ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mahsun kırmızıgül
-
henüz herhangi bir filmi izlemediğim yönetmen. ama rahatlıkla yönetmen diyorum, çünkü bir kere işine saygı duyan bir adam olduğu belli.
iyi çeker, kötü çeker bilemem, ama bir iki popüler isim haricinde filmlerinin castını saygıdeğer oyunculardan kurar. bir filmden kazandığı parayı diğerine yatırır.
sinemaya adım attığından beri ben bu adamı bırak televizyondaki magazin programlarında, gazetenin magazin sayfasında bile görmedim. iktidara yakın olduğunu tahmin etsem de, bundan pekala çıkar da sağlayabilecekken, bir gün olsun siyasi görüşünü benim burnuma sokmadı.
türk sinemasının önce işine ve sinemaya saygı duyan insanlara ihtiyacı var. kırmızıgül bunu karşılıyor. biz daha işin niteliğine takacak durumda değiliz.
bir babanın en mutlu olduğu an
-
gunu bok gibi gecmis binbir dert tasayla gunu bitirmis
gunu bitirirken de pili bitmis bir babanin
sizip kaldigi koltukta
boyu 90 santim olan 2 yasindaki oglunun
kendi boyundan buyuk yastik bir elinde
diger eliyle basini koydugu sert koltuk kolcagindan ayirmaya tum gucuyle israr ettigi
babanin o sersemlikle
n`oluyoruz lan
deyip gozunu actiginda ogluyla gozgoze gelip
baba yassik baba yassik
lafini duydugu andir.
ki omre bedeldir.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık:barış manço iyi ki ölmüş
1.domates birer patlıcan diye şarkı mı olur mk ahahah.
3. doğru. senin gibi bir hıyarı unutmuş
2020 süper lig play-off sistemi
-
bence direkt 7. olan takım şampiyon ilan edilsin play off sisteminden daha adil olmuş olur.
35 yaşına kadar evlenmezsem seninle evlenirim
-
"senle kırıştırılmaz, serserilere vereyim (kalbimi); yaşlanıp yalnız kalma korkusu başlayınca da huzuru sende bulurum." cümlesini kuramayacak kişilerin, sözü farklı kaydedip dosya uzantısını değiştirdiği cümle. ikisi de aynı yola çıkar ama biri dürüst ve dobra, diğeri ise kibar ve yalan.
bill gates'in kızının jokeyle evlenmesi
-
zengin ve egitimli bir anne babaya sahip, stanford universitesi mezunu ve olimpiyatlara katilmis bir misir asilli jokeyle evlenmesidir efenim. evet.
ulan duyanda turkiye jokey kulubunden ilk-ortaokul mezunu bi yozgatli veyahut sivasli koylu ile evlendi sanacak amk.
furkan bölükbaşı
-
meltem ablasının izinden giden karaktersiz.
tencere kapak olmuşsunuz furkancım güle güle kullanın.
2 mayıs 2019 cumhurbaşkanlığının metro kararı
-
ankara ve istanbul'da ulaştırma bakanlığı tarafından yapılan metrolarına harcanan paranın belediye ödeneklerinden kesilmesine karar verilmesi şeklinde olan karardır.
daha önceki düzenlemeye göre, ulaştırma bakanlığı metroları yapıyor ve metroların karlarından %15 ödeme alıyordu. akp'nin en büyük metropolleri kaybetmesinin ardından alınan bu kararla, daha önceki yıllarda 5 katına mal edilen metroların maliyetleri de yeni yönetimlerin sırtına bindirildi. kaynak
akp milli irade ile kavga ediyor. akp'ye oy vermeyen büyükşehirleri cezalandırma politikasını bu millet görmeyecek sanıyorlar.
bu tip politikalar taşrada etkili olabilir, insanlar "aman hizmet azalmasın" diye güçlüden yana olabilir. ama büyükşehirlerde tam tersi bir etki yaratıyor. zira büyükşehir insanı daha bilinçli oluyor, vergisiyle yapılan hizmeti almak için oy tercihlerine karışılamayacağını biliyor. büyükşehirlerin iradesiyle inatlaşmamak lazım.
edit: kaynak eklendi.
edit2: aklıma gelen bir husus da şu; ankara ve istanbul'da merkezi yönetim tarafından yapımı devam eden, hatta yapımına ileride başlanacak hatlar da var. bu durumda merkezi yönetim aslında diyor ki; ihaleyi ben yapayım, müteahhiti ben seçeyim, kendi yandaşıma ihaleyi istediğim fiyattan ben vereyim, belediye de bunu ödesin. madem öyle, bundan sonra yapılan metroların paralarını belediyeler ödeyecek o zaman devlet bu inşaatları ve projeleri derhal belediyelere devretsin. bundan sonra da beş kuruş harcamasın. yoksa bu karar, yandaş müteahhitleri, chp'li belediyelerin kasasından doyurma amacını taşıyor demektir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''para kazanmaya basladigimdan beri borc oduyorum.''
