ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk milleti şimdiden şam'a girmeyi planlamalıdır
-
ne zaman ki bir şehit haberi çıkar benim raporda ya da haberde içgüdüsel olarak ilk baktığım şey şehidin çocuğu olup olmadığıdır.
kesinlikle ajitasyonla falan bir işim yok, kameralara bıçak kemiğe dayandı açıklaması vermek dışında bir şehit evine gittiyseniz görmüşsünüzdür. ortamdaki en çarpıcı şey şehidin çocuğudur. hele ki bebekse 1 yaşında falansa hiç bir şeyden haberi yoktur onun. etrafında feryat figan ağlayan, gözyaşlarını durdurmaya çalışan insanların yanında hep bildiği şeyleri yapar. halıda oynar. kendinin durup durup başını okşayanlardan bunalır. annesinin neden etrafında beş kişinin olduğunu ve herkesin ağladığını bir süre merak eder. babası o sırada bir morg çekmecesindedir. babası kendisini bir daha asla görmeyecektir. ilk adımlarını, ilk karnesini, okuldan mezun oluşunu, düğününü falan tecrübe edemeyecektir. işte o çocuk hayatının o gün geri döndürülemez bir şekilde değiştiğini bilmeden çocuk olmaya devam eder. ama bilirsiniz. zira bu manzara değişecektir. bu ortam insanlık tarihinin gördüğü en ciddi, en dolu sorunun ama bir ama beş yıl sonra doğmasına mutlaka vesile olacaktır. hiçbir cevabın şiddetini dindiremeyeceği bir sorudur o :
-benim babam nerede anne?
-şehit oldu yavrum. meleklerle beraber.
-ama neden???
ne diyeceksiniz o vakit tam olarak? sünni değil diye ondan 10 yıl öncesine kadar resmen tanıdığımız, meşru saydığımız, karşılıklı resmi ziyaretlerde bulunduğumuz, yıllarca ticaret falan yaptığımız falan bir ülkenin (komşumuz bu ülke) liderini ilk fırsatta sattık. adamın ülkesinde iç savaş çıkınca kendisini diktatör eset ilan edip, hükümet olarak savaşın taraflarından bizim de dini anlayışımıza daha yakın sünni factionla -yani tekbir getirip kafa kesip ciğer yiyen ösocularla el nusracılarla flört ettik. ama sonra gün oldu devran döndü işler pek yolunda gitmedi, bunlar iki elleriyle bir şeyi doğrultamadılar, işte biz de bu cihatçıların elde kalan son toprağını korumak için bu rusyayla iranla masada anlaştık. işte bu amaçla kaleler kuleler gözlem noktaları kurmuştuk top tüfek de girmiştik babanı da üç kuruş maaşa oraya dikmiştik. sonra o ülkenin meşru rejiminin askerleri kendi ülkelerindeki bu bizim kulelere haince saldırdılar. kendisi o yüzden şimdi meleklerle beraber.
bu çocuğun size cevabınızın kolpa olduğunu farkedip ağız dolusu küfretmesi için kaç yaşına gelmesi gerekiyor sizce? 10? 12?
vatan uğrunda can vermeyi "komşularla sıfır sorun" politikası güderken onların ülkesinde onların askerleri tarafından öldürülmeye kadar uzatırsanız o masum "neden" sorusunun altında nasıl ezilirsiniz biliyor musunuz? o çocuğun artık babasının olmayışını değil sizin yamalı dış politikanız veya 2007 astana anlaşması, dünyanın bütün dinleri bir araya gelse mantıklı bir şekilde açıklayamaz. o çocuk sizi unutmaz. güneşi balçıkla sıvayamaz, suriyede tam olarak ne bok yediğinizi, niye bu rezilliğin bir aktörü olduğunuzu kendisine açıklayamazsınız.
artık suriye işi daha da dibe girdiği, artık idlibi halebi geçip zat ı muhterem tarafından şam da denildiği için aklıma geleyor bir takım deli sorular:
* tsk'yı alıp şam'a girmeyi planlarken bu meşru hiçbir cevabınızın olmadığı kaç adet "neden babam yok" sorusu geldiğinden haberiniz var mı?
