hesabın var mı? giriş yap

  • elektrikli somun sıkma makineleriyle sıkılan somunların on kaplan gücündeki parmaklarla açılabildiği, kaputun şaaak diye çıkartılabildiği, aracın lego gibi parçalanabildiği sürreal görüntülerdir. aracın yampir yumpir gelişinden belli ne mal olduğu.
    kısaca saçmalığın dik alası olan şovdur.
    dosta korku, düşmana güven vermiştir

  • maden mühendisiyim. yeraltı kömür ocağında 2,5 seneden fazla çalıştım. planlama biriminin amiriydim ben, yeraltına haftada bir kez falan anca inerdim. ama bir kurban bayramında maden mühendisi sıkıntısı olduğu için bana görev verdiler, ben vardiya tuttum. yaklaşık 50 kişilik bir ekibim vardı bayram olduğu için. o gün yaşadığım korkuyu ömrümde yaşamadım ben. "ya göçük olursa?" "ya yangın çıkarsa?" "ya su basarsa?"... hepsi benden büyüktü. hem de bayağı bir büyüktü. hatta birisi "bayan bir şefle çalışacağımı söyleseler güler geçerdim" demişti. orada hepsi çocuğum gibiydi. birinin başına bir iş gelecek diye aklım çıkıyordu. o yüzden hiç çıkmadım ocaktan. hep yeraltında başlarındaydım. elektrik mühendisi, makine mühendisi ve iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımızı dört döndürdüm ocakta. ha o kadar sakınılan göze illa ki çöp batar, kubatomuz bozuldu. olsun, canlarına bir zeval gelmedi ya olan üretime olsun. bir nebze canım acımadı. yiyeceğimiz iki azar ne olacak...

    bu cümle bana o günleri hatırlattı. biz mühendisleri öyle üstün görürlerdi ki şirketin verdiği kumanyayı yiyelim diye derme çatma iki sandalye bile yapmışlar yeraltındaki cep gibi bölgeye. kendileri de taşın toprağın üstüne kurdukları sofrada evden getirdiklerini yerlerdi, çünkü şirketten yemezlerse yemek parası alırlardı. ben utandım sandalyenin tepesine kurulmaya. sofralarına oturmak için izin istedim, soğanı dizimin üstünde kırıp lambur lumbur yemeye başladım onlarla. öyle sevindiler ki neleri varsa paylaşmak istediler benimle. ben de onlara benim kumanyamı açıp verdim.

    şimdi düşünüyorum bu olay soma yerine benim çalıştığım yerde olsaydı, benim beraber çalıştığım işçilerden birinin saçının teli incinseydi ben ne hale gelirdim? sikmişim lan diplomasını bilmem nesini! vicdanımı nasıl rahatlatırdım ya nasıl? ben yeni mezun bokun tekiyken beni adam yerine koymuş, saymış, sofralarına sevine sevine kabul etmiş bu insanların tek bir tanesine bir şey olsaydı ben nasıl uyurdum?

    biz mühendisler sizlerden daha değerli değiliz sevgili emekçiler. biz daha insan da değiliz. biz daha üstün de değiliz. biz siziz, siz de biz.

    kurban olayım, yüreğimizi dağlamayın.

    tanım mı? yüreğimi yakıp geçen cümle.

  • büyük hilmi'nin, "2002 yılından bu yana tek bir ölü yatırımım yok benim" diyerek ak parti ve ali ağaoğlu arasındaki ilişkiye sağlam yerleştirdiği dizidir.

    (bkz: cuk)

  • dort ay boyunca o sirketten bu sirkete mulakatlarda debelenmis bir insan olarak su sekilde dillendirecegim tavsiyelerdir.

    not: teknik bir alanda is aramis oldugum icin qualcomm, seagate, xilinx, marvell gibi sirketlerle gorusme firsatim oldu ve haliyle tecrubelerim buyuk teknoloji sirketleri mulakatlari icin gecerli. is basvurusu surecinden baslayalim:

    1- is aramaya baslamadan once mutlaka ama mutlaka profesyonel aginizi genisletin. linkedin bu hususta cok faydali oluyor.

    2- yuksek lisans yaptiginiz okuldaki ust donemlerinizle (ozellikle tez danismaninizin eski ogrencileriyle) iyi iliskiler kurun, cunku siz mezun olmadan birkac sene once onlar ise giriyor ve yavas yavas laflari gecmeye basliyor. hal boyle olunca da ozgecmisinizi patronlarina ilettiklerinde yuzyuze mulakata cagirilma sansiniz ciddi oranda artiyor.

    3- sirketlerin personel avcilarinin (recruiter) en cok kullandiklari arac linkedin. bu yuzden linkedin profilinize mutlaka ozenin. gerekirse ayda 25 dolar odeyip premium hesabi alin ve sirketlerin personel avcilariyla baglanti kurmaya calisin.

    4- mutlaka ama mutlaka ozgecmisinizin yaninda pozisyona neden uygun oldugunuzu dusundugunuz, 1 sayfayi gecmeyen bir mektup yazin. seagate'teki mulakatimin ilk asamasinda bu mektubu yazmis oldugum icin one gectigim belirtilmisti.

