hesabın var mı? giriş yap

  • koku takıntısı olan bir erkek olarak bazı bilgiler vermek isterim;

    bir japon şirketi yenilebilir kokular üzerinde çalışmaka olsa da henüz yenilebilir parfümler çıkmamıştır. ama yakındır. dış etkenlerle ile birleşen ten kokusunu parfüm ile dengelemek zordur. ta ki doğru tene doğru kokuyu bulasıya kadar. her mevsimin, her dönemin ayrı ten koku salgısı vardır. bunu ancak araştırarak bulabilirsiniz ama ben size biraz yardımcı olayım,

    öncelikle teninizin kokusunu stabil etmeniz gerekir. bunun için ise;

    kötü kokmamıza neden olan besinlerden bahsedeyim. sülfür içeren gıdalar kötü kokuya sebep olur. bu gıdalar; lahana, brokoli, sarımsak, soğan gibi gıdalardır. insanı daha az çekici yapar. etkileri 72 saat boyunca sürebilmektedir. kırmızı et ve şarküteri ürünleri en etkili vücut kötü kokusu iletenlerdir. özellikle dışarı çıkmayı planlamadığınız zaman tüketmemeye dikkat edin. tabi yapabiliyor iseniz.

    birde hoş koku yayan besinler vardır ki bu kokular insanı çekici kılar.

    turunçgiller: canlı ve taze kokularıyla kötü kokuları vücudunuzdan arınmasına yardımcı olur. özellikle ananas, elma, çilek ve portakal bu besinler arasındadır. günde 1 bardak elma suyu gün boyu vücutta daha hoş kokuya sebep olur. eğer bu kürde iseniz insense ultramarine tercih edebilirsiniz.

    kakule: nefes spreyi etkisi olan kakule hızla etkisini göstererek çok taze bir aroma kokusu salgılar. bu ağzınızın ve nefesinizin stabil olmasını sağlar.

    yasemin çayı: tüm bitki çayları gibi yasemin çayı da zararlı maddelerin vücuttan dışarı atılmasını sağlar. dışarı atılan zararlı maddeler vücudun daha hoş bir koku salgılamasına yardımcı olur. bu kürde prada'yı tercih ederseniz etkili olursunuz.

    çemen otu tohumları: geceleyin bir bardak suda bekletilen çemen otu tohumları sabah yenildiğinde gün boyu güzel kokusu hissedilir. eğer bu kürde iseniz issey miyake tercih edebilirsiniz.

    biberiye: biberiye cilt sorunlarını gidermesinin yanında vücutta bulunan kötü kokuları vücuttan atar. cilt sorunları da ciddi kötü koku yayar. eğer varsa böyle cilt yağlanması gibi problemleriniz, bu kürü tavsiye ederim.

    yoğurt: yoğurt içerisinde bulunan yararlı bakteriler özellikle bağırsakta bulunan toksinlerden arındırılmayı sağlar. vücut kokusunu hoş tutmaya da yardımcı olur. eğer çok ağır yemekler yediyseniz muhakkak sonunu yoğurt ile bitirin, aklınızda bulunsun ciddi koku toksini atarsınız. yalnız atarken gaz olarak atacağınızı unutmayın.

    limonlu su: limonlu su vücudun yenilenmesi ve temizlenmesinde büyük bir yardımcıdır. özellikle günlük su miktarını arttırmak kötü kokuları azaltacaktır. lacoste red bu kürde çok başarılıdır ve kalıcılık etkisini arttırmaktadır.

    kekik, tarçın, nane: çok terleyen biri iseniz ya da terlemeye müsait bir ortamda bulunacaksanız bu üç baharat gün içinde güzel kokular yaymanıza yardımcı olacaktır. tommy tercih ederseniz kalıcılık ve çiçek notaları ile etkilersiniz.

    benden bu kadar, gerisi bende gizli kalsın.

  • lisede arkadaşlarla toplanıp ders aralarında izlediğimiz çizgi film. limonata ile ilgili bölümü nedense psikopatlığın yeni bir boyutu gibi görünmüştü gözüme. jenerik müziği karşılaşılacak psikopatlık seviyesinin habercisi gibidir.