* o operasyonda düşenler vatan savunmasında mı şehit olmuş olacak? ne bileyim zamanında kore'de falan şehit verirken bizi ittifaklarına alsınlar da sovyet rusya bize dalmasın diye şehit vermiştik. onlar bile vatan savunması idi. suriye'de vatanın tam olarak nesini koruyor tsk?
* şam'ı ele geçirdikten sonra oranın tamamen düşman olmuş (belligerent bir işgalci olduğumuzu düşünürsek) halk sayesinde bizim vietnam savaşımız haline gelmeyeceğini siz mi garanti ediyorsunuz? sovyetler afganistanı, amerika ırak'ı aldı. almakta sıkıntı yok. sonrasında ne olacak mesela? beş yıl orada kaldıktan sonra artık kaç bin şehitle, kaç bin "neden" sorusuyla dönmeyi bekliyorsunuz?
* tsk vatan savunması veren kurum mudur suriye iç savaşının en zayıf aktörünün (öso) savaşını onlar için kazanmak için mezhep savaşına falan girip şehitler vermeyi göze almış bir tür heyula mıdır?
* asker olarak idlib şam arası 325km'lik bir mesafeyi ortamda iç savaş dönerken, ülkenin güneyi komple esad'a biat etmiş bir haldeyken, tartus'ta konuşlu rus s400'leri 15m üstü her irtifayı her an tararken hava desteğinden aşağı yukarı mahrum olarak sizin liderliğinizde mi gideceğiz?
* rusya'nın 1500 kişilik personelinin 2016 senesinde suriye'de geçirdiği bir günde 4.4 milyon dolar kadar masrafı olduğunu düşünürsek şam'a top tüfek gidecek ve orada bir müddet kalacak personelin mevcudunun bunun 60-70 katı olacağından haberdar mısınız? o operasyonun ilerleme safhasında can kaybı şehitler ve size ileride neden diye soracak binlerce çocuk hariç günlük 264 milyon doları (dolar 6 lira falanken) ekonomi bu haldeyken kimin vergisiyle kaç ay boyunca ödemeyi planlıyorsunuz? size babam neden yok diyen çocuğa da "itibardan tasarruf olmaz" diyecek misiniz?
* başkalarının çocukları üstünde bu kadar kolay tasarruflara gidebilen insanların kaçının çocuğu bilfiil orada?
artık herşeyi gördüm daha da şaşırmam dedikçe geliyor. dur bakalım daha neler göreceğim.
ekşi sözlük'ün en gereksiz 10 yazarı
-
çok fena girişeceğim bazılarına... yemin olsun... arkadaş nedir bu histerik şovlar. kör göze parmağım misali kendini merkeze koymalar. vallaha bunalttınız lan. alıcam hepinizi doldurucam kamyonun kasasına, bırakıcam romen sınırına... alttan bol ego pompalamalı, "ekşi sözlüğün en gereksiz yazarı benim" gibi gereksiz ironili bi dolu entry. canlı yayında arkadan kameraya el sallayan adam gibi. öyle izansız öyle densiz. tipler de hep aynı ha...
tamam lan en feminist, en demokrat, en ince fikirli, en esprili sensin. biri sana bir şey diyemez. derse kankalarını toplar berbat esprilerinizle eleştiren adamı darlarsınız. en uç fikirlere temelsiz sahip çıkıp "gördün mü ne kadar da hoşgörülü" dedirtmek için tüm sözlüğü peşinize takarsınız. yılmaz morgül gibi; evet öyleyim öyleyim... hepiniz sözlükte kompleksli birer canavara dönüşürsünüz. noluyo lan. ne bu ukalalık, ne bu prenses havaları...
yetti ulan zulmünüz. ama sizi kız nicki başlıklarında görülen şirinlik kumkumasına vesile olan erkekler şımarttı. onlara ver edecem zümsüğü. idneler... yeter ulan...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
baba çalışıyor, anne tv'ye dalmış, defne ültimatom veriyor.
- sevgim azalıyor!
- nassssıl yani?
- beni bugün yeterince öpmediniz. öpmeyince sevgi bitiyor.
- oooo hemen öpelim o zaman (yumuluyoruz)
- öpücük benim benzinim! şimdi doldum.
