hesabın var mı? giriş yap

  • önceden terkokuyorsun ve kokuyorsun gibi siteler vardı. artık yalan olmuş. oraya kokan kişinin mail adresini girerdiniz. site de yerinize anonim mail atardı. bunları ikame edecek siteler var mı diye bakındım ama bulamadım malesef.

  • patlama noktasından 10 km öteden bazı camların kırıldığı şeklinde ifadeler var. bu demek oluyor ki bu mesafede şok dalgası en az 0,7 - 1 kpa civarında basınç oluşturmuş, bu da en az 100 - 200 ton civarında tnt eşdeğerinde patlayıcı demektir. patlayıcının türüne göre bu miktar azalır ya da artabilir. ayrıca videolarda sakarya'daki patlayan fabrikadan artık aşina olduğumuz havai fişeklere benzeyen ışıldamalar görülse bile, asıl patlama sonrası görünen turuncu - kırmızı yoğun duman, patlayan kimyasalın yapısında azot oksitli bileşiklerin (nox) varlığını gösterir. böyle bir duman daha ziyade doğrudan maden vb. işletmelerde kullanılan patlayıcılara veya savaş mühimmatına işaret eder.

    yani patlamanın boyutuna ve işaretlerine bakacak olursak, patlayıcı veya mühimmat deposu patlamış diyebiliriz.

  • böyle saçma bir açıklama olabilir mi? açıklamaya bakın:

    ''bu sene 10 filmde sadece 3 filmde kadın izleyebildik. bu özellikle jürinin yarıdan fazlası kadın olan bir ekip için üzüntü verici oldu. umarım seneye 10 da 7 kadın filmi olur demek istiyorum.'' link

    bu kadar çelişkili ve mantıksız bir açıklama görmedim. eşitlikten dem vurup kadın jürinin kadınlara kayırma yapmasını bekleyip ve eşitlikten bahsedip seneye 5-5 e değil de 10 ödülün 7'si kadına gider demenin neresinde cinsiyet eşitliği var? artık usandık şu saçma sapan gereksiz cinsiyet duyarlarından oldu cinsiyet eşitliği olsun diye biz erkekler ezilelim altınız da ne kaldı eşitlikten yana o halde? resmen orada ödül alan 7 erkek oyuncunun emeklerini yok saymış. onlar kayrılarak bu ödülü aldı haketmedi demeye getiriyor. ne söylediğinin farkında değil artık bazı kadınlar. çok boktan bir popülizm var bu kadın konusunda amaç kadın erkek eşitliği değil amaç bu konudan ekmek çıkarmak. çoğu kimse kendisinin de ne dediğinin farkında değil.

  • çayın şekerini karıştırırken bardağı tıngırdatmamak. ülkemizde kendim dışında bilen bir kişi bile görmedim. her yerde şangır şungur, şangır şangır.

  • parayı bulanın et kemirmeye koştuğu mekan. bu ve türevleri yüzünden zaten pek parlak olmayan büyükbaş hayvancılık riske girecek diye korkuyorum. yok bülent ersoy bi oturuşta 3.5 kilo kıvırıyormuş, yıldırım demirören çenesiyle kuzuyu ikiye bölüyomuş... noluyo lan, ne bu? nası bi furya başlattılarsa sadece o bölgede türkiyenin tükettiği kırmızı etin %70'i fln yeniyor. yeniçeri ocağı gibi amk.

  • iyi bir insan olmanın nedenini huriye bağlayan adam. ne kadar aşağılıkça bir şey lan bu? iyi bir insan olursan huri ile birlikte olacaksın, motivasyona bak.

    - neden hayvanlara eziyet etmiyorsun?
    + çünkü hurilerle birlikte olmak istiyorum.

    bu hiç etik ve ahlaki değil. cezadan korkup yapmamakla ödül motivasyonu ile yapmak, ikisi de bence isteyerek yapmanın yanında bir hiçtir.

  • basitçe; geçmiş, şimdi ve gelecek adını verdiğimiz zaman dilimlerinin, evrende aynı anda var olduğunu savunan teori.

    kolaylık olması açısından, evreni gözümüzde dikdörtgen bir prizma şeklinde canlandıralım. bu prizmanın mesela en sol tarafı evrenin başlangıcı, en sağ tarafı da sonu olsun. geçmiş, şimdi ve gelecek olarak adlandırdığımız, yaşanmış, yaşanmakta olan ve yaşanacak olan tüm olaylar bu iki uç arasında bir yerlerde gerçekleşmiş / gerçekleşecek demektir.

    göreliliğin buna izin verdiğini, yani bu işin matematiksel olarak mümkün olduğunu aklımızın bir köşesinde bulundurarak devam edelim konuya.

