hesabın var mı? giriş yap

  • 1952 yılından beri her on yılda bir en iyi filmler listesi yayınlayan sight & sound dergisi, sinemaseverler tarafından bir süredir sabırsızlıkla beklenen 2022 yılında hazırlanan en iyi filmler listesini geçenlerde paylaştı.

    2012 yılında, uzun zamandır ilk sıradan inmeyen citizen kane filmini tahtından indiren vertigo filmi, bu sene birinciliği çok ilginç bir filme kaptırdı. chantal akerman'ın temposu düşük, süresi oldukça uzun, deneysel ve feminist filmi bu sene listenin ilk sırasına oturdu. 2012 yılında 36. sırada yer alan filmin bu sene bir anda ilk sıraya yükselmesi günümüz için şaşırtıcı değil. politik doğruculuk çağında böylesi bir filmin ilk sırada olması aslında bekleniyordu. fakat ben bu filmi ilk sıraya yükselten eleştirmenlerin filmi ikinci kez izlemek isteyebileceklerini düşünmüyorum. sinema tarihi açısından önemi düşünüldüğünde bir kez olsun izlenebilecek bir film. çünkü sıradan konusu ve seyircinin yanında durmak istemeyen düşük temposu ile izleyen herkesi fazlasıyla zorlayacak bir film. vertigo ve citizen kane gibi filmler ise defalarca kez izleyeceğiniz ve her izlediğinizde farklı tatlar alabileceğiniz türde zamansız klasikler olmaya devam edecek.

    listede; moonlight (2016), portrait of a lady on fire (2019) ve parasite (2019) gibi günümüze daha yakın güçlü filmlerin yer alması ise sevindirici. beni en çok heyecanlandıran film ise jordan peele imzalı korku filmi get out (2017) oldu. bir korku filminin, özellikle de yakın zamanlı bir korku filminin listede kendine yer bulabilmesi muhteşem bir şey. gerçi ben yakın zamanlı bir korku filmi seçecek olsam ari aster'in hereditary (2018) filmini listeye mutlaka eklerdim.

    son olarak bu sene listeye eklenen meshes of the afternoon isimli kısa filmi mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. zamanının çok ötesinde bir film sizi bekliyor olacak.

    lafı çok uzatmadan sizleri listeyle baş başa bırakayım.

