hesabın var mı? giriş yap

  • alacakaranlık serisi bunun en belirgin örneklerinden biridir.

    filmlerin tamamı vakit ve para kaybı ancak seri için öyle isimler öyle şarkılar yaptı ki, en alakası olmayanlar bile dinleyecek parçalar bulabilir. seriyi unutun, sosyal medyada gördüğünüz caps'leri unutun. filmlerden bağımsız olarak sadece müziğe bakın. şu bir gerçek: twilight serinin tek iyi yanı müzikleriydi.

    ilk filmin soundtrack'i orijinal ve derleme şarkılardan oluşuyor. sonraki filmlerde ise birkaç istisna dışında tamamen orijinal şarkılardan oluşan sountrack'ler yapıldı. muse'un i belong to you gibi orijinal olmayan şarkılar için de özel remix'ler istendi. toplamda beş soundtrack albümü için hem piyasanın en büyük isimleriyle hem adı duyulmamış küçük indie gruplarıyla çalışarak çok değişik albümler ortaya koydular.

    tüm soundtrack ve score'ların bana göre en iyi 20 şarkısı:

    1) christina perri - a thousand years

    dördüncü film the twilight saga breaking dawn part 1 için yazılan bu şarkı hem 2010'lu yıllarda yapılan en iyi şarkılardan biri hem birçok kişinin düğününün ilk dans parçası.

    2) muse - neutron star collision (love is forever)

    ilk iki film için muse şarkıları kullanan ekip üçüncü film eclipse'e sıra gelince zaten yayınlanmış bir şarkıyı kullanmak yerine muse'dan şarkı istedi. matthew bellamy de oturup bu şarkıyı yazdı ki film için yapılan en iyi şarkılardan biridir, ayrıca kişisel favorim.

    3) the dead weather - rolling in on a burning tire

    bir başka eclipse soundtrack harikası olan bu şarkı jack white imzası taşıyor. sonrasında daha alternative versiyonu yayınlansa da orijinal havayı veremedi.

    4) bruno mars - it will rain

    bir soundtrack şarkısı olmaktan öte çok büyük bir hite dönüşen it will rain, özünde bruno mars'ın the twilight saga breaking dawn part 1 için yaptığı bir şarkı. farkında olmadan sadece kariyerinin değil, 2010'lu yılların da en iyi şarkılarından birini yayınladı.

    5) the black ghosts - full moon

    ilk film twilight'ın soundtrack'indeki bu şarkı o güne kadar adı duyulmamış bir grubu tüm dünya çapında tanınmasını sağladı. ilk filmin en sağlam şarkılarından biridir.

    6) perry farrell - go all the way (into the twilight)

    ilk filmin soundtrack'in yer alan bir şarkıydı ama filmde göze çarpmadığı için arka planda kaldı. oysa seri için yapılmış en çarpıcı şarkılardan biri.

    7) carter burwell - bella's lullaby

    iyi şarkılar sadece filmlerin soundtrack albümlerinden çıkmadı, score'larında da çok iyi enstrümantal parçalar vardı. ilk filmden sonra popüler olan bu şarkı burwell'ın en meşhur çalışmalarından biridir.

    8) alexandre desplat - new moon (the meadow)

    seri boyunca sadece ünlü şarkıcılarla değil, çok büyük bestecilerle de çalıştılar. ilk filmde carter burwell çok iyi iş çıkarırken ikinci filmde alexander desplat harikalar yarattı. üçüncü filme ise howard shore ağırlığını koydu. ikinci film için yapılan bu şarkı desplat'ın seri için yaptığı en iyi şarkı olabilir.

    9) thom yorke - hearing damage

    ikinci film için yapılan ve altyapısıyla öne çıkan şarkı soundtrack albümün en iyi parçalarında biri muhtemelen.

    10) unkle - with you in my head (feat. the black angels)

    eclipse için yapılan onca iyi şarkı varken bu parça arka planda kaldı. filmde de öne çıkmamasının pek faydası olmadı ama seri için yapılan en özgün işlerden biri.

