hesabın var mı? giriş yap

  • bu malikanenin her tuğlasında ,değerli halkımızın survivor sevdası ve gönderdiği sms'ler vardır.

    her metre karesinde bir ödül oyunu ,bir "ikisi de çok hızlı" vardır.

    türkiye manzaralı bir ev burası ,siz onu izledikce o da sizi izliyor ,siz izledikce manzarası güzelleşiyor, değeri artıyor.

  • çoğu olayda olduğuğu gibi bunu da sadece ben yaşıyorum hissine kapıldıktan bir müddet sonra başka insanların da bu konudan muzdarip olduğunu öğrendiğim, sesimizi normal konuştuğumuzda ve hoparlörden duyduğumuzda yaşadığımız algı farklılığı. valla deyolarki, konuşurken hep sesimizin kulaktan gelen titreşimlerinin hem de çenemiz ve diğer ağız içi kemiklerinden iletilen titreşimlerin bilrşimini algılarmışız. bu yüzden ses kaydımız sadece dışarıdan gelen bir titreşim olduğu için bize çok farklı gelir, yani çene kemiklerimizden iletilen titreşimi duymamış oluruz. iç ses gibi bir şey işte. sadece iç sesini dinlemek isteyenler de kulaklarını iyice kapattıktan sonra konuşarak, iç sesinin gizemine varabilirler. tabi bu fiziksel olarak dinlemek oluyor bi de bunun psikolojik boyutu var, o ayrı konu.

  • bir senedir beklenen buyuk gun sonunda geldi ve catti. haftalardir yerel basin "gunes tutulmasini izlemek icin 1 milyon insan gelecek, her yerde trafik tikanacak, normal zamanin 10 kati trafik olacak, sakin mecbur olmadiginiz durumlarda evden cikmayin" seklinde haber yapiyordu ve cogu insan korkup evden cikmadi ve normalin 10 kati trafigi birak normalin yarisi kadar bile trafik yok. az once gidis donus 4 saate yakin bir araba yolculugu yaptim ve toplam 10 araba ya gormusumdur ya gormemisimdir. an itibariyle trafigin t'si bile yok. 1 milyon turist gelmesine geldi ama yerel halk pek evden cikmadigi icin trafik etkilenmedi.

    batida oregon'dan sonra abd'nin orta kesimlerinde gunes tutulmasini gorecek olan eyaletler idaho, wyoming, nebraska, kansas ve iowa gibi kus ucmaz kervan gecmez eyaletler olacak. bu eyaletlerden bazilari (ornegin wyoming) gectigimiz gunlerde olaylari organize edebilmek icin abd ordusundan yardim istedi. buralar buyuk ihtimalle teksas, colorado, illinois gibi eyaletlerden turist cekecekler. dogu yakasinda tutulmayi gorebilecek eyaletler tennessee, georgia, kuzey carolina ve guney carolina ile sinirli ama bu eyaletlerin bile sadece ufak bir kisminin gunes tutulmasini gormesi bekleniyor. yani kisaca her ne kadar gunes tutulmasi abd'yi boydan boya dolassa da genelde nufusu az olan eyaletlerden gececegi icin amerikalilarin cok kucuk bir kesimi (nufus olarak %5-10 arasi)bunu evlerinden gozlemleyebilecek.

    abd'de yasayan sozluk yazarlari su linke tikladiktan sonra yasadiklari sehri ve eyaleti girip gorecekleri manzarayi "simulate" edebilirler: https://eclipsemega.movie/simulator

    bir suredir kanada ve abd'nin kuzeybatisinda devam eden devasa boyuttakı orman yanginlari yuzunden etraf bir suredir dumanlarla kapliydi ama sans eseri tutulmadan birkac gun once biraz yagmur yagdi ve yanginlarin miktari azaldi, bir de ruzgar okyanusa dogru esince dumanlar o tarafa dogru dagildi ve mavi gokyuzu (ve geceleri yildizlarla kapli gokyuzu) geri geldi.

