hesabın var mı? giriş yap

  • aralık 2007'deki bir röportajında şöyle buyurmuş:

    “ben karapınar’da 20 hanelik bir köyün çocuğuyum. köyler arası maçlarda çok top oynadım. daha o zamanlar yıldızdım. brezilyalı usulü kıvrak oyun stilim nedeniyle bana beyaz zico derlerdi.”

    http://www.aksam.com.tr/…futbolunda_jole_ekolu.html

    ***

    demek ki bülent hocam o yıllarda bir elf köyünde yaşıyormuş. köylü dostlarımızın, doğal görünümü itibariyle zaten sütaş peyniri gibi bembeyaz olan zico'nun rengini bile yeterince beyaz bulmamalarının başka açıklaması olamaz. valla tansiyonum düştü sabah sabah...

  • yıl 1683 osmanlı viyana kapılarında ikinci kuşatmayı gerçekleştirir.. osmanlı topları şehrin surlarına gedik açmak için gülbanklar eşliğinde toplarını ateşlerken çerkez dayı denilen hazret surlara açılan bir gedikten atıyla içeri girmeyi dener ve muvaffak olur elinde yalın kılıcıyla arkasına bakar maalesef takipçisi bir er bir kılıç kuşanan yiğit yoktur tek başına, yalnızdır.. geri dönmeksizin nemçenin üzerine yürür ve şehid olana kadar kılıç sallar.. bir müddet çarpıştıktan sonra kahramanca dar-ı fenadan dar-ı bekaya irtihal eyler. *
    aradan yüzyıllar geçmesine rağmen bu kahramanlık viyanalıların dilinden düsmez hafsalalarından silinmez ve bu tek başına kahramanca savaşıp şehid olan çerkez dayımızı dillerden dillere aktarırlar.. hasılı birinci viyanada barok gotik mimarinin çokça rastlandığı tarihi koruma alanı ve kültür mirası olarak belirlenen çevrede sokakların birinde eski bir barok binanın dış cephesinde heykelleştirilir bir anı olarak atının üstünde elinde yalın kılıcıyla..

    e buyrun bi bakının!
    http://yenisafak.com.tr/diziler/akm/akm02.html

  • kendisi ile ilgili son insider bilgiler şu şekildedir:

    "1- fildişili boğaz’da ve alkent’te gösterilen evleri beğenmesine karşın tesislere uzak olması nedeniyle kabul etmedi. hatta “apartman dairesi de olur. ama tesislere yakın olsun” dedi.
    2- şu an konaklamakta olduğu four sesons hotel’e ailesinin getirilmesi önerisini “birkaç güne kadar eve çıkacağım o zaman getirin. düzenimi kurayım, öyle gelsinler” yanıtını verdi.
    3- kendi özel basın danışmanına “kendimi türkiye’de g.saray taraftarına ispat edene kadar bana röportaj alma” talimatı verdi.
    4- sarı-kırmızılıların performans uzmanı scott piri’ye “eksiklerim var bana özel programı ver” diyerek profesyonelliğini ortaya koydu.
    5- drogba ayrıca tam 2 bin 500 g.saray forması sipariş etti. yıldız futbolcu bunları ülkesine gönderecek."

    (bkz: copy paste'in ustasıyım gözlerinin hastasıyım)

  • devre arasında prandelli kesinlikle sneijder'i çıkarıp direnci arttırmalı demişti. not düşelim buraya. bu yüzden sen devre aralarında tv'de yorum sıçarken prandelli gibi adamlar ise soyunma odasında taktik veriyor.

    eyyorlamam bu kadar.

  • bu kafayla devam ederse bu sezon bitmeden olaganustu kongre ile, "turk spor tarihinin en buyuk fiyaskosu" olarak koltugunu kaybetmesi hayli muhtemel olan fenerbahce baskani... maalesef durum bu, aci ama gercek...

    secilirkenki en buyuk sansi, sahip oldugu soyadindan da ote, karsisinda 20 yilda kulubu bitme noktasina getirmis aziz yıldırım'in olmasiydi... yildirim ozellikle hapisten ciktiktan sonra oyle sacma sapan isler yapmisti ki kongre uyelerinin cogu artik "o gitsin de kim gelirse gelsin" modundaydi... eh, rakibiniz bu kadar dusmusken bir de soyadiniz "koc" ise haliyle o rakibi dorde katlamanizda da sasilacak bir sey yok...