    11) bon iver & st. vincent - rosyln

    alternative müziğin iki güçlü ismini buluşturan rosyln, new moon'da çok öne çıkmadı ama filmi anlatan en iyi şarkıydı.

    12) green day - the forgotten

    muse'dan sonra green day'e de orijinal şarkı yaptırmayı başardılar. son film the twilight saga part 2 için kullanılan şarkı soundtrack'ten yayınlanan ilk single'dır aynı zamanda.

    13) anya marina - satellite heart

    ilk filmde olduğu gibi ikinci filmde de tanınmamış isimlerden şarkı almaya devam ettiler. tuhaf bir şekilde filmi en iyi anlatan şarkılar bu isimlerden çıktı ki satellite heart bunlardan biridir.

    14) blue foundation - eyes on fire

    ilk filmi izleyen birçok kişi bu şarkının girişini hatırlar ama muhtemelen tamamını dinlememiştir. oysa bir bütün olarak güzel bir parça.

    15) howard shore - jacob's theme

    üçüncü filmin score albümünden enstrümantal bir parça olan bu şarkı ilk ikisi gibi albümün en iyilerinden.

    16) paramore - decode

    ilk film için yapılan bu şarkı seri için yayınlanan ilk single olma özelliğine sahip. ilginçtir, single olarak bu şarkıyı seçtiler ama geri kalan albümde çok daha güçlü şarkılar vardı.

    17) sleeping at last - turning page

    dördüncü filmin soundrack'inin çok arka planında kalmış bu şarkı serinin genel olarak izlediği alternative rock/indie pop çizgisinden de farklı bir sound sunuyor.

    18) christina perri ft. steve kazee - a thousand years part 2

    şarkının orijinal versiyonu benimsendiği için christina perri'nin son filme yaptığı bu düet pek öne çıkmadı ama bu versiyonu da iyi.

    19) st. vincent - the antidote

    alacakaranlık serisi için iki şarkı veren st. vincent, ilk parçasında ne kadar sakin ve durgun ise burada da o kadar hareketli ve inişli çıkışlı. son film the twilight saga part 2 soundtrack'in öne çıkan parçalarından biri.

    20) death cab for cutie - meet me on the equinox

    yeniay'ın soundtrack'inden yayınlanan ilk şarkı olmasına rağmen ilk filmin şarkıları yanında sönük kaldığı için çok ilgi görmedi bu şarkı ama yeniay soundtrack'indeki iyi şarkılardan biri.

    bonus: aqualung & lucy schwartz - cold

    dördüncü film için yapılmış bu şarkı normalde daha yüksek sıralarda olabilirdi ama dördüncü filmin soundtrak'i o kadar iyi ki ilk beşe girmiyor.

    bonus: robert pattinson - never think

    pattinson'ın yazıp söylediği bu şarkı serinin ilk filminin soundtrack'inde yer alıyor. çıktığı dönem fanlar tarafından sıkça gündeme getirilmesine rağmen zaman içinde unutuldu ancak pattinson soraki projelerinde soundtrack'lerde yer almaya devam etti. twilight için yaptığı diğer şarkı let me sign için.

    bonus: i belong to you (new moon remix)

    esasen muse'un the resistance albümünde yer alan ama film için remix'i yapılan ve ikinci film için kullanılan bu şarkı özünde oldukça iyi ama orijinal olarak filme ait olmadığı için listeye dahil etmedim. buna rağmen remix versiyonu albüm versiyonundan daha iyi olduğu için de bahsetmeden geçmek istemedim. bilindiği üzere muse'un bu seri için kullanılan bir diğer şarkısı supermassive black hole.

    albümler parça parça olarak spotify'da yer alsa da küçük indie gruplarından ötürü tamamı bulunmuyor ancak youtube üzerinden dinlemek mümkün. bunlar benim dikkatimi çeken şarkılar. eminim gözümden kaçanlar da vardır.

    twilight soundtrack

    new moon soundtrack

    eclipse soundtrack

    breaking dawn part 1 soundtrack

    breaking dawn part 2 soundtrack

  • ne zaman yürürüm, ne zaman yemek yerim sorularından muzdarip olan beyleri gösteren sorulardır..

    peki ben başka bi soru sorayım: ne zaman insan olmayı düşünüyorsun?

    lan cerrah da olsan, ne olursan ol, özünde varoş bi ortadoğulusun işte..

    egosuna tükürdüğüm.