    yalniz yerel isletmeler bu tutulma yuzunden milleti feci sekilde kazikladigi icin cok buyuk nefret uyandirdi. mesela bu tutulmayi yillardir bekleyen bir cok insan ta 1-2 sene once otel rezervasyonu yapmisti ama yerel oteller tutulmanin farkinda olmadiklari icin odalari normal fiyattan satmisti. sonradan olayin farkina varan otel sahipleri milletin rezervasyonlarini iptal edip ayni odalari normalin 5-6 kati fiyata satisa cikartti. meger internetten yapilan rezervasyonlarda "haber vermeden ve sebep gostermeden iptal etme hakki" varmis ve bu rezervasyon yapilan sayfada ufacik bir yaziyla belirtiliyormus. aynisini hertz basta olmak uzere araba kiralama sirketleri de yapti. airbnb uzerinden gunluk ev kiralari 1-2 bin dolara kadar cikti.

    bu arada oregon-live gazetesi "tamam baska eyaletlerden gelip tutulmayi izleyin ama tutulma bitince sakin oregon'a tasinmayin, eyaletinize donun, zaten burasi bok gibi" diye trolleme bir haber yapmis. adamlar kafayi yeme seviyesine geldi. kac gundur 30 sayfalik gazetenin 25-26 sayfasi buna ayrilmisti (geri kalan 3-4 sayfa da trump'a gommek icin kullanildi).

    http://www.oregonlive.com/…way_eclise_visitors.html

    burada yerel kutuphaneler halka bedava gunes tutulmasi gozlugu dagitti ve devlet hemen hemen tum kamp yerlerini ziyaretcilere acti (devam etmekte olan orman yanginlarindan dolayi bazi kamp yerleri acilamadi). tum kamp yerleri, festival alanlari, oteller, airbnb evleri ve kalinabilecek tum mekanlar aylar onceden kapilmisti. sirf gunes tutulmasini daha iyi izlemek icin daga tirmanan insanlar da var. bolgedeki festivallerin en buyugune 30 bin kisinin katilim gosterdigi soyleniyor. hipster ve hippie'ler bildigin cadirkent olusturmus. bunlar da bizim suriyeli multecilerimiz oluyor herhalde.

    http://image.oregonlive.com/…/-b9c93d5573fba7df.jpg

    http://image.oregonlive.com/…/-10dbfcb32a209f25.jpg

    http://image.oregonlive.com/…/-3ca22a444ee3137a.jpg

    http://photos.oregonlive.com/…ml#incart_maj-story-1

    daha once 1970'lerde oregon'a gelen gunes tutulmasi havanin bulutlarla kapli olmasindan dolayi gozlemlenememis ama bu kez hava gunesli olacak. bir haftadir perseid goktasi yagmuru yuzunden geceleri gokyuzunu izliyoruz ve sansimiza bir haftadir gokyuzu bastan basa yildizlarla kapliydi. en merak ettigim sey gunes tutulmasi sirasinda yildiz kaymasi gorup gormeyecegimiz. 1999'dan "tecrubeli" oldugum icin isyerinde filan millete neler olacagini anlatiyorum, cogu kisi daha once hic tutulma gormedigi icin ne olacagi konusunda cok merakli. mesela hava birden bire kararinca kuslarin olanlara anlam veremeyip panikle otmeye basladigini anlattigimda herkes sasirdi. yasadigim yer ormanlik bir kasaba oldugu icin buradaki ceylanlar, geyikler ve her turlu hayvanin olanlara nasil tepki verecegini merakla izleyecegim.

    canli yayinda izlemek isteyenler instagram'a bakabilirler. burada basta nasa olmak uzere bir cok kullanici canli yayin yapacak.

    ayrica: (bkz: beklenen buyuk oregon depremi)

    oregon demisken: https://goo.gl/keamsx

    bu da bonus: https://youtu.be/3iad-cpojjg?t=36

  • bakıyorum da bu özellik iyi bir şey gibi algılanmış. arkadaşım bir canlının kafası kopunca yaşamaya devam etmesi bildiğin eziyettir. yemek yok, görmek, duymak, vs. yok ama 9 gün yaşıyorsun. mal gibi ortalıkta dolanıyorsun bu ne kazandırıyor sana? kaldı ki hamam böceğisin bi de. lanet girsin böyle özelliğe.

  • sweet child o' mine 1 milyar dinlenmeye ulaşmış.

    daha önce yazdığım alakalı entrylerde (bkz: spotify/@moresk) stream başı gelirlerden bahsetmiştim.

    guns n roses'in 1 milyar stream'i karşılığında aldığı para yaklaşık 3 milyon dolar.

    spotify'ın kurulduğu 2006 yılından beri 15 yılda bu tek şarkının geliri 3 milyon dolar. 15e böldüğümüzde 200.000 dolar yıllık bir para tutuyor.

    tabi ki, spotify'da milyar dinlenen adamın yegane geliri spotify üzerinden olmayacaktır. konseri var reklamı var satışı var tişörtü var evet, ama "ben bestelerimi yayınlayayım, spotify'dan telif alayım" diyen arkadaşların bu rakama iyi bakmalarında fayda var.

