hesabın var mı? giriş yap

  • kadın: beyin özürlüsün
    erkek: sen de geri zekalısın
    bir diğer kadın: (bağırarak) kes. kadınla düzgün konuş. erkeksin diye kadınla böyle mi konuşman lazım

    maske kavgası değil bu. bir kaç kadın aralarına aldıkları bir erkeğe terör estirmişler. olay bundan ibaret

  • gözlerinin içine bakarak konuşmanıza rağmen; duvara laf anlatmaya çalışıyormuşsunuz hissine kapılmak. işte o, eşiktir.

  • sergio leone'nin "a fistful of dollars", "for a few dollars more" ve "the good the bad and the ugly"den olusan spaghetti western uclemesinin ilk ayagi. clint eastwood'u sinemaya kazandiran film olarak da bilinir. cagdasi olan italyan western yonetmenleri hollywood'u kopyalarken her zaman ilginc fikirleri olan leone uzakdoguya yonelmis ve hikaye olarak akira kurosawa'nin "yojimbo"sunu yeniden yorumlamistir uclemenin bu ilk filminde. basrol clint eastwood'dan once henry fonda, james coburn, charles bronson (ki kendisi filmi daha sonra "gordugum en boktan senaryoydu ama o zaman onemli olanin senaryo degil, filmi leone'nin yonetmesi oldugunu anlamamistim" demistir) ve richard harrison gibi aktorlere teklif edildiyse de eastwood leone'nin icine cok sinmis, nedenini sorduklarinda da bir anektodla "michaelangelo'ya yuzlerce mermer blok arasindan sadece bir tanesini nasil sectigini sorduklarinda onun icinde musa'yi gordugunu soylemis. benim de clint'te gordugum sey bir mermer blok. clint patlamalar ve kursunlar arasinda bir uyurgezer gibi dolasiyor, hic degismiyor, ayni mermer blok" seklinde yanit vermistir.
    filmin bir baska ozelligi yapimcilarinin bile montaj bittikten sonra gormeyi reddettigi, kimsenin umitli olmadigi bir film olmasidir. piyasaya ciktiginda kendine sadece floransa'da bir istasyon kenarindaki sinema salonunda yer bulabilen bu filmin ingilizce konusulan dunyayla tanismasi 3 sene sonra kurosawa'nin filmi fikir hirsizligi sebebiyle dava etmesi sayesinde olmus, sonra onu alinamamistir.
    sinemanin ilk anti-kahramanlarindan birini de yine bu filmle goruruz karsimizda, clint eastwood'un oynadigi ismi olmayan* bu karakterin (gercekten de film boyunca gringo, amigo, americano disinda baska sekilde cagirilmaz) ne kadar "kahraman" oldugu tartismalidir zira film boyunca ikili oynar, yanlislikla da olsa bir kadina yumruk atar (hollywood'daki gibi tam atacakken farkedip durduramaz) ayrica olduresiye dayak yemisligi de vakidir. (ki bu "esas oglanin bir ara ami gotu dagitmasi" temasi muteakip iki filmde de baska formlarda karsimiza cikacaktir.)
    velhasil konusunun ozgunlugu, uclemenin ilk filmi olmasi ve clint'i bize kazandirmasiyla "a fistful of dollars"in ya da " bir avuc dolar"in gonlumuzde ayri bir yeri vardir.

  • "justin bieber a laf atan şerefsizler ben hayatımı ona borçluyum.
    9 mart 2009 yılında bir kaza geçirdim. teleferikten düştüm.
    altı ay boyunca komada kaldım.

    bir gün bakıcı hemşirem radyoyu açtı. justin bieber çalıyordu.
    hemen yataktan kalktım ve radyoyu kapattım."

  • en kolayı aynı cümlenin olumsuz halini söylemek.

    must'ta "mamalı" anlamı olur, have to'da "zorunda değil" anlamı olur.

    örnek:
    you must fill this form: bu formu doldurmalısın.
    you have to fill this form: bu formu doldurmalı/doldurmak zorundasın.

    olumsuz:

    you mustn't fill this form: bu formu doldurmamalısın.
    you don't have to fill this form: bu formu doldurmak zorunda değilsin.

    görüldüğü üzere olumluda anlamlar birbirine çok yakınken olumsuzda anlam farkı ciddi boyutlara geliyor. ayrımı bence en güzel bu şekilde yapılabilir.

    20 senedir ingilizceyle haşır neşirim ve şunu söyleyrbilirim ki must ile have to arasındaki en bariz süzgeç bu.

  • pek ilginç şeyler çıkabilir aralarından. benim babam mesela okul yıllarında saçı bi tuhaf uzatmış böyle ense ağırlıklı ;tam ankaragücü kalecisi modeli gibi değil ama, yani kaleci-beatles arası tuhaf bi tarz, neyse hadi bunu anlarım. ispanyol paça pantolonlar giymiş,bunu da anlarım. o dönem öyleymiş derim geçerim.

    ama be adam sen o "daldığı denizden aniden çıkan adam" pozunu nasıl verdin? neye güvendin anlamadım ki?? belli ki bi arkadaşına çektirdin bunu, allahını seversen ne dedin ya "kardeş bak şimdi ben dalıyorum,böyle birden ayaklarımla kuma vurup fırlatacam kendimi, kafayı geriye atıcam saçlar savrulsun diye,tam yarı belime kadar sudan çıkınca çekicen beni" mi dedin,nasıl ikna ettin bilmiyorum.

    ayrıca daldığın yerin boyu geçmediği belli oluyo, arkada çocuk var ahahahah.