14 mayıs 2021 serkan inci'nin çark etmesi
-
(bkz: serkan is my girl)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: 3 senedir zara poşetiyle geziyorum
1. çöpte buldum sobada ütüledim içine gazete doldurdum metro tramvay geziyorum...
gözler üstümde keyfim yerinde.
adventure
-
artik bu oyun turunu sevenlerin bile iyiden iyiye takip etmeyi biraktigini, cok one cikan birkac ornek disinda cikan oyunlardan haberi dahi olmadigini kabullenmek gerekiyor. zaten bir iki istisna disinda point and click adventure yapanlarin tamami zarar ediyor, yaptigina pisman oluyor, aliskanliklarindan kopamadigi icin yine de deniyor. zaten yeni cikan adventure oyunlarin cogunun da iyice eski lucas arts oyunlarinin kotu birer kopyasi olmasi da isleri iyice berbat ediyor, turun kalan birkac takipcisini de kacirtiyorlar. her neyse hala aranizda adventure oynamak isteyen birkac kisi varsa, son yillarda cikmis, cogunlukca pek bilinmeyen, sahsen sevdigim adventure oyunlardan birkac tanesini listeledim, bunlarin hepsine tek tek entry yazip baslik acacaktim ama nasilsa artik okuyan bile olmuyor adventure oyunlarla ilgili tanitimlari. yine de olur ki oynamak isteyen olur falan buyurun son yillarda cikan birkac basarili ornek;
-----football game
https://www.youtube.com/watch?v=1hiasfbsyiu
eger david lynch bir point and click adventure yapsaydi nasil olurdu merak ediyorsaniz bu oyun tam size gore. ayni ugursuz ve ruyamsi hava, ayni bilinmezlik, ayni kucuk amerikan kasabalarindaki kucuk insanlarin hikayesi.
https://store.steampowered.com/…4550/football_game/
-----paradigm
https://www.youtube.com/watch?v=entthhsdcie
https://www.youtube.com/watch?v=ls46leufxek
hic beklenmedik bir anda cikan muhtesem bir oyun, muthis bir mizah anlayisiyla oynayana kahkaha attiran distopya ile surrealizmin muhtesem birlesimi. ayrica mizah tarzi o lucas arts klonu oyunlarin aksine beavis and butt-head tarzi sivri bir mizah.
https://store.steampowered.com/…pp/600370/paradigm/
-----stasis
https://www.youtube.com/watch?v=b3ekjhtl1zs
https://www.youtube.com/watch?v=xdserm8vs24
eger sanitarium oyunu sevdiyseniz cok sevebileceginiz bir oyun, pek ornegi bulunmayan izometrik adventure tarzinda, alien/event horizon tarzi filmlerden beslenen ugursuz, gerilimli, cok kaliteli bir hikaye, muthis bir oyun.
https://store.steampowered.com/app/380150/stasis/
-----milkmaid of the milky way
https://www.youtube.com/watch?v=xa0ryqd5oym
piksel grafiklerine ragmen kaliteli bir stili olan, minimalist grafik tarzi ile another world'u hatirlatan eglenceli bir oyun. 1920'lerin danimarkasindan uzaya uzanan ve inekleri de iceren cok keyifli bir hikaye.
https://store.steampowered.com/…d_of_the_milky_way/
-----where the water tastes like wine
https://www.youtube.com/watch?v=eros1b73nee
https://www.youtube.com/watch?v=wsfvbg-indm
klasik adventure tarzini biraz daha sanatsal forma sokan amerika'da buyuk buhran zamanlarinda gecen harika bir oyun. insanlarin hikayeleri uzerine enteresan bir deneyim, akilda kalici bir eser.
https://store.steampowered.com/…r_tastes_like_wine/
-----kentucky route zero
https://www.youtube.com/watch?v=kogekfysn9u
gercek bir sanat eseri. icinde puzzle falan barindirmadigi icin cogu kisiye sikici gelse de gercekten esi bulunmaz bir deneyim yasatiyor bu oyun. buyulu gercekcilik uzerinden ilerleyen ve amerika'nin otekilerini anlatan cok guzel bir basyapit.
