hesabın var mı? giriş yap

  • oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
    - abi ablam nişanlanıyor biliyorsun...
    - yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.
    - ben sana bir şey sormak istiyorum...
    - söyle...
    - bu nişan dedikleri ne? evde sordum, 'eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.
    - hıııım... zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım...
    - dinliyorum.
    - diyelim ki şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. sana bir bisiklet alıyorlar ve 'haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. işte şubat ile haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.
    - haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. peki dokunmaya izin var mı?
    - vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!.

    ***

  • bir ilhan berk şiiridir, aşk:

    "sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk
    mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu
    sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
    sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
    nicedir bir pencereden deniz güzel değil
    nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.

    sen gel bizi yeni vakitlere çıkar."

  • ne zamanlardı o günler. yaz tatili geldiğinde, ben ve 15 yıldır hala kopamadığım arkadaşlarım sokağa cıkar, top oynar, bisiklete biner, hırsız polis oynardık. o günlerdeki dertlerimizden biriydi topun birikmiş suya girmesi, annelerin yemeğe cagırması, maçın yarıda kalması... ne güzel günlerdi, ne güzel dertlerdi şimdiyi düşününce. topu sert bir şekilde duvara sıra sıra vurarak kuruturduk, böylece birini kaleye geçmeye ikna etmek hep daha kolay hale gelirdi:)

  • 20 kasım 2012 galatasaray'ın manchester united galibiyetinden sonra yapılan röportajda muhabirlerimizden birisi hem galatasaray'ı hem de kendisini aciz duruma düşürmüş.

    gazeteci: 1993'te de istanbul'da hayal kırıklığı yaşadınız, şimdi de aynısı oldu. 19 yılda bir şey değişti mi?

    alex ferguson: evet, iki kere kupayı kazandık.

    adamlar zaten liderliği garantilemiş yedek takımla gelmiş galatasaray da güzel bir galibiyet almış niye bunu sündürüp duruyorsun la. sir alex'e olan hayranlığım bir kat daha artmış durumda.

    kaynak: http://skorer.milliyet.com.tr/…/1630459/default.htm

  • “akşam namazımı kılmadan önce melissa’mın odasında yanına yatıp resim çektim ve sizinle paylaşmak istedim, bu kadar. yaşadığım dini gösterip biraz da olsun buna özendiriyorsam ne mutlu bana” yazmış.

    valla yavrucum zengin ve evli biriyle yasak aşk yaşayıp gününü gün ederek, kolay yoldan paraya kavuşarak zaten kızlarımıza yeterli özendirmeyi gerçekleştirdin.

  • ricky gervais’in konuşmasıyla damga vurduğu tören.

    konuşmasından bazı kısımlar:

    “bu gece limuzinle geldim ve plaka felicity huffman tarafından yapılmıştı… kızı için üzgünüm, tamam mı? bu onun başına gelmiş olan en utanç verici şey olmalı. babası da wild hogs filmindeydi.”

    “bu gece burada birçok büyük ünlü var. yani, efsaneler, ikonlar. şu masada al pacino, robert de niro, bebek yoda oh, hayır bu joe pesci.”

    “sapkınlardan bahsetmişken, pedofili filmler için büyük bir yıldı -‘surviving r. kelly,’ ‘leaving neverland’… ‘two popes’?”

    “herkes netflix’i izliyor. bu törene sadece benim çıkıyor olmam gerekiyordu. ‘her şeyi kazanırsın, netflix, iyi geceler. ‘hayır, üç saat boyunca buradayız. bu şovu izlemek yerine ‘after life’ı izleyebilirsin. aftrer life, eşi kanserden öldüğü için kendini öldürmek isteyen bir adam hakkında bir dizi ve hâlâ bundan daha eğlenceli. ”

    “once upon a time… in hollywood, yaklaşık üç saat uzunluğunda. leonardo di caprio prömiyere katıldı ve film sona erdiğinde sevgilisi artık onun için fazla yaşlıydı.”

    “dünya james corden’i şişman bir kedi olarak görmeli. ayrıca ‘cats’ filmindeydi ama kimse bunu görmedi. ”

    “dame judi dench, cats’de oynadığı rolü bunun için doğmuşum diyerek savundu – bir sonraki şakayı yapamam.”

    “çalıştığınız şirketlere bakın: apple, amazon, disney. ışid bile online bir platform kursa hemen menajerinizi ararsınız değil mi? bu yüzden, bu akşam bir ödül kazanırsanız, burayı siyasi bir konuşma yapmak için bir platform olarak kullanmayın, tamam mı? halka herhangi bir şey hakkında ders verecek bir pozisyonda değilsiniz. gerçek dünya hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. çoğunuz okulda greta thunberg’den daha az zaman geçirdiniz. eğer kazanırsanız, gelin, küçük ödülünüzü kabul edin, menajerinize ve tanrınıza teşekkür edin ve s*ktir olup gidin.”

    hollywood’un ikiyüzlülüğünü masaya vuran garvais dışında törene bakmak gerekirse gecenin en büyük kazananları fleebag, once upon a time in hollywood, chernobyl, 1917 ve succession.

    buna karşılık en büyük kaybeden açık ara farkla netflix. ardından frozen 2, knives out ve big little lies geliyor.

    the irishman ya da marriage story gibi yapımları tek tek değerlendirip neden kazanamadı diye sorgulamaya gerek yok. son yıllarda sektörde netflix gibi streaming platformlarının yerine ilişkin çok büyük bir tartışma dönüyor ve bu bahsi geçen filmler netflix yapımı. altın küre üyeleri bariz bir mesajla henüz beyaz perdenin ölmediğini ve film sektörünün streaming’e öyle kolay boyun etmeyeceğini göstermiş oldu.

