünlerinde her serviste 5 gr sığır kolajeni var, daha fazla olabilirdi
    web sitelerinde ürün içeriklerini tam paylaşmamışlar, şeker ve koruyucu var mı yazmıyor ama sıvı ürün olduğu için olma ihtimali var, almadan teyit edin.
    en güzelini sona bıraktım. çok pahalı. aylık kullanım paketi 800-900 tl diyorlar. diyorlar diyorum çünkü web sitelerinde açıkladıkları fiyat yok, satış noktalarını arayıp öğrenmek lazım.

    4. supra protein
    https://www.supraprotein.com/

    kolajen konusunda uzman firma olduklarını daha önce belirtmiştim. bu sene kendi markalarıyla kolajen takviyeleri de çıkarttılar. şu an sadece web sitelerinden satış yapılıyor.

    artıları

    3 farklı ürün çeşidi
    fiyatları çok uygun. mesela 280 gr kolajeni 100 küsür liraya türkiye’de başka yerde bulamazsınız, yok. amerika’da gerçi fiyatlar bu seviyede oradan getirtebiliyorsanız o da olur.

    collagen beauty formulaürününde her serviste 10.000mg sığır kolajeni var + c vitamini, e vitamini, b3 ve b6 vitaminleri, biotin, metilsülfonilmetan, hyaluronik asit ve koenzim q10 ile desteklenmiş.
    doğal tatlandırıcı stevia kullanılıyor. fiyatı emsallerine göre çok uygun. 300 lira seviyelerinde.
    koruyucu, şeker içermiyor. helal sertifikalı.
    üründe güney amerika menşeili kolajen peptit kullanılmış. buradaki kolajen, doğal beslenen gdo ve hormondan uzak hayvanlardan üretilen sağlıklı hayvanlardan üretiliyor.

    eksileri

    ürünler her yerde bulunmuyor, ya web sitesinden ya da anlaşmalı oldukları sayılı noktalardan alabiliyorsunuz.
    aroma ve ürün çeşidi az

    5. doppelherz
    http://www.queisser.com.tr/…system/kollagen-beauty/

    alman menşeili ithal bir ürün, resmi olarak yalnızca eczanelerde satılıyor. birçok vitamin ve mineral takviyeleri var zaten eczanelere işi düşenlerin sıkça karşısına çıkar. aslında kolajen içerikli çok ürünleri var ama türkiye’ye bir tanesini getirmişler.

    artıları

    1 aylık sığır kolajeni, içime hazır sıvı ürün tekli flakon tüplerde
    açai, vitamin c, çinko, vitamin e, bakır, 1 biotin ile zenginleştirilmiş.
    fiyatı uygun sayılır, 329 tl

    eksileri

    kolajen miktarı çok düşük: 2,5 gr ( 2500 mg)
    web sitelerinde ürün içeriklerini tam paylaşmamışlar, şeker ve koruyucu var mı yazmıyor ama sıvı ürün olduğu için olma ihtimali var, almadan teyit edin.
    aroma ve ürün çeşidi az

    6. suda collagen
    https://www.sudacollagen.com/…ute_=urunler/toz-sase
    https://www.sudacollagen.com/…er/suda-collagen.html

    türkiye’de farmatek firması tarafından üretilen, resmi olarak sadece eczanelerde satılan ürünler var. kolajen tablet, toz ve sıvı var. ben toz ve sıvı ürünlerini değerlendireceğim.