  • amed kürtçe değildir. bizansın diyarbakır şehrine verdiği isim olan amida'dan gelmektedir. diyarbakır ise diyar-ı bekr'den türemiştir. buraya yerleşen arap kabilesi bekrler sebebiyle doğu halkları bu şehre diyarbekir derler.

    bazı lümpenlerin farklılıklarını belirtmek için ne yapacaklarını şaşırdıklarından dolayı, tıpkı pekaka-pekeke, nevruz-newroz gibi kendilerine sahte sembol üretmek isteyen andavallılar, cumhuriyet zamanı, ismi diyarbakır olarak değişen şehre önce diyarbekir demek için diretmişler, bu ismin tarihçesi de kürt milliyetçilerini rahatsız ettiği için (öyle arap marap ters işler bunlar) bizansın kullandığı ismi tarihin tozlu yapraklarından çıkartıp kendilerine sembol olarak seçmişlerdir.

    kürt halkı da dahil olmak üzere bölgenin yerel halkı hiçbir zaman şehri amida olarak bilmemiştir. kaldı ki, diyarbakırı hint-aryan kavmi olan kürtler değil sami kökenli kavimler kurmuştur. kürtlerin iran üstünden buraya göçmeleri çok sonraya denk gelir. eee, peki neden o zaman ?

    küçük bir tüyo amida'nın kökeni neyse pkk'nın kökeni de orasıdır. işte o yüzden !

  • abi ben neden böyle şeyleri izleyemiyorum?

    başkası adına utanmanın zirvesini yaşıyorum her seferinde.

    belli bir yerine kadar izleyip tam da o önemli kısım gelince direkt videoyu kapatıyorum. yapamıyorum.

    t-ilbey bey hakkındaki bir iddia.

  • kocama aradığım eş adayıdır...
    ben nasılsa günün birinde boşayacağım , ee o da kesin yenisini bulacak bari kendi ellerimle seçeyim çocuklarımın üvey anasını (bkz: swh)
    yaş 37
    iki çocuklu
    hiç bi işe yardım etmez
    burnundan kıl aldırmaz, ego tavan
    korkunç birbirine bağlı karadenizli bi aileye hazır olun gelin adayları...
    kaynana rocks!
    tip ort üstü avrupai
    maaşı da baya iyi, sana bana çocukların nafakasına yeter de artar...

    ilgilenenler için müracaat ben

    edit: debeye sokmuşsunuz mutlu musunuz suserler! adam hergün okuyor burayı yaa... ayrıca mesaj kutum patlamış erkekler yazmayın artık! ilan sadece bayanlar için (bkz: swh)

  • ukrayna'nin isgali konusu uzerine daha isgal'den once, donetsk ve luhanks bolgelerinin ozgurlugunun taninmasi aksiyonu ardindan, (bkz: nato/#134187974) yazisinin uzerine bir yazi olarak dusunulmelidir bu yazi.

    26 aralik 1986'da pripyat'daki chernobyl atom santralinin, asil adiyla vladimir lenin nuclear power plant, sovyet rusya'sinin akil almaz adamsedeciligi ve liyakatsizligi yuzunden patlamisti. civardaki toprak geri dondurulemez sekilde zehirlendi ve hatta turkiye de bu patlama sonucu cok buyuk acilar yasadi. benzer aymazlik, donemin bakanlari tarafindan "biraz radyasyon sagliga faydalidir" gibi soylemleriyle, canli yayinlarda cay icildi. bugun de zaporizhzhia nuclear power station, dunyanin en buyuk 10 atom santralinden biri oldugu soyleniyor, benzer tehdit ile karsi karsiya. bu konuda putin'e guvenmek imkansiz. ozellikle putin demek gerekiyor, cunku bu kuduruk hayvan, rus ordusunun ozgur karar vermesini engelliyor. rus ordusunun durduk yere bir atom santraline zarar verecegini, kasitli sekilde patlatacagini dusuemiyorum fakat konu putin olunca her sey mumkun.

