hesabın var mı? giriş yap

  • arayüz fırçaları diş iplerinin yetersiz kaldığı durumlarda diş etinin kapattığı alanın temizlenmesine yarar. arayüz fırçalarını kullanırken diş macununa gerek yoktur ama kullanmak isteyenler için jel vardır. tek kullanımlık değildir. yıpranıp eskidikçe fırça değiştirilir, esnektir, bükülebilir. diş arası genişliğe göre farklı boyutları bulunmaktadır.

    diş hekiminin önerisi ile turuncu rengi kullanıyorum. fırça kalınlığı 2.00 mm tel kalınlığı 0.45 mm. renklere göre fırça ve tel kalınlıkları değişiyor. kullanımda diş eti kanaması olmuyor bende. diş ipinden çok çok daha kullanışlı.

    arayüz fırçalarının ekonomik olduğunu düşünmüyorum. fırçaların fiyatı biraz daha uygun olsa güzel olur.

  • bizim oğlanla bir oyun icad ettik, bir süredir oynuyoruz. hayal gücü gelişsin diye evin içinde sözde çadır kurup kamp yapıyoruz. battaniyeyi üstümüze çekip güya gece oluyor, uyuyoruz. sonra oğlum beni uyandırıyor odanın lambasını gösterip " sabah olmuş " diyor. ben de " aa ne kadar güzel, güneşli bir gün " falan deyip karşıki dağlarda ne gördüğünü soruyorum falan. başlarda " inekleri görüyor musun? " dediğimde anlamıyordu olayı. artık kendisi neler gördüğünü söyleyebiliyor.

    dün akşam yine aynı oyunu oynarken sordum,

    -oğlum karşıki dağlarda ne görüyorsun?
    +inekler var orda.
    - başka?
    + köpek var?
    - peki başka?
    + koyunlar var.
    - ee oğlum ağaç yok mu?
    + yok.
    - neden? dağda biraz da ağaç olmaz mı?
    + o zaman koyunları göremezdim ki!

    apışıp kaldım yemin ederim. ben hiç öyle düşünmemiştim. 3 yaşında çocuğa hayal kurmasını öğretelim derken ayar yedik. korkarım inanmasam,

    + dümdüz duvarda ineği, köpeği gördüğüme inandın da ağaç göremediğime mi inanmadın? diyecek.

    maşallah deyin oğluma. (bkz: swh)

    debe: şöyle bir kampanya varmış, el atalım (bkz: #60102536)

  • ilk basta size karisik gelebilen ancak her politikanin bir digerine baglandigini kaptiginiz an oyunu da anlayacaginiz simulasyon. bunun icin de sizin dunya gorusunuz etkili olacak. her secim sonucunda, political compass in ne tarafinda kaldiginizi goreceksiniz.

    - political compass icerisinde sol alt kisimda alan bir insanim dunya gorusleri olarak. yani devletin ekonomide soz sahibi olmasini istiyorum, ayni zamanda da insanlarin ozgurlugunu savunuyorum. dolayisiyla tum devlet politikalarini bu sekilde duzenledim. oyunu oynamadan once nasil bir dunya gorusu savundugunuzu bir dusunmenizi oneririm.

    -ulkede (seciminiz hangisi olursa olsun) siddeti dusurmek icin hapishaneleri iyilestirmek, size buyuk bir avantaj saglayacaktir. hapishanelerin ayni zamanda egitim ve rehabilitasyonunu artirmak icin daha fazla para vermek, sucun azalmasi ve "parents" kisminin artmasi acisindan onemli. ayni zamanda daha fazla is imkani sagladigi icin issizligin dusmesine de neden olacaktir. suç oranini ne kadar dusururseniz o kadar az polise ihtiyaciniz olacak yani ulkeniz cok daha az police state olacaktir.

    -bununla dogru orantili olarak herseyin nedeni egitim deyip, ordunun payini cok buyuk bir miktarda kismak size diger butceler, sübvansiyonlar, egitim, bilim gibi onem siraniza gore kendiniz secebilceginiz alanlarda daha fazla yatirim yapmaniza yardimci olur. sunu unutmayin, ulkenizin gelirini artirmak icin issizligi yenmelisiniz. devlet kurumlarina ne kadar fazla pay verirseniz, o kadar cok is imkani dogar. dolayisiyla egitim, saglik, bilim alanlarina yatiracaginiz her pay; size ileride buyuk bir sekilde donecektir. iyi egitim size iyi bir uretkenlik verecektir. uretkenlik ise iyi bir gdp ve uluslararasi ticaretinizi artiracaktir. ayni zamanda bilime yaptiginiz yatirim da size diger ulkelere gore teknolojik ustunluk verecek ve ulke gelirini artiracaktir.