    şimdi biraz daha fantastik bir düşünce deneyi yapalım ve bu prizmayı, ekmek keser gibi istediğimiz şekillerde dilimleyebileceğimizi ve her dilimin, zamanın bir anını temsil edeceğini hayal edelim. tam da burada devreye hareket kavramı girecek. biliyorsunuz (ya da şimdi öğreneceksiniz) zaman, hareket hızına bağlı şekilde deneyimlenir; yani görecelidir. klasik söylemi belki duymuşsunuzdur; ışık hızına yaklaştıkça yahut bir kara deliğin olay ufku yakınlarda zaman durma noktasına gelir denir. işte bu zaman dilimleme olayında, hareketin bu dilimlerin doğrultusunu değiştireceğini aklımızda bulunduralım. ne demek istediğimi az sonra şekille destekleyerek anlatacağım. şöyle;

    görsel

    burada gördüğünüz mavi ve kırmızı arkadaşlar birbirlerine, uzayın milyonlarca yahut milyarlarca ışık yılı uzunluktaki mesafelerine denk gelecek kadar uzaktalar. bu bir düşünce deneyi olduğundan, bu ikisinin tamamen hareketsiz şekilde oldukları yerde durduklarını farz edelim. yani bir başka deyişle birbirlerine göre hareketsiz durumdalar. bu durumda bu iki arkadaşın zaman dilimleri tamamen aynıdır çünkü zaman bunlar için eşit miktarda akmaktadır. görseldeki kesikli çizgi, ikisi için de ortak olan zaman dilimini temsil eder.

    şimdi olaya biraz aksiyon ekleyelim. mavi arkadaşımız kırmızıdan uzaklaşmaya, yani harekete başlasın. kırmızı arkadaş durmaya devam ediyor. bu durumda zaman dilimi nasıl olur? artık zaman, iki arkadaş için aynı tempoda akmayacağı için, zaman dilimleri de ortak olmaktan çıkar ve mesela şöyle bir hâl alabilir:

    görsel

    burada tam olarak ne oldu? daha az önce ortak "şimdi"yi paylaşıyorlardı ama artık zaman ikisi için de farklı akmaya başladı. görsele dikkat edin; mavinin hareketinden kaynaklı sapma, maviye yakın bölgede oldukça ufak olmasına rağmen kırmızıya doğru gittikçe arttı. mavi arkadaşın zaman dilimi artık kırmızının geçmiş dediği bir yere denk gelmeye başladı. bu geçmiş, duruma göre yüzlerce yıl öncesi bile olabilir. harekette ufacık bir değişiklik, zamanda çok büyük bir farklılığa neden oldu.

    buraya kadar tamamsak, şimdi mavi arkadaşımız kırmızıya doğru hareket etmeye başlasın. bu kez ne görürüz? şunu:

    görsel

    mavinin zaman dilimi yine saptı ama bu kez kırmızı için geçmişe değil, geleceğe doğru.

    buradan şu sonuca varıyoruz; benim için geçmiş olan bir şey evrenin bir başka yeri için şu an'a, evrenin daha başka bir yerindeki gelecek, benim için geçmişe karşılık gelebilir. geçmiş-şimdi-gelecek adını verdiğimiz şeyler aynı anda vardır.

    peki bunu neden hissetmiyoruz? bunun nedeni entropi diyebiliriz. "düzensizlik"ten düzen durumuna geri dönemiyor olmak yahut var olan düzensizlik seviyesi içerisindeyken çok daha düzensiz duruma bir anda ışınlanamıyor olmak, geçmişi ve geleceği algılamamızın da önüne geçiyor.

    bu arada, her ne kadar entropi en basit şekilde düzensiz kelimesi ile tanımlanıyor olsa da bu biraz eksik ve göreceli bir tanım. daha detaylı tanım için bu entry belki yardımcı olur.

  • her tarafına silikon yaptıranlarla aynı sektörde olmasına rağmen doğal göğüslerdir. takdir edilesi.