hesabın var mı? giriş yap

  • susamlı ekmek arasına kavurma, kaşar ve salam ile yapıldıktan sonra ekmeği hafif aralayarak arasına zeytin ezmesi sürülmüş tostun iddialı olabileceği kategoridir.

    hatta keyfi daha da perçinlemek için yanına zeytinyağı, kekik, kırmızı biber ile terbiye edilmiş söğüş domates, taze sıkılmış portakal suyu eklenebilir.

    yetmedi mi? bunu bir de manzaralı bir terasta, hafif esintinin eşlik ettiği bir yaz sabahı yaparsanız ve günlerden de pazar ise, o zaman keyif maksimize edilmiş olunur.

  • milletin bir anda kahramanı olmuş, kızların hayatları boyunca bekledikleri prens, teyzelerin bir anda evlatlarıyla mukayese ettiği yiğit, amcaların ise bahçe işlerinde koşturmak istedikleri bir ırgat. artık o sade bir vatandaş değildir. üstündeki bayağılık gitmiş yerine pelerin, briyantili saçlar gelerek parıldayan bir kişilik gelmiştir.

  • italya'dan parayla iki prototip alıp otomobil pazarına hakim olmak gibi dahiyane bir hamleyi hiçbir devletin düşünmemiş olması ne tuhaf değil mi? yine balına dünya hakimi oluyoruz desenize.

  • zamaninda tam tersini yasamistim. hatunun biri benimle muhabbet acma yoluna girmisti.

    -selam:)
    -s ss selamm
    -muzik cok iyi degil mi?(ayni zamanda hafiften oynuyo)
    -evet. burasi her yonuyle iyidir:)
    -sana katiliyorum:)
    -evet
    -ya yanlis anlamazsan bir sey diyecem sana
    -niye yanlis anlayayim ya soyle soyle :)
    -ya biz 6 kisiyiz sen teksin. rica etsem masalari degistirebilir miyiz?
    -taam. olur. ok. peki.
    -tesekkurr:)

    dosdogru eve gitmistim amk.

  • yıl 2001: stajyer maaşıyla her hafta sonu geziyorum, yiyorum içiyorum
    yıl 2005: yeni mezun maaşıyla her akşam işten sonra arkadaşlarımla çıkıp bir iki bir şey içiyorum, yemek yiyorum, geç kalırsam ciddi mesafeleri taksiyle dönüyorum. yine de ailemle yaşadığım için kenara para koyabiliyorum.
    yıl 2010: proje şefi maaşıyla kenara para koyuyorum, yılın 9 ayı yoğun çalışıyor, 12 ayı her yere gidip her şeyi kaygısızca (görgüsüzce değil) yapabiliyorum. bayağı bir ülke de görüyorum bu arada hey gidi...
    yıl 2020: 2010-2019 arası kenara koyduğum parayı yiyorum, aylık mutfak masrafım 2005 yılındaki maaşımdan fazla.

    sürünerek emeğini ve hayatını ziyan ettirmeye fit olan arkadaşlar için ise sadece üzülüyorum. en azından ben gençliğimde güzel, keyifli yaşadım. kültürden, eğlenceden, bilgiden geri kalmadım. emeğimin hep bir karşılığı oldu. sizin neslin hayatının bile bedeli yok neredeyse.

    edit: bir 2022 güncellenmesi istendi entryde. deniyorum, ama ne kadar anlamlı olacak bilemiyorum çünkü entrynin varsaydigi tüm standartlar (yaşam, geçim, ekonomi) yerle yeksan olmuş durumda. 2020 yılına kadar kendi işimizi yaparak mütevazı biçimde yaşamımızı sürdürürken, aynı çalışma sistemi ile geçinmek 2022 yılında sürdürülebilir olmaktan çıktı. haftada 60+ saat çalışarak sıfıra sıfır ayı gecirebiliyoruz. ilave masraflar çıkması halinde (örneğin son iki ay ortaya çıkan sağlık masrafları) basbayağı içeri giriyoruz ve bu içeri girenler nasıl çıkacak bilemiyoruz. bayağı kayaya çarpmış durumdayız. kurduğumuz düzen alt üst olmuş durumda. emeği geçenlerin allah belasını versin gerçekten.