    1) jeanne dielman, 23, quai du commerce, 1080 bruxelles (chantal akerman, 1975)
    2) vertigo (alfred hitchcock, 1958)
    3) citizen kane (orson welles, 1941)
    4) tokyo story (yasujiro ozu, 1953)
    5) in the mood for love (wong kar-wai, 2001)
    6) 2001: a space odyssey (stanley kubrick, 1968)
    7) beau travail (claire denis, 1998)
    8) mulholland drive (david lynch, 2001)
    9) man with a movie camera (dziga vertov, 1929)
    10) singin’ in the rain (stanley donen ve gene kelly, 1951)
    11) sunrise: a song of two humans (f.w. murnau, 1927)
    12) the godfather (francis ford coppola, 1972)
    13) the rules of the game (jean renoir, 1939)
    14) cle´o from 5 to 7 (agne`s varda, 1962)
    15) the searchers (john ford, 1956)
    16) meshes of the afternoon (maya deren ve alexander hammid, 1943)
    17) close-up (abbas kiarostami, 1989)
    18) persona (ıngmar bergman, 1966)
    19) apocalypse now (francis ford coppola, 1979)
    20) seven samurai (akira kurosawa, 1954)
    21) the passion of joan of arc (carl theodor dreyer, 1927)
    22) late spring (yasujiro ozu, 1949)
    23) playtime (jacques tati, 1967)
    24) do the right thing (spike lee, 1989)
    25) au hasard balthazar (robert bresson, 1966)
    26) the night of the hunter (charles laughton, 1955)
    27) shoah (claude lanzmann, 1985)
    28) daisies (vera chytilová, 1966)
    29) taxi driver (martin scorsese, 1976)
    30) portrait of a lady on fire (céline sciamma, 2019)
    31) 8½ (federico fellini, 1963)
    32) mirror (andrei tarkovsky, 1975)
    33) psycho (alfred hitchcock, 1960)
    34) l'atalante (jean vigo, 1934)
    35) pather panchali (satyajit ray, 1955)
    36) city lights (charles chaplin, 1931)
    37) m (fritz lang, 1931)
    38) à bout de souffle (jean-luc godard, 1960)
    39) some like it hot (billy wilder, 1959)
    40) rear window (alfred hitchcock, 1954)
    41) bicycle thieves (vittorio de sica, 1948)
    42) rashomon (akira kurosawa, 1950)
    43) stalker (andrei tarkovsky, 1979)
    44) killer of sheep (charles burnett, 1977)
    45) barry lyndon (stanley kubrick, 1975)
    46) the battle of algiers (gillo pontecorvo, 1966)
    47) north by northwest (alfred hitchcock, 1959)
    48) ordet (carl th. dreyer, 1955)
    49) wanda (barbara loden, 1970)
    50) the 400 blows (françois truffaut, 1959)
    51) the piano (jane campion, 1992)
    52) fear eats the soul (rainer werner fassbinder, 1974)
    53) news from home (chantal akerman, 1976)
    54) le mépris (jean-luc godard, 1963)
    55) blade runner (ridley scott, 1982)
    56) battleship potemkin (sergei m. eisenstein, 1925)
    57) the apartment (billy wilder, 1960)
    58) sherlock jr. (buster keaton, 1924)
    59) sans soleil (chris marker, 1982)
    60) la dolce vita (federico fellini, 1960)
    61) moonlight (barry jenkins, 2016)
    62) daughters of the dust (julie dash, 1991)
    63) goodfellas (martin scorsese, 1990)
    64) the third man (carol reed, 1949)
    65) casablanca (michael curtiz, 1942)
    66) touki bouki (djibril diop mambéty, 1973)
    67) andrei rublev (andrei tarkovsky, 1966)
    68) la jetée (chris marker, 1962)
    69) the red shoes (michael powell ve emeric pressburger, 1948)
    70) the gleaners and i (agnès varda, 2000)
    71) metropolis (fritz lang, 1927)
    72) l'avventura (michelangelo antonioni, 1960)
    73) journey to italy (roberto rossellini, 1954)
    74) my neighbour totoro (hayao miyazaki, 1988)
    75) spirited away (hayao miyazaki, 2001)
    76) imitation of life (douglas sirk, 1959)
    77) sansho the bailiff (kenji mizoguchi, 1954)
    78) sunset blvd. (billy wilder, 1950)
    79) sátántangó (béla tarr, 1994)
    80) a brighter summer day (edward yang, 1991)
    81) modern times (charles chaplin, 1936)
    82) a matter of life and death (michael powell ve emeric pressburger, 1946)
    83) céline and julie go boating (jacques rivette, 1974)
    84) blue velvet (david lynch, 1986)
    85) the spirit of the beehive (víctor erice, 1973)
    86) pierrot le fou (jean-luc godard, 1965)
    87) histoire(s) du cinéma (jean-luc godard, 1988)
    88) the shining (stanley kubrick, 1980)
    89) chungkıng express (wong kar wai, 1994)
    90) parasite (bong joon-ho, 2019)
    91) yi yi (edward yang, 1999)
    92) ugetsu monogatari (kenji mizoguchi, 1953)
    93) the leopard (luchino visconti, 1963)
    94) madame de... (max ophuls, 1953)
    95) a man escaped (robert bresson, 1956)
    96) once upon a time in the west (sergio leone, 1968)
    97) tropical malady (apichatpong weerasethakul, 2004)
    98) black girl (ousmane sembène, 1965)
    99) the general (buster keaton ve clyde bruckman, 1926)
    100) get out (jordan peele, 2017)

  • "akp'yi eleştirdiği" gerekçesiyle alınmış ve bugün resmi yazıyla tebliğ edilmiş karar. devlet televizyonunun parti çiftliği olarak kullanılmasının güzel bir örneği.

