hesabın var mı? giriş yap

  • program suresi bekledigimizden cok daha kisa tutuldu (ya ali nesin surpriz oldu ya da israil askeri fotograflari beklenenden uzun surdu). o yuzden soylemek istedigim, soylemeyi planladigim bir yigin sey kaldi (google sansuru de dahil olmak uzere).

    3 konuk oldugumuzdan da bu kafamdaki sure planiyla ortusmedi. canli yayinda araya girme ve soz kesme mesrebine alismadigimdan da cok az sey soylemis oldum neticede.

    allahtan diger iki konuk tuna ve kaan'di da benim eksik kaldigim yerlerde tamamlayici olabildiler. diger konuklar alakasiz insanlar da olabilirdi.

    "hukuki moderasyon var, her sey yazilamiyor burada" benim ilk one cikarmak istedigim bir bakis acisi degildi. her site ofisinde bir hukuk burosu istihdam etme luksune sahip olamaz. elestiriye odaklanma sebebim bu oldu. elestiriye acik ve yasal duzenlemeleri duzgun bir toplumda moderasyona da ihtiyac yoktur.

    benzer firsatlar cikarsa bunu daha net ifade edebilecegim insallah yarabbi.

  • en çok onunla eğlenilir, en gerçek onunla hüzünlenilir, kırk yılda bir ciddi konulara girersiniz onunla ama böyle durumlarda sizi gerçekten önemseyen tek insan odur. dalga geçmeyeceği yeri bilir. çünkü onu bu hale getiren, dünyanın iğrenç bir yer olmasıdır. bunun farkına varmıştır ve artık hiçbir şeyi takmayacaktır. ama ruhunu gören insanı tanır, ve onun için dünyayı daha güzel bir yer haline getirir. bu ısırılası insanı daha sonra yeniden doğru düzgün anlatacağım, acelem var şu an sözlük.

  • kesinlikle yok artık dedirtti. ücretler:
    1 oturum:40 tl
    2 oturum:80 tl
    3 oturum:120 tl
    4 oturum:160 tl
    artık ciddi anlamda insanlarla dalga geçtiklerini düşünüyorum.zaten bu sınava başvuran insanların çoğu mezun ve işsiz.
    25-30 yaşındaki bir insan için ailesinden harçlık almak ne kadar ağır bir durumdur bilir misiniz?
    yazık gerçekten yazık bu ülkeye.
    ben ailemden ayrı yaşayan bir insanım.
    bir şekilde işsiz de olsa hayatıma devam ediyorum.
    bazen kuru ekmek ve zeytin yiyorum.bazen domates ekmek yiyorum.
    inanın 5 liralık bir şey alırken bile yarım saat düşündüğümü biliyorum.
    sadece ben değilim bu durumda olan.
    benim gibi çok kişi var bu şartlarda sınava hazırlanan.
    bu kadar zorluklar altında çalışırken sınava 2 ay kala sistemi değiştiriyorsunuz dalga geçer gibi.
    şimdi de fahiş fiyatlar.
    mecbursunuz ben ne dersem yapmaya durumu.
    zaten bu ülkede en değersiz olan şey insandır.
    boşverin devlet büyüklerimiz düşünmeyi sizler bizi.
    ama sadece şunu söylemek istiyorum: hiçbirinize hakkımı helal etmiyorum.

  • direksiyon başında sakın yanınızdaki eşiniz olur kız / erkek arkadaşınız olur kavga etmeyin sözlü münakaşaya girmeyin. sağdan sille atayım derken bir bakmışsınız direksiyonu kırmış şarampole uçmuşsunuz. sağa çekin öyle dövün.

