hesabın var mı? giriş yap

  • bu lafi kim nereden konu$ma dilimize soktuysa helali ho$ olsun.

    tarti$ma esnasinda bir ansiklopedi dolusu bilgi koyarsiniz ortaya.kar$inizdaki tek cümlede olayi bitirir ; demagoci yapma.

    - ....ergenekon destani demirci kawa destaniyla benzerlik ta$iyip türk ve farsi kültürlerinin aslinda ortak men$eeli oldugunu kanitlamakla beraber,mezopotamya'da da ortak ya$amin izleri ....
    - hocam demagoji yapiyosun.

  • otobüse beraber bindik. taksime doğru gidiyoruz. ayakta ortadaki direğe tutunuyorduk. çok koşmuştum peşinden belli ettim hislerimi ama açılamadım. en azından ayıkken. geldi elimi tuttu. tutuş o tutuş.

    hiç konuşmadık yüzümüzde bir gülümseme ile galata kulesine kadar yürümüşüz. bir banka oturduk. nasıl bir mutluluk bendeki. etraftaki binaların pencerelerine bakıyorum. mayıs ayı böyle baharın da serin mi sıcak mı belli değil havası. dünya gözümde kocaman bir yumak gibi. ben çeviriyorum o dönüyor.

    o an hayatımın en güzel anı idi. çok sonra, o banka yolumuzu düşürüp evlenmek istediğimi söyledim; ağladık. pano'ya gidip sarhoş olduk. seneler geçti hala sarhoşum.

  • hadi üçünden birini tutmasını anlarım, "şirin buluyordur" diyip geçerim...
    başka vasıfları üstün çıkıyorsa kişinin iki tanesini bile tutmasını kabul edebilirim.

    ama hem coyote varken road runner'ı,
    hem tom varken jerry'i,
    bir de sylvester varken tweety'i tutuyorsa bir insan, orda sınırımı çizerim.

    "tamam kardeşim," diye düşünürüm, "pratik zekaya, azme, yeteneğe, doğallığa prim vermiyormuşsun sen." diye de eklerim.

    zira tom da, sylvester da, coyote de yemek için istemektedir karşı tarafı. bu kadar normal, bu kadar doğaları gereğidir yani.

    anında uzaklaşırım sonra oradan;
    hollywood tarafından eziyet üstüne eziyet gören tüm kıvrak zekalı çizgi karakterler adına sigaramı yakar, dalarım uzaklara...
    tom'un jerryi doyasıya yediği, coyote'nin her dahiyane kapanının çalıştığı bir dünya düşlerim.

  • şike yaptığı ortaya çıktığı sezon fenerbahçe puan silme cezası alırsa yarıştan kopmasın diye 34 lig maçında alınan puanlar yarım sayılıp, sene sonunda ekstradan 6 maç yaptırıldı. sonrasında bu ligde bir daha play-off oynandı mı? hayır.

    2011-2012 sezonunun ortasında etik kurulunun demirören tarafından ayar çekilmiş hali bile "şike yoktur" diyemeyince, küme düşme olmasın diye 58. madde bir gecede kimseye sormadan etmeden değiştirildi. ceza alınırsa çekilmesin diye de "erteleme" gibi saçma sapan bir kural eklendi disiplin yönetmeliğine.

    fenerbahçe avrupa'dan 2 yıl men cezası aldı diye yabancı sınırında kısıtlamaya gidildi. "asla kuralda değişiklik yapılamaz, bir kişi bile itiraz etse sıkıntı yaşarız" diye galatasaray'ın itirazları yok sayıldı. ertesi sezon fenerbahçe diego'yu alınca ve cristian'ı göndermekte sorun yaşayınca ne oldu? birden bire tribünde oturacak +1 kontenjanı geldi. kimseye sorulmadı.

