hesabın var mı? giriş yap

  • lokma cenaze sebebiyle dağıtılır. senin şekerin yükselsin diye değil.
    neredeyse sokakta dağıtılan bütün lokmacıların önünde bilmem kimin ruhuna fatiha diye yazar.

    beyninde lokma olsa yine de bu kadar saçmalamazdın kerata!

  • sanırım c'yi sevdiğim için hoşuma giden programlama dili. şu anda iş yerinde bana verilen task'leri otomatize etmek dışında ciddi şekilde kullanma fırsatı bulamasam da bir gün tamamen go yazabileceğim bir iş bulmak için can atıyorum. go ile yazılmış ufak tefek projelerim var, hiçbiri büyük ve önemli değil, ancak bu linkedin'den iş teklifleri gelmesini engellemiyor. hepsini reddediyorum tabii, benden daha tecrübeli insanlara ihtiyaçları var ve şu anki işimi seviyorum. demek istediğim go görece yeni bir programlama dili olsa da insanın önüne önemli fırsatlar çıkarabiliyor.

    şu ana kadar kullanıp beğendiğim kaynaklar

    1- kitap tercih ederseniz, the go programming language kitabı oldukça iyi.

    2- tests with go'yu tavsiye ederim. alttaki formats yazısının yanından erişebilirsiniz kitaba.

    3- video eğitimi için inanç gümüş'ün udemy'deki eğitimi herhangi bir programlama dili özelinde yapılmış en kaliteli kurs kesinlikle. oldukça ayrıntılı bir kurs.

    4- gophercises, sanırım pek anlatmaya gerek ne olduğunu. ücretsiz bir kaynak sadece mailinizi alıyor, birkaç ayda bir falan kurslarım indirime gitti diye mail atmak dışında bir şey yapmıyor mail adresinizle. aynı adamın algoritmalar ile ilgili yine ücretsiz kursu var ancak içeriği henüz dolu değil. aynı şekilde ben de go'da veri yapıları ve algoritmalar ilgili ufak bir şey yaratmayı düşünmüştüm, ama şu var ki go'da generic'ler halen yok. geldikten sonra çok şey değişecek, ancak o zaman mantıklı olur.

    5- exercism.io yeni bir şey öğreniyorsam default uğradığım ilk yer, sadece go özelinde değil.

    web'e geçtiğimde kaynak bulmak konusunda zorluklar yaşadım.
    1- alex edwards'ın let's go kitabını çok beğendim. go, api ve microservisler için çok uygun deniyor ancak bu kitapta server side rendering yapıyoruz. ancak bu durum kitaptan pek çok öğrenmemizi engellemiyor. yazın kendisi api yazmak ile ilgili bir kitap daha çıkaracak onu dört gözle bekliyorum.

    2- elimde gophercises'ı yapan jon calhoun'un go ile web programlama kitabı da var ama henüz okuyamadım. 700 sayfa civarında, birkaç ay içinde okuyacağım umarım.

    3- mikroservislerle ilgili bildiğim iki kaynak var sadece şu an. ikisini de bitirmedim henüz yorum yapamam ama yine de koyayım. devam eden bir youtube serisi ve bir udemy kursu.

  • eğip bükmeye gerek yok, azılı bir kadın düşmanı olduğu doğrudur. "kadınlar üremekten başka bir işe yaramayan canlılardır" gibi önermelerle dolu bir makale kaleme alan adama ılımlı bir eleştirmen muamelesi yapmak, bacak ısırıp çene kilitlemiş bir pitbull'un oyun oynadığını iddia etmekle eşdeğerdir.

    lakin düşünürleri, yaşadıkları hayattan bağımsız değerlendirmek gafletine düşmeyenler bilirler ki, schopenhauer'ın sadece kadınlarla sınırlı olmayan bu düşmanca tutumu, annesi başta olmak üzere çevresindekilerle etkileşiminin bir sonucudur ve daha önemlisi, bütün entelektüel üretiminin tetikleyicisidir. bu konuya ışık tutan en önemli kanıtlardan biri, kendisi on dokuz yaşında iken annesi joanna'nın kendisine yazdığı mektuptur. mektubun bir bölümü şöyledir:

    "sinir bozucu ve dayanılmazsın, seninle yaşamak çok zor. bütün iyi niteliklerin, aşırı zekan karşısında karanlığa gömülüyor ve her şeyi başkalarından daha iyi bilmeye dair hırsın, bu iyi niteliklerini yararsız kılıyor. bu özelliğinle etrafındaki insanları gücendiriyorsun; hiç kimse, özellikle senin gibi önemsiz biri tarafından zorla geliştirilmeyi ve senin gibi birçok zayıflığı olan biri tarafından azarlanmayı, terslenmeyi anlayışla karşılamaz. senin yaptıklarının daha azını yapan biri, sadece komik olurdu ama sen bu halinle son derece rahatsız edicisin."

    burada joanna’nın yakındığı şey temel olarak, oğlu arthur’un çağdaşı erkekler gibi olmamasıdır. dönemin aristokratları arasındaki sosyal normlar; bir erkeğin genel olarak kibar, cana yakın bir mizaca sahip olmasını, centilmenlik adı altında kadınlara hürmet göstermesini ve belirli kurallar dahilinde kur yapmasını buyurduğu için, arthur'un da bu doğrultuda olması beklenmektedir. özellikle, döneme ait romanlarda da görülebileceği üzere, yıllarca yapılagelip sıradanlaşan bu kadın-erkek ilişkilerine ilişkin kurallar, artık herkesin uyduğu bir çiftleşme ritüeli haline gelmiştir. fakat mesele şudur ki, arthur sıradan bir adam değildir. ergenlik yıllarını seyahatlerde ve kadın peşinde koşup para ezerek geçirdikten sonra, bu çevreden ve çevrenin temsil ettiklerinden tiksinmiş ve kendini toplumdan soyutlayarak felsefeye vermiştir. annesinin çevresinde birçok üyesi olan alman entelijansiyasındaki şarlatanlığa ve felsefi bilgiyi çözülemez şifreler halinde sunmaya çalışan obskürantizme karşı yoğun bir nefret duymuş ve bunu her fırsatta dile getirmiştir. bunun bir sonucu olarak eserlerini, entelektüel derinlikten hiçbir şey kaybetmeksizin, mutlak bir berraklıkla kaleme almış ve keskin bir zekâya sahip olduğunun birinci dereceden göstergesi olarak, felsefenin anlaşılması zor konuları ve olgularını anlaşılabilir hale getirecek şekilde filtreleyip basitleştirme konusunda olağanüstü bir yetenek sergilemiştir.

    bu fiiliyatın iyi huylu, adab-ı muaşeret adına kasılan sıradan bir adamda bulunması çok zordur. joanna’nın istediği gibi yumuşak başlı, sünepe, annesi düşüncelerini beğenmediği için düşüncelerinden vazgeçen bir ana kuzusunun bu mertebeye erişmesi, bu kadar üst perdeye çıkması ise mümkün değildir. nitekim schopenhauer’ı schopenhauer yapan şey, kendisine dayatılan gerek sosyal, gerekse entelektüel norma karşı çıkmanın getirdiği aykırılık ve hegel gibi büyük felsefe üstadlarının karşısında yer aldığı bu aykırı pozisyonda kendini kanıtlama hırsının, içinde kopan fırtınaların getirdiği mental kıvraklıktır.

    annesine duyduğu öfke, birkaç başarısız romantik ilişki girişimi ile birleşince, çevreye karşı genel tavrı zaten kötümser ve düşmanca olan bu adamın kadın düşmanı olup çıkması şaşırtıcı değildir. bu nedenle kendisi, weimar sosyetesinin popüler isimlerinden olan ve sağlam bir party girl olduğu bilinen joanna'nın biricik oğlu olarak, annesinin yanında ortamlara akmak ve "siz de mi mutlak idealizmden sıkıldınız hanfendi tsısısısı" gibi sohbet başlatıcılarla bu çevreden hatun kaldırmak varken, bu yolu seçmemiş; annesini ve annesinin temsil ettiği bu dejenere hayata karşı çıkıp bugün tanıdığımız schopenhauer haline gelmiştir.

    kadınlara dair yazdıkları veya karakterinin yanında eşantiyon olarak gelen diğer bir takım borderline fikirleri, diğer düşüncelerinin itibarına gölge düşürmez. bunlar yok sayılır, kalanı okumaya devam edilir. zira kendisi estetik, metafizik ve etik gibi birçok alanda ufuk açıcı beyanatta bulunmuş olmakla birlikte, kanaatimce kant’ı en iyi şekilde yorumlamış olan düşünürdür.