hesabın var mı? giriş yap

  • melih gümüşbıçak değildir.

    "arda arda arda arda, arda gidiyor, arda arda arda, şimdi pasını verdi umut, umut umut umut....." bu ne lan?

  • bugün üzerinize afiyet canım çekmesi sebebiyle, x uygulamadan giriş yaparak fiyatları görmemle birlikte
    şoka uğradım.

    bir tabak tavuk 104 tl olmuş arkadaşlar

    104 tl

    böyle bir saçmalık olabilir mi?

    asgari ücret 3000 küsürdü 30 tl tabak satışı vardı.

    5500 asgari ücrette 104 tl tabak fiyatı

    gerçekten çok zoruma gitti

    sizden ricam boykot edelim, edin..

  • o kocamaaan manda kasa amerikan arabaları ya da pick uplarla gelip zırt diye evin önündeki alana parketmeleri, evlerinin arka bahçesinde mangal partileri yapmaları, evlerinin çimlerini biçmeleri, evlerinin bizim evin salonu kadar mutfağı, 90'larda çevrilen filmlerde evin mutfağında duvara monte edilen ve 10 metre kablosu sayesinde kadın mutfakta tüm işlerini yaparken bir yandan da konuşabildiği telefon, evlerin banyosunda bi yandan da dolap olan aynalar, önündeki verandalar vb...

    kısaca amerikan evleri...

    ahh bee!

  • 5bin lira alip istanbulda kirada oturup bir de ailesine bakiyorsa, lcw den giyinebildigine sukur edebilmelidir

  • oturup rakı içiyoruz, benim haricimdeki masadaki 5 kişi fb'li ve gs'li, bazıları benim beşiktaşlı olduğumu bile bilmiyor; "abi beşiktaş süper oynuyor, ligi kesinlikle beşiktaş hak ediyor."

    trabzon'da uçağa biniyoruz, uçağa geçerken körükte yarı gs'li, yarı ts'li ve hangi takımı tuttuğunu anlayamadığım iki adam konuşuyor; "abi beşiktaş maçını izledin mi, ne top oynuyor adamlar, bu sene inşallah şampiyon olurlar"

    işteyim sabah milletin afyonu patlamamış, sağdan soldan sesler geliyor "beşiktaş liverpool'u eler abi. eleyemez abi. süper oynuyor adamlar... ama sturridge, sterling dönüyormuş... dönsün abi adamlarda da demba ba var."

    o kadar çok bu muhabbetlere denk geliyorum ki, içten içe öyle mutlu oluyorum, öyle mutlu oluyorum... anlatamam.

    ama ve lakin, beşiktaş'ın şampiyon olması büyük olay. eşit rekabet şartları yok. koskoca beşiktaş'a devlet geçici de olsa bir stadyum tahsis etmiyor, gidip trabzon maçını, gs derbisini konya'da oynamaya kalkıyoruz, bir başka iç saha maçını ankara'da oynuyoruz. hakemlerin takdir hakları sürekli ince ince aleyhte. sürekli diğer takımlara çıkmayan kartlar, çalınmayan düdükler, verilmeyen penaltılar veriliyor.

    ama oyuncu grubu öyle inançlı ve mücadeleci ki, bu sene hakemi, siyasileri de yenip şampiyonluk ipini göğüsleyebilirler. hakemi ya da engel ne varsa hepsini yenmek için sahaya çıkıyorlar. hoca bana taktı deyip, sınava çalışmamazlık etmiyorlar.

    gurur duyuyoruz.

  • allah kimseyi kendi inandığı değerlerin temsilcilerinden kendini ve ailesini müdafaa etmek zorunda bırakmasın.

    dedik bunu;
    bu ateş bir gün sizi de yakar, yapmayın

    şimdi mahkeme i kübra diye zırla işte.

  • edit: ingilizce karşılığı olan "physicalism"'den, bazı hocalarımın da tavsiyesi doğrultusunda böyle çevirdim. bu entrydeki ingilizce terimleri de türkçelerini öğrendikçe düzelteceğim inşallah.

    genel olarak metafiziksel, daha özelde zihin felsefesinde zihinsel durumlar hakkında bir pozisyondur.

    genel anlamıyla başlayalım. bir fizikaliste göre evrendeki herşey fizikseldir veya fiziksel nesnelere ve özelliklere dayanır. evrende var olan şeyler, fizikçilerin var olduğunu iddia ettiği ya da ilerde var olduğunu iddia edecekleri şeylerdir. gerçek dünyada fiziksel dünyanın ötesinde olan birşey yoktur. buna ek olarak evren hakkında söylenebilecek her şeyin fiziğin dili ile söylenebileceği iddiasını içerebilir, içermeyebilir.

    fizikalizm, soyut nesneleri, sayıları, kümeleri, ihtimalleri, tümelleri, zihinsel durumları ve olayları içeren ontolojileri, bunlar fiziksel durumlar, olaylar ve nesnelerden bağımsız düşünüldüğü sürece reddeder.

    kimi felsefeciler fizikalizmin sağlam bir metafiziksel pozisyon olduğunu düşünse de çok sayıda problemi olan bir doktrindir. tam olarak neyin fiziksel olarak kabul edileceğinin belirsizliğinden başlayarak binbir karşı argümana yelken açılır.

    zihin felsefesi özelinde fizikalizm, kabaca zihnin maddeden bağımsız var olamayacağını ve her tözün tamamen fiziksel olduğunu iddia eden doktrindir. en katısından en yumuşağına doğru farklı fizikalist pozisyonlara bakmak gerekirse:

    1) eliminative materialism: sadece beyindeki nörokimyasal olaylar vardır. öznel deneyim, zihinsel durumlar ve bilinç bir illüzyondur.

    2) reductive materialism: zihinsel durumlar vardır. her zihinsel durum türü, bir fiziksel durum türü ile denktir.

    3) supervenience: bir özellik türü f, g olması sebebiyle f ise, f’ler g’lere ”supervene” ederler (!). zihinsel durumlar, fiziksel durumlar olmaları sebebiyle zihinsel durumlardır: zihinsel durumlar fiziksel durumlara “supervene” ederler. biyolojik özellikler kimyasal özelliklere, kimyasal özellikler de fiziksel özelliklere “supervene” ederler (bu saçma sapan cümleler için üzgünüm ancak türkçesinin ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok, önerim bile yok). indirgemecilikten farkı yok gibi gözükse de indirgemeciliğin bazı sinsi problemlerini aşmak için ortaya sürülmüş kuramlardır. işlevselciler (bkz: işlevselcilik/@bane) genelde “supervenience” kavramını severler.

    4) property dualism: zihinsel özellikler hiç bir şekilde fiziksel özellikler değillerdir. evrende sadece madde olabilir, ancak bu maddenin bir kısmının zihinsel özellikleri vardır.

    1 ve 2 kesinlikle fizikalist pozisyonlardır. 3 ve 4'ün fizikalist olmadığı iddia edilebilir; yine de bu başlıkta incelemenin iyi olacağını düşündüm.

    not 1: fizikalizmi savunan birinin çeşitli nedenlerden ötürü ateizmi de savunması beklenir.

    not 2: tarihteki bazı fizikalistler: thomas hobbes, david armstrong, paul & patricia churchland, willard van orman quine (quine fizikalist olduğunu söylemekle birlikte bazı soyut nesnelerin (küme gibi) var olduğuna inandığını da belirtmiştir).