ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yılmaz erdoğan
-
senaryosunu yazdığı dizide bütün kadınları ilk görüşte kendisine aşık olacak şekilde yazmasından, büyük edebi laflar edip sanatçı triplerine girmesine rağmen vücudunu kullanarak para kazanan , lise mezunu tüm yüz estetik , platin saçlı, kendinden 20 -25 yaş küçük bir kadınla ilişki yaşamasından ve kendisini eleştiren herkese tehditvari yaklaşmasından anlaşılacağı üzere. güzel bir pakedin içine girmiş egolu , sığ bir kişilik taşıyordur.
11 şubat 2016 ligo gravitational wave gözlemi
-
*edit: en basa bu dalga neyin dalgasi onu soyliyelim. einstein'in genel gorelilik teorisinin ozetine gore "madde" ** uzay ve zamana nasil egilip bukulecegini soyler; uzay ve zaman da cisimlere nasil hareket edecegini. yani uzay aslinda boyle gorunur ama bugune kadar boyle goremiyorduk:) iste cisimler, uzay ve zamani bukunce uzayda isik hizinda dagilan kutlecekim dalgalari* olustururlar. bu dalgalar bugune kadar gozlemlenememisti. bu dalgalar gozlemlenemeyince de, bu dalgalardan baska bi sey yaymayan uzay cisimleri de gozlemlenememisti. yani yasasin karadelikler!*edit bitti*
ligo'nun yaptigi uygulamalı gözlemi basitçe anlatması çok zor:)
(büyük harfle) "l" şeklinde bir kompleks düşünün. l'nin kolları 2-4 km uzunluğunda. biri diğerinden uzun, l'nin köşesinde bir beam splitter (ışın ayırıcı) var, l'nin alt tarafında yani ışın ayırıcının solunda ışın detektörü var... l'nin iki ucunda da asılı duran dev aynalar var. şöyle bir şey kendisi
şimdi bir lazerle (ls diye gösterilen) ışın ayırıyıcıya (b diye gösterilen) ışın yolluyos, ayırıcı da iki demeti iki koldan (l'nin kollarından) dev aynalara yolluyor. deva aynalar demetleri gerisin geri ayırıcıya yolluyor. ayırıcı da aynalardan gelen ışınları lazer silahı ve ışın detektörüne (ld diye geçen) yolluyor. böyle bir görüntü hayal edin.
ortada gravitational wave'in eğip büktüğü uzayzaman yokken, ışın atımları kollardan biri daha uzun olduğundan detektöre farklı, ancak düzenli ritmli zamanlarda geliyor. detektör de pek bi şey detect etmiyor :) (ışık dalgalarının süperimpozisyonuyla* ilgili bir dalga sebebiyle, birbirlerini nötralize ediyor isinlar)
şimdi kollara gravitational wave atalım, böyle "vocurk vocurk" etsin... animasyonda gördüğünüz üzere sağdan giren gravitational wave, yüzeydeki partikelleri gah uzatıyor gah kısaltıyor... bu durum bizim "l"'de (ki adı interferometre-yani suya attığınız taşların birbirine girişen dalgalarını ölçen nane) iki boyutlu düzlemde şöyle bir görüntü yaratıyor. yani kollar bir uzuyor bir kısalıyor. tabii animasyondaki kadar degil. hidrojen atonu kadar ohom:) artık gelen ışın atımları düzenli ritmde değil. suya atılan taşların birbiriyle girişen (bkz: superimpositon) görüntüsü şeklinde. duzensiz girişen dalgalar da yeni bir dalga yaratıyor (biraz daha basitleştirirsem fizik ilmi çökecek:(( ışığın dalga fonksiyonundan da yararlanan detektör de gravitational wave'den sonra oluşan yeni dalganın ışığını tespit ediyor. böylece ölçüm gerçekleşyor.
not: gerçeklik yukarıda anlattığımdan çok daha komplike, işbu entry aşırı basitleştirme adına fiziğin de müzğin de ırzına geçmiştir:)
akp'nin türkiye'yi süper güç yapması
-
haklı tespit. akp türkiye'de yaşamayı süper güç yaptı.
efsanevi cimrilik hikayeleri
-
karikatür gibi bir adamdan bahsedeceğim şimdi size, babamdan. ahlak değerleri yerlerde, çok kolay yalan söyleyebilir ve para için yapmayacağı hiçbir şey yok. ben ortaokula gidene kadar çocuklara harçlık verildiğinden falan hiç haberim yoktu. kış günü herkes evde şapka ve montla oturuyor zannediyordum. normali böyleymiş gibi hani. gözünüzde yeteri kadar canlandıysa hikayeye geçiyorum.
iş çıkışı nasıl olduysa babamın canı kola içmek istemiş. büyük bir markete girmiş. eskiden kola kapaklarından hediye çıkıyordu şimdi de öyle mi bilmiyorum. aklına şahane bir fikir gelmiş. kolaları tek tek açıp kapaklarına bakmak.
