hesabın var mı? giriş yap

  • oha gülmekten öldüm. olm kadınlar zaten ıslıklıyor. çatıdan çekersen öyle olur. aşağıdan duyulur mu o gürültüde ezan. seçim gidiyor diye iyi çalışıyorsunuz ama biz giren brunson vakasını unutmadık yiğidim. feministler üzerinden de tabiki muhalefet aşağılanır.

  • tadilat halindeki bir binaya giriş için yöneldiğim sırada telefonuma tanımadığım bir numaradan boş mesaj gelmesi. mesajı okumak için telefonu elime almam bu arada bir kaç saniye kaybetmem ve hemen akabinde tepeden dikey uzun bir inşaat demirinin düşmesi.
    sonra defalarca kez mesajı gönderen numarayı aramam ama hattın kapalı olması.

  • 21 aralık 1891'de springfieldeki spor salonunun karşılıklı iki duvarına şeftali sepetleri astı. ögrencilere 1 top verdi ve yeni oyunun on üç kuralını açıkladı. böylece basketbol dogmuş oluyordu. hayatının geri kalanında vaizlik ve koçluk yapmıştır.(kansas üniversitesi) ilk basketbol kurallarında top sürmek yoktu. oyuncular topu pas vererek diger alana taşıyorlardı.

  • ''gökyüzüne bakan fotoğraflı parti liderlerine sesleniyorum: biz aşağıdayız... ''

  • yıllar önce bir arkadasim kredisine kefil olmami istemişti zor durumda olduğunu biliyorum dedimki ben sana kredi alayim kefil olmamak için yeminim var. gözden çıkardığım tutar için kredi aldim ve verdim . artık vermese de ne yapayım dedim. taksitleri gecikterek de olsa ödedi. ben kredi tarihinde kendim ödeyerek kredi skorumu bozmamıs oldum .kredi bitti ben bir oh çekmişken bir hafta sonra aradi bana tekrar kredi alırmısın dedi. bende isyerimi degiştirmemi düsünuyorum kısa surede iş bulurmuyum bulmazmıyim belli değil
    durumu kendisine anlatip tekrar kredi alamiyacagımi ilettim. bana küstu ve bir daha da aramadi.yorum size kalmış

  • 80 milyonluk nüfus yapılarını bozacak diye birliğe almıyorlar, şimdi de kendi denizimizde petrol bulmamızı istemiyorlar.

    inşallah sağlam petrol çıkar da muhtaç kalırsınız. gerçi petrol de var gibi. yoksa bu kadar yaygara yapmazlar.

    edit:petrol değil gaz diyorlar.

  • geçenlerde bir akşam telefonum çalıyor. arayan defne'nin anaokulundan sınıf arkadaşı engin'in annesi. numaramı acil bir durum nedeniyle okuldan almış:

    - merhaba barış bey, ben defne'nin sınıf arkadaşı engin'in annesi...
    - merhaba engin'in annesi hanım...
    - defne oğluma üst katımızda oturduğunuzu söylemiş...
    - öyle mi??? (alakasız semtlerdeyiz)
    - bizimkini burada oturmadığınıza inandıramadım, defne'yi bulmak için bütün yukarı katları dolaştı. bulamayınca krize girdi, bir saattir kendini yerden yere atıp ağlıyor. defne'yle konuşturup ikna etmesini sağlayabilir misiniz?
    - şu anda evde değilim, numarayı vereyim, evden ararsanız konuşabilirler...

    ardından eve dönüyorum, olup biteni defne'ye soruyorum:

    - arkadaşınla konuştun mu tatlım?
    - konuştum baba.
    - eee anlatsana neler oldu?
    - olan bir şey yok baba. engin tamamen uydurmuş bence.
    - ama çocukcağız seni araya araya perişan olmuş, insan kendi uydursa böyle olmaz ki.
    - yok yok, uydurmuştur.
    - bari iyisi mi okula gittiğinde engin'le konuşayım da üzülmesin.
    - olmaz baba! konuşma!
    - neden?
    - belki deeee... uydurmamıştır!
    - yaaaa?
    - belki deeee... birisi ona şaka yapmıştır.
    - demek şaka?
    - ama baba, engin şakadan anlamıyorsa şaka yapanın suçu ne?
    - ama yazık değil mi, çocuk her yerde seni aramış, çok üzülmüş.
    - erkekler de hep böyle baba ben napayım?
    - sen başkalarına da mı yaptın bu şakayı?
    (o pis sırıtışı imkanı yok tarif edemem)

    araştırıldı ve öğrenildi ki bizimkinin hayranı çokmuş. dahası, küçükhanım hayranlarından bıkmış da dalgasını geçmeye başlamış. yaş daha dört!
    yalnız ne yalan söyleyeyim, kız babası olarak kızımın erkekleri parmağının ucunda oynatmasından haince bir zevk almadım değil.

  • yalansa, yalanına tüküreyim, doğruysa bize ne bundan dediğim olayda geçen bir cümle.

    sözlüğün içine ettiniz tebrikler.

    yapmayın, etmeyin şu güzelim ortamı ergen forumuna çevirmeyin.

    not: ilk entry uçmuş.