ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2002'de rte başta olsa final oynardık
cnn'in cnn türk'e soruşturma başlatması
-
cnn international’in cnn türk hakkında bilinçli ve kasıtlı bir şekilde, yalan ve ahlaksız haber yaptığı iddiaları ile ilgili başlattığı soruşturmadır.
sanırım penguenler evsiz kalabilir.
kaynak~
bisiklet kullanımının yaygınlaşmaması
-
bisiklet fiyatlarının uçmuş olması.
bisiklet yolunun az olması.
bisikletin ulaşım aracı olarak ciddiye alınmaması.
gezegene ve ülkeye karşı ekolojik sorumluluk bilincinin olmaması.
bisiklet tamir eden yerlerin ya işinin ehli olmaması ya da direkt tamir yerine yedek parça kilitlemeye çalışmaları.
orta karar öyle bir özelliği olmayan bisiklet almak için 3 bin başlangıç gerekiyor market bisikletleri zaten çöp ona hiç girmiyorum.
bu entryi girerken içeriden yazıyorum yaşım 45 ve bütün hayatımı bisiklet ile koordineli yaşıyorum.
kılıçdaroğlu'na çıkışan kadın
-
kadın haklı, onca dönem varken, sen git chp'nin 15 senedir tek başına iktidar olduğu döneme denk gel. olacak şey değil. çıkışmasın da ne yapsın? zavallı teyzecim.
sms ile mahkemeye çağrılmak
-
- yrn sbh 9da bköy adly sarynın önünd ol. ist. 4. ağr ceza mhkemesi hakimi. öptm grşrz bye.
istanbul'da serçe kalmaması
-
tek ve gerçek nedeni kediler.
her sokakta 3-5 kap mama var. kediler de korunmadığı için kontrolsüz çoğalıyorlar. ve serçe falan bırakmıyorlar.
doğanın dengesiyle oynadınız.
ben küçükken hiç bir sokakta mama falan yoktu. yer kabuğu soğumamış, kedi maması keşfedilmemişti.
ama sokaklarda kediler yaşıyordu. çöpten buluyorlardı, fare yakalıyorlardı ama karınlarını doyuruyorlardı. güçsüz olan hayatta kalamıyordu bu da dengeyi sağlayan bir unsurdu.
edit: kedileri sebep gösterdik diye hedefe koyulduk. kediler hayvan da serçeler değil sanki. kedilerin genlerinde avlanmak var. önceden bir kedi 8 yavru yaptıysa 1 tane bilemedin 2 tanesi hayatta kalıyordu. şimdi sokakta doğan her kedi yaşıyor ve onlar da çoğalıyor.
serengeti deki bütün aslanlar yaşasa ne olur aslandan başka canlı kalmaz. besin zinciri diye bir şey var amk. küçükken belgesel izlerdim aslan antilopu boğarken kamera ekibi niye kurtarmıyor hayvanı diye kızardım. bazılarının aklı da benim o yaştaki aklım gibi çalışıyor.
cem boyner'den berkin için tüm mağazalara talimat
-
gezi parkına açılacak avm'de yer almayacağız da demişliği olan iş adamı için şaşırtmamıştır. o zaman rte çıldırmıştı, bakalım şimdi ne yapacak.
bankaların cumartesi günü çalışma kararı
-
millet dünya üzerinde daha az nasıl çalışabiliriz diye tartışırken bizim geldiğimiz noktaya bak!!
walkmanle müzik dinlemiş efsane nesil
-
biz küçükken sony'nin parmak kalınlığında, ciklet pilli, ses kayıtlı, uzaktan kumandalı walkman'leri vardı. misal: 1 - 2 en büyük rakibi aiwa modelleriydi.
bu tip üst sınıf walkmanlar çok az zengin piçinde olurdu, ağzımızın suyunu akıta akıta bakardık; iphone 13 promax nedir ki, portatif bir imac pro taşımanın karizmasına sahipti sahipleri..
