ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uzun olan saçları kestirmek
-
a) yaaaylalaaaar yaylaaalarr
b) hmm.. cv'nizi inceledik.. sizi hede departmanında......
c) demek kızıma talip olan delikanlı sensin!...
diyaloglarından kısa süre önce yaşanmış olması muhtemel durum...
15 temmuz demokrasi ve milli birlik günü
-
fetocu olarak anılmaktan son anda yırtanların daha bir çılgınca (işemeli sıçmalı) kutladığı, kutlayacağı; alakası olmayanların ise tamamen nötr (noluyoruz amk tadında) kaldığı, kalmaya devam edeceği gün.
felix atlarken kız arkadaşının çektiği mesaj
-
"bni birz olsn seviyosan atlamzsn.."
"nyse bna vrdğn değeri anlmş oldm ii gclr.."
türkçeye saçma çevrilmiş film isimleri
-
orjinal isminde "love" kelimesi geçmediği halde sırf romantik ve/veya komedi diye türkçe'ye çevrilirken "aşk" kelimesi kullanılan filmler de bu kategoriye girer:
no reservations - aşk tarifi
notting hill - aşk engel tanımaz
two weeks notice - aşka iki hafta
forces of nature - fırtınalı aşk
mickey blue eyes - belalı aşk
about adam - aşkmatik
gun shy - aşk silahı
sweet november - kasımda aşk başkadır
hitch - aşk doktoru
adventureland - yaz aşkı
smart people - aşkın yaşı yok
dirty dancing - ilk aşk ilk dans
laszlo polgar
-
amerikalı olsa daha ünlü olurdu diye düşündüğüm pedagog.
bu adama dr. frankestein suçlaması yaparlar. tam bir bilimadamı gibi soğukkanlılıkla hareket etmiştir, teorisini kanıtlamak için.
home-schooling dedikleri okuldan bağımsız evde kendi imkanlarıyla eğitim verirken, çocuklarının sosyal bakımdan geri kalacağı suçlamasıyla karşılaşmış. zamanın macar otoriteleri epey üzerine gitmiş.
fakat o sosyal bakımdan geri kalacak dediği çocuklar, 12 yaşına geldiğinde farklı ülkelerden davet alıp bir çok yetişkinin alanda ancak hayal edeceği başarıları kazanıyordu. ihtiyaçlar hiyerarşisinde, önemsenmek, saygı görmek kısmı tavandı anlayacağınız.
zira çocukları da her fırsatta baskıcı değil, tam aksine son derece sağlıklı ve destekleyici ortamlarda büyüdüğünü dile getirir.
kızkardeşlerden özellikle judit polgar en iyi zamanlarında canavar gibi bir şeye dönüştü oyun gücü olarak. taktiksel kuvveti müthiş seviyelerdeydi.
ortanca kendi keyfinden bırakmış hadi onu geçelim de, susan ve judit, macaristan'ı aşan ünleriyle, eğitim cdleri, okuları, profesyonel destekleriyle dünyada ekol alanlarında.
olayı satranç değil herhangi bir aktivite olarak düşünelim, sıradan bir okul hayatı geçirseler ve böyle vizyoner bir baba olmasa, bu şöhrete ve güce ulaşacaklarını düşünebilir miyiz?
imkansız.
selçuk inan
-
halı sahadaki ben. top bana gelmesin, top bir an önce benden çıksın, benden huzurlusu yok.
beni nerede izledi bilmiyorum ama yanlış adamı rol model aldığı kesin.
erol büyükburç
-
hayatını kaybetmiştir.
şimdi yukarıdan bize bakıp "en çok bana fatiha okuyacaksınız!" diye kızacak. nur içinde yatsın. tebessümle anılacak bende hep.
edit: "ben saksı değilim! ekme o çiçeği mezarıma!!"
:)
antalya'da çiftçilerin mahsulü çöpe dökmesi
-
gencler gundem bunlar olmali. millet parasizliktan sebze bile yiyemiyor. devlet de hazir sebzeyi halka ulastiracak organizasyondan bihaber. tarim bakaninin istifasini bugun istiyorum bir vatandas olarak. arkadas ulkeye sirk falan dedik ama kaliteli bir sirk olarak kalsin bari.
eksici piclerden de ricam lutfen mevzuyu sulandirip ne kadar espirituel oldugunuzu burada kanitlamamaniz. adamlarin senelik emegi tak diye cope gidiyor lan. 5 liralik durumunuzun ekstra yogurtlu sosu degil bu.
yaran fıkralar
-
amerika'da iki genç adam ot içerken yakalanır ve mahkemeye çıkarlar.
yargıç, "sizler iyi insanlara benziyorsunuz, size hapse girmeden önce ikinci bir şans vermek istiyorum. bu hafta sonu dışarı çıkıp, insanları uyuşturucu kullanmamaları için ikna etmeye çalışacaksınız" der ve mahkeme pazartesi gününe ertelenir.
pazartesi günü gelir ve yargıç ilk adama ne yaptığını sorar.
-sayın yargıç, 17 insanı sonsuza dek uyuşturucuyu bırakmaya ikna ettim.
+ 17 mi? harika. bunu nasıl yaptın?
-diyagram kullandım sayın yargıç. şunun gibi iki daire çizdim: 0 o ve dedim ki, büyük olan uyuşturucu kullanmadan önceki beyniniz, küçük olan uyuşturucu kullandıktan sonraki.
bunun üzerine yargıç "bu takdire şayan bir yöntem" der ve ikinci adama döner "ya sen ne yaptın?"
-sayın yargıç, 156 insanı sonsuza dek uyuşturucuyu bırakmaya ikna ettim.
+ 156 mı?!! bunu nasıl yaptın?
-benzer bir diyagram kullandım sayın yargıç. şunun gibi iki daire çizdim: o 0 ve dedim ki, bu hapse girmeden önceki g*t deliğiniz...
1 mayıs 2021 metropoll anketi
-
akp’yi anlarım da bir insan neden mhp’ye oy verir. mevcut mhp’nin tek vasfı akp’nin yaptıklarını onaylamak değil mi?
not: eski bir mhp seçmeni
doritoslu çiğköfte dürüm
-
askerde sık sık parti yapardık. parti dediysem askeriyenin yanındaki lojmanın marketine belli saatlerde girme iznimiz vardı. oradan cipsler kolalar alıp gazinoda toplanıp yer içer eğlenirdik. o markette kiloluk çiğ köfte, lavaş falan da olurdu. haliyle partimizin starı da çiğ köfteydi. genelde de lavaş yetmezdi. tabi o zamanlar böyle doritoslu dürümler ortada yok. arkadaşlardan birisi lavaş bitince doritosun üzerine koyup yemeye kalktı. tadının harika olduğunu söylese de hepimiz iğrenir gözle izledik onu. sonra birisi daha cesaret etti. o da çok beğendi. birisi daha birisi daha derken hepimiz bu eşsiz tadı denemiştik. artık partilerimizin starı doritoslu çiğ köfte olmuştu.
zaman böyle akıp gitti biz terhis olduk. terhisten bir kaç ay sonra gördüm ki komagene bu doritoslu dürümleri listesine eklemiş. o yüzden hiçbir zaman kim olduğunu bulamadım ama bu fikri komagene'ye veren kişinin benim devrelerden birisi olduğuna eminim.