    artıları
    ürüne göre 5,5-8 gr arası sığır kolajeni
    toz versiyonda probiyotik eklemişler, ve koruyucu bulunmuyor
    sıvı versiyonda vitaminler, biotin, hyaluronik asit, koenzim de bulunuyor
    her iki ürün de 14 günlük tekli paketlerde pratik kullanım

    eksileri
    sıvı üründe kolajen miktarı daha yüksek olabilirdi, koruyucu da içeriyor
    sıvı ürün fiyatı pahalı. 14 günlük kullanım resmi satış fiyatı 249 tl
    reklamları çok ama kolajen konusunda pek uzman değiller gibi, web sitelerinde sık sorulan sorularda bunu belli etmişler.
    https://www.sudacollagen.com/….php?_route_=sss.html
    suda collagen®’in içerisindeki kolajen nereden elde edilmektedir? sorusuna veridkleri cevap: “suda collagen®helal sertifikasına sahip, alman verisol markalı, %100 kırmızı etten üretilen sığır kolajeni ile üretilir.”
    birileri arkadaşlara kolajenin kırmızı etten değil ( kırmızı ette kolajen olmaz zaten), deri ve kemikten yani kolajen dokudan elde edildiğini anlatıversin. gerçi kendileri kolajeni satın aldıkları yere sorsalar söylerler :))

    bahsettiğim gibi çok ürün var hepsini burada değerlendiremem. belki ilerde farklı markaları da eklerim buraya öne çıkan olursa.

    peki sen hangisini önerirsin?
    bu saydığım tüm ürünler size bir şekilde fayda sağlar. ben avantaj/dezavantajlarını belirttim, karar sizin :)

    buna yalnızca ben karar vermeyeyim dedim ve referanduma gitme kararı aldım, halk karar versin*
    aşağıdaki linkte bir anket hazırladım, hangi kolajen markasını fiyat fayda kapsamında olarak önerirsiniz anketi. birden fazla seçenek işaretleyebiliyorsunuz. buna katılın, oy kullanın ve sonuçları görelim, ben de merak ediyorum.

    ankete katılın: https://www.strawpoll.me/17934169/

    kolajen tüm dünyada yeni bir konu.o yüzden yeni gelişmeler, ürün ve markalar çıkacak. ben de elimden geldiğince bunları paylaşıp bu entry’i güncellemeye çalışacağım. buraya kadar okuduysanız bravo! hala sorusu olan varsa yeşillendirsin elimden gelen desteği veririm ;)

  • sağlık sınırlarını zorlayacak kadar çok uçtuktan sonra bel ve boyun fıtığı olan, iki kez kulakları kanayan ve sürekli iklim değiştirmekten cilt alerjisi geçiren hostesinin sağlık sorunları nedeniyle iş akdini fesheden bir firmaya karşı yapılan hak arama mücadelesi.
    bok gibi para kazananların canı olmadığını düşünenlere gelsin.

  • bu tür filmler için ortak bir ifade bulmak zor bana kalırsa. çünkü nispeten bıçak sırtı bir senaryoyla yola çıkıyor ve tez/antitez münazarasına uygun bir dramatik yapı kuruyor. haliyle filme ilgi gösteren (ya da herhangi bir sanat yapıtına) izleyici filmi vurabileceği yeri arıyor bilgi birikimi ölçüsünde. mesela bu filme de ''sistem eleştirisi'' filmi deyip bunu beceremediği kanaati üzerinden giydiriyor. kendi çapında haklı elbet sosyal eleştirmen ama yine bir sürü gerçeği atlıyor. ben o gerçeklerden bahsetmek isterim kendimce.

    öncelikle soru şu; bir filmin sistem eleştirisi filmi olmak için ne yapması gerek? tüm berrak dimağların bilebileceği üzere bunun en popüler örneği fight club denen garabet film (garabeti iyi anlamda kullanıyorum). bu film neredeyse her sistem karşıtı film için bir referans mektubu gibi. oysa hileli ve eleştirdiği şeylerin ona sağladığı olanaklarla küstahça bir sözdelikle izleyicisinin algısıyla tenis topu gibi oynayan bir film fight club. ama konumuz bu değil

    bu mesele üstünden yürüyünce sistem karşıtı filmin bir şeyleri yakıp yıkmasını, devlete ve kurumlara yönelik yıkıcı faaliyetlerini gözü kara, sakınımsız bir pervasızlıkla gözümüze sokmasın istiyoruz ki büyük pastoral kaçış senfonimizle 30 katlı ofis pencerelerimizden deniz manzaralı o havayı soluyalım.

