ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kişinin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt
-
sana gülümsemesi, senden kesin hoşlandığı anlamına gelmez. hemen havalara girme.
finlandiya cumhurbaşkanının tarifeli uçağa binmesi
-
finlandiya'da ortalama gelirli bir kişi rahatlıkla business class uçabilecekken, cumhurbaşkanının economy class uçtuğunu gösteren olay.
bizde ise nüfusun %95'i uçağa 1 sene önceden promosyonlu bilet alarak zor biniyor ama cumhurbaşkanının 300 milyon dolarlık, 60 metre uzunluğunda, 250 kişilik uçağı var.
edit: adamın bileti business'mış ama arada ekonomiye geçip, gazetecilerle oturmuş. bu çok ekonomide uçmaktan çok farklı bir olay değil de yine de yazalım. önemli olan şey, cumhurbaşkanının devletin özel uçakları yerine tarifeli uçak kullanması. zira business biletler de özel jet kaldırmaktan daha pahalı değil.
pablo neruda
-
ağzı burnu dövülesi bir herif. öyle ki adam aşkı tek cümlede özetleyebiliyor. durduk yere hüzünlendirebiliyor. ayrıca bu adamı, kendine bu kadar aşık edebilen kadının ayaklarını öpmek lazım derdim ama adam ayaklarına bile şiir yazmış kadının.
"but i love your feet
only because they walked
upon the earth and upon
the wind and upon the waters,
until they found me."
türkçesi de;
"ama ayaklarını seviyorum
çünkü onlar;
toprakta, rüzgarda,
sularda yürüdüler
beni bulana kadar"(çeviriyi kendim yaptığımdan çok edebi bir dille yazamamış olabilirim, kusura bakmayın)
ama bu adamı tanımam, ayaklara şiir yazdığı için değil; beş yıl kadar önce, yazdığı tek bir cümleyi bir yerlerde okumam sayesinde oldu. o cümle de hala bir çok aşkı en kısa haliyle anlatır.
"i can write the saddest poem of all tonight. i loved her, and sometimes she loved me too."
diyor ki;
"bu gece tüm zamanların en hüzünlü şiirini yazabilirim. ben onu sevdim, ve bazen o da beni sevdi."
ulan pablo, sadece sometimes kelimesini kullanarak insanları hüngür hüngür ağlatıyorsun ya, çok büyük adamsın.
zara'da deneme kabinine kakasını yapan kadın
-
eski bir lc waikiki satış danışmanı olarak bela okuduğum kadındır. kabinlere ped yapıştıranlar, donu yırtılırcasına osuranlar, soğan gibi ter kokanlar .... insanlıktan soğuttular beni allahın belaları.
faks isteyen zavallı digiturk
-
“zavallı” diyorum çünkü müşteriden paket iptali için fax istemek için baya düşmüş olmak lazım.
bir paketi iptal edeceğim. telefon ettim digiturk’e. kimliğimin fotokopisiyle dilekçeyi faxlamam gerektiğini söylediler. email olmuyormuş. hayır, memlekette fax diye bir şey kalmadı. işi yokuşa sürüp zaman kazanacaklar akılları sıra. 3 saattir fax makinesi arıyorum.
her zaman yavşak bir işletmeydiniz. hiç de bir şey değişmedi.
edit: hellofax.com digiturk’un numarasını kara listeye almış. gönderemiyorsunuz. digiturk hellofax’ı satın almışsa şaşırmam.
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
daha önce muhtemelen paylaşılmıştır ama ben yine de görmeyen vardır diye atayım buraya.
http://www.whatsthere.co/ ile dünya üzerinden bir yer seçiyorsunuz o yerde en son paylaşılan instagram fotoğrafları çıkıyor.
öğretmen öğrenci diyalogları
-
quantum kimyası final sınavı öncesi tanık olunmuş diyalogdur.
+bitirim öğrenci: hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz ekieğ ehueh
- profesor: herhangi bir sorudan başlayabileceğinizi düşünmüyorum.
28 aralık 2014 thy istanbul los angeles uçuşu
-
(bkz: sourlines iyi uçuşlar diler)
lu-lu-lu lukas podolski
-
iyiki benzeri amrabat için yapılmadı..
kılıçdaroğlu tuvaletleri ne ara temizledin
-
hahahah ya ülkenin en üst noktasındaki adamın ettiği lafa gel. ülke, ülke diil 3-b resmen amk.
piero manzoni
-
artist's shit ve artist's breath şeklinde kendini ifade etmesinin yanısıra, artist's autograph* ile de canlı insanların vücuduna imza atarak onların bile sanat malzemesi haline getirilebileneceğini savunan şahsiyettir. marcel duchamp'nın üstündeki etkisi barizdir.