  • bu meyve yenmeden kokar, yendikten sonra terle kokar, cisi kokutur, boku kokutur. oyle bi menem bi seydir. elinizde durian varken singapur'da otobuse veya metroya binmek yasaktir. cogu alisveris merkezine de almazlar.

    dis kabugu manyak gibi dikenlerle kapli olan durian'in icinden de medet ummamak gerekir. lakin cinlilerin cok sevmesini, dunyadaki herseyi yemek ile ilgili olan hirslarina ve durian'in "yeme beni" demesine bagliyorum. inat etmis adamlar.

    ha bizde de pastirma var ama ugruna savasa giderim, o ayri.

  • orta çağ'daki sırp krallığı'nın en kudretli hükümdarı.

    babası stefan decanski, dedesi stefan milutin'e isyan ettiği için konstantinopolis'e sürgün gönderilmişti. bu nedenle çocukluğu bizans başkentinde geçmişti. 1320'de babasıyla dedesi anlaşınca sırp topraklarına döndü. bir yıl sonra da dedesi öldü, babası tahta geçti. babasının 8 yıllık saltanatında güttüğü politikalardan memnun olmadığı için isyan bayrağı açtı ve 1331'de babasını tahttan indirip, tacı giydi.

    ihtiraslı bir kişiliğe sahipti. gözünü, (o devirdeki pek çok hükümdar gibi) iyice güçten düşen bizans imparatorluğu'na dikmişti. konstantinopolis'e hakim olup, imparatorluk hayali kurmaktaydı. saltanatı da bu hedefini gerçekleştirebilme uğraşısıyla geçti desek yanlış olmaz.

    bizans'ta üçüncü andronikos, sırpların ilerleyişini engellemek maksadıyla bulgarlarla ittifak kurma yoluna başvurmuştu. duşan'ın tahta geçişinden bir yıl önce, 1330'da köstendil'de sırp-bulgar savaşı yaşanmıştı ve sırplar bulgarları yenmeyi başarmıştı. duşan tahta geçince ilk olarak bulgar çarının kız kardeşiyle evlenerek, bizans-bulgar ittifakını bozmayı başardı. bulgarları kendi safına çektikten sonra da bizans aleyhine politikalarını başlattı. bizans'ın balkan topraklarına taarruzlar düzenleyerek, hakimiyetini makedonya'da yaymaya başladı.

    1341 senesinde üçüncü andronikos'un ölümüyle bizans'ta paleologos hanedanı ile kantakuzenus ailesinin taht savaşı başladı. çocuk yaştaki v. ioannes paleologos tahta çıkmıştı ve devrin güçlü, nüfuzlu generali vi. ioannes kantakuzenos konstantinopolis'ten uzaklaştırılmıştı. stefan duşan da bizans içindeki bu kargaşadan faydalanmak istedi. kendisine sığınmak isteyen kantakuzen'i kabul etti. geçmişten beri bir türlü ele geçiremediği selanik'i alması için kantakuzen'i öne sürdü. fakat kantakuzen bunda başarılı olamadı. bunun sonucunda da bu ittifak kısa sürdü.

    1340'lı yılların ortalarına gelindiğinde kantakuzen osmanlılar'la ittifak kurup, rumeli topraklarında güçlenmeye başlamıştı. bu da stefan duşan'ın emelleri için bir tehditti. bu tehdidi ortadan kaldırmak maksadıyla paleologos hanedanı'yla ittifak olduysa da 1347'de kantakuzen tahtı ele geçirmeyi başardı. buna rağmen bizans'taki bu kargaşa döneminin en kazançlısı kendisi olmuştu. şöyle ki; bizans'taki iç savaşın neticesinde stefan duşan krallığının topraklarını makedonya, epir, teselya, arnavutluk'a kadar genişletmiş, kendisini sırpların ve yunanlıların imparatoru ilan etmiş, sırp kilisesi'ni başpiskoposluktan patrikliğe terfi ettirmiş, devletinin merkezini de üsküp'e taşımıştı.