1, 2, 3……8,15,20…. derken güvenlik farketmiş. kavga dövüş açtığı bütün kolaları aldırmışlar.
o gün babam bir kamyonet dolusu kolayla eve geldi. odanın birine dizdi kolaları kimseye de vermedi. bir sene boyunca şerbet gibi kola içti. bu konu hakkında konuşulmasını da yasakladı. çünkü yaptığından değil, ava giderken avlandığı için utandı.
edit: bu kadar ilgi göreceğini hiç düşünmeden yazmıştım. çok fazla mesaj alıyorum bunun için bir anı daha yazma ihtiyacı doğdu :))
babam bir gün 200 gr kıyma alırken kasapta etin çok pahalı olduğu kanaatine varıyor. “ineği kendim alsam bütün mahalleye kasabın yarısına bile satsam kar ederim” diye düşünüyor. çiftçilik yapan bir akrabamızdan o zamanın fiyatıyla 12 liraya inek alıyor. aldığı yerde kestiriyor.
geriye etleri satma kısmı kalıyor. hatırladığım kadarıyla ilkokul öğretmenim bile ucuz et almak için evimize gelmişti. annem günlerce konu komşuya et satmaya çalıştı. evin her tarafı torba torba et doluydu.
12 liralık inek babamın hesapladığı gibi kar getirmedi. 11 lira gibi bir fiyata bütün etleri sattı inek aldığı akrabayla da hayatı boyunca konuşmadı.
çünkü hesaplarına göre kar etmeliydi, kar edemediği için kazıklandığını düşündü.
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
saf bir asker şiddetli basur şikayetiyle revire gider ve askeri doktor tedavi eder. sonrasında gelişen ufak bir diyalog.
- sevk aldın mı olm sen?
+ birazcık aldım komtanım...
- ne diyorsun lan sen hayvan herif. zevk mi dedik sana sevk sevk!
(bkz: dayak)
ailenin komik kısa mesajları
-
yillar once kulagimi deldirmistim, babam gormeden once mesajla soylesem daha iyi olur diye dusundum:
ketch: "sekiz delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak hehehe"
babasi: "alnindan vurulmus cocuk?"
baia mare siyanür sızıntısı
-
ps- degerli yazar/okur! bu konu başlığı ve konu ekşi sözlükyazari, sayin psyce'in hatirlatmasi uzerine acilmistir. facianin uzerinden 20 yildan fazla gecmis olmasina ve korkunc felaketin turkiye'yi cok yakindan ilgilendirmesine ragmen, ekşi sözlük'de yer almamistir.
degerli yazarimiz psyce'a hatirlatmalarindan dolayi , en iyi dileklerimi iletiyor ve tesekkur ediyorum.
baia mare siyanür sızıntısı : 2000 yılında meydana gelen, " çernobıl faciasından sonra dünyadakı en büyük çevre felaketi olarak kabul edildigi soylenen", romanya'nın baia mare yakınlarında: avustralya'ya ait esmeralda exploration şirketi ve romanya hükümetinin ortak girişimi olan altın madenciliği aurul şirketi ikilisinin, altın çıkarma çalışmaları sırasında, şirketlere ait olan siyanür havuzu'ndan kaynaklı olarak, some? nehri'ne siyanür sızmasıdır.
daha beteri !
"erzincan iliç'te insanlığa karşı suç işlenmesi" konu başlığı ile ortaya getirdigimiz felaketin, baia mare siyanür sızıntısı'ndan daha vahim sonuclara gebe olduguna isaret ediyor.iki felaket hakkinda yazilan haberlerin satir aralarina baktigimizda malesef durum buna isaret ediyor.
""" siyanürcüler hazır yetkililer sessiz
romanya’da yaşanan siyanür felaketi, siyanürün tuna nehri üzerinden karadeniz’e ulaşması dışında da, tüm türkiye’yi tehdit eden büyük bir tehlikeyi gündeme getirdi. türkiye’de siyanürlü altın aranması için 50 ön işletme, 40’tan fazla da işletme ruhsatı verildiği açıklandı. bergama köylüleri, siyanüre karşı verdikleri mücadeleyi sürdürürken, türkiye’nin dört bir yanında siyanürlü altın üretimine geçilmesi gündemde. artvin ve çanakkale’de bir araya gelen kitle örgütleri ve siyasi partiler, “romanya’da yaşanan olaylar ileriki günlerde eğer engel olunmaz ise artvin, bergama, kütahya ve gümüşhane’de de yaşanacak” uyarısı yaptılar ve “ülke cehenneme dönmeden çan’a, bergama’ya, akkuyu’ya göz diken tüm emperyalist kuruluşların çekip gitmesini” istediler.
http://www.antimai.org/cv/baiahaber.htm
kılıçdaroğlu'na oy yok ikinci turda da yok
-
bu basliklari akpliler aciyor farkindasiniz heralde degil mi? her yorumdan etkilenen saf ve hassas vatandaslara söylüyorum. adayin kim olmasini istediginiz farketmez, eger tayyip in karsisina millet ittifakindan kim cikarda ciksin 2. turda tayyip e atiyorsaniz siz muhalefet degilsiniz. siz kralcisiniz. %0.1 lik kesim sarayda yasasin gerisi ac kalsin diyenlerdensiniz. kendinize muhalefet demeyin.
kalkalım mı yavaş yavaş'taki yavaş yavaş
-
eller dizde, bacak iki yana açılmış ve vücut öne eğilmiş bir duruş ile yavaş yavaşlanıp start çizgisinde işaret beklenir.