hesabın var mı? giriş yap

  • -62 dereceyi gören ve dünyanın en soğuk köyü imiş efenim. nüfusu 600 olan köyde kışları kirpikler donuyor, arabalar buzul çağını tadıyor, sıcaklıklar kışın -52 ile -78 arasında dalgalanıyor, ortalama sıcaklık -47'de dolanıyor, kışları elektronik cihaz ve bittabi arabalar kullanılamıyor. yaz aylarında (aman ne şaşırdık) turistlerin de ziyaretine uğrayan köyde at ve sığır eti tüketiliyor, dört gözle beklenen temmuz ayında sıcaklık nihayet sıfıra yakınsayarak -15'i buluyor. artık tişörtünüzle soba başında oturabilirsiniz.

    kaynak

    baktım da çok uzak ya. hiç yol üstü değil. kuş bakışı neredeyse avustralya'dan ve latin amerika'dan daha uzak duruyor.

  • maden mühendisiyim. yeraltı kömür ocağında 2,5 seneden fazla çalıştım. planlama biriminin amiriydim ben, yeraltına haftada bir kez falan anca inerdim. ama bir kurban bayramında maden mühendisi sıkıntısı olduğu için bana görev verdiler, ben vardiya tuttum. yaklaşık 50 kişilik bir ekibim vardı bayram olduğu için. o gün yaşadığım korkuyu ömrümde yaşamadım ben. "ya göçük olursa?" "ya yangın çıkarsa?" "ya su basarsa?"... hepsi benden büyüktü. hem de bayağı bir büyüktü. hatta birisi "bayan bir şefle çalışacağımı söyleseler güler geçerdim" demişti. orada hepsi çocuğum gibiydi. birinin başına bir iş gelecek diye aklım çıkıyordu. o yüzden hiç çıkmadım ocaktan. hep yeraltında başlarındaydım. elektrik mühendisi, makine mühendisi ve iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımızı dört döndürdüm ocakta. ha o kadar sakınılan göze illa ki çöp batar, kubatomuz bozuldu. olsun, canlarına bir zeval gelmedi ya olan üretime olsun. bir nebze canım acımadı. yiyeceğimiz iki azar ne olacak...

    bu cümle bana o günleri hatırlattı. biz mühendisleri öyle üstün görürlerdi ki şirketin verdiği kumanyayı yiyelim diye derme çatma iki sandalye bile yapmışlar yeraltındaki cep gibi bölgeye. kendileri de taşın toprağın üstüne kurdukları sofrada evden getirdiklerini yerlerdi, çünkü şirketten yemezlerse yemek parası alırlardı. ben utandım sandalyenin tepesine kurulmaya. sofralarına oturmak için izin istedim, soğanı dizimin üstünde kırıp lambur lumbur yemeye başladım onlarla. öyle sevindiler ki neleri varsa paylaşmak istediler benimle. ben de onlara benim kumanyamı açıp verdim.

    şimdi düşünüyorum bu olay soma yerine benim çalıştığım yerde olsaydı, benim beraber çalıştığım işçilerden birinin saçının teli incinseydi ben ne hale gelirdim? sikmişim lan diplomasını bilmem nesini! vicdanımı nasıl rahatlatırdım ya nasıl? ben yeni mezun bokun tekiyken beni adam yerine koymuş, saymış, sofralarına sevine sevine kabul etmiş bu insanların tek bir tanesine bir şey olsaydı ben nasıl uyurdum?

    biz mühendisler sizlerden daha değerli değiliz sevgili emekçiler. biz daha insan da değiliz. biz daha üstün de değiliz. biz siziz, siz de biz.

    kurban olayım, yüreğimizi dağlamayın.

    tanım mı? yüreğimi yakıp geçen cümle.

  • sıkıysa tarzan'ı da zenci yapın. ama ağaçtan ağaca maymun gibi atlayan bir karakteri zenci yapmaya cesaret edemezsiniz bence.