    lakin sonrasinda yasananlarsa malum... kulubun finansal durumundan ocu gibi korkulup panik icinde oyuncu satilmasi ve buradan ele gecen parayla da nitelige degil sadece nicelige bakilarak transfer yapilmasi, haliyle kadro kalitesinin dip yapmasi ve tarihin en kotu ilk yari performansiyla 17. siraya kadar gerileyis... sonrasindaysa kor topal da olsa biraz dogrularak idareten bir ikinci yari ve 16 yil sonra ligi altinci sirada tamamlama...

    gecmisten bugune daha detayli bakacak olursak, ali koc adina bence en buyuk fiyasko, baskanliga aday olacagini dile getirdikten sonra yapamadiklari...

    bakin, ali koc bir sonraki secimde aday olacagini acikladiginda tarih 2016 aralik'ti... secildigindeyse haziran 2018... arada koskoca 18 ay var... bu 18 ay icinde en kaliteli scout ekibini kurup dunyanin altini ustune getirir, oyle damien comolli'nin dedigi gibi 100 kisilik liste degil asgari 5 bin kisilik bir veritabani olustururdun... kulubun basina gectikten sonra da bu veritabanindan, hem kulubun maddi sartlarina hem de saha ici ihtiyaclarina en cok kimler uyacaksa ivedilikle bunlari tespit edip en dogru transfer hamlelerini yapabilirdin...

    keza teknik direktor secimi icin de 18 ay cok iyi bir sureydi... 2018 haziran icin belki de erkenden prensip anlasmasina varacagin bir teknik adam bulabilirdin ve bu adam o esnada bir kulupte aktif gorev yapiyor olsa bile bos zamanlarinda en azindan fenerbahce'nin mac kasetlerini falan izleyip 2018 haziran'indan itibaren nasil futbolcularla calisacagini, nasil takviyeler yapmasi gerektigini az cok ogrenebilirdi...

    bu noktada guya tek adim comolli ile atildi... ancak comolli, nisan 2012'den beri issizdi ve bu ayrinti nedense gormezden gelindi...

    comolli'nin cv'sinde arsenal, tottenham, st. etienne ve liverpool cok hos duruyor belki ama yillardir issiz olmasi kesinlikle es gecilmeyecek bir kusurdu...

    soyle aciklamaya calisalim; kendinizi ali koc'un yerine koyun ve dusunun, bankaniza ceo alacaksiniz, adayin biri geliyor, gecmiste bank of america, credit suisse, bnp paribas gibi dunyaca unlu bankalarda yoneticilik yapmis... lakin alti yildir da hicbir yerde calismamis... dahasi soz konusu bankalar, bu adamin calistigi yillarda, onceki yillara gore daha fazla kar da elde etmemis... ne dusunursunuz? "buralarda calistigina gore bu adam bu isin tillahi" mi dersiniz yoksa "iyi yerlerde calismis ama belli ki hic beklentileri karsilayamamis, zaten sonra da yillarca issiz kalmis" mi dersiniz? valla siz ne dersiniz bilmem ama ali koc cok tuhaf bir sekilde ilkini dedi ve comolli'yi futbol organizasyonunun basina getirdi!

    acikcasi comolli'nin cok da guvenilecek bir isim olmadigi, az once de bahsettigim uzere "100 kisilik liste" gafini yaptigi anda belli olmustu... yahu zaten 11 tane mevki var, her mevki icin post-it kagidina 9 oyunculu mini listeler yazip laptopunun arkasina yapistirsan 99 oyuncu ediyor zaten... aylardir bu goreve hazirlandigi soylenen kisi bu kadar kisitli bir sayiyi marifet olarak ortaya koyuyorsa o kisinin ipiyle kuyuya inilmez! inilemez!

    koc-comolli ortakliginin ikinci buyuk hatasiysa, 3-4 sene oncesinde iyi performanslar ortaya koymus ama ozellikle bir onceki sezonu tam manasiyla fiyasko olan futbolculardan "yildiz transfer" yaratma cabalariydi...

    en net ornegi islam slimani! adamin ciddi anlamda skorer oldugu tek sezon 2015-16 sezonuydu... onun gaziyla epl'ye transfer de yapti, ama fener'e gelmeden once gecirdigi sezonda leicester ve newcastle'da toplam 16 epl macina cikip sadece 1 gol atabildi... bitik halde fenerbahce'ye geldi ve turkiye ligi'nde de yine yalnizca 1 gol bulabildi...

