hesabın var mı? giriş yap

  • konuşamayan bebeklere limon dilimi ikram etmek. ispiyonlayamıyorlar ve suratları inanılmaz sevimli görünüyor.

  • biz bu cumhuriyetin gördüğü en büyük sivil itaatsizliği, tayyip'in gördüğü en sert tepkiyi ortaya koyabilecek kadar harika zamanlar yaşadık. sen hiç sokağa çıkıp tayyip istifa diye bağırabildin mi? binlerce insanla kol kola, ülke tarihinin en protest meydanında, kurabiye tayyip marşını söyledin mi? bunları sen yapamadın biz yaptık, sırf bu yüzden bile, tayyip ve şürekasına karşı doya doya protesto yapmış olmak bile benim hayatımı seninkinden harika yapıyor. sen anca otur twit at "omo koloşdor hop koybotto" diye.
    (bkz: 28 mayıs 2013 gezi parkı direnişi)

  • medici ailesi bildiğimiz italyan bir banker aile. floransada yaşadıkları dönemde "sanatın ve sanatçının dostu mediciler" olarak nam salmışlar. onların günahları boyunlarına belki kara para aklamak için belki de diğer ailelere nispet olsun diye ressam, heykeltıraş, müzisyen kim varsa kol kanat germişler.

    şimdi bu mediciler michalengeloyu çağırıp "micha, pek bir yentenekli bulduk seni. bize şöyle ortaya güzel bir davud heykeli yap bahçeye koyalım havamız olsun, parası neyse veririz" diyerek sanat eserleri yaptırınca diğer aileler de buldukları sanatçıları çağırıp "medicilerin heykeli varsa bizim de keman konçertomuz olsun" diyerek yarışa girmişler.

    bu yarış sonucunda rönesans dediğimiz güzellik ortaya çıkmış.

    işte iş dünyası, pazarlama, yönetim vs için yaban ellerde medici effect diye adlandırılan medici etkisinin temeli bu davranış biçimi. yani ne diyor, sanat ve iş dünyası bir arada olursa her ikisi için yaratıcılık ve kalıcılık ortaya çıkar.

    sanata destek veren eczacıbaşı ailesi mediciler gibi unutulmaz olur, destek verdiği sanatçılar da sanatlarından başka bir şey için kaygı duymayacaklarından daha üretken olurlar. kurumun sanata verdiği destek aynı zamanda imajını parlatır. ayrıca işinizi bir sanat eseri gibi ele alırsanız yenilikçi ve farklı olabilirsiniz. diğer taraftan bir sanatçı için de eninde sonunda, yeni bir sanat eseri yaratabilmek için maddi bir kazanç zorunludur. demek ki neymiş, ortaya koyduğun sanat eserinin maddi bir karşılığının olması yani hem sanat eseri hem ticari eser olması gerekiyormuş. demek ki her sanatçının aynı zamanda ticari zekaya sahip olması yaşaması için önemli.
    her iş adamının da işinde yaratıcı olabilmek için sanatçı duyarlığına sahip olması şart.

    bütün bunları toplayınca medici etkisi dediğimiz, bu yılın popüler kavramı inovasyonun papucunu dama atacak bir güzellik ortaya çıkıyor. ya da medici etkisi 2009 konusu olabilir. türkiye hazır değil. 2008 için reconstruction veriyoruz. yık, yeniden yap.

  • yaş 21, ekim 2007, 450 tl maaş aldım. anneme, babama, kız kardeşime 50'şer lira verdim ve eve gelmeden önce 100tllik erzak aldım. sonra babamın kredi kartını alıp kendime 6 taksitle nokia n73 telefon aldım. 100 tl daha babama verdim. 100 tl param kalmıştı 2 gün içinde o ilk maaşım bitti. o zaman anladım işte 1 ayın ne kadar uzun bir süre olduğunu, emeğin ise ne kadar değersiz...