  • genelde takımın en iyi oyuncuları yapar bunu..
    takımı üst üste hatalı goller yiyince "yaa taam bırakın abii ya..çık abi yaa..taam abi yaa!!" diyerek kaleciyi eliyle itekleyerek yeni kaleci olduğunu deklare eder..
    sonra da topu eliyle oyuna sokup kimseyle paslaşmadan, milleti çalımlaya çalımlaya karşı kaleye doğru ilerlemeye başlar..
    genelde üç dört, beş derken sonunda kaptırıverir topu, adamlar da boş kaleye takarlar tabi 30 metreden..

    bu gene bozmaz ama hiç, takım arkadaşlarını işaret edip "ben daha napim abi ya bizim takımın hepsi mal görüyosunuz!" gibisinden ellerini açar karşı takım oyuncularına doğru, karşıdakiler de "haklısın abi sen elinden geleni yaptın adamlar mal elden bişi gelmez" der gibi kafa sallayıp teselli ederler bunu..

    ha bu arada;
    (bkz: o hikayedeki mal benim)

  • egosunu değil dünya üzerindeki tıp literatürünü takip eden doktorlarımıza teşekkür ederek ve tenzih ederek söylüyorum ki çoğu için özel muayenehanesindeki para kasası egosundan daha önemli ve büyüktür.

    parayı bastırıp özel muayenehanelerinde karşılarına çıktığınızda kırmızı halıyla karşılarlar sizi. ne egoları kalır ne de havaları.

    daimi müşterileri ( hasta demedim bak) olabilmeniz için gülücükler, gülücükler. en bilmiş hasta da olsanız dinlenir ve kabul görürsünüz.
    asla ''sen'' olmaz ''siz''lerin havada uçuştuğu durumlar yaşarsınız.

    öyle...bazı doktorlar tüccar.

  • bildiğiniz üzere honda, türkiye'deki fabrikasını kapattı. habere göre çıkışlarını verdiği personellerine kıdem ve ihbar tazminatlarını en üstten ödedi. ayrıca 40-48 ay arasında peşin maaş ödemesi yaptı. üstüne bir aylık prim verildi ve hatıra olarak da bir cumhuriyet altını hediye edildi.

    bizim yerli ve milli patronlarımız ise işçinin yediği yemekten bile kısmanın derdinde.

    link

  • peşin not: öncelikle jeolog ya da yer bilimi ile ilgili uzman değilim. işim gereği (malumunuz türkiye'de az adam çok iş) ucundan azcık bulaştım, araştırmayı, yeni bilgiler öğrenmeyi sevdiğim ve bulaştığım işleri elimden geldiğince en iyi şekilde yapma içgüdülerim olduğundan yer bilimi, özellikle sondaj konusunda birkaç aydır araştırma yapıyorum. giriş kısmını şu yüzden yazdım; eksik, hatalı ya da yanlış bilgiler gören konu hakkında bilgi ve tecrübe sahibi yazarlar yeşillendirebilirse ilgili düzeltmeleri memnuniyetle yaparım.

    tanım: dünya'nın en derin sondajı olarak rekor kıran rus sondaj kuyusudur.
    rusya'nın murmansk bölgesinde yer alan sondaj yer kabuğunun yaklaşık 12 kilometre delinmesi ile bugüne kadar yapılan en derin sondaj unvanını almaya hak kazanmıştır. sondaj kuyuları genellikle bir amaca hizmet etmek için açılmaktadır; su arama, petrol arama ve üretim, doğalgaz arama ve üretim, yer altı depolama tesisleri, jeotermal enerji üretimi bunlardan bazılarıdır. kola derin sondajı ise bunlardan farklı olarak uzay yarışının hararetli zamanlarında sadece sscb ve abd arasında çocuk gibi sidik yarıştırmak adına açılmış olup, maksat açalım bakalım ne varmış şeklindedir.

