hesabın var mı? giriş yap

  • son kalan tek dilim ile tost yapamayacaginizdan onu tamamlamak için yeniden uno tost ekmeği almaya teşvik ediyor olabilirler. mantik hatasindan ziyade taktik de olabilir.

  • asktir!

    la ortam dinlemesi bu..
    olm nereleri dinlediniz lan?

    not: "bu kayıtların içeriğini konuşmak yasak" diye şu an beynimi skiyorlar.

    kayıtlardan ayrı olarak şunu söylemek istiyorum:
    ben, bu ülkede her rezilliği gördüğümüzü sanıyordum.
    görmemişiz.
    daha gözümüz açılmamış bile.
    ışık sandığımız şey göz kapaklarımıza bakarken gördüğümüz iluzyonlarmış meğer..

    korkuyorum lan sözlük..
    valla korkuyorum.

    serin sulardan gelen edit: ekşi sözlük'teki harika bir özelliğin farkında mısınız? bulunduğunuz başlıktayken, ekranın üst tarafında bulunan "başlıkta ara" kısmında, "linkler"i seçin..
    hakkatten ne kız fotoları çıkıyo anlatamam..
    karı kız fotoğrafları için diyorum..
    valla..

  • itlaf edilmesi gereken hastalikli sigir bile daha sagliklidir.

    bunlarla ayni zaman diliminde yasamamiza neden olacak hatamizi cok merak ediyorum.

  • okul mokul gormemis gorucu usulu bir evlilik yapmis benim annem. cok mutsuz olduguna pek tanik olmadim. genelde mutlu olan, neseli bir kadin. eli de cok agirdir. gudumlu anne terliginin arkasindan gelen o ellerin acisini hic unutmadim. dayak yedikce gulen cocuktum daha da ustune dayak yerdim guldugum icin. aglamayi da cok sever garip bir sekilde. universiteyi kazanana kadar izmir'de ailem ile beraberdim ve cokca sahit oldum aglamalarina. deniz gezmis icin aglarken ertesi gun adnan menderes icin de aglayabiliyordu. 80 sonrasi apolitik bir kusaktim ve ben buna anlam veremezdim. sivas katliami icin gunlerce aglarken ayni kadin abdullah catli icin de agliyordu. 10 senedir zaman zaman ulke simdilerde de sehir farkli oldugu icin kendisi ile senede 3-4 kez gorusebiliyoruz. en son gorusmemiz esnasinda kayseri-gs maci oynaniyordu ve ailecek maci izliyoruz. bobo bir kirmizi kart gordu ve annem hungur hungur aglamaya basladi. ben tam anlamiyla olayi anlama calisirken kardesim hafta icerisinde bir avrupa macinda kirmizi kart goren meireless icin de agladigini soyledi.

    boynuna sarildim benim de gozlerim dolmus bir sekilde. beddualari da hala kulagimda:

    -bu hakemler kafir kafir! koymuyorlar ki oynasin su cocuklar.

  • yoğun kar yağışı sebebiyle kapanan adana-gaziantep otoyolunda akşam 18:00 dan beri burada mahsur kalmış durumdayız. karayolları jandarma vs kimseye ulaşamıyoruz. binlerce insan burada mahsur kaldık yakıtı biten araçlar var. donmak üzere olan, hasta olan yüzlerce insanlar var. allah'ını seven acil bişeyler yapsın nerede bu devlet!!

    edit: bakın sevgili yazar arkadaşlar sesimizi hiç bi mecradan duyuramıyoruz lütfen destek verin. çocuğu karnında öldü kadının burada. şeker hastası yaşlı insanlar var, bunların düzenli yemek ihtiyaçları var. yüzlerce çocuk yüzlerce insan donmak üzere, araçların yakıtı bitti.

