hesabın var mı? giriş yap

  • dün akşam intikam dizisini seyrederken aklıma takılan husus. dizide kızın anası oğlana 25 bin veriyor, oğlan da alıyor. bence günümüz şartlarında bir kızı bırakmak için, hele de kız zenginse 25 bin çok az para. gerçi bu para kızla çıkma süresi, aşkın büyüklüğü, ailenin ciddiyeti, nakite sıkışma gibi parametreler göz önünde bulundurularak hesaplanır ancak yine de 25 bin kurtarmazdı.

    mesela o anda ben eşime, baban bana 25 bin verseydi seni bırakmazdım, çatır çatır pazarlık eder rahat 75-100 bin alırdım dedim, gözlerime sevgiyle baktı. yani demem o ki kızımdan ayrıl diye verilen paranın ciddiyetle hesaplanması gerekir. boğaza nazır villada otururken, kızına doğum gününde hediye diye 250 bin liralık araba alırken, sevgilisine kızımdan ayrıl diye 25 bin vermenin hiçbir mantığı yok. o kız su içinde 100 bin ederdi.

  • fransız devrimi, rönesans ve aydınlanma dönemlerine az kaldığını bize gösteren demeçtir. teşekkürler erdoğan. bu ülke sana çok şey borçlu(!) türkiye tarihinin ortaçağı da böylece tarih sahnesinden kapanmış oluyor. sırada pozitivizm ile birlikte din ve bilimin ayrılması var.

    edit: bakalım altın vuruşu yapacak türk descartes'ımız ne zaman çıkacak*

  • kütahya simav'da gerçekleşmiş olaydır. yaşları 14,15 ve 17 olan üç insan evladı tarafından 12 yaşındaki bir çocuğa tecavüz edilmiş, sonra ayakkabı bağıyla boğulmuş, ardından da kafası taşla ezilmiştir. bu nasıl bir vahşettir. çocuk diyebileceğimiz yaştaki bu insanları ahlaken bu kadar dibe çeken, vicdanen bu denli körleştiren, bu kadar vahşileştiren neydi ki! haberlerde üç çocuk denmiş ama ben bunlara çocuk denmesini kabul etmiyorum. çocukluk masumluktu, oyun oynamaktı, arkadaşlıktı... ulan yeni bir ayakkabı alındığında gece heyecandan uyuyamamaktı çocukluk! bunlar mı çocuk, nerde bizim çocuklarımız! havsalam almıyor yeminle. eskiden dört çocuk bir araya geldi mi maç falan yapardı, taso oynardı, bilyede birbirini üterdi en fazla. ulan bunlar üçü bir araya gelip dördüncüsüne tecavüz etmiş, sonra da öldürmüş ya! hey yarabbim ya! yok olalım, toz olalım biz bunu da duydum ya!

  • of. su cumleyi ben kullansam "kamil" derler. "komodo ejderi" derler. ama teoman deyince "oo super". kirildim lan.

  • az biledir.

    bir sokak, cadde, semt, köy, ilden bahsedilmiyor.
    tüm bir ülkenin elektriğinin kesilmesinden ve ikna edici bir açıklama yapılamamasından bahsediliyor.

    ülke ve insanları zaten gergin. hayat yalan dolan olmuş, eskiden olduğu gibi mum yakıp oturamayacağız. biz de gördük mumlu geceleri. ama sene 2015. planlama, koruma, öneme yok, acil durum yönetimi yok.

    enerji bakanlığı'nın açıklaması "ay biz de şaşırdık" iken, bu başlık saçma olmuş.

  • yaşamayanın bilmeyeceği duygudur.

    o ustanın ordinaryüs profesör havasıyla ağır ağır arabaya gelişi, kollarını yay gibi açarak aracın önünü hatun beli kavrar gibi kavraması, ağzında sigarasıyla 67 derece motora eğilmesi, bas diye araç sahibine emir vermesiyle beraber başlayan çevre araç sahiplerinin sanki kırk yıllık dostunun arabasıymış gibi aracın yanında saniyesinde belirip kardeşimli, dostumlu, sıcak bir sinerjinin anında yaratılması durumudur. ulan şu ülkede her yer oto sanayi olsa inan bana hiç bir yerde kavga gürültü, türk kürt, fener cimbom kavgası yaşanmaz.
    yok abi oto sanayide mutsuzluğa yer yok, hele ki bi de bir aracın kaputu açılmışsa.