hesabın var mı? giriş yap

  • oğuz adında yeni tanıştığım bir arkadaşımla galatasaray-fenerbahçe derbisini izlemek üzere maçı yayınlayan bir mekana gitmiştik. maç başlamadan bir fotoğraf çekip, derbiyi unutmadığımızı facebook'ta ilan edelim dedik.

    neyse çektim fotoğrafı yükleyeceğim, oğuz "ne yazacaksın?" dedi, ben de şöyle bir etrafa baktım, kimse bağırmıyor etmiyor diye, "bağırmayan taraftar gelsin" yazdım yükledim.

    akabinde maç başladı, 10-15 dakika geçti.

    oğuz; abi bir arkadaşın yorum yaptı galiba.
    ben; yapsın?
    oğuz; pek hoşuma gitmedi ama.
    ben; ne yazmış?
    oğuz; ben söylemeyeyim sen bak. ben pek sevmem bu tarz konuşanları.

    dipnot arası; yorum yapan annem. gurbetteyiz falan diye annemin facebook profil fotoğrafında, benim şimdiki halime hiç benzemeyen eski bir fotoğrafım var. arkadaşımda fotoğrafa bakıp, ismi okumadığı için gördüğü erkeği* benim arkadaşlarımdan biri sanıyor.

    gelelim annemin kısa süreli bir gerilim yaşatan yorumuna;

    "annen de gelsin mi?"

  • gariban vatandaşın karşısında kovboy gibi davranan polisler arkası sağlam birini görünce kuzu gibi oluyor
    ayrıca gördüğüm polislerin çoğu reisci. bu düzenin oluşmasında payları var. yarattıkları canavardan şikayet etmesinler

  • bisikletinizin kullanım ömrünü uzatan kurallar bütünü. temeli temizliğe ve dolayısıyla bakıma bakar. bir nevi biker's manual.

    yaz boyunca bisikletlerin üzerinde biriken tozlar, silinmediği takdirde bisikletin en büyük düşmanı olabilir. hele yağmurların bisikletin üzerinde bıraktığı çamur, meydana gelebilecek kırılma ve kopmaları gizlediğinden, özellikle bisikletin hareketli parçalarına büyük zarar verir.
    yaz aylarında bisikletinizle yaptığınız gezintiden sonra, üzerinde biriken tozu hafif nemli bir bezle silmeniz, çoğu zaman yeterlidir. ancak yağmurların başladığı sonbahar aylarından itibaren, yapılan küçük gezintilerde bile çamurlanan bisikletin daha detaylı bir bakımdan geçmesi gerekir. zamanında yapılmayan temizlik, çamurlu yüzeylerin her geçen gün daha da genişlemesine neden olur. üstelik meydana gelebilecek kırılma ve kopmaları perdeleyeceğinden, göründüğünden daha büyük bir düşmandır. bu nedenle özellikle jant, fren, vitesler gibi hareketli parçalara çok daha fazla özen gösterilmelidir.
    bisikletinize uygulayacağınız temizlik, onun daha uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır. fakat doğru yapılmayan temizliğin faydadan çok zararı olacağını hemen hatırlatayım. aşagıda belirtilen sıralamayı takip ederek bisikletinizle daha uzun bir beraberlik yaşayabilirsiniz.

    temizlik için gerekli malzemeler:
    • iki kova
    • iki sünger
    • büyük fırça
    • küçük fırça
    • otomobil şampuanı / bulaşık deterjanı
    • yağ çözücü
    • zincir yağı
    • su
    • uzun tornivada

    1) bisikletinizi gerektiği gibi temizleyebilmeniz için sakin ve sabırlı olduğunuz bir anı seçin. eğer yapı olarak sabırlı biri değilseniz bisikletin kadrosundan çok hareketli parçaların temizliğine zaman ayırın. sadece temiz bir kadronun bisikletiniz için büyük bir önemi olmadığını unutmayın.

