hesabın var mı? giriş yap

  • bu adam canlı yayında "ne demek kardeşim prime time'a başörtülü koyamassın, günümüz gerçeğiyse koyacağım, istemiyosan sen kırp dizinin o bölümlerini" demiş adam.

    dindar insanların hakkını da savunmasını bilir yani. akepeli arkadaşlar söylenmeden önce düşünsün kendileri 10 yıldır kaç kere başörtüsü hakkını bu şekilde savunmuşlar?

    pis tırsaklar.

  • -oo ıspanak bey, gidiyorsunuz demek.
    -napiyim be piç kurusu mesai bitmedi mi? kov lan beni.
    -kovmuyorum ulan.
    -tamam hadi iyi akşamlar.

  • nette hiç bir yerde karikatürleri olmayan sadece scan edilmiş halde bulabileceğiniz muhteşem karikatüristlerden biri.

    adam la kadın yatakta yatmaktadırlar
    adam eliyle pipisini tutarken

    adam : naciye bak kahvaltını yatağına getirdim
    kadın: istemem sen ye hayvan herif
    adam : aa valla olmaz, bari sıcak bişeyler iç.

    o sırada cocuk kapıdan bakar
    "ne pis bi aşkın meyvesiyim lan ben"

  • bazen artislik yapıcam derken insanı gülme krizlerine sokan kasiyerdir..

    + merhaba ben bir adet çikın rep istiyorum(chicken wrap)
    - çikın reyp mi? (chicken rape)
    + ahaha ne günahı var lan tavuğun!

    10 yil sonra gelen edit: en cok begenilen entrymin bu olmasindan dolayi bir durum raporu vereyim dedim. bir süredir et yemiyorum ve süt ürünlerini de olabildigince az tüketmeye calisiyorum. hem dünyamizin amina koydugumuzdan ve gelecekte ciddi bir yiyecek, temiz hava, su ve benzeri pek cok sorunu yasayacagimizdan, hem de hapir hupur mideye indirdigimiz en boktan sartlar altinda katledilen hayvan lesi yemeyi etik sebeplerden dolayi hayatimdan cikarmak icin. yani demek ki, belki de yukarida bahsettigim fast food kasiyeri hanim "çikın reyp" diyerek dogru bir sey demis, ukala ve cahil olan benmisim.

  • "mümin çiftçi, küpçüler mahallesi’ne geldiğinde, kırmızı ışıkta duran araç sürücüsü resul ankıt’ın (26) yavaş kalkış yapmasına sinirlendi. aracından inen mümin çiftçi, resul ankıt ve yanındaki davut bilgin’e (29) silahla ateş etti. resul ankıt olay yerinde, davut bilgin ise kaldırıldığı sakarya üniversitesi eğitim ve araştırma hastanesi’nde yaşamını yitirdi."

    oğlum bu şaka mı? gta mı lan bu? adam kırmızı da yavaş kalktı diye 2 kişiyi öldürüyor biz nasıl ruh hastalarıyla yaşıyoruz? biz harbiden iyi hayatta kalıyoruz bu ülkede.

    tanım: ruh hastasının harman olduğu memlekette yaşanmış olay.

  • trafikteki sürpriz noktalara mayın konulmasıdır. böylece hem nüfus azalacak, hem de trafik çözüme kavuşacaktır. insanlar korkudan arabalara binemeyecek. trafik rahatlar böylece. başka bir çözüm yok.

  • davranış bilimlerinde grup düşünceye göre; aynı trendler gibi, kişilerin daha çok insanın kabullendiği inanışlara ve seçimlere yönelmesine verilen addır. örneğin hiç tanımadığı bağımsız iki belediye başkan adayının, yerel seçimlerde aldığı anket sonuçlarına bakarak daha çok oy alanı seçmesi demokrasilerde oy manupilasyonunun en kolay yolunun anketlerle oynamak olduğunu gösterir. amerikada east coast ve west coast'ta birer gün arayla yapılan seçimlerde hiç bir zaman ilk seçimde çıkan sonuçlar ikinci seçimde değişmemiştir. bu da ilk gün çıkan başkan adayının ikinci güne avantajlı girdiği anlamına gelmektedir.
    tersi de underdog effect olarak adlandırılır.

  • augsburg'ta yer alan (bkz: bavyera), halen kullanımda olan dünyanın en eski sosyal konut kompleksidir.

