hesabın var mı? giriş yap

  • 1829'da buttenheim'da, franken yakınlarındaki bamberg'de doğmuş, esas adı "löb strauss" olan levi strauss & co.'nun kurucusu. çerçilik yapan babası tüberküloza yenik düşünce, löb, ailesine bakma görevini üstlenir. 18 yaşındayken annesi ve iki kızkardeşiyle birlikte new york'a göç eder. işte "levi" ismini de burada alır. ticarete atılır.

    altın arayıcılığının meşhur olduğu dönemler... levi ve arkadaşı david stern de bu maceralara katılırlar.

    bir gün bu arayışlarda mola vermişlerken, daha önce çadır kumaşı sattıklari bir grup altın arayicisi, arayışlarının boşa çıkması ve satın aldıkları kumaşın su geçirip ıslanmalarına neden olmasından kelli, levi ve david'e düşmanca bakışlar firlatmaktadırlar. levi'nin kafasında bir ampul yanar o an, ve adamlara o kumaştan pantolon diktirmeyi teklif eder. dikilen pantolonlar altın arayıcıları tarafindan öyle sağlam bulunmuştur ki, kapış kapış satılır.

    jacob davis adlı , kot kumaştan türlü türlü giysi ve örtü üreten litvanyalı bir göçmenle levi strauss ortak olurlar. 1873'te aldıkları patentle ilk jean üretilmiş olur.

  • “ülkece kafayı yedik” cümlesi kadar sinirlerimi bozan başka bir cümle yok. sabah akşam ucube tipleri takip edip, sonra onları sözlüğe taşıyıp “sonorom ölköcö kofoyo yödök” diyen 10 iq insanlar sinirimi bozuyor.

    milyonlarca sosyal medya kullanıcısı var, senin seviyen bu olduğu için bunları takip ediyorsun. ayrıca milyonlarca insan arasında illa birileri kafayı yemiş olabilir. biz buna dahil değiliz, sen dahil olabilirsin.

  • iş çıkış saatlerinde yaklaşık 1 saat kadar süren yoğunluğun görüntüsü. 5 sene önce de aşağı yukarı aynıydı.

    başka şehirlerde iş ve yaşam alanı açmayı becerememiş ve 16 milyon insanı bi şehre tıkıştırmış 20 yıllık iktidarın vasatlığı da bizim çilemiz.

    büdüt: entrylerinin %90'ı siyasi ve iktidar şakşakçılığı olan pırasa sapının, entrylerinin %20'si siyasi olan beni chp'nin paralı trollüğüyle itham etmesi de müthişmiş. * azıcık zeka kırıntısı olan kimin para karşılı iş tuttuğunu anlar diye tahmin ediyorum...

  • bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.

    90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.

    al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.

    mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.

    bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.

    siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?

    kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.

  • bisiklete binmeyen birisi olarak hiç görmediğim elitistlik. olm siz ne yiyip içiyorsunuz ya nereden kaynaklanıyor bu kadar eziklik? yeminle merakımdan soruyorum laf sokmak için değil.

    adam bisiklete biniyor amk. bi sik let. hatta mal sürücüler yüzünden ölüm tehlikesi falan da atlatıyor. adam gelmiş elitistlik diyor ya.

  • 17 yaşındaki timur cihantimur'un arabayla çarparak öldürdüğü oğuz murat aci’nin babası özer aci:

    "çocuğun okula da aynı araçla gittiğini ve olaydan birkaç ay önce aynı bölgede 5 kez hızdan ceza yediğini öğrendik."

    18 yaşından küçük bir katil. 5 kere hızdan ceza yiyor. aile, şımarık veletlerine "bak keyfine" demeye devam ediyor. peki bu arabayı, ehliyetsiz şekilde kullanan ve defalarca araca ceza kesilen aileye kimse hesap sormadı mı? devlet nerede? emniyet ne yapıyor?

  • ingilizce iktisat okudum. herkesin benden beklentisi süslü süslü giyinip plazalarda çalışmamdı. oysa benim hayallerimin mesleği çobanlık*. şu an 33 yaşındayım, iki yıllık açıköğretim laborant ve veteriner sağlık bölümünde okuyorum. yem bilgisi dersine çalışırken ineklerimin, atlarımın olduğunu ve onlara böyle nam num yiyecekleri güzel yemler hazırladığımı hayal ederek mutlu oluyorum.

    edit: anaam debe olmuşum, var olun siz. diplomamı alayım, paylaşacağım burada*.

    ayrıca istek üzerine paylaşıyorum:

    (bkz: larende anadolu lisesine kitap topluyoruz)

    (bkz: antalya'daki yoksul aileye yardım kampanyası)

    yıllar sonra gelen edit : hayallerim gerçek oldu a dostlar. çobanlık yapıyorum ama insan çobanlığı. işim bütün gün insanları dürtüp yapması gereken şeyleri hatırlatmak. şahsen ben inek veya koyun tercih ederim aslında ama ne yaparsın?