hesabın var mı? giriş yap

  • sebebi, amerikan dizi ve filmlerinin uluslararası camiada o günlerde tek başına olmasıdır. ruslar film yapıp dağıtmış da biz mi izlemedik? amerikalılar yapıp dağıtırsa amerikalılarınki izlenir, ruslar yapıp dağıtırsa ruslarınki

    bazı suserların demir perde politikasından haberi yok maalesef. sosyalizm ve solun denenmiş birer sistem olduğu, denenmesine rağmen çalışmadığından da haberi yok. aynı sovyetlerin, o mükemmel mahlleleri olan, kütüphaneli falan, sırf insanlar batıya özenmesin diye demir perde politikası diye bir şey uyguladığından da yok. hatta ve hatta, sırf insanların kaçmasını engellemek için bir şehrin etrafını bir duvarla kapladığından hiç yok(bu arada, duvar berlin'in batı almanya kontrolündeki bölgesinin etrafını, doğu almanya insanlarının batı almanyaya kaçması engellemek için kaplanıyor). başkan jfk'nin berlin duvarını gösterip, "...hiç bir zaman insanlarımızı içeride tutmak için bir duar örmemiz gerekmedi..." dediğininden hiç haberi yok.

    sosyalizm öyle harika bir sistem ki, etrafına duvar örüp insanları zorla içeride tutmazsan kaçıyorlar gençler. öyle müthiş bir sistem, herkesin keyfi öyle yerinde yani.

  • ''57 yaşındaki ali ağaoğlu'nun 20 yaşında sevgilisi var.
    72 yaşındaki halis toprağın 18 yaşında karısı var.
    63 yaşındaki aziz yıldırım'ın yeni karısı 24 yaşında.
    75 yaşındaki aydın doğan'ın sevgilisi 26 yaşında.
    benim sevgilim niye yok diye üzülmeyin.. bunun tek sebebi olabilir sizin sevgiliniz henüz dünyaya gelmemiştir...''

  • burada yapılan futbol muhabbetinin, 5 yaşındaki çocuğun yaptığı futbol muhabbetinden çok da farklı olmadığını belgelemesi açısından iyi bir örnek teşkil eden afacan cümlesi.

  • depremden sonra malatya'dan çıkmaya karar verdik. ya mersin'e, ya da konya'ya gidebilirdik çünkü tanıdıklarımız oradaydı.ama hem kayseri hem gaziantep yolu kapalıydı. hayatımda hiç gelmediğim sivas'ın yolu açıktı sadece. başka alternatif yok diye de saat 14:00 gibi yola çıktık ve buraya gelmeye karar verdik.

    kangal'a kadar tüm benzin istasyonları kapalıydı. kangal'da bir dinlenme tesisinde yemek yiyelim dedik. suyumuz da hiç yoktu. nerdeyse 1 koli su aldık , yemek yedik.
    bize ekstra ekmek verdiler yolda lazım olur diye .ben bir tane de sigara aldım . adam 1000 tl dese okeyim yani. adam bana hocam 100 tl ver yeter dedi. ilk başta şaka sandım. neler yediğimizi içtiğimizi söyledim suları gösterdim. abi siz depremden kaçıyorsunuz para bile almamam lazım dedi. valla sarılıp ağlayacaktım.

    yollar tipi ve kar nedeniyle kapalı olduğu için de iki gündür de ismini vermek istemediğim lüks bir otelde nerdeyse klasmanına göre bedava denilecek fiyata kalıyoruz ailemle.
    tüm ekstraları da ikram yaptılar bize.
    haberlerde dinlenme tesislerinin ve bazı fırsatçılarım yaptıklarını görünce halimize şükrediyorum. gerçekten de yiğidin harman olduğu yermiş sivas. bu yaşadığım travmayı atlatmama çok yardımcı oldunuz halk olarak . buraya ayrıca tekrar geleceğim…

    edit: entry debe'ye girmiş farketmedim bile. bu günlerde kimin yanımızda olup kimin olmadığını bilinsin diye edit yapıyorum. entry ilk halinde reklam vs olmasın diye bundan bahsetmemiştim.

    kaldığım otel: ramada by wyndham sivas
    dinlenme tesisi konumu:petrol ofisi

  • ulan 81 ilde bu kadar üniversite açılmışken, hala baraj altı kalanlar bırakın boğulsun. bomboş açıklama. ülke yanıyor, adamın derdine bak aq.

  • 19 yaşında daha. ankara üniversitesi hukuk fakültesinde okuyormuş. bir hastanenin koridorunda turlarken karşılaştık. gözlerinin içi gülüyordu, yüzünde de içten bir gülümseme. hastalardan birinin yakınıdır diye düşündüm önce. hastalığı yakıştıramayacağım kadar güzeldi çünkü. kemik iliği kanseri teşhisi konmuş önce. sonra akciğerlerinin bir kısmını almışlar, arkasından göğüslerinden birini. şimdi de beyninde çıkmış o illet. lüle lüle saçlarının peruk olduğunu o zaman anladım . halbuki ne çok yakıştığını düşünmüştüm, o dalgalı bal rengi saçların yeşil gözlerine. "olsun abla, bunu da aşarım inşallah" dedi. bu da geçecekmiş, hakim olacakmış zaten. "daha çok yolum var ölünmezde şimdi" diye ekledi. ölünmez evet.. mamak'ta köhne bir evde anası bekliyormuş onu. babadan kalma 300 lira maaşları da varmış hem. devlette yardım ediyor şükür okumama diye heyecanlı heyecanlı anlattı uzun uzun.

    "üzülme sende abla, geçecek nasılsa; hem ölünmezde şimdi dedik ya" derken kahkahaları çınlattı koridoru. kendimden utandım, bende güldüm. yemyeşil gözlerine çok yakışmıştı bal rengi saçları. perukmuş, olsun..

    edit: bırakıp gitmiş hayatı özlemcik. daha fazla dayanamamış bedeni yayılmış enfeksiyona. vizelerini de vermiş kuzum, ama kısmet işte.. daha ölünmez demiştik ama demekle olmuyor bazen demek.. allah yattığı yeri nur etsin..