https://store.steampowered.com/…te_zero_pc_edition/
-----beautiful desolation
https://www.youtube.com/watch?v=ddxz_hshuvw
daha once stasis'i yapan iki kardesin elinden cikan ve nukleer kiyamet sonrasi dunyada guney afrika'da gecen, muhtesem bir yaraticiliga sahip bir oyun. teknoloji ve doganin ic icice gectigi bir dunyada kendinizi tamamen yabanci hissedeceginizi garanti ederim.
https://store.steampowered.com/…autiful_desolation/
-----night in the woods
https://www.youtube.com/watch?v=aj_rrfiwpni
cok basit ama sevimli grafikleriyle dissosiyasyon uzerinden buyume, yabancilasma temalarina dair depresif bir basyapit. cok anlatmaya gerek yok mutlaka oynamak gerekiyor bence.
https://store.steampowered.com/…night_in_the_woods/
-----the pillars of the earth
https://www.youtube.com/watch?v=cewtyloqst0
ayni adli kitaptan uyarlanan ortacag'da siradan insanlarin hayati ve politik/sosyal yasama bir bakis. icinde pek puzzle bulundurmadigi icin interactive movie tarzina daha cok uyuyor aslinda, ama gerek grafikleri olsun gerek hikayenin islenisi olsun kesinlikle cok iyi.
https://store.steampowered.com/…llars_of_the_earth/
-----jenny leclue
https://www.youtube.com/watch?v=gmojmg1hys0
sirin bir bas karakter ve cok kaliteli grafikler uzerinden harika bir sinematografi ve muthis bir anlatimla cok eglenceli bir adventure.
https://store.steampowered.com/…_leclue__detectivu/
-----chuchel
https://www.youtube.com/watch?v=ttg6tugkkti
cocuksu bir tarzi olmasina ragmen her yastan herkesin rahatlikla severek oynayabilecegi tarzda bir amanita design oyunu. dil gerektirmedigi icin herkes rahatlikla oynayabilir, kolay puzzle'lari ile cocuklarin da sevebilecegi bir oyundur.
https://store.steampowered.com/app/711660/chuchel/
-----samorost 3
https://www.youtube.com/watch?v=7m8cs-zbebw
muthis yaraticilikla ortaya cikmis, yine dil gerektirmeden deneyimlenebilecek cok keyifli oyun. puzzle'lari cocuklara icin biraz zor olsa da gorsel ve isitsel tarzi yuzunden cocuklarin sevmesi cok kolay bir oyun ayrica.
https://store.steampowered.com/…/421120/samorost_3/
-----neofeud
https://www.youtube.com/watch?v=vqamjgs5eua
eger gelecekte gecen distopya tarzinda isleri seviyorsaniz, blade runner, ghost in the shell tarzi basyapitlar ilginizi cektiyse, cyberpunk temali bu oyunu da fazlasiyla seversiniz.
https://store.steampowered.com/app/673850/neofeud/
https://silverspook.itch.io/neofeud
-----luna the shadow dust
https://www.youtube.com/watch?v=w5ibaoxt2hm
ozellikle adeta rus minyatur tarzindaki grafikleri seviyorsaniz gozlerinize bayram ettirecek tarzda bir adventure oyunu, bir cocuk ve onun yanindaki sihirli kedi etrafinda sekillenen oyunun bulmacalari biraz anlamsiz olsa da oyun genel olarak cok guzel.
https://store.steampowered.com/…na_the_shadow_dust/
-----unforeseen incidents
https://www.youtube.com/watch?v=58azjcipqee
yasadigi kasabada baslayan gizemli virus salgini neticesinde baslayan olumleri arastirmaya baslayan bir tamirci'nin hikayesini el cizimi grafikler ve akici bir oynanisla deneyimlemek icin bu oyun bicilmis kaftan. kesinlikle kalburustu bir adventure oyunu.
https://store.steampowered.com/…foreseen_incidents/
-----oxenfree
https://www.youtube.com/watch?v=nahroonr4ng
klasik point and click adventure tarzina yeni bir yaklasim getirip hem choice based hem de aksiyon tarzi katan 2d point and click adventure oyun. ergen karakterler biraz sinir bozucu olsa da oyun genel olarak cok iyi.