    2) otomobil şampuanı ile hazırlayacağınız köpüklü su, dış yüzeylerin ve yağlı bölgelerin temizliği için yeterli olacaktır. otomobil şampuanı bulamıyorsanız, bulaşık deterjanı da aynı işlevi görür. bisikleti sabunladıktan sonra kirlerin yumuşaması için kısa bir süre bekleyin. sonra çok tazyikli olmamak şartıyla, bahçe hortumuyla yukarıdan aşağıya doğru durulamaya başlayabilirsiniz. suyun tazyikli olmamasına özen gösterin.

    3) kovaların birini detejanlı diğerini sade suyla doldurun. lastikleri çıkarıp gövdenin altına yerleştirin. böylece bisikleti yıkarken kullandığınız deterjanlı su süzülerek, jant ve lastikleri de yıkayacaktır. arka lastiği çıkarttığınızda uzun tornavidayı zincirin içinden geçecek şekilde jant bağlantı noktalarına sabitleyin. böylece arka zincir yuvası yerinden çıkmadan sabitlenir.

    4) iki süngerden birini deterjanlı suya batırarak, sabunlama işlemine devam edin. ikinci süngeri durulama için beklemeye alın. bisikletin her santimini süngerle güzelce silin. jantlar ve köşeli bölgelere daha fazla vakit ayırın. süngeri sık sık sabunlu suya sokup temizlemeyi unutmayın. kadronun üst demirinin alt kısmı özen göstermeniz gereken bölgelerin başında geliyor.

    5) bisiklet sabunlu haldeyken kalın fırçayı deterjanlı suya batırıp inatçı çamurları çıkarmaya başalayın. gövdenin özellikle alt kısmı en zor temizlenen bölgelerden biri olduğu için, fırça büyük kolaylık sağlayacaktır.

    6) fırçayı kullanarak pedal ve pedal bağlantılarını da temizlemeyi unutmayın.

    7) fırçayla zincir yuvasını iyice temizleyin.

    8) arka lastiğin dişlerini fırçayla güzelce temizleyin. bu bölge yağlı olduğu için daha fazla çamur ve pislik toplyacağından, diğer bölgelerden daha uzun süre çalışmak gerekebilir.

    9) ön lastiğin sıçrattığı çamur, gidon milinin bulunduğu bölgeleri kirleteceğinden, bu noktaları temizlemek için ince fırçaya ihtiyacınız olacak.

    10) büyük fırçanın ulaşamadığı bölgeleri küçük fırçayla temizlemeye çalışın.

    11) yağ çözücü spreyi zincire ve zincirin geçtiği bütün bölgelere sıkarak, kısa bir süre bekleyin. yağ çözücünün etkisini gösterebilmesini beklerken gözünüzden kaçan bölgeleri temizleyebilirsiniz.

    12) zincirin üzerindeki birikmiş ve katılaşmaya başlamış yağların yumuşadığını gördüğünüzde, zinciri en büyük dişiye alıp süngerle kavrayın ve pedalı çevirin. böylece zincirin her bölgesini temzileyebilirsiniz.

    13) artık temiz süngeri ve suyu kullanarak bisikleti durulamaya başalayabilirsiniz. süngeri sık sık temiz suyla yıkayarak sabundan arındırın. bisikletin üzerinde kalan sabun boyanın bozulmasına neden olacağından, iyice durulamaya özen gösterin. durulama işlemi bittikten sonra kırık ve çatlaklar olup olmadığını kontrol edin.

    14) temizleme işlemini gerektiği gibi yaptıysanız, zincirin üzerinde en küçük bir yağ birikintisi olmaması lazım. hemen ardından yeni yağ ile yağlama işlemine geçin. yağlama işlemini unutursanız zincir bir hafta içinde paslanacağından yenisiyle değiştirilmesi gerekecektir.

    15) bazı bisikletçilerde satılan parlatıcı spreyleri kullanarak, bisikletinizi ilk günkü görünümüne kavuşturabilirsiniz.

    16) bisikletinizi, yıkamadan oluşabilecek rutubetten korumak için güneşte bekletirken kaskınızı, pompayı ve kullandığınız aletleri temizleyebilirsiniz.

    artık bisikletiniz yeni sezona kadar huzur içinde uyuyabilir.

