ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran youtube yorumları
-
video: ispanya arda turan'ın golünü konuşuyor (atl. madrid 2 - 0 getafe)
http://www.youtube.com/watch?v=m5hnh72fgmy
yorum: "ispanyadan arkadaşımı aradım meşgule verdi msj attı. bu golü konusuyoruz daha sonra ara dedi."
dbe editi: o kadar entry yazdım, uzun uzun anlattım. şu yorum kadar kadir kıymetim olmadı. listelere giremedi. yazıklar olsun sözlük. bu vesileyle; eyy nadyokomanachi nickli youtube kullanıcısı, sen de hakkını helal et moruk. taçsız kral pele'ye de selamlar..
aşti'deki taksiciler
-
hakikaten anlatildigi kadar kolpa taksicilerdir bunlar.
kazayla cam cevirme kolunu kirdigim icin benden 20 lira istemislikleri bile vardir.(5'e kurtarmistim allahtan o ayri)
neyse efendim gecelim biz hikayemize.
bir istanbul donusunde bindim bunlardan birine ve ayranciya gidecegimi soyledim.
eve kadar geldik.(dip not evim karakolun bitisiginde)
karakolun onunde durduk, taksimetreye baktim 11 milyon yazmis.
ben elemana bir tane 10'luk ve 1'lik verip kolay gelsin dedikten sonra; abi biz giris cikisa da para veriyoruz 3 lira daha vereceksin dedi.
abi o benim degil senin problemin ; kusura bakma benden alamazsin dedim.
olur mu oyle sey abi vermek zorundasin dedi.
ben de elemana ters ters baktiktan sonra; gel abi karakoldan pederden al o zaman dedim.
bu guzel arkadasim feyki yedikten sonra yuzsuzce, bu seferlik almayalim diye uste cikmaya calisti.
ben de hic bir zaman alamazsin zaten dedikten sonra kapiyi sertce vurdum; arkadan bavulu aldim.
indikten sonra da keyif sigarami yaktim yoluma devam ettim*
edit : beyler taksiciyi bulduk , sozlukte.
vurdukca vurmus kerata
annemlerlen tatilya'ya gidiyoruz
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
http://www.sadecebelgesel.com/
türkçe dublaj, türkçe altyazı ne ararsan var.
cosmos'tan tut, muhteşem bbc belgesellerine ne ararsan var.
doğa, bilim, tarih, yerli-yabancı hangi tür ararsan var.
4 sene sonra gelen ekleme edit;
https://belgesel.site/
istanbul'da yaşamanın kepazelik olması
-
eskiden entryler görürdüm istanbul'u izmir ile kıyaslayan, işte izmir köy istanbul megakent diye.
şu istanbul denen memlekette ciddi ciddi severek yaşayan bir insanın psikolojik problemleri vardır. hayatımda bu kadar eksisi olan ve artısı olmayan başka olgu görmedim. pahalı, trafik (bence şu başlı başına etken, 19km yol 1 buçuk saat sürüyor lan), insan yapısı mide bulandırıcı, kalitesiz.
bir de en çok güldüğüm "çok aktivite var abi, konser var tiyatro var". bak sayın pezeveng, 2 saatlik tiyatroya 4 buçuk saat yol gidince aktivite yapmış olmuyorsun. sizin hayatınızın zamanınızın hiç önemi yok galiba, hayatsız olmak lazım şu trafiğe alışmış olmak için.
doğma büyüme izmirliyim son 1 senedir iş dolayısıyla buraya geldim, mide bulandırıcı bir şehir istanbul, işi remote aldığım an rastgele bir ile taşınacağım. batıya en yakın rastgele 20 ilden birini seçin buradan daha kaliteli yaşarsınız şaka yapmıyorum. gerçekten burda severek yaşıyorsanız akli melakelerinizi kontrol ettirin.
robert de niro'nun hiç türk filmi izlemedim demesi
-
bir zamanlar anadolu'da 64. cannes'da büyük jüri ödülü aldığında jüri başkanı olduğunu unutan dede beyanı.
en sağlıklı sigara
-
sigara böreğidir.
hayata dair iç burkan detaylar
-
servis şoförü bir abimiz var, çok iyi bir insandır.
hiç kimseyi kıramaz, nerede olursan ol görevi olmasa da hızır gibi yetişir gelir.
kurban bayramından önce müdür beyi sorup duruyordu odasında mı onunla bir şey görüşeceğim diye.
her gün soruyordu bir türlü denk gelemiyordu, bir gün aradım abi gel yalnız şu an müdür bey dedim.
utana sıkıla girdi odaya. ne konuşuldu bilmiyorum, araya epey bir zaman girdi nasıl oldu hatırlamıyorum o abinin bir hafta boyunca 2 bin lira için bayram arifesi utana sıkıla müdürü sorduğunu öğrendim.
öyle üzüldüm ki, boğazım düğüm oldu resmen.
onun üzerinden de epey zaman geçti abiyle bir yerde rastlaştık bi emrin, arzun var mı diye sordu estağfurullah dedim gözleri dolu doluydu sustum kaldım.
dün akşam beni eve bırakırken insanın rızkı için rezil olması çok ağır be kızım dedi.
kıytırık bir sebepten fırça atmış müdürlerden biri.
bir kolim vardı zorla aldı elimden kapıya kadar taşıdı.
böyle iyi bir insanın bin türlü eziyetle iki kuruş kazanmaya çalışırken kötü hissettirilmesini sindiremiyorum.
eczacılık ve hukuk okuyan iki kızı olan emekli bir öğretmen bu adam.
edit: entry' i okuyup burs göndermek isteyen bir sürü kişi oldu, var olun. ne diyeceğimi bilemedim, yardımcı olmak isteyen herkes sağ olsun.
nicklerini paylaşmayı uygun bulmuyorum(zaten isimlerini, kim olduklarını ben de bilmiyorum) birkaç yazar cüzi olarak olarak tanımladığı fakat öğrencinin şu an ihtiyaçlarını karşılamaya gerçekten yardımcı olmuş paylaşımlarda bulunmuş, yardımcı olan herkes sağ olsun.
rus edebiyatı klişeleri
-
kumarı olmasa iyi çocuk aslında denilen bir karakter
2.5 yaşındaki bebeğini vegan büyüten doktor çift
-
çocuk ilerde dünyada adana kebap diye bir şey olduğunu öğrenecek ve belki de ailesini affetmeyecek.
makine mi makina mı sorunsalı
-
bence en güzel şöyle çözülür:
makini: avuçiçine alınabilenler ve daha küçükleri.
makine: avuçiçine sığmayacak kadar olan ama bir insanın kaldırabileceği ağırlıkta (20 kilodan hafif) olanlar
makina: 20 kilo ya da daha ağır olan ama bir tondan hafif olanlar
makino: 1 ton ve üstü ağırlıktakiler.
makina mı makine mi
cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler
-
(bkz: arabasına çarptığım)