hesabın var mı? giriş yap

  • alır hakkıdır. ama bir daha oradan alışveriş yapmamak da bizim hakkımızdır. esnaf böyle ufak tefek şeylerin peşine düşerse çok kaybeder. bu kadar keskin sınırlarla iş yaparsa, biz de standartların olduğu büyük firmalara yöneliriz. aynı kaliteyi aynı fiyata alırız.

  • yedi yaşındaki yeğenim ata, aklıselim öğretmeninin isteği üzerine, yaz tatili süresince her gün test çözmek zorunda kalıyor.. ite kaka tabii..

    - üff teyze çok yoruldum.. biraz dinlensem..
    - daha başlayalı 10 dakika oldu ama..
    - 10 mu? 13 felan oldu bence..
    - 13 de çok sayılmaz..
    - 16 felandır belki de..
    - tamam gudik, anladım sıkıldığını.. hadi gel beraber yapalım..
    - tamam teyze..
    - oku bakalım soruyu yüksek sesle..
    - tamam..

    soru şudur :

    "aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur?

    a. kalbimiz, başımızda bulunur.
    b. kalbimiz iki tanedir.
    c. kalbimiz, göğüs kafesimizin içinde ve sol taraftadır."

    - söyle bakalım gudik.. sence hangisi doğru?
    - teyze, bence a şıkkı çok saçma.. kalp başta olur mu hiç! b şıkkı da çok saçma.. çünkü kalbimiz bir tane.. (sıra c şıkkına gelir, kaşlar çatılır ve şık, dikkatlice okunur) "kalbimiz, göğüs kafesimizin içinde ve sol taraftadır." (elini göğsüne koyar) kalbimiz, göğüs kafesimizin içindedir.. evet, bu doğru teyze..
    - peki sol tarafta mı?
    - hımmm, dur ben bir koşup geleyim..

    sandalyeden bir anda kalkar ve evin içinde koşturur.. 1-2 dakika koştuktan sonra yerine oturur ve elini tekrar göğsüne koyar..

    - (nefes nefese) evet teyze, doğru seçenek c.. çünkü kalbimiz sol tarafta atıyor..

  • süslü sülü kısmına bazı eklemeler yapmak istediğim açıklamalardır.

    gelin birazcık geriye gidelim...

    akp ve fetö şu resimdeki soytarının ifadeleri üzerinden koskoca türk silahlı kuvvetlerine kumpas kurmuştu. koskoca devletin kriptolu odalarına girilmişti. koskoca ordunun harekat planları yurtdışına kaçırılmıştı. atatürkçü, vatansever subaylar buraya yazmaya utanacağım iftira ve tuzaklarla hapse atılmıştı. 33 askeri kurşuna dizen şemdin sakık gizli tanık yapılıp, koskoca genelkurmay başkanı terörist denilerek silivri'ye atılmıştı...

    lan bu ülkede bu namussuzluklar yaşanırken bu kel samanyolu tv'ye çıkıp şöyle bağırdı lan;

    "buradan şahsım ve milletim adına zekeriya öz'e minnetlerimi sunuyorum. fethullah gülen ve zekeriya öz bu milletin gönlündeki yerlerini almışlardır. hizmetlerinin ne olduğu bellidir. bir zekeriya öz gider, bin zekeriya öz gelir. bir fethullah gülen gider, bin fethullah gülen gelir!"

    vay benim temiz sülüm:)

    tabi bu burada kalmadı. hdp'nin meclise girmesi için acilen barajın düşürülmesini önerdi. anadilde eğitim talep etti. mhp'nin darbe artığı bir parti olduğunu söyledi. böyle bir partinin varlığının bile utanç verici olduğunu ifade etti. ergenekon kumpasını eleştirdiği için devlet bahçeli'yi darbecilikle suçladı...

    bitti mi?

    bitmedi!

    finalde bu sırma saçlı arkadaşımız türkiye cumhuriyeti tarihinde fethullahçı olduğu gerekçesiyle partisinden ihraç edilen ilk siyasi olma özelliğine kavuştu.

    devleti ve yargıyı fetö'ye teslim eden o aşağılık 2010 referandumu öncesinde zaman gazetesinin peşine takılarak "demokrasi buluşmaları" adı altında şehir şehir gezdi zat-ı alleri.

    ve en nihayet fethullah gülen ile işbirliği yapmak suçundan önce genel başkanlığını kaybetti, sonra da yine bu suç sebebiyle bir partiden ihraç edilen ilk siyasi oldu. kısaca fetö'den ihraçtır kendisi:) yıllarca siyasi sicil affı peşinde koşturup durmuştur bu kel kere kel.