    "abi yıllık 200.000 dolar bana iyi ya" diyeceksiniz de, spotify'ın telif ödemesinin ülkelere göre olduğunu hatırlatayım. yani amerikalı bir dinleyiciden gelen gelirle türk bir dinleyiciden gelen gelir aynı değil. çünkü amerikalı 10 dolar ödüyor (80 lira) türk burada 20 küsür lira ödüyor aylık. gelir paylaşımı da ona göre.

    tarkan'ın 1 milyar dinlenmesi 3 milyon dolar yapmayacak yani. dinleyicilerin ödediği aylık ücrete göre oranlanacak. kendi dinlenme sayılarım ve karşılığında hak kazandığım parayı hesapladığım takdirde stream başına 0.00112 dolar kazanıyor türkiye'de türkçe muzik yapan birisi.

    1 milyon dinlense alacağı para 1.120 dolar. 10000 lira civarı yani. net söyleyeyim, produksiyonu profesyonellere yaptırılan tek şarkının zaten maliyetini belki kurtarır. buna pr bütçesi dahil değil.

    özetle indie olarak albüm yayınlamak isteyen, bestesini kaydedip bu ortamlarda yayınlamak isteyenlerin buradan gelir beklentisi olmasın hiç. burası artık bir kartvizit. müzik üreten birisi olarak "var mısın"a "evet" diyebilmek için kullanılması gereken bir platform.

    takip ettiğim, indie denebilecek y.dışı sanatçıların grupların yöntemi canlı konser - online konser ve patreon, buy me a coffee - twitch donation tarzı şeylere yönelmiş durumda.
    ek olarak tabi ki bir de merchandise var. dropshipping yöntemiyle t-shirt, kahve fincanı, plak vs satıyorlar.

    özetle pederlerin "hobi olarak gene yap" tavsiyesi geçerli görünüyor.

  • sene 2002 mayıs sanırım yaşım 19
    hayatımda ilk defa memleketim ve şehrimden uzak anadolu’nun bir şehrinin gelişmemiş bir ilçesinde myo 1.sınıf öğrencisiyim.
    ilk dönem bitti bütün öğrenciler evlerine dönmeye başladı.
    arkadaş ve çevrem arasında nasıl dönüyorsun, ne zaman döneceksin, istersen birlikte gidelim sohbetleri havada uçuşuyor.
    o dönemler içine kapanık biriyim.
    istanbul’a bilet alacak param olmadığını kimseye söyleyemiyorum.
    cuma günü okulun son günü
    o akşam ve takip eden haftasonu akın akın herkes memleketine dönüyor.
    ben gündüzleri evden hiç çıkmıyorum.
    çarşıda sağda solda görüp neden gitmedin yada gitmiyorsun soruları işe karşılaşmak istemiyorum.
    ilçe küçük bir yer hemen hemen bütün öğrenciler, esnaf ve yerel halk kısmen birbirlerini tanıyorlar.

    gündüzleri evde radyo dinleyip öğrenci evimde az kalan bitmeye yakın erzaklarımı dikkatli tüketip akşam 20.00 istanbul otobüsünü izlemek için uzak noktaya gidiyor, giden öğrencileri izliyorum, bir gün benimde o otobüse binebilme hayalini kuruyorum.
    sonrasında bütün ilçeyi karanlıkta geziyorum sokak sokak. gündüz evde yatmanın acısını çıkarıyorum.
    yorulmalıyım ki eve gittiğimde uyuyabilmeliyim zira gündüz yeterince uyumuşum.

    o yılları yaşayan bilir
    internete sadece kafelerden ulaşabilirsin, cep telefonu sadece sms ve sesli arama içindir.
    kontörün yoksa arama sms ve çağrı yapamazsın.
    benim de yoktu tabi.
    kaldığım evde eski ev sahibinin çevirmeli ev telefonu vardı. benim için büyük şans.
    ailemden arayabileceğim herkesi aradım istanbul’a dönebilecek otobüs bileti için. yok maalesef.
    en erken para gönderebilecek ablam 1 hafta sonra maaşını alınca yollayabiliyor.
    herkese haber salıp beklemeye koyuldum.

