hesabın var mı? giriş yap

  • turabi, gönüllüler 5 kişi kalınca klasik döngüyü an itibariyle başlattı.

    - acun abi, 5 kişi kaldık, bir elin beş parmağı gibiyiz, birimiz gitse...

    sonrasında:

    - acun abi, 4 kişiyiz, bir arabanın dört tekeri gibiyiz, birimiz gitse...

    daha sonra:

    - acun abi, 3 kişiyiz, sacayağı gibiyiz, birimiz gitse...

    çok sonra:

    - acun abi, 2 kişiyiz, afedersin karı-koca gibiyiz, birimiz gitse...

  • başına "pazar pazar" eki getirmek suretiyle mümkündür.

    örnek veriyorum:

    "pazar pazar böyle müzik mi çalınır?"

    "pazar pazar ne balesiymiş bu?"

    "pazar pazar brent petrolü mü satın alınırmış?"

    "pazar pazar sen anandan yine çıkardın amma, baban kimdi bilemezdin şerefsiz!"

    vb...

  • galileo galilei’nin 1610 yılında keşfettiği jüpiter’in 4 büyük uydusundan biridir. uydu adını, yunan tanrısı zeus’un eşlerinden biri olan ıo’dan almaktadır.

    zeus, eşi hera'dan saklamak için io'yu öküze dönüştürür. ancak hera bundan şüphelenir ve öküzü kendine hediye etmesini ister. haliyle zeus'ta hera'yı kırmaz ve ona hediye eder. hera io'yu rahatsız etmesi için başına bir at sineği musallat eder. ıo da at sineğinden kaçmaya başlar. böylece bir çok ülke dolaşır, pek çok deniz geçer. geçtiği ilk denize ionya, ilk boğaza da “inek geçidi” anlamına gelen bosphorus denir.

    io'nun mitolojik hikayesinden sonra asıl olan jüpiter'in uydusuna geçebiliriz. io hemen hemen ay ile aynı boyutlara sahip, sadece aydan biraz daha ağır ve biraz daha büyüktür. güneş sistemi içerisinde volkanik faaliyetler konusunda en aktif gökcismidir. 70’li yıllarda güneş sisteminin derinlerini incelemek için gönderilen voyager sondaları, uydunun ilk görüntülerini almışlardır. uydunun yüzeyi diğer uydularda görüldüğü gibi kraterle değil aktif volkan ve lavlarla kaplıdır. patlamalarla yukarı çıkan lavlar yörüngeden kaçma hızının yarısına kadar ulaşabilir ve yüzeyin 300 km üstüne kadar çıkabilir.

    io jüpiter'e sürekli aynı yüzünü gösteriyor olsa da diğer uyduların özellikle ganymede ve eurapo'nın çekim etkisiyle düzensiz bir eliptik yörüngeye sahiptir. yörüngesindeki bu düzensizlikler nedeniyle jüpiter ile arasındaki mesafenin sürekli değişmesi uydu yüzeyinde çok büyük gelgit etkilerinin oluşmasına sebep olmaktadır. dünya’da ay’ın etkisiyle okyanuslarda gözlenen en büyük yükselme 18 m civarındayken, ıo’nun katı yüzeyinde oluşan en büyük gelgitler 100 metreye ulaşabilmektedir.

    işte bu gelgitlerin oluşturduğu sıkışmalar büyük bir ısınmaya neden olmakta ve ıo’nun yüzeyinin altının büyük bir basınçla sıvı kalmasına neden olmaktadır. ıo’nun yüzeyi sürekli kendini yenilemekte, lavlar kraterleri doldurmakta ve sıvı kayalar yüzeye yayılmaktadır. içinde 900 kilometre çapında metalik bir çekirdek ( demir ve demir sülfat) bulunurken, yeni bilgiler bu uydunun iki katmandan oluştuğunu belirtilmektedir.

    io’yu jüpiter’den 220 000 km uzakta tutan yörüngesi zaman zaman jüpiter’in devasa manyetik alan çizgilerini keserek uydunun bir elektrik jenaratöru gibi davranmasına neden olmaktadır. bu durum uydu etrafında 400 000 volt gerilim oluşturabilmekte ve 3 milyon amper akım üretebilmketedir. bu akım en düşük dirençli yolu seçerek jüpiter’in manyetik alan çizgilerinden gezegenin atmosferinin üst katmanlarına girip büyük şimşekler oluşturmaktadır.

    io yüzeyi

  • şairlerin en romantik hayallerinden biri bu. hep kuşlar kadar özgür olmak isterler. bu aynı zamanda şairlerin gerçek dünyadan ne kadar kopuk olduğunun da kanıtı. kuşlar daha özgür falan değil çünkü.