    ___
    edit: zenci demekle siyahi demek arasında fark yoktur. zenci farsçadan(zangi) arapçaya geçmiş(zenci) siyah - siyahi demektir (siyah da farsça). ırkçı olan kelimeler "negro - nigga - nigger" gibi olanlardır. bu kelimeler her ülkede yasak falan değildir. ayrıca ispanyolcada siyah direkt negro demektir adamların umrunda değil.

    uzun lafın kısası zenci ırkçı bir kelime değildir. politik doğrucu olacağım diye ortamlarda çok pis rencide olursunuz dikkat edin.

  • babası bu yöntemi uygulayan bir arkadaşım geçen hafta 35 yaşına girdi.

    bu yaştan sonra geri de çekemiyorlar.

  • kepek şampuanı kullanmak bu yollardan en etkilisidir. ama hangi şampuan?

    kepek şampuanı etkin maddelerini sıralayacağım aşağıdaki liste;
    1- "muteber" tıbbi kaynaklardan literatür taramasının,
    2- çok sayıda kullanıcının değerlendirmelerinin (sadece etkinlik yönünden değerlendirmeler dikkate alınmıştır; yok saçımı pambık gibi yaptı, yok rengi çok tatliş, yok kokusu beni benden aldı türü gerzek yorumlar görmezden gelinmiştir),
    3- kişisel deneyimlerimin,
    bileşkesidir.

    etkin maddelerin etki mekanizması gibi başlık okuyucusunun ilgi alanına girmeyen hiçbir gereksiz bilgiyi vermiyorum ve etki mekanizmasının kulağa mantıklı gelip gelmemesini önemsemiyorum. tek kriterim etkinlik, yani işe yarayıp yaramaması.

    şu etkin maddeleri (active ingredient) içeren şampuanlar kepek problemini çözmekte olup listede ilerledikçe etkinlik seviyesi artmaktadır:
    1- çinko piriton (çinko pirition, zinc pyrithione, zpt): ör. clear, head & shoulders, zetion. piyasadaki çoğu kepek şampuanının etkin maddesi ve listenin en az yan etki ihtimaline sahip üyesi. en az %2 oranlı bir şampuan öneririm.
    2- salisilik asit veya salisilik asit + sülfür (salicylic acid, salicylic acid + sulfur): ör. neutrogena t/sal, zigavus medicade.
    3- kömür katranı (katran, coal tar, tar): ör. neutrogena t/gel.
    4- selenyum sülfür (selenyum sülfit, selenium sulfide): ör. head & shoulders clinical strength, selsun blue medicated. en az %2,5 oranlı bir şampuan öneririm.
    5- ketokonazol (ketoconazole): ör. ketoral, nizoral. % 2'lik konsantrasyonda olanları medikal şampuan olarak sınıflandırılıyor. %2'lik bir şampuan öneririm. daha etkilisi yok.

    şimdi gelelim işe yaramayan veya yeterince işe yaramayan etkin maddelere. paranızı ve zamanınızı boşa harcamamak ve en önemlisi umudunuzun suistimal edilmesine izin vermemek için uzak durunuz:
    1- pirokton olamin (piroctone olamine): ör. sebamed kepek önleyici şampuan (evet sebamed).
    2- tea tree oil: ör. druide tea tree oil şampuan.
    3- ilk listedeki etkin maddelerden birini içermeyen fakat "patentli bilmem ne complex teknolojisi", "yüzde bilmem kaç doğal/organik içerik", "falan ağacı özü ve filan bitkisi yağı içeren mucize formül", "bilmem ne free" diye reklamı yapılan herhangi bir kepek şampuanı (ne kadar meşhur veya lüks marka olursa olsun).