    sonra andre ayew... bu adamin da iyi yillari marsilya ve ilk swansea donemi... yani son iyi sezonu 2015-16... ardindan west ham'a gecti, yilin fiyasko transferleri arasinda yer aldi... fener'e gelmeden onceki sezonun ikinci yarisinda tekrar swansea'ye dondu, daha buyuk fiyasko oldu, takimi kume duserken tek golluk yardimda dahi bulunamadi... o da bitik halde geldi fenerbahce'ye ve sinifta kaldi...

    diego reyes de bu sinifa sokulabilir... kendisini avrupa'ya getiren kulup porto'ydu ama orada sans bulamayinca real sociedad ile espanyol'a kiralandi... bu kuluplerde fena oynamadi... bu bakimdan son iyi sezonu espanyol'da gecirdigi 2016-17 sezonuydu... fenerbahce'ye gelmeden onceki sezondaysa porto'da yine yeterli sansi bulamadi, arada sakatlik falan da gecirdi galiba, hal boyle olunca porto kendisinin sozlesmesini yenilemeyi dusunmedi, bizimkiler de mal bulmus magribi gibi atladi bu adamin ustune... sonucta bir fiyasko daha yasandi...

    yassine benzia da fransa milli takiminin alt yas gruplarinda oynarken cok gelecek vadeden bir oyuncu olarak gorulmekteydi... ancak yetiskinlige gectikten sonra bir turlu o potansiyelini yakalayamamisti... fenerbahce'ye gelmeden onceki sezon da lille formasi altinda ligue 1'de sadece 1 gol atabilmisti... fenerbahce'deyse kendisine tahammul edilen yarim sezon icerisinde kaleyi tutan sutu yoktu!

    peki bu adamlari almak icin vazgecilen isimler kimlerdi? giuliano, josef de souza ve fernandao...

    giuliano'nun en buyuk sanssizligi herhalde onceki sezon kadikoy'deki galatasaray derbisinde kacirdigi goldu... ozellikle o pozisyon sonrasi taraftarla arasina karakedi girmisti... ancak pozisyon bilgisi, oyun zekasi ve son vurus becerisi olarak "yarim porsiyon alex" denilebilirdi kendisine ve fenerbahce'nin icinde bulundugu sartlarda da o mevkide kendisinden daha uretken olabilecek bir ismi bulma sansi yoktu... (iddiam su ki maalesef max kruse de bir giuliano kadar olamayacak)

    bunun haricinde fernandao da cok yetenekli bir oyuncu olmasa da fizik gucu itibariyla turkiye liginde her daim is yapabilecek bir isimdi ve fenerbahce'de surekli 90 dakika oynayan bir isim olmamasina karsin iki macta bir gol ortalamasi tutturarak zaten bunu ispatlamisti... kendisinin satildigi paraya kendisinden cok daha vasifsiz bir isim olan michael frey'in sirf yasca daha kucuk olmasi nedeniyle alinmasiysa koc-comolli ortakliginin bir diger transfer fiyaskosuydu..

    josef de souza ise yine cok yetenekli bir isim degildi belki ama turkiye ligi'nde atiba hutchinson ve fernando ile birlikte o esnada 6 numara pozisyonu icin en verimli uc adamdan biri konumundaydi... evet, kendisi iyi bir paraya elden cikarildi belki ama yerine kimse konmayinca ve orta sahadaki butun yuk mehmet topal gibi takimin kangreni denebilecek bir oyuncuya birakilinca da fiyaskolar zincirine bir halka daha eklenmesi kacinilmazdi...

    ali koc'un goreve ilk geldigi esnadaki falsolari sadece transfer alaninda da degildi ustelik... listesinde is bitiriciligiyle bilinen bir yonetici bile yoktu mesela... burada da daha basta soyledigim gibi herkes aziz yildirim'dan kurtulmaya o kadar sartlanmisti ki, kimse koc'un listesine bakip "kim var yahu bu yonetimde?" deme ihtiyaci dahi duymadi... ancak zaman ilerledikce, ozellikle futbol yonetimiyle ilgili bir tane bile becerikli adama sahip olmadiklari da cok net bir bicimde gorulecekti...