    yok öyle kararlı şeyler diyor film işte. sizlerin ve benim beyaz yakalı, orta ya da orta üstsınıfa öykünen devrimci, kentsoylu varlığımızın ilk fırsatta yurt dışına kaçmaya yönelen, bayram seyran birleştirip uzun resmi tatillere sokuşturduğumuz dünya fetihlerimizin sözde 'her şeye sıfırdan başla'' mottosuna orta parmağı çekiyor bir güzel. sohbetlerde araya sıkıştırılan bilgi ve görgünün soylu tartımını ortaya koyan ingilizce (ya da başka herhagi bir dilde) sözcüklerin yabancılığına nah yapıyor kocaman. tek bir anında politik bir söyleme, söyleve koyulmuyor. noam chomsky diyalogları bile bu anlama gelmiyor bence.

    aydınlatın beni sistem eleştirisi nedir? mesela baba k mart'ı mı yakmalıydı çocuklarıyla? bomba mı koymalıydılar büyükbabanın evine?

    elimize geçen her fırsatta organik tarım, permakültür mitlerine sokulup, organik hayvan boku menşeili kavalımız, ekolojik ev konumlandırmalı dinlencelerimiz, biyobölgesel organizasyon stratejilerimizi güzelleyip, marka kot, ayakkabılarımız üstümüze çekip, son model akıllı telefonlarımızın yapabildiklerine hayranlık duyup kahvelerimizi yudumluyoruz. böyle filmleri de görünce ''oo hocam film müthiş bir sistem eleştirisi olabilecekken, kendi tuzağına düşüyor. en nihayetinde kapitalizme teslim oluyor'' tarzı beylik cümlelerinizi esirgemiyorsunuz. afferin size.

    ben sistem eleştirisi diye okuduğunuz bu filmi bir kaçış filmi olarak okudum. sistemden, nimetlerinden mümkün olduğunca uzak ama elbet yaşamın sürdürülebilirliği için milyon yıldır miras kalan bazı şaşmaz geleneklerin de öyle ya da böyle sürdüğü bir hayat var orada. en nihayetinde o çok özendiğiniz permakültür eğitimleri için 3000 tllere varan paralar isteniyor haberiniz ola.

    yani filmin her şeyden ama her şeyden kendini soyutlaması mümkün değil. sadece kendine has bir teori ve yaşam pratiği koyuyor ortaya. bak bu mümkündür, hepimiz bunu yapmalıyız gibi bir sinemasal ifadesi yok kesinlikle filmin. akraba olduğu filmlerin izleğini kendi ifadesiyle yorumluyor. büyük laflar etmiyor hiçbir yerinde. öyle görünüyormuş gibi yapsa da.

    kaldı ki aile denen çekirdek yapı zaten sistem denen şeyin cansuyu. yani yönetmenin (aynı zamanda senaryo yazarı) sözde sistem eleştirisine soyunurken sistemin belkemiği aileye güzelleme yapması için gerizekalı falan olması gerek kanımca. evet dokundurmalar, göndermeler var ki olmaması söz konusu olamaz. ama film bak ben müthiş bir sistem eleştirisi yapacağım tarzı bir tonal yaklaşıma sahip değil.

    filmi, ailesi olan, aile kurmuş bir adamın ailesine yaptıkları, bırakmak istedikleri ve elbet bunları yaparken kurduğu dünya, bu dünyanın gerçeklerle, düzenle, sistemle olan ilişkisi bağlamından bakmak, okumak daha doğru geliyor bana.

    nihayetinde anlatılan tüm hikayelerde kahramanlar ne tür özelliklere sahip olurlarsa olsunlar ustaca kurgulanmış bir manipülasyana soyunurlar onları yaratanlar tarafından. tabi bunu biraz hollywood eksenli söylüyorum.

    demek istediğim şu özellikle süper kahraman filmleriyle müthiş bir popcon kültür yaratıp iki saatlik eğlenme arzusunun tulumbası işlevini gören bir sinema geleneği fight club, into the wild gibi filmlerde daha sinsi bir yönteme başvuruyor.

