hesabın var mı? giriş yap

  • geçen gün iş yerimize bi abi geldi, ben de karşılamak için yanına gittim. baktım arabasında 3 demet çiçek var.

    - abi hayırdır 3 demet çiçeği ne yapacaksın dedim?

    - bugün benim hanımın doğum günü ona çiçek alırken 2 kızıma da çiçek aldım, her zaman böyle yaparım dedi. (adamın 2 kızı bir oğlu var).

    - neden dedim?

    - kızlar çiçeğe alışsınlar, doysunlar böyle şeylere. yarın hıyarın biri kızlarımı basit bir çiçek alarak etkileyip kandırmasın, üzmesin dedi.

    benim de tecrübelerime göre it kopuğun, ailesinden ilgi görmemiş kızları etkileyip kandırması çok kolay. anne babasından ilgi ve sevgi görmemiş kız, belki bir çiçeğe boş beleş bir oğlana aşık olup kendini kaptırabiliyor. ama iyi ailede yetişmiş, iyi babaların görmüş geçirmiş kızlarını kötü erkekler kandıramıyorlar. iyi aile kızları eş seçiminde daha rasyonel tercih yapıyorlar.

    adamın bu görüşü çok hoşuma gitti, inşallah ileride evlenirim ve allah bana da bir kız çocuğu nasip eder. ben de kızıma çiçek alırım.

  • bir 3-5 yıl olmuştur sanırım. gerçi gönül üzerinden yüzyıllar geçsin istiyor ya, neyse. böyle aile meclisi toplanmışız, masalar uç uca eklenmiş, uzun bir masada yemek yenilmekte. amcalar, halalar, teyzeler ve bu saydıklarımın alt soyları ile üst soyları, epey kalabalığız anlayacağınız. tam bir hiyerarşi olmasa da ailede kendinden en çok korkulanlar başta olmak üzere büyükten küçüğe doğru da bir dizilim söz konusu. biz kuzenlerse masanın sonlarında gırgır şamata konuşlanmışız. hangi sivri akıl bilmiyorum ama içlerinden biri böyle bir kalabalığı en son aztec stadında görmüş olacak ki "hadi meksika dalgası yapalım lan." diyor. olur mu? olur. o coşkuyla dünyanın en sıradan gösterisi gibi geliyor bünyeye, gençlik işte. neyse efenim, en uçta oturmam hasebiyle 3! deyince verilen "başlat!" komutuyla 'oleeyy' nidalarıyla ayağa kalkıyorum geri oturuyorum. masada ölüm sessizliği. herkes manasızca bana bakıyor. kuzenler dahil. çok pis tufaya geliyorum. dayımın "hayırdır inşallah" bakışları eşliğinde tek derdim buymuş gibi tabakların desenlerini incelemeye başlıyorum. o günden sonradır ki, aile ortamlarında "alemin kralı geliyooorr" tezahüratıyla karşılanır; "eski açık sarı desene" diyeni vururum.

  • 2012 ağustos'unda ilk ameliyatını oldu ablam. ardından; kim olduğunu, nasıl yüründüğünü, çevresindeki her şeyi ve herkesi unutturacak radyoterapi ve halen devam eden kemoterapi geldi. kanserlerin bal porsuğu geçen hafta yeni bir saldırıda bulundu. 1 mayıs günü ikinci kez yattı masaya. ve "bu sefer oldu" dedi doktoru, "bu sefer çok uğraştım, temizledim hepsini" dedi. cumartesi ameliyat sonrası ilk tomografi çekildi ve aynı yerde 3 gün içinde 2 cm büyüme görüldü. şimdi, hastanedeki odasındaki yatağında kızıyla el ele uzanıyor ve ameliyat ekibinin kendisini almaya gelmesini bekliyor. saat 10'da üçüncü kez açacaklar. geçen haftakinde oradaydık ama bu sefer ulaşamadık, çok uzaktayız. kaç kişi okur benim yazdığım bir şeyi hiçbir fikrim yok. ama bunu okuyan herkes, ne olur, neye inanıyorsa, nasıl inanıyorsa öyle yardım etsin. şans dilesin, dua etsin, pozitif enerji göndersin, nasıl biliyorsa. babası öldüğünde 3 aylıktı kız çocuğu, annesi de gitmesin.

  • fatura ödenmediğinde yada modem koptuğunda "kabloda kalan interneti kullanan" mail servisi.

    edit: böyle kabloyu bir uçtan sıkıp bilgisayara doğru sıyırıyorsun o zaman hızlanıyor bile. upload yaparken ters yöne sıyırıyorsun haliyle.

