ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
disposable income
-
harcama veya tasarruf amaçlı kullanılabilen gelir. genel ekonomi mantığına dayanaraktan, giderlerin gelirlerden kesilmesiyle hesaplanır. kesintinin ardından elde kalan miktardır. gider kalemi olarak dolaysız vergiler, gelir kalemi olarak da kişisel geliri görmek mümkün.
tecavüz zanlısını baba kurbanı oğul savunması
-
menfaat catismasini hukuki boyutunu bi kenara koyalim. su basliga bakip da anlayana tum servetimi bagisliyorum.
lisenin en popüler kızının lcw'de işe başlaması
-
sırf güzel diye kendini bir kocaya yamayıp ömür boyu koca parasını yemesinden daha hayırlıdır.
bahçesinde 600 milyon dolar bulan meksikalı çiftçi
-
adam belki 650 milyon dolar bulup, 50 milyonunu hacıladı ağalar, hemen salak yaftasını yapıştırmayın. kolombiyalı la o, kayserilinin aklına geleni akıl edemez mi sanıyonuz.
aslan burcu'nun 2014'te coşması
-
yürü be burcu kim tutar seni, aslansın, kaplansın
araba almıyoruz kampanyası
-
alamıyoruz zaten, almıyoruz diyip inat etmiş numarası yapmamıza gerek yok bence.
hayatın anlamını sorgulatan filmler
-
yerine göre akciger filmi
gerçekten hoşlanılan kişiyleyken saçmalamak
-
bir keresinde zombiler üstüne 10 dakikadan fazla konuşarak gerçekleştirdiğim bir salaklık.
millet bardak düşürür, kekeler, midesi bulanır filan. şirin bile gözükebilir çoğu insana,
ben ne yapıyorum?
zombiler...
derin göğüs dekoltesi
farklı olmak
-
yan yana dizilmiş onlarca koşu bandı. hepsinin üzerinde birbiriyle yarışan ama aynı yerde duran kadınlar. aynı numara saç boyası, aynı marka ayakkabı, aynı kesim eşofman altı. hepsinin önünde aynı mp3 çalar, hepsi aynı şarkıyı çalar: "bu mp3 çalar değil, ipod!", "bu farklı".
dolaplarda, pardon locker'larda aynı eşyalar. aynı çantaların içinde aynı cep telefonları. asla kullanılmayan yüzlerce fonksiyonu olan, aynı melodiyle çalan oyuncaklar. sahip olmak için aynı insanlarla aynı kuyruğa girilen, "farklı" telefon.
menüleri birbirinden farklı, masaya konan yemek birbirinin aynı yüzlerce "farklı" cafe. aynı salatayı yiyen, aynı saç modeline sahip yüzlerce insan. adı farklı, huyu suyu, saçı sakalı aynı erkekler hakkında aynı dertleri yanan; isimleri farklı birbirinin aynı kadınlar. aynı diziyi izleyip, aynı şarkıyı dinleyip farklı olduğunu hisseden; buna rağmen kendini iyi hissetmeyen farklı kadınlar.
herkesinkinden farklı gördüğü çocuğunu, herkesin göndermek için can attığı aynı okulda okutabilmek için çırpınan; kendisi yemeyen, çocuğunu herkesle aynı fast food zincirinde yediren; kendisi giymeyen, çocuğuna herkesle aynı kıyafeti alan aileler.
aynı gün, aynı saatte, aynı kıyafetlerle aynı işin başına koşan, ve o işi yaptığı için "farklı" olduğunu düşünen aynı servisin yolcuları. aynı marka monitör ve klavyelerin başında, aynı mouse'ı oradan oraya döndürüp tüketilen aynı gençlik.
aynı farklı insanlarda; aynı stres, aynı bunalım aynı depresyon. ve tüm bunları ortadan kaldırması için gidilen aynı doktor, yutulan aynı kimyasal leblebi.
aynı malzemeyle yapılmış, birbirinin aynı bloklardan oluşan siteler. aynı mimari, aynı mutfak, aynı salon. aynı ebeveyn banyosunun aynı kabına sıçıp, kendini "farklı" hisseden binlerce insan.
içiniz rahat olsun,
hepiniz farklısınız.