ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kabullenildiğinde olgunlaştıran acı gerçekler
-
"bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum" bu sözlerle zeki demirkubuz noktayı koymuştur benim için. huzursuzluğuma isim koyamıyordum. zeki abi geldi ismini koydu, kulağına ezanı okudu.
fresco
-
renk pigmentlerine yumurta akı eklenerek harç yapılır.
oluşan boyanın kuruması süratli olduğundan, hata kabul etmeyen ve çok hızlı çalışılması gereken bir resim tekniğidir.
atla gel şaban'da şaban olmaması
-
kemal sunal'ın zamanında güzel bir şekilde açıklık getirdiği şey:
" ...bundan sonra filmlerde şaban adını koymasak bile, değişen bir şey olacağını zannetmiyorum. millet şaban olarak biliyor. bu yıl, firma yanlışlık yaptı. film adım niyazi. adının atla gel niyazi olması lazım. afişler, lobiler hepsinde atla gel şaban oldu. seyircilerden bir kişi çıkıp da, filmdeki adın niyazi, afişte şaban, demedi. farkına bile varmadı. kemal sunal’ın adı, niyazi olsa ne olur, şaban olsa ne olur?"
hava güzel olmasına rağmen avm'ye giden insan
-
2 yaşında çocuğu olan ortak facebook hesabı açan evli çifttir. en büyük hobileri avm'de bebek arabası sürmek ve dişleri yeni çıkmaya başlayan bebeklerine patates kızartması yedirmektir.
istediğim hastaneye gidiyorum sıra beklemiyorum
-
hiç bir hastaneye gitmiyorum, 4000 tl borcum çıkıyor. (gss)
once upon a time in hollywood
-
aşırı beğendiğim tarantino filmi. fazla övmeden önce biraz zaman vermek istiyorum ama “malum trajik son” yaklaşırkenki gerilim ve o sonu muhteşem.
70ler los angeles’ı renkler falan da apayrı şahane. brad pitt çok çok iyi.
acaba polanski ne hissetti bu filmi ve sonunu izlerken, bunu düşündüm filmde. filmden daha çok keyif almak isterseniz 1969’da polanski’nin hamile eşinin los angeles’da öldürülüşünü bir google’layıp okuyun. film o trajik olayın gerilimini fazlası ile kullanıyor.
avm'de yılbaşı ağacına tepki gösteren kadın
-
yılbaşı kutlamak suretiyle benim başörtülü bacımı mağdur etmişler.
kadınların bomboş yolda yaptığı esrarengiz frenler
-
yan koltukta oturan birine cevap vermeden önce yapılan frenler de bu mahiyette kıymetlendirilebilir.
evet, var öyle bir şey. kadın şoförler, araç sürerken ön koltukta oturan bir yolcuyla sohbetleri esnasında, bilhassa hayretle karşıladıkları bir konuda cevap veriyorlarsa, önce frene basıyor sonra konuşuyorlar. denendi, %100 çalışıyor.
bu hakikati bir örnekle taçlandıralım:
{misal, bir kış günü çeşme otobanı, sol şerit.}
yan koltuktaki: mürüvvet de boşanıyormuş.
{fren}
kadın şoför: yapma ya!
{devir düşer, motor vurur tor tor tor}
.
regl izni
-
5 gün değil ama en azından 1 gün verilmesi gerçekten hak olan izindir. sadece karın ağrısıyla açıklanacak bir sıkıntı değil çünkü miden bulanıyor, başın ağrıyor tüm bağırsak sistemin çöküyor. işe giderken toplu taşıma falan da kullanıyorsan gerçek bir işkence. bunun az -çok tehlikeli iş grubuyla da alakası yok. ofis çalışanıyım yine olmuyor. ki acı eşiğim epey yüksektir. ayda 1 günden kimse batmaz bence. insanlık hakkı kadar doğal bir hak bu da.
aileden sorumlu bakan birilerinin önüne yatmış
-
öeeh.
ulan ne deseler akp oyları yükseliyor zaten.
bare içinde kalmasın.
yardırmıştır.
hastası olunan sözler
-
bildiğim en geçerli fizik kanunu: seni kuvvetle çeken bir şeyden uzaklaşmaya çalışırsan, etrafında dönmeye başlarsın.