ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
90'lı yıllardaki zenginlik belirtileri
-
(bkz: game boy)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: sabri nin oynamamasının nedeni
fatih terim 327 maç 16 gol
sabri sarıoğlu 232 maç 14 gol
3 gol atarsa fatih terim'i geçecek beyler
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
gecenin bir vakti başka bir evden ders notları * almak için giden ev arkadaşını beklerken kapının çalması, arkadaş döndü sanılarak kapının açılması, kan ter içinde iki travesti ile burun buruna gelinmesi, haydutun biri kovalıyor, bi beş dakka durabilir miyiz demeleri, şaşkınlıkla içeri davet edilmeleri, ev arkadaşının yarım saat sonra döndüğünde evde biri patates soyan, diğeri tavada kızartan iki travesti ve salonda uyuklayan arkadaşı ile karşılaşması.
su sıçratmamak için yavaşlayan sürücü
-
büyük ihtimalle arkasındaki öküz tarafından sellektör yakılıp, korna basılarak taciz edilecektir.
eşi takip eden şahsın serbest bırakılması
-
öncelikle geçmiş olsun.
şahsın tutuklanması için malesef olayın twitter'a düşmesi gerekiyor. adalet bu şekilde işliyor son dönemlerde.
manuel neuer
-
schindler's list'te rol alsaydı filmde renkli olarak görünürdü.
hastası olunan sözler
yaran facebook durum güncellemeleri
-
dominos da ülkeye amerikan pizzası satalım diye gelip mangal ateşiydi, konya lezzetiydi, pastırmalı derken 2 aya pideciye dönecek.
en başarılı reklam mottoları
-
çakar çakmaz çakan çakmak
kesinlikle efsanevi bir motto bence.
çok para kazanan pideci vs az para kazanan cerrah
-
doktorla evlen pidecinin metresi ol.
orucu 6. dersin teneffüsünde açan nesil
-
benim bu! demekten mutlu olduğum nesil. resmen o anlara gittim. ortaokuldaydım. 5. ders ile 6. ders arasındaki teneffüste okunurdu ezan. herkes yemeğini paylaşırdı birbiriyle. arada bir tane arkadaş ışığı kapatıp-açardı bak onu da hatırladım. haylaz *
abdülkadir selvi
-
bugünkü yazısında şu ifadeleri kullanmış
--- spoiler ---
üç bakanın sel felaketinin vurduğu
giresun’un dereli ilçesinde bir mahallede mahsur kalan vatandaşlarla görüşmek için iş makinesinin kepçesinde gittikleri bir görüntü var.
ilk gördüğümde bana “işte devletimiz bu” dedirten görüntüden söz ediyorum. hani nâzım hikmet, “sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin” diyor ya, o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler. ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. işte özlediğimiz devlet bu. bravo üç bakana. bize bunu yaşattıkları için içişleri bakanı süleyman soylu’ya, tarım ve orman bakanı bekir pakdemirli’ye, çevre ve şehircilik bakanı murat kurum’a yürekten teşekkür ediyorum. bana “özlenen devlet nerede?” diye sorarlarsa, “giresun dereli’de, o kepçenin içinde” diyeceğim.
--- spoiler ---