hesabın var mı? giriş yap

  • sadece starbucks'da değil birçok kahve satıcısında bulunur zira sumatra, endonezya'nin kahve yetiştirilen bölgelerinden biridir. ayrıca mandheling adı altında satılan kahveler de bu bölgeden çıkan kahvelerdir hatta sumatra mandheling şeklinde satıldığı da olur. son yıllara kadar sumatra'dan çıkan kahveler orjinlere göre ayrılmıyor hepsi birarada değerlendiriliyordu. bunun nedenlerinden birisi orjinler farklı olsa da tatsal açıdan birbirine hayli yakın sonuçlar vermeleridir. bunların arasında en bilinenlerden ikisi takengon ile lington'dur. yani bu şekilde isimlendirilmiş kahveler gördüğünüzde de aslında sumatra kahvesinden yani ndonezya'da yetişen kahveden bahsedilmektedir.

    sumatra kahvesinin çiğ çekirdek hali görünüm olarak diğer kahve cinslerinden hayli farklıdır. çekirdekler oldukça koyu gri'ye kaçan yeşil mavi tonlarında olup, şekil olarak düzensiz ve eğri büğrü görünüme sahiptirler. ancak yine diğer ülkelerin sınıflandırma sisteminden farklı olarak bu kahveler görsel açıdan ayrıma tabi tutulmazlar, ayrılma kriterleri daha başkadır, o nedenle yüksek kalite bir sumatrayı yada o çevreden gelen çekirdeğin kaliteli olup olmadığını anlamanın doğru yolu tatsal teste tabi tutmaktır.

    endonezya kahvelerinin geneli ve elbette sumatra da koyu kavrulması tercih edilen çekirdeklerdendir. genellikle ikinci çıtlamaya girmesi ve o civarda kavrulmanın kesilmesi daha iyi sonuç verir zira daha açık kavrumlarda bu çekirdeğin genel özelliklerinden olan topraksı tatlar daha baskın olacak ve çamurlu bir tat bırakacaktır. bu kahveleri single origin olarak tüketeni çoktur ancak sumatra ve diğer endonezya kahveleri daha çok harmanlarda harmana gövde vermesi için tercih edilir.

  • 5 sayfa entry var, sular seller gibi ingilizce konuşan ekşicilerden bir allah'ın kulu da bunun sebebini yazmamış; ben yazayım.

    ingilizcede aynı harf veya harf gruplarının farklı kelimelerde farklı şekilde telaffuz edilmesinin (veya hiç okunmamasının) başlıca üç sebebi var:

    1- konuşma dilinde yüzyıllar boyu devam eden ve kaçınılmaz olan telaffuz evrimine karşın kelime yazılışlarının (bkz: orthography) aynı kalması (modern türk alfabesi çok yeni olduğu için türkçe fonetik bir dil).

    2- geçmişte pek çok dilden aldıkları kelimeleri -yazılışlarını teleffuz ettikleri şekilde düzeltmeden- aynen almaları.

    3- eski yazar ve yayıncıların kural tanımadan kelimeleri keyfi şekilde farklı farklı yazmaları * (okuyan anlıyorsa sorun yok mantığı).

  • ne zaman uyuduğu belli olmayan biyonik bakkaldır.

    20 seneden beri gözlemlerim.

    bir fiil, 365 gün bu şekilde çalışır.

    arasıra, bazı bazı, oturdğu yerde uyukladığını gördüysemde, biri içeri girer girmez doğrulur.

    ulan ben kafayı yicem, beni uykususuz bıraktı. sabah kalkıyorum bunun için bakıyorum. orada akşam uzatıyorum kafamı, bazı zaman 3'leri buluyor kapatması.

    bir insan günde 2.5 saat uykuyla 20 seneden beri yaşar mı?

    enyştayn mı bu amk.?

    2 tane çocuğu var bide. ne ara o çocukları yaptı anlamış değilim.

    edit; bir fiil değil bilfiilimiş..

    yeter ulan debe editi; anladık bir fiil deil. siz büyük resme bakın? kimden ulan bu çocuklar?

    debe editi; hepbirlikte bir fiil bi el atalım

    (bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)