    edit-2: saat şu an 02:00 ve bu saate kadar devlet kanadından veya gönüllü kuruluşlardan herhangi bir yardım ulaşmadı. 159 karayolları telefonlara cevap vermiyor. insanlar birbirine yardım ederek geceyi atlatmaya çalışıyor. çoğu araba rölantide çalışır vaziyette araç içi ısıtmasını yapamıyor insanlar donmak üzere ve maalesef çığlık sesimizi duyan yok. acil müdahale gelmezse bu büyük yüklü araçların tamamı sabaha kara gömülecektir. eşim ve kirazla(kedimiz) biz bu geceyi atlatırız fakat durumu vahim olan yüzlerce aile var. 2022 yılında bu rezaleti bizlere yaşatan devletimize allah zeval vermesin!

    edit-3: saat 04:25 öncelikle sevgili sözlük yazarları hepinize ilginiz için teşekkür ederim. maalesef bu saat oldu hala herhangi bi yardım veya ilerleme yok. instagramdan canlı yayın yaptık birebir insanlarla konuştuk. çocuğu kalp ameliyatından çıkıp burada saatlerdir mahsur kalan insanlara şahit olduk. ambulansın, içinde hastasıyla beraber mahsur kaldığına şahit olduk. çocuk dolusu yolcu otobüslerine şahit olduk. şuan herkes sadece çaresiz bir şekilde gelecek yardımı gözlüyor.

    edit-4: saat 07:50 emrah yıldız adında biri valilik adına saat 05:54 te aradı yardım gelmek üzere diye aciliyetimizi sordu fakat hala gelen giden yok. maalesef tam 14 saattir burada mahsur kalmış durumdayız. açlığı bi kenara bıraktık tüm gece donduk soğuktan. bi insan evladı yok mu şu memlekette allah rızası için burada kendimi ölüme terkedilmiş gibi hissediyorum. lütfen yardım edin lütfen birileri sesimiz olsun donmak üzereyiz.

    edit-5: saat 14:40 kömürler-nurdağı-bahçe kısmı otoyol hala kapalı maalesef. yer yer gaziantep'e yakın kısımlarda insanlara yardımlar ulaştı bilgisini aldık fakat bu kısımlara herhangi bi yardım ulaşmış değil. bizde tamamen kendi imkanlarımızla otoyoldan çıkıp alternatif eski yoldan gitmeye çalışıyoruz şuan fakat burada inanılmaz bi trafik var yaklaşık 2 saatte 20 km yol alabildik. otoyol açılmadan bu çile maalesef bitmeyecek.

    edit-6: dün ailecek çıktığımız bu yolculuk normalde 9 saat sürmesi gerekirken an itibariyle 33 saat ile çok şükür bitirdik. öncelikle gelen mesajlara ithafen şunları söylemek istiyorum. bugün saat 11:30 a kadar bahçe-nurdağ mevkiindeydim yaklaşık olarak 18 saat mahsur kaldık. bu süre zarfında kendi adıma, devlet kanadıyla yaptığım tüm görüşmeler maalesef sonuçsuz kaldı hepsinin arama kayıtları mevcut. ya gelen olmadı ya da sallayan olmadı. hiç bir kurtarma çalışması, yol açma çalışması veya herhangi bir ihtiyaç desteği ne aldım ne alana şahit oldum. sadece bugün saat 14:00 sıralarında 1 adet helikopter çalışmasına şahit oldum. öğleden sonra gaziantep'in 20 km mesafelik alanında kumanya dağıtıldığını duydum. ama bahsettiğimiz alan yaklaşık 140 km. maalesef devletimiz bütün afetlerde olduğu gibi yine sınıfta kaldı. ben şahsım olarak 11:30 a kadar yolun açılmayınca, kendi imkanlarımla otoyoldan çıkıp alternatif eski yoldan yoluma devam etmeye çalıştım ve çok uzun araç kuyruklarına rağmen çok şükür varış noktasındayım. ama maalesef hala otoyol kapalı ve hala mahsur insanlar var. şimdi sadece şunu söylemek istiyorum eğer otoyolun tv lerde söylenildiği gibi açıldığını teyit etmek istiyorsanız gaziantep bölgesinden 156 jandarmayı arayıp, otoyolu kullanarak gaziantep'ten adana istikametine veya gaziantep'ten şanlıurfa istikametine gitmek istediğinizi bundan mütevellit yolun açık olup olmadığını sorun. her şey bu kadar basit. ne bana, ne sosyal medyaya, ne propagandacı diye itham ettiklerine ne de havuz medyasına inan. at gözlüklerini çıkar ve bunu kendi kendine yap ve gerçekleri kendin öğren.