    ali koc'un bir diger onemli eksigiyse, karar almada surekli gec kalmasiydi... 3 haziran'da secildi kendisi... mazbatasini da iki gun sonra aldi... 18 ay evvel adayligini aciklayan bir kisi, daha mazbata icin tesekkur konusmasini yaparken ertesi sezon takimi kimin calistiracagini aciklamaliydi... aykut kocaman ile devam edilecekse o aksam "devam ediyoruz" denmeliydi... devam edilmeyecekse de (ki bence dogru olan buydu zaten ama cok gec kalindi) yine hemen aciklanmali, yeni teknik direktore de 2-3 gun icinde imza attirilmaliydi... peki ali koc ne yapti? gunlerce isi suruncemede birakti... arada aykut kocaman ile uzun toplantilar duzenledi... adamdan comolli'ye brifing falan vermesini bile istedi... sonra da "biz senden vazgectik" deyip yabanci hoca arayisina girdi, piyango da phillip cocu'ya cikti... cocu o esnada seklen yanlis tercih de sayilmazdi aslinda ama kendisinin, baskan mazbatasini aldiktan tam 17 gun sonra gelmesi cok buyuk bir gecikmeydi...

    zaten sonrasinda bu gecikme her yerde goruldu... takimin benfica macina santrforsuz cikip alper'i en ileride oynatmasi falan gibi komiklikler dahi yasandi... kulupten cok uzun yillar once gonderilmis olmasi gereken volkan demirel ile, kendisine uzun bir tatil firsati yaratircasina, haftalar sonra sozlesme imzalanmasi, volkan'in bir ara kadro disi kalmasi, sonra yeniden affedilmesi falan da diger komedi unsurlariydi...

    sezon basladiktan sonra cocu ile fenerbahce'nin dokusunun tutmayacagi dinamo zagreb ve rize maclarinda fazlasiyla belli olmustu... burada da yollarin ayrilmasi icin gecikildi... sonrasinda yeni hocaya bir turlu karar verilememesi ve "dur bakalim bu napacak?" diye erwin koeman'in alti hafta boyunca caretaker olarak takilmasi da baska bir sacmalikti... en sonunda da vaktinde kendisine onunla calisip calismayacagi soruldugunda dalga gecercesine "siz benim hayalimdeki fenerbahce'yi anlamamissiniz" yanitini verdigi ersun yanal'i el mecbur goreve getirmek zorunda kaldi... kulubun o donem risk alacak hali kalmadigi icin yanal tercihinin cok elestirilecek bir yani kalmamisti aslinda... ama bu is icin de en az iki ay gec kalinmisti...

    ote yandan devre arasina dogru yanal'in gelmesinden cok daha makul hamle, christoph daum'u hem sportif direktor hem teknik direktor olarak goreve getirmek olurdu... daum 1.5 yil boyunca bu cift gorevi ustlenip kulubu 2003'te oldugu gibi yeniden bir yapilanma icine sokar, 2020'de de sadece sportif direktorluk makamina cekilip teknik direktorlugu, kurdugu sistemi devam ettirmesi icin uygun gordugu bir isme devrederdi... ama comolli sevdasindan olsa gerek boyle bir hamle akillara bile gelmedi...

    ersun yanal geldikten sonraysa devre arasinda yapilan transferler de panik transferleriydi ayrica... galatasaray ile besiktas'in iskartaya cikardigi serdar aziz ile tolgay arslan'a kurtaricilarmis gibi sarilmak ve kulup ekonomisinin cok kotu oldugununun defalarca altinin cizildigi bir donemde bu transferler icin ciddi maddi yuk altina girmek akilli isi degildi... nitekim bu oyuncularin geldikten sonra ne katki verdikleri ciddi tartisma konusu olur... victor moses da mantik olarak slimani ve ayew transferlerinden farksizdi... chelsea ile conte yonetimindeki iki sezonda iyi bir takim oyuncusu olmus bir isimdi moses, bundan oncesinde ve sonrasindaysa kadroya dahi girmekte zorlaniyordu, hicbir zaman yildiz falan da olmamisti... lakin kendisi kurtarici yildiz olarak alindi, anlik bazi parlamalar disinda da takima cok bir sey katmadi...

    evet, ali koc'un fiyaskolarla dolu ilk sezonunun ozeti asagi yukari boyleydi...