    öncelikle bu kuşların çoğu bir sürünün parçası. sürünün başı nereye gidiyorsa oraya gidiyorlar. "ben sürüyü bırakıyorum beyler" diyeni yok. her sene aynı yoldan aynı yere göç eder, her kış eski yerlerine geri dönerler. insanlar gibi ekmek için vapuru kaçırmamaya çalışırlar.

    hepsinin hayali aynı: uygun bir eş bulup çocuk ve yuva sahibi olmak.

    ifade özgürlüğü desen onda da "çipetpetpet - tii şak şak şak vociya" dışında bir şey bilmezler. aynı kalıpları tekrarlarlar. parklarda yatıp kalkarlar.

    bizim şairlerimiz de bu vasat sefil yaşama özenir. niye? zannederler ki bir çift kanadın olunca özgür oluyorsun. olmuyorsun. tam tersine açık hedef oluyorsun. futbol maçına sevinen taraftar ıskalasa, avcı ıskalamıyor. o ıskalasa havai fişekler ıskalamıyor. açık hedef gibi geziyorsun havada.

    özgür olmadığın gibi sosyal güvencen de yok. en iyi yemek sultanahmet parkında olunca oradan bir adım ileri gidesin gelmez. ya sonraki öğünü kaçırırsan?

    ben söyleyeyim, şairin derdi özgür olmak falan değil. adam şöyle arada bir havada süzülmek, güzel manzara görmek istiyor. rahat batmış anlayacağın. onda bile soğuk algınlığı geçireceğini, üşüteceğini öngöremiyor. kuşla konuşabilse anlaşabilse kuş ikna eder onu aslında. "yok abi iş değil gerçekten. yakaladığın simit çırptığın kanada değmiyor" der. ama bu iletişimsizlik ve şairlerin gözlediklerini mutlak gerçek zannetme sıkıntılarından dolayı bu metafor ısıtılıp ısıtılıp önümüze gelecek, kaçış yok.

    "ne istiyorsun düzgün anlat" desen onu da sanatına yakıştıramaz. illa kafa karıştıracak mınakodumun şairi.

    (bkz: şiir/@ssg)

  • yaşadığımız, yaşamaya çalıştığımız ülkedir.
    bazılarımızın uyuduğu, bazılarımızın öldüğü ülkedir.
    askerinin yan gelip yatamadığı ülkedir.
    anlık istihbarat alan ülkedir.
    dünyanın süper gücüyle müttefik(!) olan ülkedir.
    terörün demokratik hak(!) olduğu ülkedir.
    türk olduğunu söyleyenin faşist olarak damgalandığı ülkedir.
    teröristler halaylarla karşılanırken, komutanların hapse atıldığı ülkedir.

    çok uzak değil. benim ülkem türkiye...

    edit: imla

  • galatasaray'ın 20 ekim 1993 manchester united galatasaray macinın rövan$ında ali sami yen stadında manchester united'le 0 - 0 berabere kalıp deplasmanda attıgı üç golün avantajıyla tur gectigi mactır.
    macla anlatılacak cok fazla $ey yoktu. manchester united beklenildigi gibi cok fazla baskı kuramamı$ ancak bizim cok stresli olmamız yüzünden mac 900. dakika gibi gelmi$tir.

    mac sonrası bülent formasını omuzuna atıp sahada tolga savacı gibi dola$mı$ ve karısı banu korkmaz'ı görünce hüngür hüngür aglamı$, hugo suat hemen e$i selen kaya'nın yanına ko$mu$, tugay ise sanırım daha etkin hanımla cok samimi olmadıgı icin öyle oradan gecen bi foto muhabirinin omuzuna ba$ını dayıyarak aglamı$tır.

    mac bitiminde manchester oyuncuları $ampiyonlar ligine girememenin üzüntüsüyle hafif cirkeflige kacıp ona buna sata$mı$, eric cantona soyunma odalarına giderken bir polis memurunun kafasına ekle$tirdigi cop darbesiyle kendinden gecmi$ ve polis memuruna allah ne verdiyse dalmı$tır. hakem cantona'nın bu hareketini soyunma odalarındaki 49 kusurlu hareketten biri olarak algılamı$ ve kırmızı kartı cekmi$tir kendisine. diger süt oglanlar lee sharpe, ryan giggs gibi isimler direk soyunma odasına kacmı$ ancak mac sonrası iptal söylentileri cıkınca ''barbar türklerden dayak yedik'' diyerek ortaya cıkmı$lardır.
    ertesi günlerde manchester united'in o gece borsa'da cok büyük deger kaybettigi konu$uldu ve ta$ak gecildi. hemen mahsun kırmızıgül ve mustafa sandal'a $ampiyonlar ligi $arkıları yaptırıldı ama galibiyet alamadık.