    bu kazançlar duşan'ın hırslarını daha da perçinledi. imparatorluğunu ilan ederken, bizans kurumlarını benimsemekten de geri durmadı. tamamıyla bizans tarzı yaşamı benimsedi; bizans unvan ve rütbe sistemine geçti, koyduğu yeni kanunlarda bizans kilise hukuçusu matthaios blastares'in kaleme aldığı syntagma canonum'u esas aldı, sarayı dahi bizans tarzındaydı.

    imparatorluk inşası için tüm gücüyle çalışırken, ana hedefi olan konstantinopolis'i ele geçirmek için de çalışmalarını yürütüyordu. en başta venedik cumhuriyeti'yle bizans aleyhinde görüşmeler yürüttü. çünkü donanma olmadan şehrin düşürülemeyeceğinin farkındaydı. iki devlet arasındaki bu görüşmeler 5 yıl boyunca sürdüyse de olumlu sonuçlanmadı.

    1350'lere gelindiğinde bizans'ta v. ioannes paleologos'un yaşı artık büyümüştü ve tahtı geri almak için harekete geçti. duşan'dan ve bulgar çarı'ndan destek istedi. duşan da kantakuzenusları devirmek için bu gence destek oldu, bir atlı birlik göndererek onun emrine verdi. sırp-bulgar-venedik destekli v. ioannes'in ordusu, edirne yakınlarında, osmanlı destekli kantakuzenus ordusu karşısında büyük bir bozgun yaşadı. fakat bu bozguna rağmen kantakuzenus ailesi iktidarda daha fazla tutunamadı ve 1354 senesinde paleologoslar iktidarı ele geçirmeyi başardı.

    kantakuzenos-paleologos çekişmesinin bu ikinci perdesi esnasında stefan duşan, venedik'ten istediği desteği alamayınca, papalık'la müzakerelere girişmişti. bu müzakerelerde papalığı türklere karşı bir haçlı seferi düzenlenmesi ve bu seferin başkomutanının kendisi olması için ikna etmeye çalışıyordu. fakat bu müzakerelerin sürdüğü esnada, daha 40'lı yaşlarındayken aniden hayatını kaybetti. öldüğünde krallığının toprakları adriyatik denizi'nden ege denizi'ne, tuna nehri'nden korint boğazı'na kadar uzanıyordu. (aralık 1355) harita

    ölümünden sonra yerine geçen oğlu v. stefan uros babası kadar becerikli bir yönetim sergileyemedi. krallık parçalandı. 1371 'de uroş ölünce de nemanjic hanedanı tarihin tozlu sayfalarında yerini aldı.

    kaynaklar:
    + donald m. nicol - bizans'ın son yılları (1261-1453) - çeviren: bilge umar - türkiye iş bankası kültür yayınları.
    + georg ostrogorsky - bizans devleti tarihi - çeviren: fikret ışıltan - türk tarih kurumu yayınları.
    + barbara jelavich - balkan tarihi 1 - küre yayınları.

  • öncelikle haberimizin linkini verelim:

    http://www.hurriyet.com.tr/…/4295486.asp?m=1&gid=69

    şimdi efendim, akp diyarbakır milletvekili aziz akgül, meclis başkanlığına vermiş olduğu yasa teklifi ile bayrağın, sağa bakan ayın sola bakacak şekilde değiştirilmesi için teklifte bulunmuş. gerekçe olarak da "ayın batış şeklinin değil, doğuş şeklinin esas alınması"nı göstermiş.

    işin komik yanı, anayasanın 3. maddesi "bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır." demekte, 4. maddesi ise "anayasanın 1 inci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez." hükümlerini içerir.

    hadi bu eylemin arkasındaki niyeti geçtim, insan böyle konuda kanun teklifi vermeden önce, açıp bir geçerli düzenlemeleri okumaz mı?

    bayrağın değiştirilmesini talep edebilen bir kişi; acaba diğer emellerini ne zaman gösterecektir?

    (bkz: türk bayrağı)

    edit: bu ve benzeri entry'leri kötüleyerek, zamanın ötesine geçiren suserler bilsin ki bir kısım gizli veya açık niyetleri her fırsatta ifşa edeceğiz ve bu ülkenin dingo'nun ahırı olmadığını biraz olsun anlamanızı sağlayacağız.