hesabın var mı? giriş yap

  • uzun adam, neşeli adam, lise arkadaşım, beraber büyüdüğüm güzel kardeşim 28 haziran 2016 tarihinde havalimanındaki patlamada vefat etti. fight clup filminde bi sahne vardı üyelerinden biri öldüğünde aralarından aptal bi adam artık onun bi ismi var ölünce artık onu ismiyle anıcaz diye hep birlikte onun ismini bağırmışlardı. artık kardeşimin ismi arrangements değil eymen. 15 yaşında tanıdığım, 10 sene boyunca makara muhabbet, kahkaha ile beraber büyüdüğüm kardeşimi ellerimle kefene sardım, üzerine bezden kuşak bağladım, ellerimle tabutun içine koydum, ellerimle mezara indirdim, yine o ellerle üzerine toprak attım. bizim hesabımıza göre 40'lı yaşlarda paket olucaktık ikimizde, emindik çok yaşamıyacağımıza hatta ben derdim "boktan bi şekilde ölücem eymen haberin olsun" diye. ama eymen oyun bozanlık yaptı beni beklemedi, o oyun bozansa ben de bozarım 40'ı bulmadan ben de yanına gelicem. toprağın bol, mekanın cennet olsun güzel kardeşim.

  • işemeden sıçması çok enteresan onun dışında normal vidyo bence. bu milletin tuvalet adabını bunca yıl istikrarla sürdürmesi mucizeydi zaten.

  • valla bravo tayyip'e baskanlik sistemi olmayinca kendini yazilima vermis helal olsun. bu projeyle yakin zamanda soyle yeni keywordler ile yeni bir yazilim dili uretirse de sasirmam. yeni java;

    break : olmaz
    public : bunlargenel
    private : bunlarozel
    void : chpzihniyeti
    extends: ecdad
    static: afedersin
    finally : hamdolsun
    new : yeni
    main : haydiallahbismillah
    ...

    mesela yeni java ile hello world uygulmasi,

    bunlargenel afedersin chpzihniyeti haydiallahbismillah(string args[])
    {
    system.out.println("selamun aleykum");
    }

    iste yeni java guclu java. (chief technology officer tayyip erdogan)

  • yeni tayin olduğu alayı denetleyen albay, nizamiyedeki bankın başında nöbet tutan iki eri görüp “neden orada nöbet tuttuklarını” sormuş.
    “bilmiyoruz komutanım, eski komutanımızın emri ile sürekli bu banka nöbet yazılır” diye cevap vermiş askerler.
    merakını yenemeyen albay bir önceki alay komutanını telefonla aramış ve sormuş, “valla bilemiyorum” demiş eski komutan, “epey önceden konulmuş bu nöbet geleneğini biz de devam ettirdik.”
    ısrarla üç komutan geriye giderek bu nöbeti ilk koyan 80 yaşındaki emekli general’e ulaşılmış.
    “affedersiniz efendim, ben sizin 30 yıl önce başında olduğunuz alayın yeni komutanıyım” diye kendini tanıtmış albay, “nizamiyedeki bir bahçe bankının başında iki tane nöbetçi buldum. bu nöbeti ilk siz koydurmuşsunuz. bu bankın özelliği hakkında bilgi lütfeder misiniz?”
    emekli general “nasıl olur?” demiş, “boyası hâlâ kurumamış mı?”

  • yaptı diye övmeye , yapmadi diye eleştirmeye gerek yok. futbolcudur işini yapması yeterlidir. bu tarz konuları aşmak gerekir .

  • rusların beyaz kuğu, natonun ise blackjack çağrı koduyla andığı rekortmen bombardıman uçağı.

    dünya'nın en güçlü turbojet motoru olan kuznetsov üretimi nk-32'lerden 4 tanesine sahip bu uçak aynı zamanda bu motorları taşıyan en ağır savaş uçağı oluyor. boş ağırlığı 110 ton ve mühimmatla birlikte bu rakam 275 tona kadar çıkabiliyor. bir diğer rekorda burada geliyor zaten bu ağırlık değerleri ile uçak 2 mach hıza erişebiliyor(standart seyir hızı 960 km/h) ve de yüke göre de 15000 km gibi bir menzile sahip olabiliyor. 54,1 m uzunluğa, 13,1 m yüksekliğe ve kanatların durumuna göre 55,7 ya da 35,6 metre kanat açıklığına sahip bir sovyet canavarı. zira uçak seyir durumuna göre kanatlarını açabiliyor ya da kapatabiliyor. 4 mürettebatla yönlendiriliyor bu uçak. öte yandan her ne kadar tasarımında stealth olarak tasarlamasa da gövdede kullanılan bazı malzemeler ve de boyalar ile de emsallerine göre daha görünmez bir uçak.