    her seye ragmen buraya kadar yine bir olcude "tamam" diyelim...

    ne de olsa herkes hata yapabilir ve bazi tecrubeler de yasanmadan anlasilamaz... haliyle ali koc'un da, comolli'nin de, yonetim kurulundaki uyelerin de hata yapma haklari elbette var...

    ancak hatalardan ders cikarilmiyorsa ve ayni senaryo tekrar sahneye konmak uzereyse o zaman isler degisir...

    maalesef fenerbahce'nin bu sezonki gidisati da, yonetsel acidan gecen seneden farkli degil...

    fenerbahce'nin gecen sezon ligde bir hedefinin kalmadigi ne zaman netlesmisti? 30 eylul 2018'deki rizespor deplasmani sonrasinda... peki o tarihten, 2019-20 sezonunun yaz transfer donemine kadar ne kadar sure vardi? sekiz ay kadar!

    azicik hatalarindan donmeyi bilen bir yonetim olsa, 30 eylul aksami cocu ile vedalasip yeni teknik direktorunu getirir, ardindan da sezonun geri kalanindaki maclari, 2019-20 sezonu icin bir hazirlik maci olarak addeder, oyuncularin performanslarini buna gore raporlar ve haziran 2019 icin de buna gore transfer gorusmeleri yapardi... sekiz aylik bu calisma neticesinde de transfer donemi baslar baslamaz fenerbahce yeni sezon icin kadrosunu neredeyse yuzde 90 oraninda hazirlar, ona gore de adam gibi bir hazirlik kampi gecirir ve lige hic olmadigi kadar hazir girerdi...

    ne oldu peki? yine "para yok, finansal acidan kulup bitik, uefa karari belli degil, vs vs" dediler dediler, agustos ayina geldik, eldeki kadro, gecen sezon son haftalara kadar kume dusme kabusu goren kadronun dahi gerisinde!

    saka degil bu arada bu dedigim! gercekten de kadro gecen sezonun gerisinde!

    roberto soldado, mathieu valbuena, martin skrtel... bu uc adamin yerine kimler kondu? skrtel yerine hickimse konmadi zaten, takimin stoperi yok... valbuena gibi ust duzey oyun zekasina ve kanattan oyun kurma becerisine sahip bir kanat da alinmadi... hadi diyelim ki oyun akli olarak max kruse'nin o boslugu doldurmasi dusunuldu ama kruse valbuena kadar firlama degil o konuda... biz simdiden soyleyelim de sonra sasirip "aa bu adam boyle miydi?" denmesin... soldado ise berbat bir takimda yarim sezon oynayip ne yapilabilecekse o kadarini yapmis gayet iyi bir bitiriciydi... yerine vedat muriqi tercih edildi... kariyerinde tek parlak sezonu olan ve daha fazla gelisecek kadar da genc olmayan bir isim vedat... gercekten fenerbahce'nin birinci santrforu olur mu? zor... marcio nobre kadar caliskan olursa yetenek eksigini bu sekilde kapatabilecegi dusunulebilir belki ama kendisinin arkasinda kafasina top carptirarak gol atmasini saglayan bir alex de souza'nin olmadigi da unutulmamali...

    sonucta soldado, valbuena ve skrtel uclusu yaslari nedeniyle gonderilmeleri yadirganmayacak isimlerdi belki ama siz bu adamlarin actigi boslugu, hem de kadro zaten fazlasiyla dandikken, yeterince dolduramazsaniz bu takim nasil ileri gidecek? bunlara ilaveten bircok macta takimin en enerjik ismi olan elif elmas da maddi kaynak yaratmak icin satildi ve o bolgeye de adam alinmadi ustelik... eh, buyrun iste, nasil gecen sezondan daha iyi olacak bu takim?

    hadi diyelim kadro takviyesi konusunda ataga kalkilmasi icin gercekten uefa karari ve elif'in satisi beklendi... uefa karari cikali 12 gun oluyor, elif satilali da 8 gun... neden hala hicbir hareket yok? gecen sezonki "gec kalma hastaligi" aynen devam ediyor iste!

    bir de en basindan beri "borc korkunc boyutta, olduk, bittik, mahvolduk" edebiyati da can sikmaya basladi artik...