    - ulkenin ulasimi size sectiginiz ulke acisindan zorluklar yaratabilir. ornegin abd kapitalizmin "ozgurluk" simgesi olan arabalari tercih ederken ben insanlara tren kullanmalarini istiyorum. tren ulkenizdeki fakir ve orta kisim icin mukemmel bir ulasim sekli. ayni zamanda arabalara gore cok daha ekolojik ve cok daha az karbondiyoksit salimi yapiyor. bunun yaninda temiz enerji programlarini uygularsaniz yani ulkenizdeki doga sorunlari, hava kirliligi ve dolayisiyla bas gosteren hastaliklari buyuk oranda azaltabilirsiniz. ben petrole cok daha az bagimli bir ulke gelistirmek icin ugrastim tum oyun. ne kadarda olsa otobus ve tren bile toplu tasima olarak petrole bagimli.. ama oyun size zaten bunu uygulayabilmeniz icin yeteri kadar program imkani sunuyor.

    -ordu: basiniza gelebilecek seyler, orta doguda cikan krizlerde ordu yollamaniz, konsoloslugunuz saldiriya ugruma olasiligi gibi olaylar. ben orduya verilen parayi oyunun en basinda surekli, ciddi bir sekilde kisiyorum. sonradan gelir gider farkindan, arttirabilirsiniz eger sosyalist politikalari iyi uygulayabilirseniz. zaten patriotismle alakadar degilim. ancak ulkemde bilim basarilari, uzay arastirmalari malesef patriotism'i surekli artirdi.

    -din: din ulkemde surekli en alt seviyelerde. okulda sadece evrim ogretiliyor, ileri bilim arastirmalari ve ozellikle kurtaj ozgurlugu cok etkili. eger secmeniniz dindar degilse sorun olmuyor avrupa icin ozellikle. ancak amerika icin size degisimleri akp styla yani yavas yavas sindire sindire yapmanizi oneririm.

    -egitim olsun, saglik olsun, vergi muafiyeti olsun ulkede gelir esitsizligini doguracak hic bir aktivite bulunmamasi ulkeniz insanlarinin daha esit olmasini saglayacak. vergi muafiyeti daha fazla uluslararasi sirketin yatirim yapmasina neden olabilir. dedigim gibi ben hic bir sag politika uygulamadim.

    -silahlari toptan yasaklamak. silahi toptan yasaklamak amerikayi secenler icin cok zor olacaktir. amerika toplumunun kulturunde cok onemli bir yere sahip. bunu ben basardim ve yine %91lerde oy aldim. daha once dedigim gibi akp usulu sinsi sinsi yaparsaniz sorun yok. silahlari toptan yasaklamaniz, size suc oranini buyuk oranda dusurmenize yardim edecek. dolayisiyla oyunda bahsedilen totaliter devlet gereksinimlerine ihtiyaciniz kalmayacak. (telefon dinleme, fisleme, polis dronlari vs gibi). sucu dusurmenin en iyi yolu egitim. ben idami, silahli polisleri bile yasakladim.

    -issizligi sifira yakin bir miktarda tuttugunuzda immigration a acik olabilirsiniz. uzun bir sure immigration'a izin verirseniz sonradan getto sorunlari ortaya cikabilir. dolayisiyla ulkeye göçü surekli kontrol altinda bulundurun.

    -en onemli kisimlardan birisi vergi. buyuk sirketlerden fazla vergi almaniz ulkeden yabanci sirketlerin kacmasina sebep olabilir. bu da issizligi artirabilir, ulkeye yapilan yatirimlar azalabilir.
    ben daha cok gelir vergisini yuksek tuttum. yaklasik %50 vergi size tum sübvonsiyonlari yapmaniza yeterli butce verebilir. ulkenin tum egitim, saglik sisteminin mukemmel olmasi, temiz ve yasanabilir bir yer olmasi aslinda %10 vergi artisina degecek bir sey bence.. ulkenin gelirinin artmasiyla devlet evleri yapabilir, insanlari buraya yerlestirebilir, ayni zamanda insanlara bedava saglik hizmetleri, otobus ulasimi vb vererek daha sosyal bir devlet olabilirsiniz.

    oyunun zevki ise her ideolojiyi deneyebileceginiz.. liberal kapitalizmi deneyemedim her denedigimde tekrar sollasiyorum nedense.. verebilecegim tavsiyeler bunlar.. ne kadar sola giderseniz devlet bunyesinde o kadar issizligi dusurur, o kadar uretimi arttirirsiniz. ayni zamanda ne kadar egitime onem verirseniz, ulkenizi o derece ozgurlukcu yapabilirsiniz. ulkede silahli polis, kamera ve hic birsey bulunmadan 0'a yakin suc oranina sahip olabilirsiniz.