  • takımla maç yapma kısmına takıldım bu ödüllerde.
    türkiye'de yenilmedik oluşum kalsın istemiyorlar herhalde.

    edit büdüt: şimdi editlemek istemezdim ama takımla deplasman gezisi de sıkıntılı. düşünsenize uçakla gittiğiniz yerden takımın yediği gol sayısına göre otobüs, minibüs, zeplin bilimum araçlara dönüyorsunuz. artık fark fazla olursa otobüsü çekin diye önüne mi sürerler köle gibi bilemedim. futbolcuların gerçek hayattaki zekası oyun zekası gibiyse orada unutulmanız da ciddi bir olasılık. olmadı 11 kişi + siz para toplayıp özel araç falan tutulur, adamlar zengin.

    bu arada ben de fenerbahçe'liyim ama en son chelsea maçına gittim, zirvede bıraktım.*

  • bir kaç yıl önce(2018 veya 2019 hatırlayamadım tam) , gecici olarak istanbul anadolu yakasında bir benzlikte pompacılık yapıyordum. biraz mental açıdan kötü dönemlerimdi. neyse

    bir gün ümit bey geldi.kibar bir şekilde hal hatır sorup, istediği miktarı söyleyip markete yöneldi. açık kahve(veya koyu lacivert ) rengiydi sanırım, bir bmw ile gelmişti. verdim benzinini, beklemeye koyuldum.

    hava buz gibi. ellerim donmuş. ümit bey karşıdan geliyor. elinde, starbucks makinesinden alınmış koca boy kahve. yüzünde bir gülümse ile bana uzattı ve "afiyet olsun" dedi..

    uzun zamandır düşünürüm. o kahveyi benim için mi almıştın ümit bey, yoksa tadını beğenmeyip de, çöpe gitmesin bari deyip mi verdin bana :)))))

    her durumda da klass bir insan. o an beni çok mutlu etmişti.işi rast gitsin...kahve + mütevazililiği

    not : o makineyi her gün görür, bazen canım ceker ama kazandığım paraya göre lüks kaldığından almazdım hiç. sizin sayenizde ilk kez o gün içmiş bulundum :)

    edit : ümit bey twitterda bir yazarımıza cevap vermiş entry e dair : "bunun redbull, kola, dondurma, bisküvi versiyonlarını da duyabilirsiniz. insanların enerjisi ve iletişimleriyle alakalı biraz anlık gelişen rutin refleksime dönüştü sanırım"

    edit : sene eklendi.

    edit: tamam arkadaşlar. en güçlü ihtimaller. 1.bana aldı 2.aslında kendine aldı ama beni görünce içinden bana vermek geldi o an. :) ya önemli değil. o an çok mutlu olmuştum.

  • var olun vallahi.

    sadece 112 gram çük boy olan çerazza cipsi almak isterken 5 dakika düşündüm. belki daha fazla. midem bi tuhaf oldu. baya kötü hissettim.

    nedeni tam olarak çük boy cipsin 4.50 tl olması idi.

    teşekkürler yeni türkiye..

    2 adet aldım. 9 tl. yedim bitti. bok gibi hissediyorum.

    adamlar bizi düşünüyormuş lan :/

  • tam 4 kış oldu. 4 kıştır içimizden geçtiniz. şu saatte ısrar edip yandaşına para kazandıran ya da kazandırmaya çalışan varsa hakkımın her zerresi vergimin her kuruşu haram olsun.

    akla mantığa sığmayan ama hiç kimsenin de ses etmediği uygulama

    edit: bir baktım mesaj kutum patlamış. 6 oldu diye uyardılar. benim kafa gitmiş demek ki ben 4 ten öncesini hatırlayamadım. uyaranlara teşekkürler.

    ayrıca bi kişi de nasıl para kazandırılıyor diye sormuş. üşenmedim nasıl elektrik harcadığımızı anlattım.

    300 küsür de fav almış amacım fav filan değildi hiç olmadı. ama benim gibi birçok insanın mağdur olduğunu öğrenmiş oldum. parasını geçtim karanlıkta evden çıkmaktan bıktım yahu. ben servise biniyorum daha cami hocası yeni ezana başlıyor. ilerleyen günlerde şirkette ezan dinlemeye başlayacağız. geçen kış öyleydi mesela. hadi biz yetişkiniz ya çocuklar. hiç mi acımanız yok.