https://store.steampowered.com/…pp/388880/oxenfree/
-----gibbous a cthulhu adventure
https://www.youtube.com/watch?v=jaml8w2hede
kult yazar h. p. lovecraft'in hikayelerinden yola cikilarak yapilan, bir cizgi film kadar kaliteli animasyonlari ve canli renkleriyle cok guzel bir oyun. necronomicon'i bulmaya calisan bir dedektifin basina gelen komik ama karanlik olaylar gibi mizah dolu bir konusu var.
https://store.steampowered.com/…_cthulhu_adventure/
-----technobabylon
https://www.youtube.com/watch?v=a6edhoh3uwe
eger cyberpunk tarzi hosunuza gidiyorsa bu dev bir yapay zeka agi tarafindan kontrol edilen karamsar dunyada gecen hikaye kesinlikle size hitap edecektir.
https://store.steampowered.com/…7580/technobabylon/
-----lamplight city
https://www.youtube.com/watch?v=b3gqy7tvk00
https://www.youtube.com/watch?v=xvhjbib9u38
19. yuzyilin hayali bir amerika versiyonunda gecen steampunk temali bu oyun ozellikle steampunk ve dedektiflik oyunlari sevenlerin cok hosuna gidecektir. guzel grafikleri de fazlasiyla goz doyurucudur.
https://store.steampowered.com/…460/lamplight_city/
-----tormentum dark sorrow
https://www.youtube.com/watch?v=pa2s-7dwop4
eger zdzislaw beksinski ve h. r. giger tasarimlari hosunuza gidiyorsa, ve asiri surrealist/distopya tarzinda bir dunyadaki olaylari deneyimlemek istiyorsaniz bu oyun tam size gore.
https://store.steampowered.com/…entum__dark_sorrow/
-----masochisia
https://www.youtube.com/watch?v=2dbblhmlnzu
acikcasi bu oyun agir psikolojik problemler, travmalar ve bunlardan muzdarip insanlar uzerine oldugu icin herkese hitap etmez. cunku asiri karanlik bir psikolojisi, hatta yer yer tahammul edilemez bir atmosferi vardir. bulmacalar cok kolay oldugu icin asil amac hikayeleri ogrenmektir. yine de benzersiz bir is oldugu icin bence oynanmalidir.
https://store.steampowered.com/…/396310/masochisia/
-----little kite
https://www.youtube.com/watch?v=k1jv5kuus3a
sovyet dunyasinda yasayan insanlarin ic bunaltan gundelik yasaminda aile ici siddet, alkol problemine bagli mutsuzluklar gibi karamsar bir hikaye uzerinden ilerleyen guzel bir adventure oyun. yapimcisi slav oldugu icin bu soguk ve karamsar tarz garip gelmiyor.
https://store.steampowered.com/…610120/little_kite/
-----repentant
https://www.youtube.com/watch?v=gebn_xnvzt8
yine slavlardan cikan karanlik bir oyun. eski karisina kotu davranislari yuzunden pismanlik duyan ve bunu kendince duzeltmeye calisirken herseyi daha da berbat hale getiren alkol bagimlisi bir adamin hikayesini el cizimi grafiklerle oynamak istiyorsaniz bu oyunu deneyin.
https://store.steampowered.com/…p/874370/repentant/
-----whispers of a machine
https://www.youtube.com/watch?v=9d4zme6atqk
yine gelecekte gecen sibernetik ve dedektiflik odakli cyberpunk/cyber noir tarzda guzel oyun. acikcasi bazi noktalar biraz banal gelse de genel olarak cok kalburustu bir oyun.
https://store.steampowered.com/…spers_of_a_machine/
-----sol705
https://www.youtube.com/watch?v=4j-flucviyu
ucretsiz olarak oynayabileceginiz kisa bir adventure oyun. 90'larin dunyasinda gecen ve genclik temali bu oyunda okuldan kacip arastirma laboratuarina giden genclerin basina gelen olaylari cok guzel pixel art grafiklerle deneyimleyerek eski gunleri yad edebilirsiniz.
https://store.steampowered.com/app/814920/sol705/
https://sol705.itch.io/sol705
ve tabii ki olur ki duymayan vardir diye;
-----thimbleweed park
https://www.youtube.com/watch?v=zrmh1afhhqq
efsane oyun gelistirici ron gilbert'in muhtesem oyunu. kesinlikle bir basyapit. cok soz etmeye gerek yok, oynamak her adventure oyuncusu icin farzdir.