    diğer hayal kırıklığı ise 1.325 milyar dolar hasılatla tüm zamanların en çok izlenen animasyonu unvanını alan frozen 2’nin sıfır çekmesi. disney bu yıl 10 milyar dolar hasılatla yılın en çok kazanan şirketiydi ve altı yıl aradan sonra beyaz perdeye dönen frozen da ödül törenlerindeki en büyük kozuydu. kazanmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan en iyi animasyon film dalını kaybetti. üstüne en iyi şarkı dalını da kaybettiler.

    en iyi drama filmini kazanan 1917 ise muhtemelen gecenin en büyük sürprizi. eğer bafta’da da kazanmayı başarırsa oscar’ı alabilir ama şunu hatırlatmakta fayda var: son on yılda altın küre kazanan filmlerle oscar kazananları uyuşmuyor. moonlight ve 12 years a slave haricinde ödüller hep farklı filmlere gitti. buna karşılık oyuncu dalında altın küre için hâlâ oscar’ın öncüsü diyebiliriz.

    joaquin phoenix sonuna kadar hak ettiği en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı. yalnız konuşmasındaki utangaç ve çekingen tavırlarına bakarsak kendisi için zor bir ödül sezonu olacak. bu ödül sezonunun erkek oyuncu dalındaki bir numaralı favori ismi ve bu çekingenlikle daha yapması gereken çok ödül töreni konuşması var. bu arada kendisi joker rolüyle bu ödülü kazanan ikinci oyuncu oldu. ilki için (bkz: heath ledger)

    brad pitt ve olivia colman devler liginden sıyrılıp altın küre’yi kazandılar. devler liginde yarışıp ödülü kazanan bir diğer isim/yapım ise en iyi animasyon film dalında yarışan missing link filmi. yılın dört büyük animasyonuna karşı yarıştı, hepsi büyük gişe başarısı elde etmiş filmler. sanki üyeler bir filme odaklanamadığı için oylar bölünmüş de aradan sıyrılmış gibi duruyor. diğer türlü o daldan sağ çıkması çok zor.

    kişisel olarak jared harris’in chernobyl için ödül kazanmasını isterdim.

    kazananlar genel olarak türk izleyicisinin hoşuna gitse de abd’de forumlarda törene yönelik büyük tepkiler var, özellikle siyahilerin kazanamaması aşırı öfkeye neden olmuş durumda. nasıl ki onları siyahi oldukları için dışlamak ayrımcılıksa bir beyaz daha iyi performans sergilediği halde siyahiye ödül vermek için ona vermemek de ayrımcılık ama bunu amerikan medyasına söylemeyin. sizi çiğ çiğ yerler.

  • şu da vardır :
    hakan şükür gol kralı olmuştur. kafasında sembolik bir taç vardır. yanındaki numune toplardan birini alıp tacın üstüne koyar ve kendisiyle roportaja gelen muhabire sorar.

    - (eliyle kafasındaki topu işaret ederek) şimdi n'oldu?
    * bilmem n'oldu ?
    - top taca çıktı...

  • bi entry giriliyor hemen üstüne ama şunlar daha az alıyor yeaacılar hazır bekliyor,ne geldiyse başımıza bu yavşaklardan geldi. hakkını arayana ilk engel yönetenlerden idarecilerden patronlardan önce bunlar.

    tanım: türk eğitim sistemindeki kara lekelerden birine örnektir.

  • retrospektif baktığımda kariyeri film senaryosuna en uygun basketbolcu olduğunu görüyorum.

    ufak bir kasabada doğup keşfedil. lige yabancıların küçümsendiği yıllarda gir. kariyerinin başında bocala. çalış, çalış, çalış.

    allstar olarak kendini kanıtla. oynadığın en yetenekli ve en yakın arkadaşın takımdan ayrılsın. çalış, çalış, çalış.

    süperstar olarak kendini kanıtla. nba finaline çık, 2-0 önde ve 3.maçta da farklı öndeyken nba tarihinde görülmediği kadar çok serbest atış düdüğü çalınmaya başlansın. dramatik şekilde seriyi kaybet. çalış, çalış, çalış.

    mvp olarak kendini kanıtla. normal sezonu açık ara önde ve favori bitir ama ilk turda elen. çalış, çalış, çalış.

    zirve dönemin geçiyor derlerken yine kariyerinin sonuna gelip şampiyonluk kazanamamış önemli oyuncuların bir araya geldiği kadroya lider ol. takımın en skorer ikinci oyuncusu sakatlanıp sezonu kapasın. kimse şans vermezken playoff'ta son şampiyon lakers'ı süpür, geleceğin üç mvp'sini barındıran thunder'ı ez, finalde rakip daha önce finalde karşılaşıp yenildiğin bu sefer üç hall of fame oyuncuya sahip daha güçlü bir heat olsun. hasta ol, serinin büyük kısmını 39 derece ateşle oyna. geriye düş, geriden gelip şampiyonluk kazan.

    bayrak adam olarak kariyerinin başından sonuna takım değiştirme. lige girdiğinde dalga geçilen takımını saygın bir takım halinde bırak. başlattığın uzun şutör akımıyla oyunun oynanışını değiştir. en çok sayı atanlar listesine tepeden gir. hall of fame seçil. forman emekli edilsin. heykelin salonun önüne dikilsin. ismin şehirde bir caddeye verilsin. pozisyonunda tarihin en iyisi olarak anıl.

    ne hayat ama!