    rusya tarafindan donetsk ve luhansk bolgelerini ukrayna'dan bagimsiz, ozgur ulkeler olarak taninmasi ardindan genel olarak kamuoyunda abd ve avrupa'nin yani bati'nin, ve nato'nun konu uzerinde cok pasif kaldigi dusuncesi hasil olmustu. bunun uzerine bir gun sonra, bati'dan inanilmaz yaptirimlar gelmeye basladi. bunlarin fitilini atesleyen de ingiltere oldu. atlantik'in oteki tarafindanda birkac saat sonra cok benzer yaptirim kararlari gelmisti. daha sonra bu yaptirimlar avrupa'nin aksiyonlariyla devam etti. bir noktadan sonra ise is dostoyevski'yi mufredattan cikarmaya, rus ogrencileri universitelerden kovmaya kadar vardi. avrupa'nin ikiyuzlu siyaseti ve hicbir zaman yakayi kurtaramadigi -belki de hicbir zaman kurtulmak icin cabalamadigi- irkciligi yuzunu gosterdi. savas basladiginda avrupa'dan "sarisin, mavi gozlu insanlar oluyorlar" soylemleri yukseldi. bir delirmislik hali yukselmeye basladi ve akla gelmeyecek sacmaliklar avrupa siyaseti tarafindan tedavule alindi.

    putin'in demonize edilecegi asikar olmasina karsin, zaten putin'in telaffuz ettigi uzere, dislanan rusya ve rus halki, bu yaptirimlarla daha da dislaniyor olmasina sebep oldu. bu da tabii ki putin'in soylemlerini dogrular bir siyasi ortam yaratmis oldu. her ne kadar aldigi karar hem askeri stratejik olarak hem de siyasi olarak yanlis olsa da onulmaz putin savunuculari tarafindan desteklerini surdurebilecekleri bir bahane olusmus oldu yaptirimlarin bu akildan uzak sekilde tedavule alinanlari yuzunden. yani dostoyevski'nin yasaklanmasi veya rus ogrencilerin universitelerden atilmasi, rus ve avrupa arasindaki oldugu iddia edilen rupture, derin yarigi, acikligi, eger yoktuysa olusturur, vardiysa da daha da derinlestirir ve sonuc olarak putin'in aksiyonlarini, seytancil aksiyonlarini, delirmis bir insan aksiyonlarina olarak donusturulebilirligini mumkun kilar. yani sunu demek istiyorum, putin'in bu aksiyonlarinin daha onceden rasyonel zeminde, koktenci savunular disinda, hicbir akilci turden aciklamasi mumkun degilken, avrupa'nin bu tur gulunc ve yersiz yaptirimlari sayesinde, gerek olundugunda kategori degisikligine olanak tanimis oluyor. sonucta putin "bakin haksiz miyim?" dedigi zaman, bu dostoyesvki yasagi gibi sacmaliklar ardindan, dunya'da kendisine kitle toplayabilir hale geliyor. ki bunun had safhasini, daha bu dostoyevski yasaklanmasi olaylari olmadan once dahi ulkemizdeki putin savunucularinin soylemleriyle gorebiliyorduk.