  • başlık esasında yüksek hesap ödedikten sonra yemeğe çıkılan kıza ilk bakış olmalıydı da. malum karakter sorunu. malum sözlük olayları v.s

    o bakış var ya o bakış... tek bakışla bir sürü şey anlatma durumu. ''ahhh seni hınzır ödedik kol gibi hesabı'' bakışı :)))

    neyse ilk kez yemeğe çıkma durumu. yenmiş-içilmiş. sorular-cevaplar. iki tarafın da biraz kendini kasması. cool tavırlar. kaçamak bakışlar derken... hesap gelir. hesap açılır ve 220 tl. işte o an iç ses devreye girer; ''höh 220 tl?? ''öhöm bozmamalıyım.'' ''bozulmuş gibi görünürsem cimri der '' ''ne cimrisi ya 220 tl'den bahsediyoruz.'' ''yok be abi güzel geceydi, değdi yani'', ''hoh 220 tl ve daha gecenin başlangıcı sayılır'', ''yok yok bozma sen yine de.'' ''bozması mı var ya hesap kol gibi.'', ''ortak ödeyelim derse kabul eder mi?'' ''yok lan daha ilk çıkış, kız valla eve döner.'', ''dönsün ya'' ''yok lan yok dönmesin, belki sonraki hesapları o öder'', ''yok yok ödemez bu, ödeyecek tip yok'', ''oğlum ya şu mekan 220 tl hesap ödenecek mekan mı, keşke az içseydim.'', ''karttan 110 çekin, 100 tl nakit vereyim desem fakir mi lan bu der mi?'' ''der lan kesin'', ''e oğlum kredi kartına da faiz biniyor''. ''maçı da kaçırdık iyi mi, oğuzhan da kadrodaydı'',
    ''neyse ödeyim hesabı da, sonra böyle yerlerden hoşlanmıyorum samimi değil yalanını atarım bidaha gelmeyiz'' ''aha geliyor garson.''

    hesap ödenir. ve yüksek hesap ödedikten sonra kıza ilk bakış atılır. dünyanın en yalancı gülümsemesi bu bakışa eklenir. yıkılmadım ayaktayım algısı verilir.

  • tam adı john sidney mccain olan, 1936 doğumlu, sansasyonel senatör. kendisiyle abd'nin son başkanlık seçimlerinde yüz göz olmuştuk (olduğu kadar işte). biraz araştırınca bakın altından neler çıktı:

    panamada doğmuş. annesinin isteği üzerine babası onu mahalle mektebine kayıtlamış (şaka). liseden 1954 yılında mezun olduktan sonra babası ve dedesi gibi united states naval academyye girmiş. pek bir sivriymiş bu mccain the third. kuralları her zaman takmayan sınıfın zeki ama çalışmayanı gibi. geçecek kadar çalışmış anlaşılan. akademide hafif siklet boks yapıyoruş ve güreşte de iyiymiş.

    akademiden 58 senesinde mezun olduktan sonra üsteğmen rütbesi vermişler buna. pensacolada donanma pilotu olmak için eğitimlere başlamış. 1960ta eğitimini tamamlayıp uss enterprise ve uss interpid gibi national geographicten duyduğumuz uçak gemisi isimlerine benzer isimler taşıyan uçak gemilerine atanmış sonradan.

    buraya kadar hiçbir şey umrumda değil. sizin de olmasın. fakat vietnama gidip, üstün hizmet madalyası kazanmış bu adamın trajikomik bir şekilde kendi ordusuna daha çok zararı olmuş. nasıl mı? kısa bir vtrmiz var, evet izleyelim..

    efendim babası ve dedesi amerikan donanmasında amiralliğe kadar yükselmiş. bu zıpçıktının 5 uçak kazası olmuş:

    1incisini henüz öğrenci pilotken corpus christi bay yakınlarında iniş çalışırken düşürmüş. yıl 1958.

    2inci uçağını 2 sene sonra akdenizde salınan uçak gemisinde görevliyken düşürüyor.

    3üncü uçak 1965 yılında philadelphiaya kara kuvvetleri ve donanma arasındaki bir futbol maçı için dönerken düşüyor. "i ve got a flameout" anonsunu yapıyor ve 1000 feet te fırlatıyor kendini. uçak bir yana, bu bir yana.

    efendim 4üncü uçağa gelince... burada bir katliam var. uss forrestal adlı uçak gemisinde kalkışını beklerken uçağın roketlerinden biri yanlışlıkla yere düşüyor. (bilmediği düğmeye dokunursa böyle olur.) 134 denizci ölüyor, 20 uçak patlıyor, uss forrestal batma tehlikesi atlatıyor.

    5inci uçağı ise vietnamlılar tarafından bir bazukayla indiriliyor. kullandığı a4 skyhawk ground attack nitelikli olduğundan, bu olası bir durum. kıyı bir yere düşüyor, kolu bacağı falan kırılıyor, ölmüyor yani. fakat 5 buçuk sene hanoide esir kalıyor. bütün bu olaylardan sağ kurtulan bu şanslı herifi bu sefer hanoiye sorumlu bulunduğu gemisiyle gelen babası kurtarıyor.

    mccain, tamamladığı 23 çatışma görevi ve 20 saat sıcak savaş uçuşu bulunduğu için ödüllendirilmiş. iyi de bir pilotmuş belki ama kendi ordusuna mı yoksa vietnamlılara mı daha çok zararı olmuş tam olarak bilinmiyor. bugün amerikada kendisi maverick diye de anılıyor. matt welch tarafından yazılan mccain the myth of a maverick adlı bir kitap dahi mevcut.

