hesabın var mı? giriş yap

  • bikaç ay önce kuruçeşmede yıldız tilbe konserine gidip kendimi aşağılanmış hissetmiştim.tam 1 saat geç çıkıp ara vermeden 1.5 saat geğire geğire şarkı söylemiş, ayakkabılarını sahnede değiştirmiş, plastik bir perukla -önden saçları görünüyor- yürümekte zorlanarak sahnedeydi. şarkı söylerken kaçırıyor falan bir garipti. yıllardır dinlerim çok da severim şarkılarını ama sanki pavyondayız ve arkada biri kavun-rakısını yiyip şarkı söylüyor gibiydi.

    peki ya dün harbiye açıkhavada…
    candan erçetin…
    asaleti, kendi ekibine ve seyirciye saygısı, kıyafetleri, dakikliği, sesi, endamı mükemmel ötesi.kendi çapında şarkılarını üzüntünün 5 evresine bölmüş ve her evreye uygun şarkıları varmış -öyle zengin bir repertuarı varmış ki bölmüş yani- ve bizimle paylaştı.erkin koray, özkan uğur ve deprem felaketini de anarak görsel olarak video ve fotoğraflarla destekleyerek şarkılarını söyledi.

    nasıl güzeldi..nasıl iyi hissettik kendimizi.. konser dediğin böyle olur ya. zaten seviyordum dinliyordum. ama sahnesini görünce saygım ve sevgim arttı da arttı.

    nasıl güzelsin.canım benim.

    debe editi: haberi olmayan ve unutanlar için içimde yara kalmış ve rüyalarımda babasıyla beraber ağladığım cinayeti hatırlatmak isterim.

    (bkz: rabia naz vatan cinayeti)

  • çoğu gün en az 12 saat şantiyede çalışıp yorgunluktan ölerek otobüse binen bir genç olarak bir parçası olmadığım, olmak zorunda olduğumu düşünmediğim gençliktir. kusura bakmayın ama sevgi saygı iyilik böyle ezberlerle olmaz. ayakta duramayacak yaşlı, hamile, yorgun birini görürsem elbette yer veririm, ama her 40+ kişiye yer verme mecburiyetim olduğuna inanmıyorum. bunun kuralı olmaz. oturmasam da olur diyebildiğim noktada veririm, yoksa otururum, kimseye açıklama ya da özür borcum da olamaz.

    edit: imla

  • kirli siyasete bu denli angaje olmak için motivasyonunun ne olduğunu çok merak ettiğim kişi. onca yıl sanatınla halkın zihninde ve kalbinde bir yer edinmişsin, dünyalığın yerinde, paran pulun bol ve 80 yaşındasın; ömrünün son demleri. kafası minimum system requirements seviyesinde çalışan biri tüm manzarayı görür; buna rağmen nedir hocam senin motivasyonun?

    çok garip, çok.

  • bilal erdoğan'ın paraları sıfırlamak için internet bankacılığından amcasına eft yapacakken ödemeyi yanlışlıkla imf'ye geçmesi olayı. sonra bankayı falan arayıp, araya tanıdık koyup yanlışlık oldu dese de adamlar parayı almışken geri göndermemişler doğal olarak. tayyip ise olayı duyduktan sonra sinir krizleri geçirip bilal'e temiz bir dayak atsa da ertesi gün krizi fırsata çevirip "imf'ye borcumuz kalmadı" diye oy istemeye başlamış. bilal mi? hala ne olup bittiğinin farkında değil.

  • harika haber.
    ama neden daha fazla görmüyoruz onu gerçekten anlamıyorum.
    çocuğunu devlet okuluna gönderen bir tane arkadaşım yok, aylık evine yaklaşık 10 bin tl giren herkes çocuğunu yıllığı 20-30 arasında değişen bir özel okula veriyor. bu okullardaki sevgili çocuklar süper imkanlarla süper eğitim alıyorlar.
    sonuç olarak ise eğitim hayatları sonunda 3000 tl ' den işe başlıyorlar bir özel şirkette.

    halbuki bilim, halbuki sanat, halbuki teknoloji bu çocuklara sunulan imkanlar arasında.
    aileler mi desteklemiyor, okul mu desteklemiyor anlamak da zorlanıyorum.

    daha çoklarını duyarız umarım.
    kimin çocuğu olursa olsun, hangi şehirde yaşarsa yaşasın, ülkenin adını yüceltmişler.

  • 2 üst katımda komşular var. çocuklar o kadar çok koşuyor ki bina komple sallanıyor. bir üst kat komşum, köpek aldı ve ev ahalisinden birisinin temizlik takıntısı var. günde 3 defa süpürge açılıyor. köpek sabaha karşı havlıyor. tüm apartmanda yankılanıyor. 2 alt komşum, havlama sizden mi geliyor diye geldi üst kata yönlendirdim. kaç defa dedim. saldırmamak için kendimi zor tutuyorum. sinir stres hastası yaptılar. elim ayağım titriyor artık. günlük hayat gürültüsü bile evde büyüyor. çünkü ben gürültü yapmıyorum. evden çalışıyorum. şu anda ev de değiştiremiyorum ki değiştirsem ne kadar fayda edecek. taharet musluğu sesi duyuyorum ya taharet musluğu! be hayvan oğlu havyan lan bu evi 3 cm perde betonla mı yaptın be itin evladı!? evde yürürsen davulun içindeymiş gibi ev sallanıyor. yeni bina. ne yapacağım bilmiyorum. kafayı yiyeceğim. bunun bir yönetmeliği, bir şeyi yok mu? tüm türkiye'yi adamlar bu şekilde inşa etti. kaçış yok. müstakil evi olan semtler ya çok fakir ya çok zengin. nasıl olacak?

    ya kardeşim normal ülkelerde, eğitimli insanlar sınıf atlıyor, kendi sınıflarındaki insanlarla mutlu mesut yaşıyor. parayı bu mağara itleri buldu. şimdi paraları ile kafamızı s*kiyorlar. bize kakaladıkları leş evlerde bizi yaşamaya mahkum ediyorlar. aynı kendi inşa ettikleri bu ucubeler ülkesindeki gibi. her alanda gerileme yaşanır mı be her alanda!! bu işler yurt dışında nasıl oluyor kardeşim? insanlar bir arada nasıl yaşıyor. en rahat olması gereken yer, senin cehennemin oluyor. daha da çok evlere kapanmak durumunda kaldığımız şu günler katlanılmaz halde.

    edit: imla