    ilçede sadece ziraat bankası var
    parayı bana o bankanın şubesine havale ile yolluyor aliem.

    sanırım o haftasonu geçti
    önümde daha kocaman bir hafta var
    sonraki pazartesiye kadar beklemek zorundayım.
    cepteki para miktarım sıfır.
    kredi kartı yokki daha kaç yaşındasın. sıfır kart sıfır para.
    içimden dedim bekleyeceksin yok başka çarem.
    bütün arkadaşlarım hatta bütün okul öğrencileri döndü artık şehirlerine. bitti sezon.
    tanıdığım bitkaç esnaf ve ev sahibi kaldı. ev sahibini pek sevmezdim yobazın biriydi.
    ne ondan borç isteyebilirdim ne de esnaftan
    sabırla bekleyecektim, önümüzdeki pazartesi para gelmesini.
    20 yıl geçmiş günlük tam olarak ne yaşandığını hatırlamıyorum.
    ama ertesi günü mutfakta yiyecek ve pişirecek hiçbir şey kalmadığını hatırlıyorum.
    küçük mutfak tüpüm dahil bitmişti.
    zaten öğrenci evinde ne olabilirdi.
    gündüzleri tam gün odamda yatıp, akşam güneş batımından sonra çarşıya gezmeye çıkıyordum.
    küçük sarı renkli radyolu kaset çalarım vardı.
    aptal yerde sadede trt fm çekiyordu.sevmiyordum aptal radyoyu.
    coskun sabah, ahmet kaya ve tatlıses kasetlerim vardı
    onları dinleyip uykuya dalardım
    şimdi ahmet kaya dışında hepsinden nefret ediyorum.
    ilk günler sonrası açlığı iyice bedenimde hissetmeye başladım, uykuya dalmak zorlaşıyordu artık yatakta uzanmak acı veriyordu.
    o berbat günün gecesi çarşıya çıktım yine.
    birşey yapmalıydım para elde edecek birşey, sırf birşeyler yiyebilmek için.
    sony walkmanim vardı pillerini ısırarak sonuna kadar kullandığım hayatta en önemli eşyam.
    merkeze ıspartaya gidecek param olsa onu satmayı düşünüyorum.
    kulağımda walkman sokaklarda aptal aptal geziyorum ahmet kaya'nın kaseti sanırım emin değilm.
    pek inanılır gelmeyebilir zaten bana da mucize gibi gelmişti.
    hayatımda yolda ilk kez para buluşumdur. 5 milyonluk bir banknot bulmuştum.
    inanamıyorum şaka gibiydi.
    eğilip aldım gerçekten 5 milyon.
    o zaman tabi daha 6 sıfır atılmamış.
    o zaman bir gazate 500 bin lira. bir kolon sayısal 250 bin liraydı. hatırladıklarım.
    zaman gece ilçede bakkalar kapalı gittim eve dedim akıllı ol dikaktli harca daha 5-6 günün var.
    o gece eve dönüp sabredip aç yattım.
    ertesi günü ilk defa gündüz çıktım dışarı sabah markete gidip 3 ekmek ve geri kalanı ile yettiği kadar domates aldım.
    tabi bilgisayar programlama okuyorum kafa çalışıyor.
    yaptım hesabımı dedim her gün yarım ekmek içine domates 6 gün yeter bana tek öğün.
    o şekilde geçirdim bir haftayı
    erken açıkmamak için gündüz uyumaya devam edip akşam yedim
    akşam sonrası yürüdüm eve geldim yattım
    ertesi gün yine aynı

    pazartesi günü bankaya öğleden sonra gittim hayal kırıklılığına uğramamak için.
    dedim gişede adıma havale var mı? evet

    o günkü sevincimi unutamam tam 50milyon
    ablam göndermiş sağolsun. minnettarım.

    ilk işim pideciye gidip kıymalı pide yemek oldu
    sonra biletçiye gidip istanbul biletimi aldım.

    her akşam uzaktan ağlamamak için kendimi zor tutup kalkışını izlediğim istanbul otobüsüne pazartesi bindim ve evime gittim.

    aradan 20 yıl geçmiş tam. bunlar gerçekten yaşandı mı? inanması bile zor ama evet yaşadım

    yeri merak edenler ısparta uluborlu