    denkleme eklenen bu kadar değişken neticesinde en çok ağırlıkla en yüksek hız değerine ve menzile ulaşabilen en büyük bombardıman uçağı oluyor kendileri.

    uçağın öyküsüne gelirsek 1960 lı yılların başlarında amerika'nın geliştirilmekte olan çılgın projesi xb-70 istihbaratları sovyetlere ulaşır. tabii sonrasında bu çılgın proje amerika tarafından iptal edilecektir.

    lakin sovyetler bu çılgın projeden haberdar olduktan sonra bizim neyimiz eksik tadında benzer bir projenin bazı değişikliklerle aslında kendi stratejileri adına da önemli bir güç çarpanı olacağını fark eder ve 1969 yılında ihaleye çıkılır. ihaleyi kazanan tupolev firmasıdır.

    tupolev'den istenen şeyler o dönenin mühendislik sınırları içerisinde neredeyse imkansız görevdir. zira sovyetler dünya'nın herhangi bir yerine sadece tek bir yakıt ikmaliyle gidip nükleer saldırı yapıp geri dönebilecek ve gerektiğinde 3 mach hızlara çıkabilecek bir uçak istemektedir.

    fakat daha sonrasında iptal olan xb-70 neticesinde sovyetlerin isterleri biraz daha karşılanabilir seviyeye inmiştir. hız için 2 mach seviyesi istenirken 2 adet nükleer bomba hangarı ve 15000 km menzil son isterler olarak talep edilmiştir.

    tupolev tu-144 ya da havacılık camiasında concordski ismiyle bilinen uçağıyla bu uçağı yapabilecek gibi gözükse de epey fırtınalı süreçler yaşanmış ve 1974 yılında ilk prototip sovyetlere sunulmuş ve sovyetler tarafından prototip beğenilip daha da geliştirmesi üzerine talimat verilmiştir.

    1976-78 yıllarında da geliştirilmeye devam edilen uçak aralık 1981 de ilk uçuşunu yapmıştır. uçak çok uzun bir süre gizli tutulmuştur ki yabancı istihbararın uçaktan haberi kasım 1981 de olabilmiştir ancak.

    1982 yılında üretimine başlanan uçağın sovyet hava kuvvetlerine 100 adet teslim edilmesi planlanmıştı. 1984 itibariyle teslimatlar başladı. 1992 yılına kadar toplamda 36 uçak teslim edilebildi.

    tabii bu süre zarfında sovyetlerin ekonomik sorunları ve ardından soğuk savaşın bitmesiyle bu uçaklar hiç bir zaman tam sayıda üretilemedi.

    fakat sovyetlerin dağılmasından sonra şöyle bir sorun ortaya çıkmıştı. üretilen 36 uçağın 19 tanesi ukrayna'da konuşluydu. ukrayna bu uçakları hiç bir zaman modernize edemedi ve elindekileri de çürümeye bıraktı. zaten hikaye de burada başlıyor.

    1995 yılına kadar ukrayna'da ve rusya'da bu uçaklar kendi kaderlerine çürümeye terk ediliyor. hatta ukrayna bu uçaklardan 3 tanesini parçalıyor ve hurdaya ayırıyor ki bir o kadarını da amerika'ya sattığı dedikoduları ortaya çıkmaya başlıyor. rusya ise kalan uçakları ukrayna'dan istiyor, masada bazı pazarlıklar yapılsa da ukrayna ile anlaşma sağlanamıyor.

    öte yandan rusya elindeki uçakları modernize etmeye başlıyor ve 8 tane uçağı hayata döndürebiliyor ki arada modernizasyon sırasında düşen 1 adet tu-160 da var.

    1999 yılında iktidara gelen vladimir putin kalan uçaklardan iyi durumda olanlarının ukrayna'dan alınıp modernize edilmesi için talimat veriyor ve uçakla 2003 ya da 2005 olması lazım ukrayna'dan satın alınıyor, 8 uçak için 300 milyon usd gibi bir rakam ödenerek.

    rusya 2006 dan itibaren de bu uçakların modernizasyon projesine girişiyor. gün itibariyle rusya'da m2 seviyesine yükseltilmiş 16 adet tu-160 bulunuyor. fakat rusya bu uçaktan 50 adet daha sipariş etti ve 2030 yılına kadar bu uçakların rus ordusu envanterine girmesi bekleniyor. sırf bu sebeple kapanan fabrika tekrardan açıldı. ilk teslimatların 2023-24 arasında yapılması planlanıyor.

    edit : imla ve kelime hataları giderildi.