hesabın var mı? giriş yap

  • modern hayat dayatmalarına muhteşem bir karşıttır. tamam çok da muhtesem değil. yazarın köyü köy değil ve hala bağımlı bir şeylere. özel ders falan olmamış. ama olsundu bir çerçeve, fikir var yine.

    herkes ı-ıh olmaz diyecek biliyorum. kendine sor bakalım okuyucu "niye yaşıyorum?" mutlu olmak için. herkes parayla, şöhretle, mevkiyle, meslekle vb ile mutlu olmak zorunda mı?

    olmazcıları kenara bırakarak, o parayla 10 yıldan daha fazla da yaşanılabilir bir köyde. rahatça. hatta 80 bin lira basit köy işlerinde değerlendirilip bir ömür yaşanılabilir.

    masrafların yemek ve miktarı az olan birtakım faturalar: elektrik, su, varsa doğalgaz, varsa internet... yakacak, giyecek. köy evi zaten ailenindir.

    uzun zamandır köyde yaşayan biri olarak çok makul çok münasip bir fikir.

    romantizmden ziyade mantıklı bir haraket modern hayat koşuşturmacası içinde kaybolmaktansa köyde 3-5 kişiyle kendini bulmak daha mantıklı.
    (bkz: minimal yaşam)
    alışmışız karmaşaya, sukünet batıyor.
    alışmışız kendimize yetmemeye, yalnızlık acıtıyor.

    10 yıl sonra ne yaparım olayına hiç değinmeden devam edeceğim.
    köyde ailesi geleneksel tarım ve hayvancılık da yapıyorsa tadından yenmez bir 10 yıl olabilir. kendi ineklerini kovalamak, buzağıların ebesi olmak, sütlerini sağmak, kendi tarlanı ekmek, biçmek, sulamak... bunlar yaptığın an yorucu fakat neticelerini aldığında muazzam bir şey.

    diyorsan ki yok ben sadece yatacağım, her gün 2 kitap bitireceğim. o da mantıklı. şiirler yaz. boş zamanın çok.

    ama git inek al tarla ek. para kazanmak için değil, zaten kazanamazsın o ayrı mesele- köyde yaşamak için.
    ve en önemlisi telefonunu dereye at! bahar geliyor ağaç dik. al baltayı eline düz ve biçimli dallar kes ağaçlardan sulak yerlere sok ve etrafını ayaklarınla pekiştir. bitti.

    köyde yaşa yani. yoksa yaptıpını bir apartman diresinde de yapabilirsin. değer kat.

    başka bir önerim de git köyden köye amelelik yap, ciddiyim yorulursun sıkılırsın ama harika bir tecrübe olur. şurda az biraz yazmaya çalıştım (bkz: bir amelenin günlüğü/@insannn)

    bir romantizmin daha mı sonuna geldik!

  • " insanlar onlara dair genel düşüncelerimi test etmeme yarayan birer kobay, birer denek gibi artık.
    haklı çıktığımı gördükçe de bu değişmeyecek.
    size acı gelebilir, bana huzur veriyor. vermeli.
    nuh'ta geleceği okuma yeteneği olsaydı, hiç şüphesiz gemisini batırırdı ".

  • bakana göre; semptomu olmayan evdeki kişiler bu sayıya dahil değildir. bilmeyenler için; "semptomu olmayan evdeki kişi" nedir onu da ben açıklayayım..

    5 farklı ilaç verilen, her gün 1 tane olmak üzere 10 defa göbekten iğne olan, tek bir ilaçtan günde 16 tablet olmak üzere, günlük en az 20 tablet ilaç içen kişi..

    gördüğünüz gibi bu kişilerin hasta sayılmaması son derece doğaldır, sonuçta hangimiz her gün iğne olup günde 20 tane ilaç içmiyoruz ki?

  • "oglum yavaş.. oğlum yavaş. boğdun arabayı bas biraz. yavaaş..virajlı burası sakin sakin.. bas oğlum biraz bomboş yol burda bascan. oglum yavaş acelemiz yok ki ya sakin sakin git."

    bizde böyle.

  • karizmaların tavan yaptığı fotoğraf çekimidir. özellikle hakan balta, sneijder ve riekerink'e çok yakışmış.

    işte o poz

    fenerli arkadaşlar kıskanmış olabilirler, sizinkilerin de efsane bir pozunu vereyim madem de bir yerleriniz şişmesin. buyurun

  • ulan adamın golünün tadını çıkartacağınıza hala defansa laf ediyorsunuz. ne insanlarsınız ya. hayatta sizi ne mutlu ediyor lan anlatsanıza biraz?

    debe editi: oy verin.