hesabın var mı? giriş yap

  • bu ciddi bir konu. yazar arkadaşın etrafındaki insanlar aynı zamanda sizin de etrafınızda olabilir.

    edit: ulan 2 fav alacağız diye yapmadığınız embesillik kalmıyor şu alemde. insandır bu. düşer, kalkar. yarın öbür gün sen düşersin, olmadık bir sebeple bir borcun altına girersin, tanıdığından yardım istersin, veririm ama kız kardeşinle veya karınla bir gece birlikte olurum, al paran hazır derler. o zaman erkeklik yapmaya kalkarsın. ama söz konusu kadın olunca rerere,rörörö. yabancı değil oğlum bu mesajı yazanlar. sizin de çevrenizde var düşmenizi bekleyip, düştüğünüz an arkanızda bitecek olanlar.

    bu mesele meriçlik meselesi değil. insanlık meselesi. ekonomik şartlar ortada. insanlar maddi olarak zor dönemler geçirebiliyor. ya destek olursun ya da olmazsın. bu kadar basit!

    debe editi: bu başlık altında yazılanlara baktığınız zaman ülkeye olan umudunuzu kaybedebilirsiniz. destek verip debe ye girmesini sağlayanlara baktığınızda ise hala bir şeylerin düzeleceğine dair umudunuz olsun!

    bu memlekette namussuzlugun bu kadar prim yapması, namusluların sesinin çıkmamasından kaynaklıdır. lakin biz henüz ölmedik ve hala çok kalabalığız. namussuzlugu normalleştirmenize izin vermeyeceğiz!!! ne kadın, ne erkek, ne çocuk hiçbir şekilde sizin insafınıza bırakmayacağız. ama birgün olurda karşılaşırsak böyle bir durumla çevremizde, annenizin bile tanıyamayacağı hale getireceğiz, bilginize..

    siz elalemin kızına 3 kuruş para için bunu söyleme cesareti gösterecek kadar cesursanız, biz de gerekeni yapmak için hazır bekliyoruz! hodri meydan..

  • 77 sene önce oğluna duygun ismini veren ebeveynlerini takdir ettiğim gs başkan adayı. olm duygun nedir len 77 sene önce? zor çocukluk geçirmiştir bu amcamız.

    edit: arkadaşlar hala favoriye alıyorsunuz görüyorum :)) 10 yıl önce yazmışım. 77 seneyi 87 sene olarak okuyalım lütfen. hala aynı yerdeyim duygun ne yaw 87 sene önce? çocuğun etrafına bakın ahmet, mehmet, ayşe, fatma dolu.

    “yavrum senin adın ne?”
    “duygun efendim.”

    soran kişinin anladığını da sanmıyorum, tekrar sorduğunu da…

  • bu sabah bir arabaya çarptım, markası 93 model doğan slxti. kimsecikler yoktu sabahın köründe kaçabilirdim, ama yapamadım. garibanın tekidir zoraki almıştır vs vs. işe de geç kalıyordum, sokayım işine. neyse aracın sahibini aradım, sordum. bizim mahalledeki şantiyedeki bir inşaat işçisininmiş. adam da 2 aydır maaşını alamıyormuş. ben de nasıl çarptıysam artık; arabasının sol çamurlukla, sol tekerin aksını kırmışım. 8 çizerek gidiyordu tekerlek. neyse tutanak tuttuk, fotoğrafları çektik vs vs. sigortayı aradım, yapacaklarımızı söyledi. adama da 100 lira uzattım sanayide ustaya verir, ya da bir yemek yer diye. almıyordu, zorla soktum cebine. üç kuruş için kimsenin hakkını yemeye gelmez. içim rahat şu an, mis gibi...

    edit:imla.

  • iki sıra normal merdiven arasında yer alan rampadır. yani engelli bir vatandaşın bu rampaya ulaşması için önce normal bir merdiveni kullanması ardından da dışarı çıkabilmek için bu rampanın ardından bir normal merdiven daha kullanması gerekmektedir.

    şimdi hangi aklı evvel bunu tasarladı, kim buna onay verdi diye sormanın gereği yok. burayı tırmanıp özdilek avm'nin önüner çıkınca sizi hemen saray muhallebicisi karşılamıyor mu? işte o zaman anlıyorsunuz kimin işi olduğunu.

    belediyelerin engelli vatandaşlar için yaptığı göstermelik icraatların sonu gelmeyecek sanırım. boşa harcadığınız paralar haram olsun amk.

  • bugün kasmaması sanırım imkansız. eğer bugün minimum kasmayla yayın yaparsa seneye dekoder satmaya başlar.

    debe editi: nerdeyse hiç donmadı kendisini tebrik ediyorum. dekoder satarsa ilk alıcısı benim

  • ilginc bir durum.

    bugun akilli televizyon dedigimiz sey zaten aslinda kocaman bir tablet. apple'in elinde teknoloji var, zaten en alasindan ekran uretiyor (bkz: imac). uygulama altyapisi var (bkz: app store). kendilerine ait icerik var (bkz: apple tv) (bkz: apple tv+). hayatimizdaki diger urunleriyle (bkz: iphone) (bkz: apple watch) (bkz: ipad) yaratmis oldugu dijital bir ekosistem var. bu durumda hala televizyon uretmemesinin iki farkli sebebi olabilir:

    a) ustunde hummali bir sekilde calisiyorlar. daha lansman asamasindan uzaklar ama karsimiza bugunku televizyon anlayisimizdan cok daha ote birsey cikarmak icin sinirlari zorluyorlar. yani iphone'un cep telefonu tanimini degistirdigi gibi televizyon tanimini degistirecek bir urun yaratmak istiyorlar.

    b) yakin ve orta vadeli planlarinda otonom araç giyilebilir bilgisayar gibi konular daha ciddi yer tuttugu icin televizyon olayina odaklanmiyorlar.

    halihazirda koca bir pazar varken ve apple sadece ismi ile bile onbinlerce televizyon satabilecekken b sikki cok mantikli gorunmeyebilir ama televizyon piyasasinda ciddi bir rekabet oldugunu unutmamak lazim. yani cep telefonunda samsung disinda saglam bir rakip yok belki ama televizyon diyince isin icinde onlarca uretici var. ust gelir kesimine hitap eden yeni model urunleri ayri tutarsak, ortaya cikan son urun de uc asagi bes yukari birbirine yakin. fiyat savasi telefonu piyasasina gore cok daha ust seviyede. apple'in genel stratejisi bu tip bir pazara girmemek olabilir o yuzden a sikkinda belirtilen "urunu yeniden tanimlamak" gibi bir olaya giremedikce de hic girmemeyi tercih etmesi mantiksiz degil.

  • ne güzel astı atam şeyhlerinizi yol kenarında ama,kudurun pislikler.

    t: para karşılığı iç oğlanlığı yapan trollerin zırvası.

  • (bkz: okumama özgürlüğü)

    sözlük artık okumama, gereksiz yere sinir olmama özgürlüğüne sahip oldu.

    ekleme:

    daha ne istiyorsunuz arkadaş? yazabiliyorsun, başlık açabiliyorsun, kısacası istediğini yapabiliyorsun, kimse senin özgürlüğüne karışmıyor, bunun neresi özgür olmamak?