https://store.steampowered.com/…0/thimbleweed_park/
daha onceki yillardan oyun ornekleri icin; (bkz: #49709853)
herneyse, bunlar disinda yuzlerce oyun da var elbette, ama sirf bu oyunlarin bile cogunu adventure meraklilarinin buyuk bir kismi oynamamistir. zaten backlog denen muhabbet de bu sebeple iyice cigirindan cikti son yillarda. yani oynanacak cok oyun ama oynayacak az zaman var. insanlarin "bir ara oynarim" dedikleri oyunlarin listesi her gecen gun buyuyor, sonucunda da haliyle neredeyse hic biri oynanmiyor. bu ozellikle adventure gibi turu sevenlerinin cogunun yas ortalamasinin yuksek oldugu oyun turu olunca, oyunlara ayirabildikleri zaman genclere gore daha kisitli oluyor. artik adventure tarzinin tekrar duze cikmayacagini gormek icin muneccim olmak gerekmiyor.
bu sebeple de adventure oyun satislari o kadar dustu ki artik wadjet eyes games ve daedalic entertainment dahil hicbir firma kar edemiyor, yavastan piyasadan cikiyor veya tarz degisikligine gidiyorlar. kalanlar artik tek basina veya birkac kisiyle adventure oyun gelistirmeye calisan amator oyun gelistiriciler.
hele bir de yeni cikan adventure oyunlara yapilan yorumlar var ki insanin midesini bulandiriyor. en son beautiful desolation gibi bir adventure basyapitina yapilan yorumlari gorunce acikcasi oyle midem bulandi ki bu saatten sonra adventure oyun gelistirmenin asiri aptalca oldugu konusundaki kararim kesinlesti. neyse, saglik olsun. cok yoruldum lan, gidip biraz dinleneyim.
30 yaşında bekar kadın
-
27 yaşında iken evli ama mutsuz, 30 yaşında iken bekar ama mutlu bir kadın olarak gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki :
mutluluk denen olgu; medeni durumdan, yaştan, kariyerden ve/veya diğer kağıt üzerine yazıp delillendirebileceğiniz tüm faktörlerden bağımsız olduğundan, halet-i ruhiyesi genellemelerle anlaşılamayacak kadındır.
beyaz futbol
-
rasim'in on numara trollediği program:
prandelli istifa ettikten sonra burak'la selçuk bunu ziyaret etmişler. çıkarken gözleri dolmuş. bu bilgi sinan engin'e gelmiş. o da önceki hafta bu ikili hakkında ağır konuşan ahmet çakar'a "hocam ayıp ettin" gibilerinden takılıyor ve diyalog:
a.ç.: kardeşim bunlar timsah gözyaşları, mafyada bile bu işlerin raconu vardır. vurulan adamı ilk vuranlar ziyaret eder.
r.o.k. : ya da çiçek gönderirler hocam
a.ç.: aynen
r.o.k.: hocam senin tanıdığın mafya falan var mı?
a.ç.: var bi kaç tane
r.o.k.: neden sinan engin'e bakarak konuştun hocam
selçuk-burak konusu güm :)))
slaven bilic
-
hem sigara içiyor hem beşiktaş teknik direktörü.
sonuç: kesin kanser.
türk toplumunun köylülükten kurtulamaması
-
basitçe türkiye'nin sanayileşmesinin avrupa'ya kıyasla çok geç başlamış olmasıdır sebebi.
avrupa'da 1800'lerde başlamıştır işçi sınıfının ortaya çıkışı. türkiye'de ise sanayileşme ve köyden kente göç 1960'larda başlamıştır. bu geç kalmanın sebebi, geçmişten gelen sermaye sahibi bir elitin olmayışına veya mevcut elitin sanayileşme ile alakasız olmasına bağlanabilir. malumunuz her rejim kendi elitini yaratır. cumhuriyet devrimiyle beraber yeni elitlerin palazlanması, sanayileşmesi ve sanayileşen toplumun işçi ihtiyacı 1960'ları bulmuştur. dikkat ederseniz koç ve sabancı'nın holding haline geldiği ve büyüdüğü tarihler 1960'lardır.