    bu ülkede başta federasyonun şimdiki başkanının zamanında başkanı olduğu takım olmak üzere defalarca "kontrat dondurma" diye bir işlem yapıldı uzun süre sakatlanan yabancı futbolcular için. bundan fenerbahçe edu ile, beşiktaş delgado ile yararlandı mesela. ancak galatasaray'ın futbolcusu bruma sezonu kapattığında kendisi için "kontrat dondurma gibi bir uygulamamız yok, kendisinin kontratını feshedin, sonra yeniden imzalarsınız" gibi akıllar verildi.

    son 4 yılda başımıza gelen şu 4 örnek dahi kuralların kimin lehine değiştirildiğini kanıtlıyor sanırım. hala burada dallamalar gelip algı yönetmeye çalışıyor. "sizin fare yakaladığınız kadar..." diye bir laf vardır bildin mi?

  • açılın, captain obvious geldi.

    efendim olay tarantino'nun ağzından şöyle gerçekleşiyor:
    kaynak: http://deadline.com/…ash-new-york-times-1202278988/

    uma thurman'ın araba sürüp saçlarını dalgalandıracağı bir sahne var. sahne şu:

    https://www.youtube.com/watch?v=dnx-htcsbrq

    bu sahne için tarantino ehliyeti olan ancak biraz acemi olan uma'dan sahneyi dublörsüz ve gerçekçi çekmek istediğini söylüyor.

    uma ise mırın kırın etse de tamam diyor.

    sahneden önce tarantino bu yolda arabayla sürüş yapıyor. yolun dümdüz olduğunu görüp bir problem çıkmayacağını düşünüyor. hatta uma'yı "yaparsın sen, aslansın, kaplansın" diye gazlıyor.

    ancak neden sonra ışık açısı yüzünden aynı yolu tersten gitmesine karar veriyorlar. tarantino da "yol zaten düz, ters gitse yine düz olacak" diyor. ancak yolun başlangıcında kendisi sürerken (muhtemelen kalkışta düşük hızda olmasından dolayı) farketmediği çok hafif bir şikan var.

    uma thurman bu şikanda kaza yapıyor.

    tarantino hayatımın en büyük pişmanlıklarından biri olarak tanımlıyor. uma kaydı istediğinde de mırın kırın etmeden gidip veriyor. uma'nın tarantino'yu affetmesinin sebebi de bu.

    zaten açıklamasında "hatasını ve pişmanlığını dile getirip kabul etmesi büyük cesaret örneği," filan diyor.

    sahne gerekli miydi, tartışılır.

    bruce lee'nin oğlu brandon lee öldü lan sette. adam kurşun yedi öldü resmen. sinema sanat olduğu kadar çok teknik de bir iş.

    tarantino manyak bir adam, aşırıya kaçan teknikleri olduğu ortada. bununla ilgili çok tartışma dönüyor (inglorious basterds'deki hans landa'nın alman aktristi boğma sahnesi).

    ama bu sahnede ihmalkarlık harici bir hatası bence yoktur.

    uma thurman'ın bu olayın üzerini kapatılması için suçladığı isimler arasında tarantino yok, kendisi bunu "for this i hold lawrence bender, e. bennett walsh, and the notorious harvey weinstein solely responsible." diyerek açıklıyor. tarantino'yu değil, üzerini kapattıkları için lawrence bender, e. bennett walsh ve harvey weinstein'i suçluyor.

    ve captain uçar gider.

  • ezik ingilizlerin futbolun ilk çıktığı anlarda sömürgelerinden biriyle maç yaparken uydurmuş olduklarını düşündüğüm futbol kuralı.

    hintli:
    - goooooool
    ingiliz:
    - hooop şişt sakin ol bakalım ofsayt var orda gol sayılmaz
    hintli:
    - aaaa niye ki?
    ingiliz:
    - sizin golünüzün sayılması için önünüzde en az bir tane ingiliz defansı olması lazım.
    hintli:
    - oha
    ingiliz:
    - öyle; ayrıca maçlar artık 100 dakka değil 90 dakkadır. ahanda bitmiş ehi ehi ehi kazandık.