  • ayasofya'daki mozaiklerin büyük bölümü en az üç yüzyıl, bazılarıysa dört yüz küsür yıl yerli yerinde durmuştur. ne şehri fethederek binayı camiye çeviren fatih sultan mehmet, ne mimar sinan'a büyük bir onarım yaptırarak binanın ömrüne ömür katan ii. selim ne de onlardan sonra gelen sultanlar bu tasvirlerin üzerlerini kapatmayı düşünmüştür. onlar da, şeyhülislamları, ulemaları ve reayası da osmanlı devleti'nin süper güç olduğu dönemlerde yüksünmeden bu tasvirlerin altında ibadetlerini yapmışlardır.

    17. yüzyılda, fetih ekonomisinin tarihe karıştığı ve yeni bir sosyoekonomik düzenin kurulduğu sancılı süreçlerde bir sofulaşma dalgası yaşanmış, şehirde rum cemaatinin kullanmaya devam ettiği pek çok kilise ancak bu zamanda camiye çevrilmiş ve tasvirlere karşı daha önce olmayan bir hassasiyet ortaya çıkmıştır. bu dalgada ayasofya'da kalan tasvirlerin bazıları daha görünmez hale getirilmiştir. buna rağmen galeri denen üst katlardaki pek çok tasvirin 1847-48'deki fossati biraderlerin onarımından sonra bile yerli yerinde durduğu da bilinir. 1850'de binada ayrıntılı tetkikler yapan ve dört yıl sonra bunu yayınlayan wilhelm salzenberg'in eserinde bunların hangileri oldukları ayrıntısıyla vardır.

    cornelius loos'un 1710'da iii. ahmed'in himayesi altında hazırladığı ayasofya çizimlerinde geç dönem doğu roma mozaik tasvirleriyle osmanlı hat sanatı örneklerinin bir arada ve nasıl benzersiz bir bütün oluşturdukları görülebilir. ancak modern çağda birileri osmanlı kültürünü böyle kapsayıcı bir bütün olarak görmek istemediği için, ders kitaplarına ve ansiklopedilere kadar giren 'fatih fetihten sonra tüm mozaiklerin üzerini kireç badanayla kapattı' diye bir bilgi uydurulmuştur. kireç badanayla örtülen tasvirler, ancak galerilerde göz hizasında bulunan nispeten küçük tasvirlerdir.

    görülebilir kalan son tasvirlerse 1850-1934 arasında, muhtemelen batılıların, ''siz müslümansınız, müslümanlıkta tasvir olmaz, bu ne biçim iş'' diye alttan alta gaz vermelerinin de etkisiyle kapatılmıştır. fetihten 230, 275 ve 400 yıl sonrasına dek sağ salim ulaştıklarına dair sadece yazılı değil görsel kaynaklar da bulunan tasvirler, işte bu son dönemde tümüyle görünmez hale getirilmiştir.

    hasıl-ı kelam, iktidar sahipleri örnek aldıkları fatih ve kanuni'nin izinden gitmekte kararlıysa, herhangi bir tasvire el sürmemeleri yeterli olacaktır. tabii bu durumda bu tasvir gizleme işi için yaratılacak bütçeden ve bunun etrafında oluşacak mikro ekonomik yapılardan feragat etmeleri gerekecektir.

    edit: ekşiseyler'de yayınlandığını fark edince yazıda sözünü ettiğim görselleri eklemek istedim.

    görsel guillaume-joseph grelot'nun 1680 tarihli çizimi

    görsel cornelius loos'un 1701 tarihli çizimi

    görsel loos'un güney galerisindeki melek tasvirlerini gösteren çizimi

    görsel loos'un melek tasvirlerinden ayrıntı

    edit 2: son osmanlı ve cumhuriyet döneminin ''fatih tüm tasvirlerin üzerini kapattı'' uydurmasını, islami kesimden de benimseyenler olduğu, ekşişeyler'de yayınlanan yazının facebook'taki paylaşımının yorumlarında paylaşılmış kısa bir makaleden de anlaşılıyor.

    edit 3: ayasofya'nın osmanlı dönemindeki tarihi üzerine gülru necipoğlu'nun kaleme aldığı ve şimdiye dek yazılmış en kapsamlı, en güncel makaleyi okumak isteyenler buradan, bu makalenin de içinde bulunduğu toplumsal tarih dergisinin şubat 2015'te yayınladığı özel dosyaya da buradan ulaşabilirler.

  • savunduğu kişi: tarihin en büyük yolsuzluğunu yapmış olan adam.
    savunma yapılan program: o ses
    bu programın sahibi: acun
    savunma şekli: ajitasyon
    ajitasyonda kullanılan: çocuk

    başka eyyorlamam yok hakim bey.