70'lerde büyüyen işçi sınıfı sendikalaşmaya ve sol fraksiyonlar yaratmaya başlar türkiye'de. sonu malumunuz 12 eylül darbesi olacak olan kanlı süreç ile sendikacılık ve işçi sınıfının örgütlenmesi yok olur.
bu noktadan sonra türkiye'de özal dönemi başlar. bu dönem insanların sınıf atlaması ve alt sınıfın neoliberal mantıkla başarısız ve hor görülmesi olarak geçen bir süreçtir. köyden kente göçmüş milyonlar artık örgütlenmek şöyle dursun, birbirinin üstüne basarak tırmanma yarışına girmişlerdir. gerek üçkağıtçılıkla, gerek okuyarak olsun herkesin tek derdi içinde bulunduğu berbat sınıftan yukarı çıkmak olmuştur. özal öncesinde işçiler örgütlenip haklarını ararlarken, özal sonrası dönemde işçiler voliyi vurup geride bıraktıkları işçileri sömürmenin yolunu arar olmuştur.
devlet mantığı da bizzat bu yönde şekillenmiştir. gecekondulara tapu verilmesi, 40 yaşında emekliler türetilmesi, taşeronculuğun ortaya çıkması, sendikaların işverenlerin kontrolüne geçmesi, rüşvetin ve yozlaşmanın yükselişi, memurluğun avanta iş haline gelmesi* tüm bunlar türkiye'de işçi sınıfının üstüne daha çok yük bindirmiştir. keza masabaşı iş kavramı, beyaz yaka kavramı hep bu dönemlerde şekillenmiştir. artık kızlar işçi sınıfından erkeklere bakmaz olmuştur. meslek liseleri başarısız öğrencilerin eline diploma tutuşturulan gereksiz kurumlar haline gelmiştir. 90'lar nesline motor meslek lisesi denilince kafasında oluşan resmi sorun. herkes üniversiteye girmek ve beyaz yaka olmak istemektedir artık.
bu sürecin bokunun çıktığı yıllar da akp'nin mantar gibi üniversite dikip rantını yediği yıllar olmuştur. artık işçi sınıfı tamamen sistemin çarkları arasında ezilmiştir. hepsi iktidara muhtaç, cahil, çaresiz hale getirilmiştir. haliyle türk milleti köylü bırakılmıştır.
işçi sınıfının kalkınamayışı ve sanayinin de işçi sınıfının bu cehaleti ve garibanlığından istifade etmesi nedeniyle türkiye'de yüksek teknoloji yerine inşaat gelişmiştir. artık türk sermayesi bu vasıfsız işçilerin sömürülmesine dayanan bir sistemle varlığını sürdürür.
ingiltere'de, almanya'da, fransa'da ve iskandinav ülkelerinde işçi sınıfı çok daha örgütlüdür. bu insanların ekseriyetle anne babaları da işçidir, onların anne babaları da. işçi olmak kötü bir şey değildir buralarda. babam çöpçü diyen çocuğun yüzü kızarmaz. ve evet bu insanlar işçi sınıfıdır, köylü değildir. bizde işçi sınıfı köylüden devşirmedir. bugün şu entry'yi okuyanların iddia ediyorum %80'inin anne babası veya dedesi nenesi köyden göçmüştür. bizde şehirleşme ve işçi sınıfının kökleri çok derin değildir. zaten üstümüze yapışan bu köylülüğün sebebi de budur.
ben mezar kazdığım, çim biçtiğim dönemde isveç'te çok utanıyordum kendimden. sonrasında farkettim ki aslında ben bu işleri yapmasam kim yapacaktı? insanlar bana bakınca acımıyordu, iğrenmiyordu. daha çok müteşekkirlerdi çünkü toplumun bir parçasıydım. elime de 1800 euro para geçiyordu az değil isveç için bile yeterli bir paraydı. türkiye'de amele olduğunuzda size boka bakar gibi bakarlar, bunu çok yaşadım yazları çalıştığım elektrikçide. verdikleri para da karın tokluğudur.
tüm bu işçilik, köylülük, şehirleşme vs birbiriyle ilintilidir. türkiye'nin çomarland olma sebepleri de buraya dayanır.