hesabın var mı? giriş yap

  • sen hiç utanma benim güzel kardeşim!!!

    vatanımı bu hale getirenler, milletimi bilfiil aç ve açıkta bırakanlar o akan gözyaşının hesabını vermeden gidemezler bu diyardan.

    gerçekten üzüntü verici

    edit:

    1-bana mesajlar geliyor video ocak ayına ait diye. kusura bakmayın ben yeni gördüm videoyu. lakin bu tür mevzuların tekrar tekrar konuşulması ve ülke gündemine gelmesi taraftarıyım.

    2-sözde dogalgaz rezervleri, abdullah gül adaylığı veya büyük ihtiyaç ayasofya cami gibi yapay mevzulardansa bu ülkenin gerçek sorunları sürekli gundemde tutulmalı ve halk sürekli kedisini yöneteni sorgulamalı.

    3- (bkz: turkiye'nin 15 bin imama ihtiyacı var) yazık!!!!

  • eşim 35 haftalık hamile olduğundan çatlaklar oluşmaması için bio-oil adlı yağı kullanıyor.
    ürünü trendyol üzerindne bio-oil türkiye resmi satıcısından 3 tane 125 ml sipariş veriyor.
    https://www.trendyol.com/…il-turkiye-m-300884?sst=0

    ürünler bize geldiğinde paketlerin ağzının açık olduğunu ve ürünlerin 200 ml olduğunu farkediyoruz, siparişler sayfasına baktığımızda satıcının "ruslano cosmo" adlı firma olduğunu farkediyoruz. (mardin'den bio-oil yollayan bir firma)

    trendyol'a bu durumu sorduğumuzda "biz de sahte ürün olmaz ürün orjinaldir" gibi hazır cevapların yanında "nadir de olsa ürün stoğu bittiğinde başka satıcılarla yollayabiliyoruz" diyorlar.

    bak bak... bana sormadan benim aldığım ürünün satıcısını değiştiriyor.
    ürünün sahte olduğu o kadar bariz ki;görsel

    bio oil türkiye müşteri hizmetlerini arayıp ürünün altında yer alan lot numarasından ürünün sahte olduğu bilgisine ulaşıyoruz.
    görsel

    bakın bu cana kastetmedir.
    benim eşim hamile ve ne idüğü belirsiz bir satıcıdan ne idüğü belirsiz bir yağı kullanması için yolluyorlar.

    trendyol'a "biz ürünün sahte olduğunu öğrendik" diye anlatınca onlarda konunun araştırılması için 5 gün süre istiyorlar.

    neyini araştıracaksın kardeşim? bio-oil müşteri hizmetlerine verdiğim lot numarasından ürünün sahte olduğu belli.

    insanın sağlığıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyorum.
    özellikle hamilelerin yoğun olarak kullandığı bu çatlak yağında bile insanların hayatını hiçe saymak tam anlamıyla şerefsizliktir.

    edit: trendyol ekşisözlük üzerinden iletişime geçti ve ilgili mağazanın tüm satışlarını durdurduklarını söylediler,
    geçmiş olsun dileklerini ilettiler. paramızı iade ettiler. en azından bu olay için şimdilik teşekkür ediyorum ama denetimlerin çok daha sıklaştırılması gerektiğini düşünüyorum.

    biz bu olayın farkında vardık ancak trendyol'un bu mağazanın yaptığı bütün satışları takip edip alıcıların mağduriyetlerini gidermesi gerekir.

    dipnot: teşekkürler sözlük.

    edit2: arkadaşlar hayatımda mahkemeye gitmedim ve bu süreçlerin nasıl işlediğini bilmiyorum. bu ülkede adalete güvenim yok.
    tazminat kazanmak gibi bir derdim de yok. tek isteğim; parasını verdiğim ürünün bana gelmesi. çok şey mi istiyorum? entry silme gibi bir durum söz konusu değil. trendyol bu konuda suçludur ve en azından sözlük sayesinde "suçlu" olduklarını kabul etmişlerdir.

    ruslano cosmo adlı satıcı hala satışa devam ediyor gözüküyor. her gün bu satıcının kapatılıp kapatılmadığını takip edeceğim. bakalım ne olacak?

    edit3: trendyol'a teşekkür etmiştim ama teşekkürümü geri alıyorum. dalga geçer gibi mağazayı kapattıklarını söylemişlerdi ama mağaza satışa devam ediyor. sağlığımızla oynayan bu firmaları cimer üzerinden de şikayet ettim.

    edit4: görsel aradığınız mağazaya şu anda ulaşılamıyor. sonunda mağaza kapatılmış ama bu mağazanın isim değiştirip bu işe devam edeceğini herkes biliyor. iki kuruş fazla kazanacağım diye insanların sağlığıyla oynayan bu insanlar öyle ibretlik ceza almalı ki bir daha gün yüzü göremesin.

  • alır hakkıdır. ama bir daha oradan alışveriş yapmamak da bizim hakkımızdır. esnaf böyle ufak tefek şeylerin peşine düşerse çok kaybeder. bu kadar keskin sınırlarla iş yaparsa, biz de standartların olduğu büyük firmalara yöneliriz. aynı kaliteyi aynı fiyata alırız.

  • sanki gelinler bu evlerde münferit takılıyormuş gibi döşenmiş. her yer pembe her yer kelebek her yer plastik çiçek. damat anasının evinde mi kalıyor? ona yönelik bir dekorasyon yok mu? gerçi belki damat da zevk alıyordur tüm bu olan bitenden, lila ve gülkurusundan, pierre cardin deri terliklerden.

  • arabamı satarken anahtar pozu için ısrar etmişti sattığım eleman.facebookta paylaşacakmış ben ona anahtarı verirken altına da ailemizin yeni üyesi kırmızı boğa * falan yazıcam dedi.ben de borç harçtan sattığım için zaten kardeş uzatma aldın işte ne resmi dedim.daha sonra adam gel bi yemek söyliyim ama şu resmi çekinelim demişti.ben de hayatımın ilk reklam anlaşmasını 1.5 et dönere yapmış oldum.

  • en hassas duygunun tezahürüdür. hem de üçü bir arada denilen şey nedeniyle, askerde hür kahve isteği törpülenmiş bünyenin evci iznine gelen annesine "kahve istiyorum anne!" diye haykırmasıdır, don, çorap ve bilumum nesne yerine.

  • fikret orman önce çinlileri kazıkladı,
    çinli değilim diye ses çıkarmadım.
    sonra italyanlardan 1000 euro'ya dünya çapında golcü aldı
    "italyan değilim ki" dedim, sesimi çıkarmadım.
    almanlara yedek oyuncuyu 5 milyona sattı,
    "almanları düşünmek bana mı kaldı" dedim sesimi çıkartmadım.
    en sonunda gözünü biz taraftarların cebindeki paraya dikti
    etrafta beni kazıklamasına ses çıkartacak kimse kalmamıştı.

    (bkz: ulan fiko tek maçtan yatırdın bizi kombineye)