anne baba diyalogları
-
anne: necati hoşgeldin.. aldın mı burak'ın fotolarını!! (baba liseden mezun olan kardeşin okuluna gitmiş, mezuniyet fotolarını almıştır)
baba: aldım aldım... (suratı biraz limoni, kendisi az buçuk keyifsizdir)
anne: ver bakıyım...
baba: al.. (anne zarfı açarken baba dikkatle tepki olcer)
anne: necati bu burak değil ki!!!
baba: değil mi... ?
anne: sen oğlunu tanımıyo musun necati???
baba: ya aslında bana da bi gariplik var gibi geldi, ama butun resimlere baktım burak'ınki yoktu, en çok bu çocuk benziyodu bende bunu aldım geldim...
anne: bulamadıysan başka çocuğun resmini niye alıyosun??
baba: emin olamadım ne biliyim, fotografcı da iste abi sana cok benziyo kesin senin oğlundur bu dedi... yanılttı beni eşek herif...
bu sırada ben ve kardeşimin gülmekten gozunden yaş gelmiştir, anne sinirinden güler, hatta baba da dayanamaz kendi kendine güler...
baba: ya bakın ama kravata da dikat ettim bak burak seninki de boyle çizgili değilmiydi oğlum ya... ??
anne: necati ilk iş yarın gidiyosun o okula değiştiriyosun o resimleri, bu olaydan da bahsetmiyoruz kimseye...
not: bu olay tek bir kelimesi abartılmadan aktarılmıştır.
tokyo'da 2 bisikletçimizin de pes etmesi
-
moderatörler tarafından başlığın şu şekilde düzeltilmesini rica ediyorum;
"tokyo'da 2 bisikletçimizin de erkenden elenme nedeni"
ön edit: bisikletçilerimiz neden elendi? ben de sonradan yayınlanan bu videodan konuyu dinledim ve entry'mi düzeltme kararı aldım. sporcularımıza fazla yüklenmiş olduğumuzu düşünüyorum.
==========================================
sen yıllarca olimpiyat hayaliyle yaşa, her sporcunun rüyasını gördüğü olimpiyatlarda, yarışın henüz başında (12 dk geride kaldığın için) bırakmak zorunda kal. çok üzücü bir durum.
yol bisikleti yarışında (bkz: onur balkan) ve (bkz: ahmet örken) henüz başlardayken elendiler.
bu tamamen diğer sporlara futbol kadar önem vermeyişimiz ve bisiklet federasyonunun yeterince vizyoner olmamasından kaynaklanıyor.
youtube videosunda anlatıldığı gibi; ülkede, birçok spor dalında olduğu gibi, bisiklet dalında da yeterli yatırım yok. sporcular ülkedeki rakipleriyle yarışıp kendilerini geliştirmeye çalışiyorlar. avrupa'daki yarıslara katılamadiklari icin kendilerini onlara göre geliştiremiyorlar. bu nedenle de daha ilk etapta kural gereği 12 dk geriye düstüklerinde eleniyorlar. yani sporcuların suçu yok bu sonuçlarda. onlar ellerinden geleni yaptılar. başlığın da "pes etmesi" değil, "hrmen elenmesi" olarak düzeltilmesi iyi olur.
asıl suç; spor bakanlığının yeterli yatırımı yapmamasindan. misal diyanete yapılan yatırımlardan sadece taşanları spora yatirsak yine başarı elde ederiz.
efor gerektiren, çalısma gerektiren bir sal olan bisiklet sporu için olimpiyatlara sporcu gonderemiyoruz. neden? çunkü yeteri kadar müsabakaya katılamadıkları icinpuan toplayamiyorlar ve gidemiyorlar. bu iki sporcumuz da türkiye'nin en iyisi ama olimpiyatlarda malesef rakipleri çok güçlü. öndeki ekip hergün çalıstıkları ve sürekli yarıs yaptıkları için tozu dumana katıyorlar.
link de ekliim
link 2
(bkz: #126093599) güzel yazmış, ilk entry'de olmalı bu.
(bkz: #126078484)
(bkz: #126082275)
(bkz: #126072165)
edit: yaz-sil, yaz-sil, yaz-sil...
yılan hikayesi'nden akılda kalanlar
-
mal sevkiyatına çomak sokulan kürşat'ın ''allah kahretsin, allah kahretsin!'' diye bağırması.