hesabın var mı? giriş yap

  • bu sabah, kadikoy'e gelmek icin bindigim kabatas motorunda calisan gorevlinin, motora binen herkesi;

    - gunaydin efendim. hos geldiniz...

    diyerek karsilamasi. cok hosuma gitti sabah sabah ^^

  • bu nasıl bir lanettir ki şu genç yaşımızda boğazımıza yapışmış?

    ilkokulda da bu saatte uyanıyorduk, şimdi de, yaşlanınca da böyle olacak, e ne anladım ki ben, bu mu hayat, 06.30 mu günün başlangıcı ya?

    her sabah buz tutmuş ellerimdeki su şişesiyle araba camı ısıtmam, yolda köpekler ve benim gibi bir iki kadersizden başka hiç kimse olmaması, sinyal verince bile görecek kimsenin olmaması... çok doluyum!

    7 buçuk saat sonra uyanacağımız gerçeği, adeta bir hayvanat bahçesi.

  • sırf sayelerinde ptt 1. ligini seyretmemi sağlamış klüptür. kiminle oynuyorlarsa karşı takımı tutuyorum. zaten ben seyretmeye başlayalı 1. sıradan 4. sıraya indiler. benimle dalaşılmaya pek gelmez diyorum arkadaş.

  • evet bu konuda artık herkesin elini taşın altına koyması gerektiği düşüncesindeyim. bu kurla yurt dışına çıkılmaz, birçok grup ve sanatçının da ilk tercihi türkiye olmuyor maalesef. o yüzden mecbur aramızdan bi radiohead, bi muse, bi kasabian, bi nin, çok zorlamazsa bi rammstein çıkarmalıyız diye düşünüyorum. herkes bi müzik aleti öğrensin artık arkadaşlar, durum vahim. sözlüğün güzide sanatçılarını göreve çağırıyorum. kişisel çalışmalarınızın peşinden koşmak yerine halka hizmet edin, tribute band kurun nolur.

  • --- spoiler ---

    dikkat!

    --- spoiler ---

    aslında amerikalı büyükusta bobby fischer'ın hikâyesini anlatan dizi. ama fischer yerine bir kadın koymuşlar. ayrıca bir başka satranç dehası olan morphy'nin kusuru da eklenmiş: alkol bağımlılığı.

    şimdi tek tek bakalım.

    fischer babasız bir çocuktu. dizideki betty de öyle.

    fischer'ın annesi çocuklarıyla hiç ilgilenmedi ve onları yalnız bıraktı. betty'nin öz annesi de çocuğuyla birlikte ölmeye çalıştı.

    fischer'ın annesi satrançla para kazanılacağını fark ettiğinde çocuğunu o turnuva senin, bu turnuva benim, bir satranç sirkindeymişçesine koşturdu. betty'nin annesinde de bu biraz var.

    fischer'ın yaşadığı zamanlarda sovyet büyükustalar ortalığı kasıp kavuruyordu. amerikalılar hiçbir şekilde sovyetlerle baş edemiyordu. filmde zaten öyle.

    fischer 13 yaşında amerikan büyükustalarını art arda yenmeye başlayınca sovyetlerdeki büyükustalar fischer için hazırlanmaya başlayıp, fischer'ın oyunlarını takibe aldılar. filmde de betty'ye özel bir dikkat var.

    betty ergenliğe girdikten sonra alkol bağımlılığı başlıyor. paul morphy gibi. yani amerika'nın yetiştirdiği en büyük iki satranççının zaafları birleştiriliyor burada.

    fischer da sovyet büyükustalarla ilk oyunlarını, dolayısıyla da ilk turnuvalarını kaybediyor. betty de. çünkü sovyet büyükustalar kendileri için uzun süredir hazırlanıyorlardı ve satranç akademileri sayesinde çok iyilerdi.

    fischer gittikçe rock yıldızı gibi popülerleşti. betty de öyle.

    ve fischer en büyük başarısını bir sovyet büyükustaya karşı elde etti. betty de öyle.

    spassky, fischer'a yenildiğinde (sanırım altıncı maçta) ayağa kalkıp rakibini bütün salonla birlikte alkışladı. borgov da betty'yi çok sıcak biçimde kutladı. bence her şey fischer'ın hayatıyla paralel olduğu için sahneye alkış eklemekten çekindiler. çünkü bu hareket satranç tarihinin en ikonik jestlerinden biri. o maçtan alındığı fazlaca belli olurdu. zaten betty'nin oyunlarından birinde bir at h5 hamlesi de gördüm gibi, ama geri dönüp bakmadım emin olmak için. fischer'ın da en ikonik hamlesi spassky'le üçüncü maçlarını oynarken (fischer 2-0 gerideydi) siyahlarla yaptığı at h5 hamlesi.

    ver bi la minor'den gelen edit: fischer amerika'da yaşamayı reddip (daha doğrusu abd'de suçlu bulunacağı için ülkesine dönmek istemeyip) vatandaşlıktan çıkarılarak izlanda vatandaşı olarak öldü. betty de filmin sonunda amerika'ya dönmeyi reddediyor.

    toolga61'den gelen edit: fischer da rusça öğrenip rus satranç yayınlarını takip ediyor. ayrıca betty - borgov maçının oynandığı yıl da fischer ile karpov arasında oynanması gereken, ancak oynanamayan yıl olan 1975.

    matchgrip'den gelen edit: olm adam alkışlıyor ya. bunu nasıl kaçırmışım. spassky'nin fischer'ı alkışlaması gibi. ayrıca benim entry'mden sonra bahsedilmiş, fischer da bu maçta vezir gambiti oynuyor. bu da çok ciddi bir benzerlik.

    rain of chaos'tan gelen edit: film isimlerini de yazıyorum. pawn sacrifice'ı izlerseniz fischer'ın hikâyesini görebilirsiniz. ayrıca bobby fischer against the world de iyi bir belgesel.

    edit için mesaj yazan herkese teşekkür ediyorum.

  • babamın 4. golden sonra verdiği tepki;

    "ulan ingiltere'nin anadolu takımları ne güzel oynuyor öyle."