hesabın var mı? giriş yap

  • çok önemli bir konudur, çünkü ileride bir çok probleme yol açacak durumlar bertaraf edilebilir bunlara dikkat ederek.

    - evi bakarken güneşli bir günde mutlaka görün. güneş ne kadar eve vuruyor hesap edin. güneşin çok vurduğu bir evi tercih edin.
    - odalardaki duvarların üst kısımlarına değil süpürgelikle birleşen noktalarına bakın. küçük kabarmalar rutubetin habercisidir. rutubetli evlerden vaz geçin.
    - (çok önemli) dış cephe yalıtımı olsa bile duvarların kalınlığına dikkat edin. sonra yan apartmanınızdaki kişi 50 lira doğalgaz (yakacak) faturası öderken siz 200 lira ödemek zorunda kalabilirsiniz. yanınızda emlakçı - ev sahibi yokken yan komşunuzu yoklayın.
    - banyo ve tuvaletlerinin zeminine dikkat edin. eğer zemin iyi yalıtılmamışsa alt komşunuza sorun olabilir. ileride size sorun yaratır.
    - evin içindeki su hattını öğrenin. demir ise değiştirebilirsiniz. beyaz plastik borularla tekrar döşetin ya da bunu talep edin. eve girdikten sonra en zor iş su hattını değiştirmek oluyor.
    - evin geçmişini ve apartman sakinlerinin yaşantısından küçük çıkarımlar yapmak için zemin kata, kömürlüğe, oto park gibi yerlere inin. orada duvarları ve düzeni süzün. bu kısımlar daha az ilgi gördüğü için apartmanın geneli hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
    - komşularınızı iyi tanımaya çalışın. bugün iyi bir alt - üst komşusu olmadığı için evini değiştiren binlerce kişi var. unutmayın.

    not: ev almadan önce apartmandaki bir komşunuza ve oraya en yakın bakkala (esnafa) danışmak çok önemli.

    alacağım evin yakınındaki, hiç o niyetle gitmediğim bir bakkal bana apartmanın küçük bir tarihçesini çıkarmıştı. ama ben de oradan ev alacağım dememiştim hemen girişte.

  • bugünkü yazısında; "yaşadığım son bir ayı düşünüyorum; bana verilen armağanı..." demiş.
    acaba armağandan kastı ali taran mı? yoksa range rover mı?
    şahsen ben olsam range rover'ı düşünürdüm.

  • dolma biberin doldurularak yenmesi gereken bi sebze olduğunu ilk kim düşündüyse higgs bozonunu bulmuş kadar büyük iş yapmış arkadaş! hayır onca zımbırtıyı bir araya getirip bi bitkinin içine tık ve lezzetli bi şey çıksın ortaya.

  • muş'ta, cebinde mama taşımayan 73 yaşındaki provokatör yaşlı kadın, patili dostlarımızın keyfini kaçırmak için evinden çıkmaya cüret ediyor. tabi ki yapacak bir şeyi kalmayan masum patili dostlarımız tarafından ısırılıyor ve ağır yaralanıyor. yapılan tetkiklerde de kuduz teşhisi konuluyor.
    artık yeter, bu insanların sokaklarda ne işi var? çocuklar ne diye okula gidiyor? patili dostlarımızın keyfini kaçırmaya, onları yormaya ve dişlerini ağrıtmaya ne hakları var? insanları toplaması için belediyeleri göreve davet ediyorum.

    https://twitter.com/…ber/status/1735159505166405772

    edit1: kadın kuduz da değilmiş. o zaman sorun yok. rahat rahat yiyebilirler köpecikler
    istek üzerine edit2: , kuduz aşısı kıtlığına dikkat:

    https://www.birgun.net/…de-kuduz-asisi-kaosu-415617

  • babamla hiçbir zaman şahane bir ilişkimiz olmadı. yani her baba kızını sever, o da sever beni biliyorum ama hissettiremez mütemadiyen; sevgi görmemiş ki nasıl göstereceğini bilsin.

    2010 yılında ayrıldım evden üniversite için, o zamandan sonra mesafe de katmerledi gösterilemeyen sevgileri. yokluğuma alıştı, biliyorum; mecburdu, bir daha asla temelli geri dönmeyeceğimi biliyordu çünkü.
    hatta yokluğuma o kadar alışmıştı ki bir keresinde şakayla karışık "benim bir kızım varmış gibi gelmiyor bana bazen" demişti.

    son birkaç yılda değişti babam; babaannemin bakıma muhtaç kalması bariz bir şekilde değiştirdi onu.
    bu esnada kardeşimin bazı hataları oldu; yanlış kararlar, yanlış yatırım hamleleri, yanlış davranışlar, yanlış bir evlilik, bir sürü şey. bu hatalar tüm aileyi maddi, manevi, mental ve psikolojik olarak ciddi şekilde etkiledi.
    kardeşimin hatalarından sonra babam, benim aslında ona hiç sorun çıkarmadığımı fark etti; onlarla olduğum her zaman diliminde babaannemle ilgilenmem de onun bana olan güvenini perçinledi. son zamanlarda bana daha düşkün oldu babam. telefonla aradığında uzun uzun konuşmaya, gerekli gereksiz her şeyi anlatmaya başladı.

    on beş gün önce babaannemi kaybettik. ucu ucuna yetiştim cenazeye. o akşam çok şey konuştuk ailecek, uzun zaman sonra. en sonunda babam "ben şu telefonu kapatıp şarja takayım, sonra da yatayım artık" dedi. hepimiz şaşırdık, babam telefonunu asla kapatmazdı çünkü. kardeşim sordu "baba hayırdır, sen telefonunu hiç kapatmazdın?" diye.
    "telefonu açık tutma sebebim iki kişiydi; birisini bugün toprağa yatırdım, diğeri de bugün yan odada yatacak, açık kalmasına gerek yok" dedi gözleri dolu dolu bana bakarak. sarıldım babama, ağladık uzun süre sarılarak...

    babamın beni sevdiğini söylemesine gerek yok artık, ben bu cümleyi ölsem unutmayacağım.