  • dogu anadolu'da bir birlik. er tuvaletlerinden biri tikanir. boluk komutani bir turlu actiramaz tikali tuvaleti. hadise bir sekilde, kurmay baskaninin kulagina gider. kurmay baskani hisimla, boluk komutanini, nobetci subayi ve tuvalet sorumlusu eri tuvalete toplar. hic bir sey soylemez, ceketini cikarir, gomleginin kolunu omzuna kadar sivar, milletin saskin bakislari arasinda kolunu delikten iceri pis sulara daldirir, dirseginden yukariya kadar sokar, karistirir. etraftakilerin mideleri agizlarina gelmistir. bir asker donu cikarir delikten veee, oracikta esas duruşta beklemekte olan tuvalet sorumlusu erin suratina şlaaaaaaap!!! diye carpar donu. butun sular milletin ustune basina sicrar. tuvalet acilmis, sular cekilmeye baslamisken, kurmay yarbay, bir kelime dahi etmeden, lavaboya gider, kolunu sadece suyla soyle bir yikar, ceketini giyer ve gider. o gunden sonra birlikteki tuvaletler ornek tuvalet haline gelir.

  • nazim hikmet'in kimi insanlari cok iyi anlattigi bir siiri... (bkz: onlar kendilerini bilirler)

    akrep gibisin kardeşim,
    korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
    serçe gibisin kardeşim,
    serçenin telaşı içindesin.
    midye gibisin kardeşim,
    midye gibi kapalı, rahat.
    ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
    bir değil,
    beş değil,
    yüz milyonlarlasın maalesef.
    koyun gibisin kardeşim,
    gocuklu celep kaldırınca sopasını
    sürüye katılıverirsin hemen
    ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
    dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
    hani şu derya içre olup
    deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
    ve bu dünyada, bu zulüm
    senin sayende.
    ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
    ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
    kabahat senin,
    — demeğe de dilim varmıyor ama —
    kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

    1947

  • bir kaç hafta önce kafası güzel arkadaşlarımızla çimlerde oturduğumuz sırada yanımıza 2 tane velet geldi ve saçma sapan muhabbetler ederek iyice dibimize sokuldular. gerek tecrübeler olsun gerek gördüğümüz olaylar olsun bir kaç dakika sonra telefonların gideceğini anladım ve hiç müdahale etmeden izledim. velet elindeki ceketi yere(telefonların üstüne) bırakıp almak için eğildiğinde bileğini yakaladım ve geri ittim. hiçbir şey demeden yanımızdan uzaklastılar büyük ihtimal yeni kurban aramaya gitmislerdi. işin komik tarafı kafası güzel gerizekalı arkadaşlarım hala neler olup bittiğinin farkında değildi.. eğer bu kadar safsanız kordon çimlerinde oturmayın pls.

    özetle: telefonları çimlere koymayın ve göremeyeceğiniz bir yerde olmasın.

  • lise 2'ye gidiyorum, market - bakkal bozması bir dükkanımız var, var ama durumlar pert, gökte uçan kuşa borcumuz var. dükkanda mal bitiyor yerine koyacak para yok. gelen para bankaya borç kapatmaya gidiyor.

    yine böyle bir gün, okula gideceğim babam bankadan geldi kasada 10 lira yok, ben de 5 kuruş yok. "paran var mı?" dedi. "var baba" dedim. yok diyemedim, "çıkart ceplerini dışarı" dedi. yok falan desem de zorla çıkarttırdı e haliyle bomboş, hiçbir şey yok cepte, bir paket uç, bir de kalem. "hani paran vardı?" dedi. cevap veremedim sustum kaldım sözlük, boğazıma bir şey düğümlendi sustum kaldım. oturdu "cebine 50 kuruş bile koyamıyorum vay be" dedi. hıçkırarak ağlamaya başladı. yaklaşık 10 sene geçti şimdi biraz daha iyi durumdayız ama 10 senedir babamın o hali gözümün önünden hiç gitmedi be sözlük. işte ilk defa o an ne kadar zengin olduğumuzu anladım. işte o an aslında paranın bir boka yaramayan adi bir şey olduğunu anladım.