  • hemen yukarıda bir mal değneği var, ciddiye almayınız. gerçek istatistikler şöyle:

    1. her sene 20.000 kişi kanser olup 15.000'i ilk yılda ölmüyor sayın cahil ve bok atıcı. kanser olan kişi sayısı yılda 100.000. daha ilk cümlende yalan söylediğin ve araştırmadan salladığın belli

    2. sayın bok atıcı ve cahil, bak bakayım şu sunumun 36. sayfasına. ne diyor? her on senede bir kanserden sağkalım oranları düzenli olarak artıyor. yani, kanser tedavi edilebilir bir hastalık ve başarı oranımız hızla yükseliyor. tamam mı salak herif? : http://www.turkcancer.org/…ve-davranis-mart2014.pdf

    3. çocuk onkolojisinde kemoterapinin başarı oranı % 85'lerde. oku duyarsız ve cahil herif: http://www.medikalakademi.com.tr/…mi-mehmet-kantar/

    niye ben bu adama gerizekalı, duyarsız ve cahil diyorum? çünkü:

    1. duyarsız, çünkü bir sürü kanser hastasının okuduğu bir başlığa geip desteksiz ve dayanaksız şeyler yazabiliyor. ailesinde kanser hastası olup da bu gerizekalıya inanabilecek kadar zor durumda olan o kadar insan var ki. herkese acil şifalar dilerim, hasta yakınlarına da dayanma gücü. merak etmeyin, modern tıp bu gerizekalıların iddia ettiği kadar başarısız vs değil, inanın ve mücadele edin

    2. cahil, çünkü taaaaa binlerce yıldır insan evrimiyle beraber gelişen bir hastalıklar kümesi hakkında (kanser) şöyle bir cümle kurabiliyor: "siz ve sizin gibi sivrisinek kafalilar doktor olsaydi bu kanser illetine bu kadar yildir coktan cozum bulunmustu." allah bilir, okudğu iki facebook postuyla gelmiş buraya doktorlara bok atıyor. cahil çomar seni, yıkıl!

    3. gerizekalı, e çünkü gerizekalı.

    hiç bundan sonra güzellikle söz anlatmak yok, adam olan şu yukarıdaki bir sürü doğru bilgi dolu şeyi okuyunca zaten akıllanır. hala buraya gelip desteksiz bok atanlar gerizekalıdır

    bu tür yalanlara karşı tıklayınız : yalansavar http://yalansavar.org/

  • seda sayanın suçlamaları üzerine önce iftira deyip sonra da sarmaş dolaş fotograflarını hikayesine atıp özür dileyen adam. madem sana böyle çirkin bir iftira atıldı, iki günde ne değişti de o insana sarıldığın fotografı yükledin?

    öbür yandan seda sayan net bir şekilde tecavüzcü dedigi adamın kendisiyle olan fotografını nasıl bugün hikayesinde paylaşıyor?

    siz nasıl pisliğe batmış insanlarsınız?

    nasıl pis hayatlarınız var?

    bunca sene nasıl böyle el üstünde tutuldunuz bu ülkede anlamak zor. iki gün sonra unutulmaması dileklerimle.

  • askerde yazıcı olan bilgisayar mühendisi bir asker arkadaşımdan naklen;

    aynı odada komutan 1 ve komutan 1'i ziyarete gelen komutan 2 arasında, yazıcı arkadaşım hakkında geçen diyalogtur.

    komutan 1: bu arada, seni bizim yazıcı arkadaşı görmedin di mi daha önce? bu bizim mustafa.. kariyerini duysan aklın şaşar..
    komutan 2: hadi ya neymiş, temiz çocuğa benziyor zaten, ehe he..

    (mustafa burada kulak kesilir)

    komutan 1: bu adam öss'de ilk 100'e girmiş, boğaziçi'nde bilgisayar mühendisliği okumuş, amerika'da master yapmış, dönmüş doktora yapmış.. programcılık üzerine kitapları var lan bi sürü hem de..

    (mustafa burada sırıtır)

    komutan 2: deme yav, sen de kaptın di mi hemen çocuğu çakaal..
    komutan 1: öyle valla, egzel tablosu filan yaptırıyom işte.. neyse mustafa, bırak sırıtmayı da sen bize ordan iki çay kap bakayım, hadi..

    (mustafa burada dumur ama çaresiz)

    (bkz: askerde yazıcı olmak)

  • ilk öğrenilmesi gereken '-yor olacağım' kalıbıdır.

    mesela "sizi boş toplantı odasına alacağım" diyemezsiniz gramerde yoktur. "sizi boş toplantı odasına alıyor olacağım" denir. böylelikle samimiyetsizliğiniz paçanızdan akar.