  • "instagram'da yarının programı: açılış - kahve - bulut - aynadan yansıma - kedi - yemek - ayak - konser bileti - batan güneş - kapanış"

  • polonya'dan almanya'ya geçtiğim sırada pasaport göstermek için bir ton sıra bekledikten sonra ilgili memura zorla pasaport göstermeye çalışmam, ikna olmayıp havalimanı polis şefliğine çıkmam ve avrupa ülkeleri arasında geçiş yaparken buna gerek olmadığını öğrendiğim sırada yaşadığım şeydir muhtemelen.
    bu kadar mı serbest dolaşmak avrupa'da ya, sanki suriye'den türkiye'ye geçiyorum.

  • benim küçük kız bu.
    sanırsın babasının malı.
    öyle sert kapatıyor ki sıpa, içim gidiyor.
    sonunda "papı papandı baba" deyince canı sağolsun diyorum.

  • üşenmedim okudum. iyi ki okumuşum*

    otobüste yanımdaki kız feci osurdu benden başka
    kimse anlamadı onun osurduğunu çünkü yan
    yanaydık ve kendi kıç bölgemde titreşimi hissettim.
    çok güzel kızdı aslında böyle bir şey yapması beni
    üzmüştü. daha sonra koku hafiften yayılmaya ve
    kız da bunun farkında olduğu için kızarmaya başladı.
    tabi ben hiç durur muyum ? hemen camı açtım ve
    ayağa kalkarak; hanımlar beyler, az önce talihsiz bir
    şekilde minibüsün içine osurdum. burnunuza çürük
    kavun kokusu gelebilir, aldırış etmeyin. siz hiç
    osurmadınız mı ? sen şoför amca, akşam televizyonun karşısına yatıp ntv sporu açtığın
    zaman, burnunu karıştırırken hiç inletmedin mi
    ortalığı? çocukların odada gülmedi mi hiç ? sen,
    şişman olan kız. sen hiç deprem etkisi yaratmadın
    mı zeminde ? klozeti parçalamadın mı hiç ? beni hor
    görmeyin arkadaşlar, evet osurdum, ama bilinçli değildim. sadece, osurdum. diyerek gözyaşlarımla
    beraber oturdum. yavaştan bir alkış sesiyle beraber
    yıkıldı minibüs. şoför deli gibi kornaya basıyor ve
    herkes zart zurt osuruyordu sonra yanımdaki kızla
    göz göze geldik. gözlerini kapatıp bana doğru
    eğildi. heyecandan kalbim çıkacak gibi olmuştu. ben de gözlerimi hafif kapatıp eğildim. ağzını uzattı
    hafif araladı, yaklaştık.. gargh diye bi geğirdi amk
    kevaşesi kendimden geçtim. direkt gömdüm
    kafayı, müsait bi yerde indim. iyi yapmışmıyım
    beyler ?

  • 12 numaraorg'un uefa'ya şikayet edeceği, beşiktaşlıların da savcılığa taşıyabileceği vahim olay.

  • muhtemelen üniversite çağında birinin önermesi.

    ben de o yaşlarda "son zamanlarda kafka çok popüler" diyordum, bundan 10-15 sene önce filan.

  • turkiye'de sinema izleyicisi kitlesinin cogunlugunun sinemaya meraklı kisiler olduğunu gösterir.
    barbie genel izleyiciyi daha çok cezbedecek bir film, cocuklarin genc kızlarin ay barbiii diyerek gideceği bir film.
    ama ulkemiz ne yazık ki ekonomik olarak berbat durumda olduğu için sinemaya gitmek bile bircok insan için luks haline geldi. ancak meraklisi gidebiliyor yani.

    bu gise bunu gosteriyor. entelektueliz zekiyiz havalarına girmeyelim hic, fakiriz fakir.