  • 11 yaşında ölen kardeşin mezarını uzun süre sonra ziyaret edip, mezarın üzerindeki defne ağacının* ne kadar büyüdüğünü fark etmek.. dönüş yolu boyunca babayla tek kelime konuşamamak.. yol boyunca repeate alınmış halde sadece tek bir cümleyi tekrarlayıp duran iç sesi susturamamak; " aman da aman büyümüş de kocaman defne ağacı olmuş aslan kardeşim"..
    takip eden günlerde aynanın önündeki defne yaprağını arada bir koklayıp, okşamak..
    çok daha sonra aynı yapraktan babanın cüzdanında bulmak..

  • güzel akpnin güzel bir projesi. bilinçli ve planlı olarak yakın zamanda hayvancılık neredeyse bitirildi. şimdi et ithal ediyoruz. bence sıra hükümetin biraz onur, haysiyet ithal etmesine geliyor.

    ya dayanılamaz edit::: la noldu la et fiyatları hani ucuzluyodu la???!! pahalandı lan?! lan azıcık haysiyet bile olmaz mı be yuh be!

    2021 edit: bunu yazali 10 sene olmus, simdiki duruma bakin - keske unutmasan hatirlasan ey millet ama nerde...

  • video

    'türkiye'nin maldivleri' salda gölü, millet bahçesi inşaatı sürerken renk değiştirmiş..

    siyasal islam kanserdir, salda gölü'nün şu hali de bunun ispatıdır. ülkeyi mahvettiniz allahın yobazları.

    edit: inanmayanlar olmuş. kaynak

  • radyumun bulunuşunun 25. yılında yaptığı konuşmada;

    " daha fazlasını yapamasak da, belki herbirimiz bir parça bilgi parıltısı yakalayabilirsek, insanlığın gerçek hakkındaki rüyası hakkındaki rüyasına mütevazi ve yetersiz olan birşeyler katabiliriz. karanlığımız içinde görünen evreni şekillendiren büyük planın belirsiz ışıkları, bize parça parça gösterilen, bu küçük mumlar sayesinde olacaktır. bilimin öyle güzelliklere sahip olduğuna ve ruhani bir gücünün, bir gün dünyayı, şeytanlardan, cahilliğikten, fakirlikten, hastalıklardan, savaşlardan ve ızdıraplardan kurtaracağını düşünenlerdenim.
    gerçeğin belirgin ışığını arayın, belirgin yeni yollar arayın, insanlığın görüş alanı çok uzak olmasa bile. ilahi adalet bizi hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmayacak. her çağın kendi rüyası vardır.o halde dünün rüyalarını bir kenara bırakın.bilginin meşalesini alın, geleceğin sarayını inşa edin.." demiş bilim kadınıdır.

    ayrıca, hayat hikayesi, 1943 yılında madam curie isimli filme konu olmuştur.