    evet, borc gercekten de korkunc durumda, peki o zaman mali genel kurulda hangi akla hizmet ibra ettiniz aziz yildirim yonetimini? normalde kulubu bu kadar batiran bir yonetimin ibra edilmemesi, ustune ustluk mahkemeye verilmesi gerekmez miydi? bunu yapmaniza ne engel oldu?

    kaldi ki fenerbahce batik durumdayken galatasaray ile besiktas'ta da lale devri falan yasanmiyor... onlar da batik durumda... ama bir sekilde son dort yilda ikiser sampiyonluk kazandi bu kulupler... bu sure zarfinda cok daha akilci transfer hamleleri de yaptilar... ozellikle galatasaray'in su anki kadrosunda fenerbahce'den gelip ilk 11 oynayabilecek tek bir oyuncu bile yok... arada oylesine bir fark olusmus durumda... saka degil: muslera>harun - linnes/mariano>isla, marcao>sadik, luyindama>serdar, nagotomo>hasan ali - donk>ozan, seri>ekici - feghouli>moses, belhanda=kruse, babel>rodrigues - diagne=vedat... ustelik adamlar su tablodaki iki denklikten birini de falcao'yu alip bozmaya cabaliyor... demek ki maddi durumun kotu olmasi, iyi kadro kurmanin onunde cok da gecerli bir bahane degilmis...

    ote yandan elbette her zaman en iyi kadro sampiyon olmaz... galatasaray bu sezon hayli yipratici bir avrupa trafigine girerken fenerbahce hic yurtdisina cikmayacak mesela... bu gibi durumlarda daha zayif gorunen kadrolar one firlama firsatlari da yakalayabilir... ancak bu firsati yaratabilmen icin de sezona cok hazir bir bicimde girmen, hatta mumkunse rakibinin avrupa'da oldugu sure zarfinda arayi acip psikolojik bir avantaj falan elde etmen lazim... ee, agustos ayi gelmis senin hala stoperin yok, orta sahanda kim var belli degil, santrforun tek adama emanet... boyle mi hazir olacaksin yeni sezona?

    neyse...

    sloukas-westermann-sinan
    de colo-bobby-melih
    kalinic-datome-biberovic
    williams-****-berkay
    vesely-lauvergne-ahmet

    bari su yildizla belirttigim yere bi 4 numara daha bulun da en azindan basket takimi yuzumuzu guldurmeye devam etsin sayin koc... futbolda artik sizden ve yonetiminizden hicbir sey beklememek gerektigini cok aci tecrubelerle ogrendik cunku...

  • ünlü sovyet diktatör josef stalin (gürcüdür aslında) ile ilgili olanlar en şaşırtıcı olmasa da zamanında bana "yok artık bunu da mı yaptın" dedirtmiştir.

    -2.dünya savaşı sırasında oğlu yakov nazilere esir düşer.naziler bunu ,bir fidye anlaşması yaparak stalin'in elini zayıflatmak için kullanmak ister.fakat stalin bu teklifi "bir onbaşı ancak bir onbaşıyla takas edilir" diyerek reddeder.ve oğlu nazilerin elinde can verir.

    -asıl mesleği papazlıktır.fakat iktidara gelince on binlerce papazı öldürttüğü söylenir.

    -iktidara gelir gelmez muhalifleri ortadan kaldırmak için "büyük temizlik" adında paranoyak bir operasyona girişir.hatta parti konuşmalarında ,kendini içten alkışlamayan delegeleri bile idam ettirdiği söylenir.

    -yine iktidara gelir gelmez ,ülkeyi sanayileştirmek maksadıyla tarımı tamamen yok eder.bu da ülkede felaket derecede bir kıtlığa sebep olur.bu olay sebebiyle sadece ukrayna'da on milyon insan ölmüştür.

    -insan -maymun kırması yeni bir tür oluşturmayı istediği söylenir.hatta maymunlar cehennemi filminde,insanlardan nefret eden maymun "koba" nın isim babası stalindir.çünkü stalin'in gençlik yıllarında lakabı "koba"dır.

    -en büyük fantezisi hitler' i bir kafese koyup tüm avrupayı dolaştırmaktır.fakat hitler ,ona bu zevki yaşatmamış,sovyet orduları berline girer girmez eşiyle birlikte intihar etmiştir.

    -soyadı olan stalin "çeliğin oğlu "demektir.