daha basit modellerde öyle kayıt mayıt, kumanda pek özellik olmazdı. kalas gibi kalın ve tipsiz olurlardı. kaseti dinlerken bir sonraki şarkı nerede biter nerede başlar bilmezdi. ileri sarıp sarıp durdurup bakardınız sonraki şarkı geldi mi diye. sonradan gelen modeller şarkı aralarını algılıyordu. iki sonraki şarkıya direk hızlı sardırabiliyordunuz misal. bu o zaman için çok muazzam bir teknolojiydi. buna rağmen sardırma nadiren kullanıılırdı, özellikle de kaseti sonuna kadar dinlemişseniz ve başa almak isterseniz, çünkü baya pil yerdi. o zaman çıkarırdınız kasedi, bir kalem takar havada bayrak çevirir gibi çevire çevire elde hızlıca geriye sarar, tekrar walkman'e geri takardınız. o şekilde baya pil tasarrufu yapılırdı. kalem piller falan da pahalıydı hani.
yine kasetlerin çift tarafı olur, bir taraftaki şarkıları dinlersiniz, kaset biter teyp durur. kaseti çıkarıp ters çevirir ve öbür yüzdeki diğer şarkıları dinlerdiniz. işte yenice modellerde o bir yüz bitince kasedi çıkarma olayı da yoktu otomatik olarak mekanizma dönüp diğer tarafı oynatmaya başlardı. bunlar büyük lükstü. 10 sene önce hd'den 4k'ya geçmek neyse onun gibi bir adımdı. tabi şimdiki gençlerin bu arkaikliği tam algılaması zor, internet, youtube, telefon, spotify derken herşey ellerinin altında hızlı. o zaman yok baba, kasette onu dinleyeyim bunu dinleyeyim öyle bir şey yok, kayıtta ne varsa sırayla dinleyeceksin, ya da mecbur ileri geri saracaksın. yani hava soğutmalı, karburatörlü eski model bir araba kullanmak gibiydi walkman kullanmak ama tadı çok başkaydı.
sonraları çıkan cd çalarlar muazzam ses kalitelerine rağmen asla kaset walkman çağının tadını veremediler. bir şeye ne kadar kolay ve rahat ulaşabiliyorsanız o kadar yavanlaşıp değersizleşiyor. şimdi bir gecede sevdiğin 20 grubun tüm diskografilerini ister mp3 ister flac olarak indirirsin, indirmene bile gerek yok, youtube, spotify vs vs her şey anında elinin altında. o zaman sevdiğin bir şarkıcının hevesle yeni kasedini beklerdin. çıkar çıkmaz gider para verip alır hevesle walkman'a takar bir yandan dinler bir yandan kaset kitapçığından şarkı sözlerini eszberlerdin. alt tarafı 8-10 şarkılık bir heyecandı bu.
benim ilk walkman'in buydu
babama yıllarca ciklet pilli ince sony alması için yalvardıktan sonra nihayet yurtdışından getirdiği panasonic de şuydu
tam tatmin etmemişti haliyle, hala içimde uktedir öyle bir sony ya da aiwa walkman'imin olmaması. o dönemde bunların nadirliğini anlamanız için, tüm liselilerin tuşlu telefon kullandığı dönemde, ilk çıkmış dokunmatik ekranlı iphone kullanan liselinin karizmasını düşünün. ki bu walkman olayları bizim ortaokul yaşlarımızdı, yani çocuk aklımızda daha kıskandığımız, özendiğimiz yaşlar..
hey gidi günler. hayat ne kısaymış be sözlük, çatır çatır geçti yıllar, içimizde hala çocuğuz, keşke dönebilsek o yıllara..
kafe ve restoranlara 45 dakika sınırı getirilmesi
-
twitter yorumu yarmıştır: masa 5'i yarım saat uzatır mısın abi?''.
annelerin telaffuz hataları
-
ben yıllarca hoparlör'ü aporlo bildim.
herkesin oturduğu ev kendinin olacak
-
hayatımda gördüğüm (bakın erkan baş'ı severim) en beni seçmeyin diye bağıran vaat. *
yılbaşı için hiçbir planı olmayan insan
-
her yil biraz daha az beklentisi olan insandir.
once aileyle gecirilen yilbasindan vazgecilir, sonra sevgiliyle olan yilbasindan...
ardindan bari yilbasinin ertesi gunu yanimda olsun dedigin insanlar birer birer azalirlar ve en sonunda yilbasi gununde ve ertesi gununde bile calismak koymaz insana.
gitgide ozgurlesen ve hafifleyen insandir.