    5- basvurdugunuz pozisyona gore ozgecmisinizi degistirin. mesela yazilim agirlikli bir pozisyonsa programlama becerilerinizi on plana cikarin.

    buyuk sirketlere her bir pozisyon icin en az 100 kusur aday basvuruyor. ilk on elemede 100 ozgecmis icerisinden yaklasik 80 tanesini eliyorlar ve 20 kisiyle telefon mulakati yapiyorlar. diyelim ki ilk onelemeyi gectiniz ve sirket sizinle bir telefon mulakati yapmak istedi (telefon mulakati yaklasik 45 dakika surecektir):

    1- mumkunse mulakati cuma gunune ayarlayin, cunku karsinizdaki insan haftanin son gunu oldugu icin cok daha neseli olacaktir.

    2- pozisyonla alakali teknik sorulara hazirlikli olun. telefon mulakatinda genelde daha temel sorular soracaklardir ama kol gibi sorular sorduklari da gorulmustur.

    3- matematik agirlikli zeka sorularina (brainteaser diye geciyor) mutlaka mulakat oncesinde pratik yapin. bu sorularin coguna tumevarimsal bir argumanla yaklasilmasi gerekmekte ve buna asina olun. bu tarz sorularin oldugu tonla web sitesi var.

    4- hic alakaniz olmayan bir konuda soru sorulmussa bilmiyorum diyip gecin. sirf konusmus olmak icin konusmayin, inanin cok ters tepiyor.

    bahsi gecen buyuklukte sirketler genelde 20 kisiyle telefon mulakati yaptiktan sonra en begendikleri 5 kisiyi yuzyuze mulakata cagiriyorlar. diyelim ki yuzyuze mulakata cagirildiniz (yuzyuze mulakat 5 ila 8 saat arasinda surecektir):

    1- illa ki takim elbise giyeceksiniz diye bir kaide yok. ozellikle yazilim pozisyonlarinda takim elbise ters tepmekte cunku beraber calisacaginiz adamlarin tarzi o degil.

    2- yuzyuze mulakata cagirilmadan once sirket sizinle mulakat yapacak (cogunlukla teknik) insanlarin adinin oldugu bir liste yollayacaktir. bu liste yaklasik 5 ila 8 kisiden olusacaktir ve her biri sizinle yaklasik 45 dakika konusacaktir.bu listedeki herkesi tek tek internetten aratin ve uzmanlik alanlarina bakin. bu alanlardaki temel bilgilerinizi tazeleyin.

    3- her mulakatin sonunda ya da basinda bir sorunuz var mi diye soracaklardir. mutlaka ama mutlaka aklinizda pozisyonla ilgili birkac soru hazirlayin ve sorun. boylece hem bilincli bir aday oldugunuzu gosterirsiniz, hem de kalan 45 dakikada size daha az soru sorabilirler.

    4- tezinizi incik cincik edeceklerdir, hazirlikli olun.

    5- telefon mulakatindan cok daha zor teknik sorulara hazirlikli olun, bilmediginiz konularda fikrim yok ama gerekirse ise baslayinca ogrenirim diyin, bos laflar gevelemeyin.

    5- mulakati yapan herkes size guleryuzlu ve oldukca profesyonel davranacacaktir. bunu size ozel degil, herkese yapmaktadirlar, sakin gardinizi dusurmeyin ve samimiyeti abartmayin.

    6- ogle yemeginde bile teknik sorulara hazirlikli olun.

    7- mulakati yapan kisi bir turk ise o turkce konusmadigi surece turkce konusmayin.

    8- mulakatin sonunda sizi davet ettikleri icin tesekkur edin ve size haber verebilecekleri yaklasik bir tarih sorun.

    bu asamalari atlattiktan sonra da mulakat ne kadar iyi gecmis olursa olsun, elinize resmi teklif gelene kadar is bakmaya devam edin.

    not: belirtmis oldugum tavsiyeler sahsi tecrubelerime dayanarak verdigim tavsiyelerdir ve mutlak gecerlilikleri yoktur.

    edit: cok fazla ingilizce kelime vardi, onlar turkceye cevrildi. ne olur ne olmaz diye de ingilizceleri yanlarina eklendi.

  • bir konserinde neşet ertaş sıcaktan bunalır ve kendisini dinleyenlere aynen şunu söyler;
    "saygısızlık olmasın, ceketimi çıkarabilir miyim?"
    bir neşet ertaş'a bakıyorum bir de bunlara, beynimde depremler oluyor her ikisi de sanatçı olarak anılıyor diye.

  • bir anda ofisteki masadan kalkıp gitmek.

    herkesin şaşkın ve "nabıyo bu amk delisi?" bakışları altında dolaptan ceketi alıp. kimseye hiçbir şey demeden çıkıp gitmek. bilgisayarı bilgi işleme vermeden, çıkış işlemleriyle uğraşmadan o ortamdan uzaklaşmak.

    sonra odasından çıkan yöneticinin

    -"arkadaşlar oldboy nerde?"

    diye sorması ve akabinde

    -"bilmiyoruz ki çıktı gitti" cevabını alması. bu cevap üzerine dellenip

    -"birisi cebinden arayabilir mi?" diye sorması ve telefonun masada çalmaya başlaması.

    (bkz: hayallerde yaşıyor bazı ibneler)

  • beni bu tiplerle aynı ülkede yaşamaya muhtaç eden -başta adnan menderes olmak üzere- herkesin allah belasını versin. rezalet ya. gençliğimi, gençliğimizi, hayallerimizi sikip atan bu tipler işte...