    çeşitli hususlar:
    1- öncelikle kepek -altta yatan bir hastalık olmadığı sürece- herkes için tamamen çözülebilir bir problemdir; pes edecek, umutsuzluğa kapılacak bir durum yok. fakat kepekten kurtulma işi biraz da deneme yanılmadır. nedeni bir sonraki maddede.
    2- canlılar üzerinde kullanılan hiçbir ilaç, kozmetik, tedavi yöntemi vs. % 100 etkili değildir. etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış olanlar bile (ilaçlar yasal olarak öyle olmak zorunda) kullananların belli bir yüzdesinde etkisini gösterir. bu oran düşüktür veya yüksektir fakat hiçbir zaman % 100 değildir. etkili olduğu kişilerde dahi etki şiddeti farklı farklıdır. kepek örneği üzerinden söyleyecek olursak; diyelim kepek problemi olan 100 kişi test edilen şampuanı kullandı ve 70 kişide kepek probleminde düzelme görüldü. bu % 70'in bir kısmında kepek tamamen geçerken bir kısmında orta düzeyde azalma oluşur, bir kısmında da az bir azalma görülür. yani en etkili dediğim ketokonazol içeren şampuanı bile kullansanız kepeğin geçmeme ihtimali var. bu durumda etkin maddeyi değiştirmelisiniz (deneme yanılma).
    3- listede aşağı doğru etkinliğin arttığını söylemiştim fakat yan etki sıklığı da aşağı doğru artıyor. yine de yan etki ihtimali en fazla olan ketokonazol için bile bu ihtimal çok düşük (% 1'den az).
    4- tüm etkin maddeler için yan etkiler temelde kaşıntı, batma ve kızarıklıktır; oluşursa kullanmayı bırakın.
    5- problem çözüldükten sonra şampuanı aylarca kullanmaya devam etmek o etkin maddenin etkisini azaltabilir. eğer kepek tekrar oluşursa etkin maddeyi değiştirin.
    6- şampuanın kullanma talimatına -yıkama sıklığı ve saçta bekletme süresi başta olmak üzere- harfiyen uyun.
    7- şampuan üzerinde etkin madde oranı yazmıyorsa listede bahsettiğim oranlardan düşüktür.
    8- peki bunlar arasından ben hangi etkin maddeyi öneriyorum? önce en güvenli olan 1. maddeden başlayın diyeceğimi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. en etkili olanından bodoslamadan dalın. burayı okuduğunuza göre kaç zamandır çözemediğiniz kepek probleminiz var, daha fazla uğraşmayın.
    9- son olarak kişisel gözlemim ülkemizde kepek problemi yaşayanların çoğu saçlarını standart bir şampuanla yeterince sık yıkamadığı için bunu yaşıyorlar. haftada 1-2 kez saç yıkamak kepeğe yol açar, gün aşırı yıkayın.

  • türbülans olayına zaten değinildiğine göre kemerin bir diğer faydası ise uçak düşüp parçalandığında tanınmaz hale gelen cesedinizin koltuk numaranıza göre teşhis edilebilmesine yarar.

  • şüpheli gözlerle baktığım video.

    konu taksiciler olunca suriyeliler haklı bile olabilir. belki de taksici 50 liralık yola 200 lira istedi. tam tersi taksici normal fiyatı söyleyip suriyeliler çamura yatmış da olabilir tabii. bu iki kesimden her şey beklenir.

  • terör örgütleriyle vatansever kemalistlerin adını aynı cümlede geçirmeden önce bir ağızlarını çalkalasınlar. kemalistleri kimse kandırmadı, kemalistler kimsenin adamı da olmadı, "ne istedilerse" vermediler de... kemalistler hep, "söz konusu vatansa, gerisi teferruattır." dediler, vatanperverlikten bir adım geri gitmediler. o yüzden, beylik laflar etmeden önce gitsinler bir ağızlarını çalkalasınlar.

    ne dediğini bilmeyenlerin ayrımcı yazısı. (bkz: ajan provokatör)

    edit : gg.