  • hem evet hem de hayır olarak yanıtlanabilecek soru. hayır cevabı üzerinden gidecek olursak;

    ilk olarak sadece içerisinde bulunduğumuz güneş sisteminin yine içinde bulunduğumuz samanyolu galaksisindeki konumuna bakalım görsel. koca samanyolu galaksisi içerisinde bizimki gibi yaklaşık 200 milyar gezegen bulunduğu tahmin ediliyor. bu sadece orta büyüklükteki samanyolu galaksisindeki tahmini gezegen sayısı. içerisinde 100 trilyonlarca yıldızın olduğu daha büyük galaksiler de bulunmaktadır.

    tüm bu milyarlarca galaksi içerisinde yer alan trilyonlarca belki de katrilyonlarca gezegenin içerisinde gerçekten bizim gibi karbon temelli başka bir uygarlığın gelişmemiş olması pek de olası durmuyor. hâlihazırda 1800'den fazla yaşanabilir ötegezegen bulunmuş durumda.

    tabii sadece karbon temelli canlılık da olmayabilir. evrende ve belki de samanyolu galaksisinde silikon temelli canlılık da oluşmuş olabilir. muhtemelen evrendeki en yaygın elementlerden olan karbona nazaran daha düşüktür ancak hiç yoktur demek de pek mümkün değil.

    tüm evrendeki yaşanabilir gezegenlerin sayısını tam olarak bilmek ya da hesaplamak mümkün olmasa da sadece samanyolu galaksisinde 300 milyon ile 6 milyar arasında yaşanabilir gezegen olduğu tahminleri yapılıyor.

    dolayısıyla tüm bu yıldız sistemlerinde ve gezegenlerde akıllı bir yaşam formunun oluşmamış olduğunu düşünmek bakış açısına göre fazla iyimser ya da kötümser bir tahmin olarak değerlendirilebilir.

    sorunun cevabını evet olarak kabul edecek olursak;

    ilk olarak akıllı yaşam formları oluşmuş olabilir ve şu an yok olmamış ve medeniyetlerini devam ettiriyor olabilirler. ancak kurdukları medeniyet tıpkı bizimki gibi daha henüz kendi güneş sistemlerinden insanlı yolculuk yapacak kadar gelişmemiş olabilir. bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz gibi sistemler ve galaksiler arasında çok kısa sürede seyahat edecek seviyeye gelmemiş olabilirler. bu şartlar altında milyarlarca medeniyet var olsa bile bence evrende yalnızız diyebiliriz çünkü iletişim kuramıyoruz, temas gerçekleşmiyor.

    evrende, kendi galaksisinde oldukça hızlı şekilde seyahat edecek kadar gelişmiş bir medeniyet ya da medeniyetler olduğunu düşünürsek bu sefer de bu medeniyetler için biz hayvanat bahçesindeki maymunlardan farksız olabiliriz. bizi kaale bile almıyor olabilirler.

    belki de böyle birden çok medeniyet oluştu ve kendi kendini yok etti ya da bu medeniyetler bir noktada savaşarak birbirlerini yok etti. dolayısıyla belki bize ulaşabilecek olan medeniyetler vardı ancak yok oldular.

    yaşanabilir ötegezegenler kaynak
    karbon temelli hayat neden yaygın kaynak
    silikon temelli canlılık kaynak
    yaşanabilir gezegen sayısı kaynak

  • insanlara karşı sevgi dolu bir insan olarak sevgi göstermeye aç öyle güzel duygular tatmaya aç bir insan olarak insanların sizinle işi bittikten sonra sizi bir daha aramadığını fark ettiğin an

  • herşeyi atatürk'e dayandıran birinin açıklaması. o kadar rahatsız ki atatürk'ten kazandığı savaşların bile kaybedilmesini istediğini daha önce duymuştuk. o yüzden bu adamı gündem yapmayı bırakın, zaten kimse hatırlamayacak kendisini.