  • psikolojik rahatsızlık belirtisi değildir. garip garip insanlar hangi altyapı ve bilgiyle bu kanıya varıyor o da belli değildir.

    ilk olarak sosyal medyayla ilgili her türlü tartışmada yaptığım yasal uyarıyı burada da yapayım:

    instagram kullananlar geri zekalı değil, geri zekalılar da instagram kullanıyor ve instagram sizin en çok görüntülediğiniz story ve postlardan hesapladığı ilgi alanınıza göre size bazı hesapları öneriyor. yani instagram'da devamlı geri zekalıları görüyorsanız üzgünüm ama siz de geri zekalısınız. bu diğer bütün sosyal medya platformları için de böyle.

    story meselesine gelirsek; story atma alışkanlığı zannettiğiniz gibi "ben mükemmelim, bakın nasıl eğleniyorum, çok iyi bir hayat yaşıyorum" demek ya da gösteriş yapmak için değil. evet böyle kişiler de var fakat bu kadar iyi bir hayat yaşayan kimseler bunu zaten bedavaya yapmıyor. bunlar influencer dediğimiz bir grup ve bu onların mesleği gibi bir şey. ilgi gördükleri kadar sponsor bulabiliyorlar ve ilgi görmelerinin de yolu büyük ölçüde çoğunluğun yaşayamadığı bir hayatı onlara göstererek (tam olarak televizyon dizilerinin yaptığı gibi) takipçi toplamak.

    diğer sıradan kullanıcıların ise devamlı story atma sebebi yine büyük ölçüde hatırda kalmak, unutulmamak. çünkü bu artık insanların sosyal yaşamını şekillendiren bir durum. eğer kimse tarafından hatırlanmazsanız yalnız kalabilirsiniz. sizin sosyal bir gezgin olmanız ve evinizin dışında insanlarla ne kadar kolay iletişim kurabildiğiniz bu aşamadan önemli değil. çünkü iletişim kurmak isteyebileceğiniz çoğu insan çok daha zor arkadaşlık ve iletişim kurabilir halde. insanlar artık arkadaşlarını daha dikkatli ve steril biçimde seçmek istiyor. tek bir konu üzerine aynı görüşte olduğu bir insanın bir hafta, üç ay ya da 5 sene sonra saçma sapan bir insan çıkma olasılığını en düşük yüzdeye çekmek istiyorlar. bunu yapmak kesinlikle çok akıllı olduğunuzu göstermiyor. herkesin kendine göre kriterleri var ve iletişim kuracakları insanların bu kriterleri karşıladığını bilmek istiyorlar. bunu yapmanın en iyi yolu da suya sabuna dokunmadan biriyle sanal ortamda sohbet etmek. çünkü hoşlanmadığınız birinden kurtulmak saniyelere bedel. gelgelelim bu sanal sohbet ortamını da yaratabilmek için bazı gereklilikler var. farkedilmek ve hatırlanmak gibi. işte story atmak tam olarak bu işe yarıyor. çünkü birine "slm tanışalım mı?" mesajı atmak artık internetin neolitik çağında kaldı. bir konuşmayı başlatmanız için iyi bir sebebe ya da konuya ihtiyacınız var. aksi takdirde aptal görünüyorsunuz. story atarak ilk mesaja konu edilebilecek yeterince etkili materyaller sunduğunuzda benzer anlayış içerisinde olduğunuz biriyle iletişime geçmeniz çok daha kolay oluyor.

    toplum değişiyor, sosyal davranışlar evriliyor. bunu oturup eleştirmek yersiz. 50 yıl önceki neslin eleştirdiği gibi konuşuyor, giyiniyor, düşünüyor ve onların eleştirdiği müzikleri dinliyorsunuz. evrim kaçınılmazdır. "kardeş ne'abıyonuz yea" tavrı sizi sadece demode ve yobaz gösteriyor. başka bir şey değil. eğer bu kaçınılmaz evrimin neden bu yöne doğru ilerlediğini merak ediyorsanız internette sayfalarca okuyacak araştırma ve tespit bulabilirsiniz. ama aslında bir cümleyle açıklanabiliyor: dünyanın geldiği son durum ve elimizdeki imkanlar.

  • nezaket beklentisine kasıntı diyorlar. köylüler şehirleri işgal ettikçe böyle kültürünü de işgal ediyorlar işte.