    -lakabı kasaptır. makyavelizmi çok sıkı biçimde benimsemiş, yirmi milyonun üzerinde insanın ölümüne sebep olmuştur.

    -uçak korkusu olduğunu söyleyerek ,savaşın kaderini belirleyen konferanslardan biri olan yalta konferansının sovyet topraklarında yapılmasını sağlar.bundaki amaç ise şudur: roosevelt ve churchill ,konferansın yapılacağı yere getirilirken,savaşta harabeye dönmüş sovyet topraklarından geçirilir.hatta stalin özellikle yolun uzatılıp bu manzaranın iki büyük lidere daha fazla gösterilmesini ister ki konferans masasında sovyetlerin kaybını öne sürerek daha fazla kazanç elde edebilsin.

    -"bir insanın ölümü dramatik , on insanınki trajiktir.bir milyonun ölümü ise sadece istatistiktir" diyerek canilikte 3. vlad ın tahtını sallamıştır.

  • suçlu sadece kendisidir. milyonlarca dolarlık takımı emanet ettiğin adama bak. futbolda barış dönemini özledik diye geldin, kavga gürültüden başka bir şey getirmedin. bu kaos ortamıyla başarısızlığını fenerbahçe taraftarına yedirdin. yemin ediyorum aziz yıldırım olsa bu takım böyle olmazdı. yazık günah ya.

    edit: şimdi de, selahattin baki aracılığıyla ortalığı karıştırma derdinde. fetö diye ortaya bi yem attılar. 2-3 hafta da böyle avuturlar insanları. sen fenerbahçesin, gerekirse hakemleri de var'ı da üst üste koyup yeneceksin. o gol olmasa maç 1-1 bitecek. hiç utanmıyorsunuz, 3-4 farkla yenmeniz gereken takımın galibiyet golüne ofsayt diyip var operatörü fetöcü diyorsunuz. allah, aklı başında fenerbahçe taraftarına sabır versin.

  • kendi kalesine gol atan merih icin trt spikeri tarafından sarf edilen cümle,

    merih bu vatan icin ne yapti, allah aşkına bilen aydınlatsın. bu ucuz hamasetten ne zaman kurtulacagiz

  • 54000 nüfusa sahip olan faroe adalarının 85 milyon nüfuslu türkiye'ye karşı kazandığı maçtır. faroe adalarında yaşayan 54000 kişinin yarısı kadın olsa, kaldı 27000 erkek. 27000 erkeğin %25'inin profesyonel futbol oynayacak yaşa gelmediğini düşünsek ve %25'inin de futbol oynayacak yaşı geçtiğini düşünsek geriye kaldı 13500 erkek. 13500 erkeğin %80'inin kariyer olarak futbolu seçmediğini kabul etsek(ki geriye kalan %20'de çok yüksek, bol keseden veriyorum) geriye kaldı 2700 erkek. 2700 kişilik potansiyel oyuncu havuzu olan ülkeye bugün 2-1 kaybettik. daha fazla parametre eklenip bu sayı 500'lere falan bile iner. yazıklar olsun.

    edit: ülkedeki 20-34 yaş erkek nüfusu 5300 civarlarındaymış. kaynak: https://commons.m.wikimedia.org/…pyramid_(2018).jpg (kaynak için marston and son'a teşekkürler)

    okay yukarıdaki kaynak 2018'e ait. hadi 2022 verisi olarak 200 erkek de ben ekliyorum 5500 olsun. yine bol keseden bu erkeklerin %20'sinin futbolu kariyer olarak seçtiğini düşünelim. 1100 kişilik potansiyel oyuncu havuzu var adamların. yazıklar olsun x2.

  • ne deseydi, mahmut tarafından mı atıldı deseydi. tam bir gerizekalılık örneği,
    dünya kupalarında en hızlı gölü, akp milletvekilliği de yapmış olan "hakan şükür" atmıştır.
    beni de değiştirsinlet bakalım

  • ümit milli takımında tolunay kafkas tarafından bir kez dahi oynatılmayan çocuk, çok değil 2 sene bile olmadan real madrid, barcelona ve diğer çoğu avrupa kulübünü birbirine düşürüyor. buradan tüm kulüp scoutlarına sesleniyorum. tolunay kafkas'ın kadroya sokmadığı oyuncuları takip edin, başka bir şey yapmanıza gerek yok.