  • d: defne, a: anneannesi, olay saniyeler önce gerçekleşti:

    a: defnecim elma yemek ister misin?
    d: istemem.
    a: haydi bak soyuyorum ama!
    d: istemiyorum.
    a: tabağa mı koyayım elinde mi yersin?
    d: ye-miy-cem.
    a: ama haydi son kez soruyorum istiyor musun istemiyor musun?
    d: is-te-mi-yo-rum!
    a: sen bilirsin. bak ama ne güzel elm..
    d: istemiyoruuum!
    a: yani yemeyecek misin?
    d: yemiyceeeeeem!
    a: ama bak elma yersen ne sağlıklı...
    d: *ciyaaaaaaak*

    hemen ardından koşarak yanıma geldi, yüz kıpkırmızı, kaşlar alabildiğine çatık:

    - baba! elma yemek istemiyorum!
    - öyleyse yeme.

    böyle deyince bir an için dondu kaldı, ardından küçücük kollarıyla öyle bir sarıldı ki boynum kırılacak sandım.

  • -ne okuyorsun?
    +moleküler biyoloji ve genetik
    -bana bi brad pitt klonlar mıssın?
    +yapabilsem kendime bi angelina jolie klonlarım.

    ekleme.

    şunu da gerçekten yaşadım.

    izmirde halamlardan eve dönüyorum. bi eshot otobüsüne atladım. şöfore iyi akşamlar dedikten sonra geç şu yakın koltuğa otur muhabbet edecek kimse yok dedi. peki deyip hemen kapının yanındaki koltuğa geçtim.

    -öğrenci misin ?
    +yok mezunum. yeni iş buldum. bi dahaki ay çalışıyor olacam inşallah.
    -ne mezunusun?
    +moleküler biyoloji ve genetik.
    -ha sen bilirsin o zaman, söylesene çocuğunun erkek ya da kız olması için ne yapman lazım çiftleşme anında?
    +dölleyen sperme bağlı. birşey yapamazsın.
    -allah'ın işi demek.
    +yani öyle de denebilir.
    -ama tüp bebekte seçebiliyorlar spermi değil mi? bi makine var. oraya koyuyolar, x ve y kromozomu taşıyan spermleri ayırıyor.

    dumura uğramıştım bunu duyunca. vay amk adam flow cytometry i (ya da diğer adıyla fluorescence activated cell sorting) biliyor lan. benim 3. sınıfta öğrendiğim tekniği.

    +valla abi aynen öyle.

    edit: sperm ayrımı yapılmıyor diye mesaj atanlar oldu, buyrun https://en.wikipedia.org/…iki/sperm_sorting#methods

  • arif: galatasaray benfica'yı benfica'da yenemez miydi?
    ali ece: yenemezdi !
    arif: nasıl yenemezdi?
    ali ece: maç lizbon daydı !

  • hangi ekonomik verilere baktığınız ile ilgili değişebilecek görüş.
    http://www.ft.com/…54ac-11e6-befd-2fc0c26b3c60.html
    türkiye'nin 2. büyük yatırım firması olan ak yatırım'ın başındaki mert ulker, müşterisi olan yatırımcılarına özel yayınladığı raporda olumsuz görüş belirttiği için lisansı elinden alındı.
    böyle bir ortamda türk ekonomisi için herhangi bir türk ekonomistinin objektif bir biçimde olumsuz görüş bildirmesi, işten atılma, hapse girme gibi sonuçları olabileceğinden mümkün değil.
    o yüzden şaka maka, herkes titanik batarken keman çalan müzisyenlere dönmüş vaziyette.

    not: financial times'ın sayfasını bir kısım arkadaş açamamış. buradan okuyabilirsiniz.

    debe sonrası edit: financial times'a "sen kimsin ya!?" diyen arkadaşlar olabilir. sadece 4 milyon okuyucusu vardır. ama bu 4 milyon okuyucu ile, tüm dünyadaki profesyonel yatırımcı ve bankacıların %36'sına ulaşır.

    yani demem o ki, bina ve arsa almaktan başka birşey bilmeyen arap yatırımcıyı bir kenara bırakırsak, türkiye'de fabrika kuracak, satış dağıtım zinciri açacak, ve bunu işletecek veya bu bahsedilenleri çoktan yapmış olan yatırımcı bu haberi veya benzerlerini okur. yatırım yapacak olan varsa, yatırım yapmaz. yatırım yapmış olan varsa, yatırımını satıp çıkar.