    modern insanın, (orta sınıf, burjuvaji, işçi vs fark etmeksizin) önüne atılan bütün kahramanlar onu harekete geçirmek yerine izlemenin tehlikesiz pasifliğini uyandıran bir tür yatıştıcı görevi görüyorlar*. kendi aczini görüp, aciziyetini kabul eden insan kendini değersiz hissettikçe gerçekle arasına, gerçeğin hatırlatabileceği uyarıcıları yatıştıran, öteleyen başka bir düzlem örüyor. böylelikle perde ya da televizyonda gördüğü kahramanlar ve hikayeleri onları harekete geçirmek yerine tehlikesiz pasifliğin aczini kabul eden bireyler haline getiriyor. böylelikle gördüğü şeyden 2 saatliğine geçici keyif alan modern hayvan harekete geçmek yerine film ya da kitapların onlar için yaptığı şeylere bağımlılık duyuyor.

    al sana modern insanın tragedyası.

    işte bu film de tam da neredeyse ortak bir ağızla ''sistem eleştirisi yapmak istiyor, ama yapamıyor'' diyen tüm insanın kendine yönelik sayıklamasını ortaya çıkarıyor.

    evet dostum film sistem eleştirisi yapmak istiyor ama yapamıyor, sen de tüm o masa başı boklukları terk edip gübre, bok püsür ve bolca romantizm dolu taşra pastoralliğine gitmek istiyor ama gitmiyorsun. o halde sorun ne?

    spoilerrrrrrrrrrrrrr

    film üstüne başka şeyler yazmak istiyodum aslında (belki başka bir entryde. çünkü film de bir sürü mite gönderme var). özellikle ilk sahneyle açılan mitik bir anlam var. erginlemeye yönelik o sahnenin mitin temel özellikleri taşıdığı aşikar. bu ritüeller çocukluğu uğurlamaktan ziyade kovmak anlamına gelir. yani aslında çocuk- erkek olmaya zorlanır. psikolojik olarak ve elbet fiziksel olarak bu sınavı vermek zorundadır. aslında filmin anahtarı daha ilk sahnede eğer doğru okuyabilirseniz. nihayetinde yetişkinliğe, erkekliğe zorlanan çocuk serüvenin çağrısına kulak verir ve yolculuğa çıkar. çember çocuğun hikayesiyle tamamlanır. arada kalan her şey doğaya ve serüvene dönük çağrının karşılanması için olagelir. ha keze ailenin hep birlikte serüvene koyulması ve nihayetinde yaşanan hem fiziki hem ruhsal değişimle mesajın alınarak geriye dönüş yoluna koyulması.

    spoilerrrrrrrrrrrrrrrrr

    dip not: filmin tüm oyuncu kadrosu nefis ama orada o mahmur ve üzgün gözlerle bakan nai denen pislik (bkz: charlie shotwell) harika oynamışsın. bayıldım sana.

    edit: imla

  • kondüktörler için inceledikleri çaylaklık entryleri "sözlük'te bu ayarda bir yazar olacağım" türünde bir taahhüt. yazar olduktan sonra çaylaklık entrylerindeki özeni bir kenara bırakıp canavara dönüşen yazarlar kondüktörlerin zamanlarını çaldıkları gibi, sözlük'e de zarar veriyorlar.

    artık çaylaklık entryleri uygun bulunarak yazar yapılmış yeni yazarların sonraki entrylerinde aynı özen görülmediği takdirde kondüktörler bu yazarları uçurabilecekler.

    çaylaklık ile sözlük yazarlığı arasındaki geçiş sürecinin ya yazarsın, ya değilsin keskinliğinde olması ileride değişecek şeylerden, bu aynı zamanda hepimiz için ileride olacaklara bir alıştırma da olmuş olur.

    not: halihazırda entry silme ve yazar uçurma yetkisi olanların bu yetkileri aynen devam ediyor olacak.