hesabın var mı? giriş yap

  • amaçlara ve kullanım alanlarına göre değişkenlik gösteren yazılımlardır. ben gerçekten sık kullandığım ve sevdiğim yazılımları yazacağım.

    krita her geçen yıl kendini daha da geliştiren, özellikle digital paint-art konusunda bir photoshop muadili arıyorsanız kullanabileceğiniz yazılımdır. geleneksel 2d animasyonlar ve story board yapmak için de temel araçlara sahiptir. daha kullanışlı ve gelişmiş bir text aracı eklerlerse, sanırım photoshop kullanmak için pek fazla sebebim kalmıyor, photoshop'daki birçok şeyin karşılığını bulabiliyorum.

    penpot figma,adobe xd ve sketch gibi uı-ux tasarım yazılımlarının open source alternatifi. oldukça yeni ve iddialı bir proje ve kendisinden övgülerle söz ediliyor, ben birkaç işimde kullandım ve oldukça iyiydi, denemenizi tavsiye ederim.

    inkcape adobe illustrator'ın açık kaynaklı muadili olan yazılımdır. son güncellemelerinde kaliteli bir kullanıcı deneyimi ve özellikler sunuyor. yakında eklenecek multi-artboard özelliği ile benim için bir eksiği kalmayacak diyebilirim.

    lmms müzik prodüksiyon ciddi rekabetlerin olduğu, endüstriyel anlamda ticari yazılımların hınca hınç yarıştığı bir alandır. profesyonellerin bu yazılıma yaptıkları olumlu olumsuz dönüşlere saygı duymakla beraber; benim gibi bu alanda bir noobsanız kullanıcı deneyimi ve verimlilik anlamında memnun kalacağınıza eminim, çok kısa sürede oldukça çılgın şeyler yaptım. oldukça da hafif bir yazılım olduğunu söylemeliyim.

    blender open source dünyasının devi haline gelmiştir. 3d modelleme, animasyon, render'dan tutun geleneksel 2d animasyona kadar birçok şeyi yapabileceğiniz mucizevi yazılımdır. ayrıca bu projelerinizin kurgu işlerini de yapmanıza olanak tanır ve bu kadar gelişmiş özelliklere rağmen oldukça hafiftir.

    godot şuan en populer açık kaynaklı oyun motorudur. önceden sdl ile kendi oyun motorumu geliştirirken birgün yollarımız kendisiyle kesişti. açık kaynaklı olması bu yazılımı sevmem için çok ufak bir sebep, adeta tüm mantığı, amaçları ve yaklaşımı benim için yapılmış gibi. şuan hızla geliştiriliyor ve 4.0 ile 3d tarafında kendi çapında büyük adımlar atması bekleniyor. ileride düzenli olarak fonlamayı da düşünüyorum.

  • ya kardeşim amk grafitisini marmarayın camlarına kadar yapmış annesizler. kalkmış saygıdan bahsediyorsun. devletin malına zarar vermek bu. kimden izin aldın be amk evladı desen bunu yapan kişiye alınır.

    yap kadıköydeki gibi koca binaya izin alinmiş bir şekilde bizde geçerken hayranlıkla bakalım. gece vakti suikast düzenler gibi vagonlara abuk subuk isim yazmak sanat değil.

  • o memurun da yarı eleştiriyi hak ettiği aptalca espri kasılmış düşük düzeyli bir merasim.

    memur diyor ki; kimsenin etkisi altında kalmadan kendi hür iradenle vs vs vs..
    el cevap: son kez bir anneme bakayım, ne diyorsun anne? (salakça el hareketleri, manavdan karpuz alır gibi)

    bostan korkuluğu memur efendi, desene beyefendi beni duymadınız sanırım kendi hür iradenizle demiştim kimsenin etkisi altında kalmadan diye.

    okuduğunu geçtim, duyduğunu bile anlamayan ve kendince şaka yapan damat ve bununla evlenen kadın. gelecek zamanda başına be gelirse hak ettin şimdiden söylemeli.

    hep diyorum: (bkz: #142965722)

  • biri karını dövüyor ve bir de çocuğunu kaybetmene sebep oluyor! bunu sakin karşılayabilecek adam çok azdır, şaşırmadım olanlara.

  • 11 ay milletin gözüne soka soka lüks yaşantısıyla canlı yayın yapıp açı toku g.tune sallamayıp,

    1 ay edebiyle tutması gereken oruç için gereksiz duyar kasan kadın kendisi.

    zevksizliği ve pahalı parçalar giyse bile bir türlü üzerine oturmayan varoşluğu ile bilinir.

  • 4-5 sene oldu sahibinden.com dan breville espresso makinesi aldım. bugün sıfırı 30.000 ikinci el 15/18000 arası.

    ben aldığımda 3000 falandı fiyatı. dolar bazında aynı yani aşağı yukarı 2nci elde.

    her gün 2 minimum olmak üzere totalde minimum 3500 bardak içecek yapılmıştır makinede. iki kere bakıma gitti sadece.

    güncel fiyatlarla bir maliyet hesabı yapayım.

    kahveyi taze kavrulmuş çekirdek alıyorum. son zamlarla kilosu 600 falan. 18er gram içecek başı demek ki bir kilo paketle 50-55 arası içecek yapıyoruz.

    suyun litresi 3.5 tl (damacana) makine her içecek için yarım litre su tüketiyor desek 1.75.

