ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cem yılmaz'ın hakan hepcan'a verdiği tarihi ayar
-
gelmiş elli yaşına çoluk çocuğa ayar veriyor cümlesindeki çocuk 34 yaşında.
böyle ne oldum delilerine az bile yapmış.
vasilije micic
-
oklahoma city thunder hiçbir zaman micic'i kadronun bir parçası olarak görmedi çünkü, okc yeniden yapılanan (tanking) ve gençlere yatırım yapan bir takım. durum böyle olunca micic için tek çare başka takıma takaslanmaktı.
fakat sam presti, fikret orman'dan bile daha mezarcı bir kişilik olduğu için ve her seferinde micic'in ikinci tur draft hakkından daha değerli olduğunu belirttiği için, tek senaryo micic için ilk tur draft hakkı karşılığında takaslanmasıydı.
bugün oklahoma'nın önümüzdeki seneler için 19 ilk tur draft hakkı var. ve bu draftların bir tanesinin micic'den daha iyi bir oyuncuya dönüşme ihtimali çok çok yüksek (bu yüzden alperen'in okc tarafından draft edilmemesine çok sevinmiştim)
bu yaz bazı takımların micic ile ilgilendikleri yazılıyordu ama kimse 29 yaşında, nba temposuna ve basketboluna uzak biri için ilk tur draft hakkı vermez (alperen'in -ki kendisi 18 yaşında zımba gibi bir delikanlı- sezon boyunca nba temposuna nasıl uzak olduğunu hatırlayın, yorgunluktan dili dışarıda yaptığı gereksiz faulleri hepimiz biliyoruz. ancak sezonun sonuna doğru kendine gelebildi. alperen seni çok seviyorum adamım)
oklahoma da micic'in haklarını elinde tuttuğu için, hiçbir zaman kendilerini bu takası yapmaya zorunlu hissetmediler.
bu hikayenin kaybedeni ne yazık ki micic oldu. aynı performansı prime'ında değil de, 23-24 yaşında sergilemiş olsaydı zaten çoktan bogdan bogdanovic gibi o'nu nba'de izliyorduk.
alkolün uçağı düşüreceğini sanan yurdum insanı
-
de icing denen olayı bilse uçağa hiç binmeyecek insandır.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: klavyeye kafa atıp çıkanı yazıyoruz
klavyeye tüm gücünüzle kafa atıyorsunuz çıkan yazıyıda buraya yazıyosunuz
1. mjnm nnmmnjh
iki kere vurdum ben kıyak olsun
(alayina isyan ?, 01.03.2010 23:55)
2. e=m.c²
ben biraz zekiyim de.
(uzgun kasli ?, 01.03.2010 23:57)
2023 hakim-savcı maaşlarının erimesi
-
ulkede hukuk ve adalet olmadigina gore bence maas anlaminda da sorun yok.
ne kadar ekmek o kadar kofte.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
kerem(5) ve annesi femme noir arabada müzik dinleyerek yolculuk etmektedir. the last shadow puppets - the meeting place çalmaya başlar.
kerem: anne niye sorry diyor sürekli?
femme noir: çünkü üzgünmüş keremcim.
k: onu anladım, niye üzgünmüş yani?
f: çünkü sevgilisinden ayrılmış.
k: niye ayrılmış peki?
f: söylemiyor şarkıda onu.
k: sevmiyorlar mıymış birbirlerini?
f: seviyorlarmış, o yüzden üzgünmüş zaten.
k: e seviyorlarsa niye ayrılmışlar?
f: bazen olur öyle. kavga etmişlerdir mesela.
k: e biz de seninle ediyoruz ama barışıyoruz. severken ayrılmak çok saçma.
kendime not: çekirdekten yetiştirip çift terapisti yapayım oğlanı.
sağı solu yakıp yıkmak istemiyoruz
-
türkiye büyük millet meclisi'ni açık açık tehdit ediyor. eğer meclis gerekli yasaları çıkartmazsa her şeyi yapabilirlermiş.
işte esnafın gerçeği bu. milli irade diyenlerin özleri bu. demokrasiden anladıkları bu.