    şimdi böyle bir adamın kalkıp fetö hakkında atıp tutması yahut birilerini fetöcülükle suçlaması bir vatandaş olarak benim ağrıma gidiyor. böyle sessizce arkasından yaklaşıp "laaaan bırak!" diye şapalağı vurasım geliyor. şahsen onun yerinde olsam utanırdım bu lafları konuşmaya. yüzüm olmazdı.

    bu ülkede birileri öteden beri bolca cebini doldurmak, çokça güç sahibi olmak için en berbat, pis işleri yapmaktan geri durmadılar. dahası bunları yapmayı kendilerine hak gördüler. bu uğurda dünyanın bütün kirli karanlık örgütleriyle de bayağı bir iş tutmuş görünüyorlar.

    şemdin sakık'ın gizli tanık yapılıp şerefli komutanların silivri'ye attırıldığı bu memlekette sedat peker'in itiraflarına savcılar kulak tıkıyorsa bundan şunu anlamak lazım; bunlar artık siyasi davalardır. türkiye'de şu an bu davaları görecek siyasi bir irade yoktur. ama elbet bir gün o kararlı irade gelecektir!

    bugün sosyal medyada bütün fetöcü hesapların etekleri zil çalmakta. maziyi çabuk unutmuşlar. kendilerine bir cesaret bir özgüven gelmiş. iktidar değişiminde en büyük hesaplaşmanın da bu köpeklerle yapılmasını diliyorum. devletin adam gibi bu işin peşine düşmesi gerekmektedir. bu herifler gerçekten kim? bu ülkeden ne istiyorlar? bunlar nasıl bu noktalara geldi? bu tür dini yapılanmalarla nasıl mücadele edilmelidir? her bir şey ortaya dökülmelidir.

    ve göreceksiniz...

    er ya da geç bu işlere bulaşan herkesi k u s t u r a c a k l a r.

    çünkü yarbay ali tatar'ın ahı var.

    çünkü kuddusi okkır'ın ahı var.

    edit: genelkurmay ifadesi bitişik olarak düzeltilmiştir. merak edenler için, fotoğraftaki soytarı tuncay güney'dir.

  • en aptalcasi olmasa da en yenisi oldugu için paylasmak istiyorum bunu: dün gecenin geç ya da bu sabahin erken sayilabilecek bir saatinde yatmisken birden garip sesler duydugumu fark ettim. sanki kafamin içinde bir kadin çigliklar atiyordu. oldukça hafifti, fakat vardi iste, ordaydi. vücudumdan geliyordur filan diye ikna etmeye çalistim kendimi, fakat yok yani, beynimin içindeydi olay. feci korktum. tamam dedim, aha iste, psikoloji okuya okuya psikotik oldum, auditory hallucination derler buna, sizofreninin kadinlarda baslama yasidir tam da benim yaslarim, ailede de yoktu ama, ben gittim iste, geçmis olsun.
    dayanamadim o sekilde daha fazla yatmaya, kalktim. kalkarken bir seye takildim lakin: teybe taktigim kulakliga. megersem radyoyu açik birakmisim ve de yastigin altina girmis kulaklik; ses ordan geliyormus. korkunç derin bir rahatlama oldu dogrusu yasadigim. :-)

    bunun disinda aptalca olmanin ötesinde nerdeyse patolojik sayilacak bir dalginligi 95 senesinde, habitatta çalisirken ve yaklasik 40 saat uykusuzluktan sonra bir aksam yapmistim: arkadasimla telefonda konusuyordum.. ben normal normal anlatirken arkadasim birden tuhaf bir tavir içine girip, "lacrima, iyi misin sen, geleyim mi oraya" filan demeye basladi. "niye ki, ne oldu" dedim.. megersem bes dakika önce anlattigim bir olayi daha önce hiç anlatmamis gibi yeniden anlatmaya baslamisim. hiç farkinda degildim dogrusu. onda da korkmustum biraz, ama uykusuzluguma vermek istedim bunu, verdim.