    bati, putin'in daima bahsi yukselten bir karakter oldugunu cok iyi bildigi icin, putin'in bir seviye ileri gitmesi icin ne gerekliyse onu yapiyor. burada elde veri olmadan konusmak cok riskli, cunku mesnetsiz tahmine donuyor is. fakat bu atom santralinin askeri ates altina alinmasi ve santralde yangin cikmasi, bu yangina mudahelenin engellenmesi veya gecikmesi ciddi sorunlara yol acabilir. burada asil sorun da topraktir. toprak radyoaktivite ile zehirlendigi zaman insan icin artik kullanilmaz hale geliyor. orada radyoaktivitesi yuksek bitkiler kendi hayatlarina devam edebiliyor fakat o yuksek radyoaktivite insan icin olumcul oluyor. bugun ukrayna'nin da dunya'nin tahil ambari oldugunu artik hepimiz ogrendik. toprak zehirlenmesi sonucu bugday uretiminin kalici olarak dusmesi, anlik olarak gida emtiasi fiyatlarinda dalgalanmaya degil, bir daha dusmemek uzere cok ciddi bir artisa sebep olabilir. bu da bastan ayagi butun her seyin tekrardan ciddi bir fiyat enflasyonuna maruz kalmasina sebep olabilir. buradaki savas artik sadece bolge insanini etkileyen sicak bir savas olmaktan cikmistir. buadaki savas butun dunya'yi ilgilendiren, kuresel problemlere kapi aralayan bir savasa donusmek uzere.

    "bugday fiyati artarsa, olsun olsun ekmek fiyati 2-3 katina cikar e ne olur ki?" diye dusunenler olabilir. bu boyle olmuyor ne yazik ki. ornek olarak vermek gerekirse, hayvan yemi icin kullanilan bir misir turu var, bu misir ile yem hazirlanip, kumes hayvanlari ve sigirlarin yemleri uretiliyor. bugun bugday fiyatlari eger iki katina cikarsa bu misir ureticilerinden bazilari bugday uretimine gecebilir ref. bu da et ve tavuk fiyatlarinin daha da artmasina sebep olabilir. zaten bugun dunya'da kirmizi et uretiminin yavas yavas azaltilmasi planlanan bir durum. buna uygun bir senaryo ortaya cikiyor. diger bir taraftan da cin'in en buyuk tarim emtiasi ithal eden ulke oldugunu unutmamak gerekiyor. cin beslenmek icin ithalat yapmak zorunda. ref2, ref3.

    cin'in en cok ithal ettigi gidalarda et ve bugday ust siralarda yer aliyor. yukaridaki senaryoda oldugu gibi cift tarafli vuran bu olay, bugday fiyatlarinin artip, misir ureticilerinin bugday uretmeye baslamasi, bugdayin fiyatinin ancak daha da yukselmesini engelleyecektir. buna mukabil misir uretiminde de bir dusus olacak ve misir fiyatlarinda da bir artis soz konusu olacaktir. bu da et fiyatlarini yukseltecektir, emtia piyasalarinda cattle olarak gecen bir urun. kisacasi butun tarim ve yeme icme emtilarinda bir artisin tetiklenecek bir donem baslayacaktir. bu da zaten enflasyon ile kavrulan dunyayi daha da sikistiracaktir. bu noktadan sonrasi komplo teorisyenlerinin isi, cip takacaklarcilar buradan sonrasini alip istedikleri yere goturebilirler.

    simdi rusya bu nukleer santral olayi ile bir kart daha oynadi. bunun hemen ardindan abd'nin iran nukleer anlasmasini nihayetlendirecegini dusunmek yersiz olmaz. rusya petrolunun dunya sirkulasyonundan cekilip bunun baska bir tedarikciyle ikamesinin saglanmasi gerekiyordu ve tam da bu noktada iran petrolu devreye giriyor. bu sekilde artan petrol fiyatlari da bir nebze dususe gececek ve rusya'nin petrol satisi yaptigi pazarlarin azalmasi bir yana stabildigi petrolun de fiyatinin daha da dusuk hale gelmesi ile rus ekonomisi daha da kistirilacaktir.