    (bkz: sidik yarıştırmak)

    yukarıda bahsettiğim gibi uzay yarışı çok göz kamaştırıcı ve hararetli olduğundan, kuyu açma yarışı bunun gölgesinde kalmıştır. 1960larda sscb ve abd en derin sondajı kim yapacak görmek için gidebildikleri kadar derine gitmek için kuyu açmaya karar vermişlerdir. abd mohole projesi adı altında meksika'nın pasifik kıyılarında deniz altında sondaja başlamış ve kuyu denizin altında 183 metre derinliğe ulaştığında 1966 yılında fonu kesilerek terk edilmiştir. bu kuyu derinlik rekoru kırmasa da günümüz off-shore petrol sondajlarına ışık tutan bir sondaj olması nedeniyle önemlidir.

    bu esnada abd'nin bu sondajını duyan rusya'da ülkenin en kuzey noktası olan kola yarımadası'nda sondaja başlamıştır. sscb 1970'de başladığı sondaj faaliyetine 1994 yılına kadar devam etmiş ve sonucunda kola derin sondajı'nı yani dünya'nın insan yapımı en derin kuyusunu açmışlardır.

    sidik yarıştırma sonucu başlamış bu kuyu aslında pek çok bilimsel çalışmaya da ev sahipliği yapar hale gelmiştir. günümüzde bile halen çok zor olan 12 km sondaj işlemi ile dünya'nın kabuğunda 12 km derinliğe kadar fiziksel çalışmalar yapmak mümkün kılınmıştır.

    bugüne kadar proje kapsamında bulunan en önemli bulgu ise mikroskobik `plankton fosilleridir. yerin kilometrelerce altında bulunan bu fosillerin yaklaşık 2 milyar yaşında odlukları saptanmıştır. bu fosiller 24 farklı tarihi tür içermektedir. hayret verici olan durum yeraltının aşırı basınç ve sıcaklıkları altında organik materyallerle kaplı şekilde hayatlarını sürdürmeleridir. daha sonra fosilleşmişler tabi.

    bilimsel anlamda başarılı sayılacak bu kuyu 1994'te durdurularak terk edilmiştir. bunun sebebi ise yeraltında oluşan sıcaklık kısa mesafelerde inanılmaz artışlar göstermeye başlamış, ortam sıcaklığı çok kısa mesafede 100 santigrat dereceden 180 santigrat seviyelerine çıkmıştır. bu yüksek sıcaklıkta sondajın sürekli arıza vererek devam edemez duruma gelmesine sebep olmuştur.

    proje 2005'te resmi olarak sonlandırılmış, geride sadece metal bir kuyubaşı kalmıştır.

    beni en çok büyüleyen durum ise, dünya'da bulunan en derin sondajın sadece 12 km olması buna karşın sadece üst manto kısmına ulaşmak için yaklaşık 100 km delinmesi gerektiği, üst mantonun yaklaşık 660 km olduğu, alt mantonun yaklaşık 2,125 km olduğu, dış çekirdeğin 2,270km ve iç çekirdeğin 1,216 km olduğudur. yani, dünya'nın ekvatordan merkezine yarıçapı 6,371 km olmakla beraber biz en fazla 12 km delebilmişiz. yaklaşık 0.19%'lik bir kısım delmişiz. bu kaba hesaplama bile yer bilimi'nin ne kadar bilinmez bir konu olduğunu sanırım gözler önüne sermiştir.

    edit: yüzde düzeltildi.

  • adalet bakanı bekir bozdağ'ın kardeşi ünal bozdağ'ı, adelet bakanlığı yüksek müşavirliğine ataması olayıdır.

    "resmi gazete’de yayımlanan karara göre, “açık bulunan bakanlık yüksek müşavirliğine, personel genel müdür yardımcısı ünal bozdağ’ın atanması, 2802 sayılı hâkimler ve savcılar kanunu’nun değişik 37. maddesi gereğince uygun görülmüştür” denildi."

    (bkz: abiden kardeşe nesil bunlar)

    "açık bulunan bakanlık yüksek müşavirliğine" bakanlıkta böyle bir kadro varmış ve ne tesadüf ki bu kadroda hiç kimse çalışmıyor ve yine ne tesadüf ki bu kadroya en uygun kişi bekir bozdağ'ın kardeşi. tesadüf işte hep bunlar...

    serdar akınan'ın konu ile ilgili tespiti;

    "bakan olarak koltuğa oturtulan zat devlette liyakata bakamayacak kadar ekibinden korkuyorsa ne yapar? tam da bunu!"