  • kalkıpta taliban gibi diğer insanlara musallat olmadıkları sürece damacanaya bile tapsalar, 10 kat elbisenin içinde bile yaşasalar umurumda olmaz.

    ama hepimiz biliyoruz bunların eline fırsat geçerse herkesi kendileri gibi yapmak isterler. bizim onlara gösterdiğimiz hoşgürüyü onlar bize göstermez çünkü hepimiz kafir ve cehennemlik insanlarız onlara göre.

    edit: özelden öyle şey yapmazlar diye yazanlar oluyor. alın size daha taze yeni olay.
    (bkz: cubbeli ahmetin ebrar karakurt tweetleri)

    edit2: kimseye zararı olmayan caferi grupları diyorlar. kimseye zararı olmayan adamlar ne hakla son sesle arapça birşey açıyorlar. (not: türkçe olsada öyle son ses vererek kimseyi rahatsız etmeye hakları yok.)

    edit3: cübbelinin bunlarla ne alakası var diyorlar. ben bunlarla alakası var demiyorum. cübbeli gibiler kendilerine saygı beklerken aynı görüşte olmayanlara tahammül edemiyorlar. gidin fatihte bir lgbt yürüyüşü yapın bakalım oradakiler sessiz sakın izleyecekler mi?

    edit4: anlaşılan ortalama iq seviyesi düşük, millet anlamıyor yazdıklarımı. hala kalkmış cübbeliyi veya bunları bana savunuyorlar. en kısa hali ile mezhebleri farklı olsa bile aynı kitaba inanıyorlar ve bu kitapta kendilerinden olmayanlara sevgi pütürcüğü gibi davranın yazmıyor. daha kötü şeyler yazıyor. ılla test etmek isterseniz gidin ben geyim deyin bakalım size nasıl davranacaklar.

    son edit: anlaşılan millet fetöden ders çıkarmamış. bu tarzda oluşumların eline fırsat geçse fetö gibi ülkenin içine ederler.

  • uzaya giden ilk kezban da olabilir. ay'a inince atacağı ilk adım onun için küçük insanlık için büyük olsa da adımı atmaz. ilk adımı karşıdan bekler.

  • ab ülkeleri, efta üyesi ülkeler ve israil, makedonya, bosna-hersek, fas, batı şeria ve gazze şeridi, tunus, mısır, gürcistan, arnavutluk, ürdün, şili, sırbistan, karadağ, kosova, güney kore, morityus ülkelerinden ithal edilen ürünleri kapsamayan gümrük vergisidir.

    muhtemel olarak sadece çin mallarından tüketiciyi korumak üzere yapılmıştır. katma değeri yükselten italyan ya da isveç mobilyalarını vs. kapsamamaktadır.

    çinden ithal edilen mobilyalar yıllık 300milyon doların üzerinde ve birinci sırada. bu cari açığın artmasına neden olan önemli kalemlerden birisi. çin'e gidecek bu parayı iç pazara çekerek cari açığı hafifletmek ve aynı zamanda kalitesiz, katma değer yaratmayan çin mallarından tüketiciyi korumak iki ana hedef denilebilir.

  • tıka basa dolu olan bir kafede, sadece kendinizin yalnız olduğunu farkettiğiniz andır.
    belki de insanların, "alabilir miyim" diyerek boş sandalyeleri gösterdiğinde "evet" dediğiniz andır.
    ve yine etrafınızda sandalye dahi kalmadığındaki o andır..

  • genç nüfusu bu kadar fazla olan bir ülkede faturanın, ekonomik kabızlık ve işsizliğin faturasının dönüp dolaşıp emekliye çıkması da efsane bir durum. ne yapak uyutak mı yaşlıları yeşilada emmi. kulak arkamızı mı istersin yaşlı kıyımını mı de hele, söyle.

  • hamit altıntop sakatlandığında halama akciğer kanseri teşhisi koymuşlardı.

    halam, onca kemoterapi gördü akciğer kanserini yendiğini öğrendim bugün, bu hamit hala iyileşemedi.

    bacağı komple koptu yeni bacak mı diktiler bu adama nasıl bir sakatlık bu amk.

    edit: adam yılda bi kere aklıma gelir entry yazarım, bileğini kırar. adını anmamı istediğiniz kaynananız filan varsa söyleyin yani.. biraz okkalı anarım adını direk mefta.