    acikcasi ukrayna-rusya savasi resmen finansal piyasalara ayar cekme alani haline geldi diyebiliriz. cin'in 2022 icin kendi icine donuk uretim yapacagi politikasindan sonra, dunya'da zaten pandemiler sonrasi artan celik fiyatlari biraz daha artmisti. bunun uzerine bir de bu atom santrali ile ayni bolgede bulunan buyuk bir celik fabrikasi da risk icine girmis oluyor. bu celik fabrikasi, konu ile ilgilenenlerin bilecegi hrc yani hot rolled coil denen mamul butun celik piyasasinin fiyatini belirler. bu fabrikanin da belli bir sure calisamaz olmasi, bugun turkiye icin buyuk avantaj olusturmaktadir fakat pahali celik, ekonomilerin buyumesini engelleyen de bir faktordur, celik cok pahali olursa bazi yatirimlar yavaslatilabilir ya da bir sure bekletilebilir, eger ileride fiyat dususleri ongoruluyorsa. eger fiyat dususu ongorulmuyorsa da bir hesap yapilir ya hizlica proje bitirilir ya da tamamen durdurulur. bu ekonomileri cok daha dengesizlestirir. yani bir anda hizlanip sonra aniden yavaslayan bir otombilin icindeymis gibi bir hareket olarak dusunulebilir bu durum.

    eger kabaca, dunyada bugday ve celik fiyatlari yukselirse, a'dan z'ye her seyin fiyati yukselecektir. cunku celigin kullanilmadigi ve bugdayin da tuketilmedigi yer yok. bu ikisini uretmek icin de sirasiyla komur ve petrole ihtiyac var. komurun fiyati da petrol ile belirleniyor. petrol fiyatlari arttikca ekonomiler yavaslamaya baslar. rus petrolunun cevrimden cikarilmasi ile petrol fiyatlari 119 dolara cikmisti gectigimiz gun ve iran nukleer anlasmasinin hatirlanmasi ile de 116 dolara geriledi. bu dusus cok cuzi bir dusus tabii ki. eger burada da bir dusus gerceklesmezse, bir tur da petrol fiyatinin artisi yuzunden, ozellikle tarim urunlerinde fiyat artislari olacaktir. cunku tarim dizel makinalar ile yapiliyor. traktor, bicerdover vs bunlarin hepsi dizel makinalar. elektrikli ile calisanlari da vardir illaki fakat su an dominant olan dizel motorlar hala. komur fiaytlari da celik fiyatlarini etkiliyor benzer sekilde.

    goruldugu uzere, bu zaporijya nukleer santraline yapilan saldiri ile gercekte bir patlama olmasa bile o aslinda atilmamis atom bombasi finans piyasalarina coktan atildi bile, yayilan radyasyonu ilerleyen gunlerde, enflasyon olarak gorecegiz. bugun ukrayna'da olanlari biraz da finansal perspektiften baktiginizda donen tiyatral tantanayi da gormek mumkun oluyor. bu demek degil ki bu savasin hic gercek taraflari yok var, fakat uzadikca bu is finansal manipulasyon mecrasina donusmekte. avrupa'nin sacma aksiyonlarinin da uzun vadede ciddi sosyolojik etkilerinin olacagi asikar fakat bu baska bir oturumun konusu.

  • sabunla yıkanıldığında gıcır gıcır olan vücudun, duş jeliyle vıcık vıcık olmasından kaynaklanan duygudur.

  • iyiden iyiye insanı güldüren manadır.

    hele bu sözde 'mana'yı dile getirirken takındıkları o ciddi tavır yok mu ahaha ya tamam sizsiziniz amk siz.

    -büyük beşiktaş taraftarı he de hödödür
    -şerefli beşiktaşız biz renkliler anlamaz.
    -onurlu duruşumuz var bizim.

    blabla

    yok ebesinin örekesi afedersin. taraftarsın ulan sen ne bu oligarşiye savaş açmış don kişot tavırları, ne bu jan darc havaları, ne bu takımına laf geldiğinde kendisine ''tavuk'' denmiş marty mcfly ciddiyeti.

    yapmayın komiksiniz.

  • ekşiciler ülke kursa ne olur

    1. hindistan gibi 5.000 tanrıları falan olur bence. hangi rock grubunu aratsam tanrı diyolar amk
    (fakir bide gurursuz ?, 09.04.2014 11:48)

    2. nutellanın haklarını almaları lazım bir de yoksa ülke ekonomisi batar

    bir de yıkılmayan sandalye

    bir de evi olsun ister

    bir de içmeyen kocası