hesabın var mı? giriş yap

  • bugün kafeye biri kız biri erkek iki tane ilkokul çocuğu geldi en fazla 3. sınıfa gittikleri belli, hiç istiflerini bozmadan kasaya doğru geldiler yanıma erkek olan abi bu kadar param var dondurma gelir mi dedi. baktım paraya 1 buçuk lira. normalde 3 liranın altında vermiyoruz dondurmayı çok az oluyor boş külahtan hallice. gelin bakalım dedim açtım dolabı seç dedim. kakao çilek olsun dedi, yanındaki kız da bakıyor öyle ona. ardından kıza dönüp sen seç şimdi dedim erkek olan da onun parası yok abi dedi. kıza seç seç hadi dedim o da kakao çilek istedi. dondurmayı uzattım kıza verdim birbirlerine bakıp güldüler. onlar gülünce ben de gülümsedim kendi kendime.

    debe editi: birbirinden güzel onlarca mesaj aldım, çocukların mutluluğuna ortak olanlara, hepinize güzel dilekleriniz ve kalpleriniz için teşekkür ediyorum.

  • ibrahim tatlıses bile evlenmek için beyninin yarısını kaybetmeyi bekledi. :)))))))))

  • iki parçacığın etkileşimi aralarında değiş tokuş yaptığı parçacıklarla olur. mesela elektromanyetik kuvvetin etkisindeki parçacıklar birbirleriyle foton alış verişi yaparlar. durgun, yüklü parçacık; elektrik alanı oluşturur, eğer hızlandırırsanız manyetik alan oluşturur, eğer daha fazla ivmelendirirseniz foton yayar.

    aslında buradaki olay alan kavramıdır.

    newton, kütle çekim denklemlerini yazdıktan sonra insanlar haliyle bu kuvvetleri görmek istedi. örneğin bir taşı kaldırıp atarsam bunu kolumdan kuvvet uygulayarak yaparım. haliyle iki gezegen kütle çekimini hangi etki ile yapmaktaydı? meleklerin gezegenleri ittirmesinden ne farkı vardı? newton bu soru karşısında denklemlerini biliyorum; ama bunun nasıl gerçekleştiğini bilemiyorum demiştir.

    einstein, gelişen elektromanyetik teorileri sonucunda alan kavramanı kütleye uyguladı ve kütlenin uzay zamanı büktüğünü denklemleriyle gösterdi. fizikte o zaman alan kavramı önem kazandı.

    dirac'ın, elektronlar için (daha doğru ifade ile spin 1/2 parçacıklar için) yazdığı göreli kuantum denkleminin sonucunda evrende anti parçacıkların var olduğu anlaşıldı.

    yukowa, evrende başka parçacıklar varsa eğer ve atom çekirdeği içerisinde (sonlu nükleer yapı) proton ve nötronları (ikisine nükleon denir) bir arada tutan nükleer kuvveti mezon denilen parçacıkların alanı ile açıklayabiliriz diye bir düşünce ortaya attı.

    tarih boyunca (1935 yılından günümüze kadar hala devam etmekte) bu mezonların ne olduğunu insanlar anlamaya çalışıyor.

    kabaca atom çekirdeği içinde nükleonlarım değiş tokuş yaparak bir arada bulunmasını sağlayan parçacıklardır. nükleer fizikte bir kol bu mezon alanlarına bakarak atom çekirdeğini anlamya çalışır.

    gezegenlerin kütle çekim kuvveti (grativasyon kuvveti) gravitasyon parçacıkları ile oluşmakta. uzayda iki kütleli parçacık birbirleriyle gravitasyon denilen parçaklarla etkileşmektedir. yakın zamanda bu gravitasyon dalgaları gözlemlendi (kabaca elektromanyetik dalgaları şekil olarak değil mantık olarak benzemektedir). yakın zamanda gravitasyon parçacığı da elbet gözlenecektir. denklemler sayesinde bugün insanlar hangi özelliklere sahip bir parçacık olduğunu bilmektedir.

  • kürşad tüzmen'in gençliğinde yaptığını iddia ettiği şey: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/20777197.asp

    --- spoiler ---

    son dönemde sanki çıldırmış gibisiniz...
    - zaten çıldırmış adamım. ‘şu çılgın türkler’i okumadınız mı? atatürk de bir çılgındı. odtü’de ülkücüydüm. devrimcileri dövüp dövüp atıyordum. iki ülkücü vardı: biri kürşad tüzmen, diğeri üzeyir kaptan. ikimiz, 10 bin kişilik okulu sustaya çevirmiştik. zafer çağlayan diyor ya, “eskiden tanışıyoruz” diye. o zaman ülkücüydü, şimdi “kürt’üm” diyor; fark etmez, ülkücü türkücü... odtü’den gider, yükseliş’te onları dayaktan kurtarırdım.
    --- spoiler ---

    dediğine göre iki ülkücü olarak 80'lerde 10bin'lik odtü'yü dize getirmişler.

    (bkz: tutmayın küçük enişteyi)