#uberedokunma
zeynep kılıçdaroğlu'nun rezidanstan daire alması
-
çalışıp kazanmaya alışık olmayan aktrolleri şaşırtan olay.
hayır gören de kadın akp zenginleri gibi kamu arazisine rezidans dikti zanneder.
edit: sevgili akpliler size cahil dediğimizde kızıyorsunuz ama yani niye böylesiniz
1- chp son 20 senedir hiçbir şekilde sol değil, cayır cayır liberal.
2- sol ve sosyalizm çok farklı şeyler. yani "solcu fakir olur" gibi bir önerme, "reza zarrab hayırseverdir" önermesiyle aynı geçerliliğe sahiptir.
3- avukat dediğin insan selam vermeye bile 200 tl alır. bu durumda kılıçdaroğlunun gidip belle vue yerine kümük bi rezidanstan alması da saçmaymış
brezilya'ya göç etmiş japonlar
-
günümüzde japonya dışında en fazla japonun yaşadığı yer brezilya. brezilya coğrafya ve istatistik enstitüsüne göre (ibge); 2000 senesinde brezilya'da yaşayan japon sayısı 1,5 milyon civarında.
daha önce girdilerde belirtilmiş, bunlar kahve tarlalarında çalışmak üzere giden göçmen işçiler. peki neden japonlar?
ondokuzuncu yüzyıl sonu, yirminci yüzyıl başlarında brezilya dünyanın en önemli kahve üreticisi. ciddi bir tarım işçisi ihtiyacı var. o zamana kadar, bu sorun afrikalı kölelerle çözülmüşken, 1850'de afrikalı köle temini durunca, brezilya hükümeti avrupalı işçilere yönelmiş. bu dönemde en yoğun göç, italya'dan olmuş. düşük ücret, uzun çalışma süresi ve kötü muamele sebebi ile italyan hükümeti bu işçi göçünü sınırlamış. avrupalı işçi akışının da kesilmesi ile 1908'de ilk japon işçiler brezilya'ya varmış. burada 1907'de japon feodalizminin çöküşü ve daha iyi bir hayat arayışı en önemli etken.
göç patlaması ise birinci dünya savaşı ile olmuş. bu dönemde çabuk para kazanıp, ülkesine dönme hayali kuran japonlar için büyük hayal kırıklığı yaşanmış. köle çalıştırma zihniyetinden kurtulamayan, brezilya'lı işveren, japon işçilerin kabusu olmuş.
bu dönemde, japon ve brezilya toplumu arasında kız alıp kız verme durumu hoş karşılanmamış. japon topluluğu kendi okullarını kurmuş ve çocuklarına japonca eğitim vermişler, tabi ciddi asimilasyon çalışmaları da olmamış değil.
zaman içerisinde, işçi olarak gittikleri brezilya'da japonlar da toprak sahibi olmuşlar ve daha çok çilek, çay ve pirinç üretimine başlamışlar.
her gidişin tabi ki bir dönüşü oluyor. 1980 ve sonrasında japon ekonomik atılımıyla, japonya'da artan işçi ihtiyacı, öncelikle tayland, tayvan, pakistan gibi ülkelerden kaçak işçi göçünü tetiklemiş. japon hükümeti de daha kolay entegre olacakları düşüncesi ile, brezilya'lı japonlara doksanların başında çalışma izni vermeye başlamış. aynı dönemde brezilya'daki ekonomik ve politik karışıklık ise bu geri göçü hızlandırmış. bu japonya'ya geri dönen japonlara bir isim verilmiş; dekasegi. dekasegilerin işi ise belliymiş; japon vatandaşlarının yapmak istemediği, zor, pis ve tehlikeli işler.
daha kolay entegre olacakları düşünülmüş olsa da ne japon halkı dekasegileri kendinden saymış, ne de bu brezilya asıllı japonlar, topluma uyum sağlamış. özellikle kendi aralarında portekizce konuşan, kullandıkları japonca toplum tarafından hor görülen ve anlaşılmayan bu grup, japon toplumundan zamanla izole olmuş. bu topluluğun yaşadığı bir soruna örnek olarak:
(bkz: fushügaku)
(bkz: dekasegi)