  • pekçok şirkette, pekçok olay ile gerçekliği kanıtlanmıştır.

    zira varolan müdürlerin, yöneticilerin yerine de kendilerinden daha yırtık, daha çalışkan, kafası çalışan alt kademe personeller geçecek kural bu. bunu istemeyen yöneticiler de potansiyele sahip personelleri şutluyor.

    kendi biriminde sırf sonradan şirkete girdi diye birim yöneticisi olmayan ama uzun vadede sağlam bir aday olan personeli saçma sapan bir şekilde işten çıkartmışlardı. sonrasında 3 kişi aldılar, meğerse adam 3 birimin işini yapıyormuş ciddi anlamda. tabi bu olayar genelde dedikodu ile dönen, yöneticilerin personeli sadece gelen dedikodular ile değerlendirdği şirketlerde yaşanıyordur.

    yönetici herşeyi bilir, yönetici bilmiyorsa senin bilmen mümkün değildir. biliyorsan da yanlış biliyorsundur. malesef bizdeki mantık bu.

  • arkadaşımın oğlu kuzey(5) kreşte bir kıza aşık olur ve epey bir süre ''ben kübra'yla evlencem'' diye dolanır. gel zaman git zaman, gönlünü başka bir kıza kaptırır.

    kuzey: ben ilayda'yla evlencem
    annesi: aa hani kübra'yla evlenicektin?
    k: istemiyorum..
    a: ama oğlum sen ''kübra'yla evlenicem'' dedin diye, ben çiçek aldım, çikolata aldım, gittim evlerine kübra'yı istedim. şimdi vazgeçemeyiz artık çok ayıp olur
    k: yaa anne naaaaaptın seeeen?? her şeyi mahvettiiiin!!! (gerçek sanıp, inanılmaz yıkılmış ve sinirlenmiş bir halde)
    a: artık evlenmek zorundasın, yapacak bir şey yok oğlum
    k: üff peki ya tamam... napalım o zaman, evleniyim bari... of anne of...

  • (bkz: vsauce) *: bilimsel her şeyin sıkmayan hali.

    (bkz: vsauce2)* :"dünyada ne gibi güzellikler, tuhaflıklar dönüyor?"un raporları.

    smarter every day*: babası nasa'da çalışan bir elemanın bilimsel araştırmaları. paralı nerd'lerden.

    minutephysics*: fizik severler için bir güzellik.

    (bkz: prank vs prank)*: youtube'un en samimi çiftinin birbirlerine kamera şakası yoluyla çektirdikleri acılar.

    (bkz: nikitabanana88)*: prankvsprank'in yan sanayii. ama bir o kadar güzel. nikky ölüyü diriltir.

    nqtv*: remi gallard yeterli olur sanırım.

    romanatwood*: sokakta organize kamera şakaları. polisler bu adama gıcık kapar.

    (bkz: vitalyzdtv)*: "miami sahillerinden karı-kız nasıl kaldırılır?"ın cevabını arayan bir kırık. şaka uğruna hapse girmişliği vardır.

    (bkz: ray william johnson)*: bilmeyen yoktur artık, haftada iki kere eğlencelik.

    (bkz: smbc)*: online tiyatro, modern skeçler, coool.

    (bkz: reckless tortuga)*: youtube'un en sağlam mini dizi kanalı. en iyileri psycho girlfriend ve the online gamer. diğerlerini izlemedim çünkü.

    (bkz: alltime10s)*: tüm zamanların en(10) listeleri.

    (bkz: collegehumor)*: the honest trailer serisi kaçırılmaması gereken. %90'ı çok güzel mizah kanalı.

    (bkz: jenna marbles)*: yüksel aytuğ'a fil gibi bir ayar vermiş kızımız. abd'nin kadırgalısı. reizz.

    (bkz: communitychannel)*: avusturalya'lı chick. bunun içeriği de jenna gibi ama yapım için kılıktan kılığa giriliyor, emek daha fazla. daha çok kızların kanalı gibi. ama erkekler çekinmesin.

    wdtvlive42*: eski televizyon arşivi kayıtları. nostaljiyi sevenler için.

    (bkz: fps russia)*: silah severler için. tabancadan bahsetmiyorum. aklınıza gelebilecek her türlü ateşli silah, uygulamalı. psikopat kanal.

    (bkz: no comment tv)* dünyanın her yerinden yorumsuz haberler için.

    (bkz: olympic)*: olimpiyat oyunları videoları için.

    joseph vincent*: amerikan sporları severler için müthiş klip çalışmaları.