    3500 icecegin güncel fiyattan mağaza maliyeti (americano desek) 50 lira desek (güncel ne bilmiyorum) 175000 lira yapar.
    günlük olarak 100 lira.

    bana maliyeti 3500 icecegin 44000 lira (kahve su dahil elektrik eklemedim)

    aleti ikinci el 20ye aldım, yıllık da (bana maliyeti) 8000 liralık da kahve içtim alet kendini neredeyse 1 senede amorti etti. günlük maliyet 20 lira.

    rakamlar yuvarlandı (ama çok da yuvarlanmadı)

    hesaplayan emekli albay moduna geçmişim lan. sabah denizi kaçırdınız çarşaf gibiydi

  • 1979'da ilk star wars filminin gösterime girmesini beklerken ne kadar heyecanlı idiysem şimdi de o kadar heyecanlıyım. film nasıl çıkarsa çıksın şu heyecanı yaşamaya değecek.

    edit: arkadaşlar, mesajlardan anladığım kadarıyla bir kısmınız 70'leri taş devri filan sanıyor. tabii ki böyle önemli filmlerin haberi çok önceden yayılıyordu. hele o zamanlar filmlerin türkiye'de genellikle 2 sene gecikmeyle gösterime girdiği düşünülürse önceden bilmemiz kadar normal bir şey yok. ayrıca amca babanızdır.

  • aile işi olarak börekçiyiz. 20 senedir bu işi yapıyoruz.

    1.5 liraya sebep böreği geri alıp tepsiye koyan adam esnaf değildir. tamam abi 50 olsun canın sağolsun der geçersin. müşteriyi memnun edersin. bunun adabı budur. eğer ki o müşteri sürekli benzer şeyler yapıp 1-2 lira geçirmeye çalışan biriyse ancak o zaman o 1.5 liralık böreğin hesabını sormaya kalkarsın bu iş böyledir.

    bir de bir ihtimal o an tezgahta olan eleman iş yerinin sahibi değilse ve çok detaylı bir şekilde ondan hesap soruluyorsa adam kasada bir dengesizlik olmasın diye o 1.5 liranın peşine düşmüş olabilir. ama yinede çalışanından 1.5 liranın hesabını soracak işletmeden de hayır gelmez. neresinden tutsan ofsayt. eyyorlamam bu kadar.

  • 1977'liyim. 90'larda ben çocukken, kemal sunal'a gülenlere entelektüel düzeyleri yüksek insanlar hor bakardı. eşekoğlu eşşek demesine gülen cahiller falan denirdi. biraz sosyoekonomik düzeyi yüksek insanlar izlese bile gizlerdi bunu.
    tespit yüzde yüz haklı. o dönemleri yaşayan bilir. tam olarak şu an recep ivedik karakterine gülenlere yapılan muamelenin tümü ile aynısı yapılırdı.

    mesela 90'lar popu için, nerede eski cem karacalar nil buraklar nilüferler, nerde bu ibişler, bunlar hep sabun köpüğü denir, nefret kusulurdu. şimdi youtube yorumlarına girip bakıyorum 90'lar popunun ''hey be ne günlerdi, bir de şimdiki rezillere bak'' falan yazılmış hep.

    ya da tarkan o meşhur kareli pantolonuyla kıl oldum abi klibini yaptığında şu anda aleyna tilki için ne duyuyorsam su damlası gibi birebir aynı şeyleri duyardım.

    bu devran hep böyle , yıllandıkça kıymete biniyor sanırım bazı şeyler.

    doğu toplumları daha gerofilik(yaşlı sevici) ve nostaljik oluyorlar kültürel olarak. yeni olandan bir tiksinme, hep geriye doğru bakış var bu topraklarda. bu toplumlarda başarıdan ziyade kıdem, yıl, nicelik önemlidir ve saygı duyulur. mesela bir mekanik ustası işini iyi yaptığı ile değil, uzun yıllardır bu işi yapıyor olması ile daha çok övülür.

    facebook'un sahibi zuckerberg'in bir röportajını izlemiştim. facebook arayüzünde yaptıkları her değişiklik ortadoğu ve asya'da hemen kullanıcı kaybına yol açarken, batı medeniyetinde her yenilik, yeni müşteri getiriyormuş.

    statükocu toplumuz. hep geçmişe özlemle yaşıyoruz. değişiklikler ve yeni olan her şey hemen bir öfke getiriyor yanında.

    uzun zamandır ekşide okuduğum en doğru tespit.

  • kendilerinden cok baskalarini onemsemeleri, bu yuzden onemsedikleri insanlar tarafindan onemsenmemeleri ve uzulmeleri. yine de huylunun huyundan vazgecmemesi.