    1516'da, jakob fugger tarafından augsburg vatandaşlarının barınabileceği bir yer olarak kurulmuştur. 1523 yılına kadar 52 ev inşa edilmiş ve daha sonra bu alan çeşitli caddeler, küçük meydanlar ve bir kilise ile genişletilmiştir.

    kapılar geceleri kilitlenir, bu nedenle fuggerei, kendi başına, ufak bir bağımsız ortaçağ kentine benzer.

    bir evin kira ücreti yılda 1 rheinischer gulden eder. bu rakam 1520'den bu yana hiç değişmemiştir ve günümüzde 0.88 cent'e eşittir.

    burada yaşamak için koşullar 480 yıl önceki koşullar ile aynıdır:
    - augsburg'da en az iki yıl yaşamış olmak,
    - katolik inancına sahip olmak
    - borçlu olmamak.

    beş kapı hâlâ her gün saat 10'da kilitlenir.

  • halk otobüsünde kulaklıkla kısık sesle müzik dinlerken, yanımda oturan elemanın beni dürtüp "ezan okunuyor" demesi.

    istifimi bozmadan ortama kulak kabartır gibi yapıp, "evet ezan okunuyor" diyerek kulaklığımı geri taktım.

    yolun geri kalanı boyunca bana yüzünü bile dönmedi. *

  • müzik tarihinde 1600-1750 yıllarını kapsayan ve kendi içinde gelişen çağa ‘barok’ denir. barok, ispanyolca’dan fransızca’ya geçmiş bir kelimedir. anlamı; ‘biçimsiz inci‘dir. 18. yy sanatçıları bu dönemdeki eserleri fazla karmaşık, aşırı süslü, abartılı, düzensiz ve zevksiz olarak küçük düşürmek adına ‘barok‘ nitelendirmesini kullanmışlardır. bu dönemde soyluların ve burjuvazinin rönesans sebebiyle gelişen toplumsal ve ekonomik hareketliliğe, değişime karşı, sanatsal anlamda egemenlik sağladığını görüyoruz. ayıca ‘milliyetçilik‘ düşüncesi ilk bu dönemde ortaya çıkmıştır.

    saray sanatı diyebilmemizin sebebi, mimariyle ortaya çıkması ve kralların gücünü sergilemeyi amaçlamasıdır. barok dönemde amaç şaşırtmaktır. rönesans’taki denge arayışının aksine gösteriş ve abartı görülür. heykeller, havuzlar, mimari yapılar çok süslü ve abartılıdır. bu akım o kadar etkindir ki, elbiseler, saçlar bile süslüdür. tüm dünyada güzellik algısını etkilemiştir. ayrıca, ülkemizde de barok dönem etkilerini dolmabahçe sarayı, nurosmaniye camii ve ortaköy camii gibi yapıtlarda görmek mümkün.

    ısaac newton, galilleo gibi bilim adamları bu dönemde yetişmişlerdir.bir de ilginç bilgi olsun; insanların bu dönemde vaftiz suyunu kaybetmemek adına yıkanma alışkanlıkları olmadığı için, peruk kullanımı çok yaygınlaşmıştır.

    barok dönemde çok önemli besteciler yetişmiştir ; jean bapsite lully , george friedric handel , johann sebastian bach , antonio vivaldi, arcangelo corelli gibi.

  • geçen hafta: "beşiktaş 100 gol barajına yaklaşır." (evet daha ilk haftadan)

    bu hafta: "beşiktaş erken havaya giriyor. yüksek egolu oyuncuları var. quaresma, mario gomez"

    ulan geçen hafta 100 gol atar bu takım demişsin, şimdi çıkıp erken havaya giriyorlar diyorsun. geçen sene de mi vardı quaresma ile gomez? aynı şeyleri geçen yıl da dedin, aynı şeyler geçen yıl da oldu.

    sonra da çıkıp "gomez'le başlayacaksın arkadaş, geçen hafta 3 gol attı diye olmaz cenk" dedi. %100 eminim ki, mario gomez başlasaydı ve beşiktaş yine kaybetseydi bu kez de "geçen hafta 3 gol atan cenk var. sırf yabancı diye gomez ile başlamak nedir!" diyecekti.

    rastgele konuşan cahil adam.